Birkaç hafta sonra Daryl Rick ile erzak aramak üzere yerleşkeden çıkıp gittiler. Ben de bahçelerdeki yetişmeyen bitkilerle ilgilenmek üzere evde kaldım. Hastamız yoktu, insanlar sadece ufak tefek şeyler için revire geliyordu. Eh, doktorluktan ayrı ziraat mühendisi olunca insanlar biter bitmez bitkilerle ilgileniyor insan.
Rick ve Daryl malzeme aramadan geç saatte geldiler. Arabadan indiklerinde birisini revire sürüklediklerini gördüm. Kafam karışmıştı. Merakla revire doğru gittim.
"İyi akşamla- oha bunu nereden buldunuz?"
"Bu göt herifle malzeme aramaya gittiğimizde karşılaştık."
"Bilinci açık mı?"
"Kendin bak"Uzanan adama yaklaştım. Kim olduğunu bildiğimden sırıttım. Bu şerefsiz hâlâ yaşıyordu demek. Uyanınca dürecektim defterini. Keyifle boynumu kütletip onun sağlık durumunu Denise ile kontrol ettim.
"İyi durumda"
"Güzel, güzel de sen niye sırıtiyorsun?"
"Bu götleği tanıyorum da ondan"
"Nereden tanıyorsun?" Dedi Daryl merakla Rick'i bölüp.
"Üniversitede beraberdik. Okulu yarıda bıraktı. Washington'a yerleşeceğini söylerdi hep. Okuldayken de en son barış barış diye etrafta geziniyordu. Hayatta kalmayi becermesine şaşırdım."
"Beraberdik derken?"
"En yakın arkadaşımdı."Daryl kıskanmıştı sanki. Sırıtmamı hafif bir kıkırtı ile taçlandırdım ve saçlarımın arasında ellerimi gezdirdim. Yakın arkadaşımın hayatta olması beni mutlu etmişti. Daryl'ın beni kıskanması daha çok keyif veriyordu elbette.
"Şunu uyandırayım ben"
"Şimdi değil."
"O neden Rick?"
"Onu yeni gelenleri tuttuğumuz eve götürelim. Siz başında beklerken istersen uyandır."
"Bence uyandırmasak daha iyi. Üzerime kedi gibi atlıyor"
"Ben atlatmam merak etme"Sedyede uzanan Paul'u tek hamlede sırtladım. Daryl ve Rick şaşkın şaşkın bana bakıyordu.
"Ne? Hiç beni birisini taşırken görmediniz mi?"
Odadaki herkes kafa salladı. Çok tepki vermedim, hafifçe yüz ifadem değişti. Daryl önümde yürüyor ben de onun arkasında Paul ile gidiyordum. Onu ilk gelenlerin kaldığı eve getirdikten sonra yavaşça yatağa bıraktım. Rick onun baş ucuna bir mektup bırakıp evine döndü. Daryl ile baş başa kalmıştık.
"Çok hırçın davrandı mı?"
"Ömrümü söktü"
"Kalsik Paul"
"Tam olarak nasıl tanışıyordunuz anlatsana"
"Ne o kıskandın mı?"Bir yandan konuşuyor bir yandan onun yarası var mı yok mu onu kontrol ediyordum. Bedeni iyi durumdaydı sadece biraz sinirli duruyordu. Sanırım Paul onu delirtmişti.
"Kıskanmayi karıştırma"
"Peki peki. Onunla üniversitede tanıştık. Sanırım ikinci üniversitemdeydi. Tıp fakültesine yeni başladığım zamanlarda. Harika vegan yemekleri yapardı. Bazı topluluklarda tekrar tekrar karşılaşınca tanıştık. Sonra yakın arkadaş olduk. Kızlara demediğim şeyleri bile ona anlatırdım."
"Hm"
"Ne hm? Kıskanıyorsun işte açık açık"
"Tamam belki biraz"
"Sana bir sır vereyim mi? Jesus, erkeklerden hoşlanıyor"Biraz rahat bir ifade gelmişti suratına ama geçmişimizi merak ettiği çok ortadaydı. Hâlâ soru soruyor ben de ona anlatıyordum. Yaptığımız saçma şeylerden bahsediyordum.
Biz konuşurken Paul uyanmış sessizce sızıp gitmiş. Ben kafamı ona çevirmesem gittiğini fark etmeyecektik bile. Alel acele ayağa kalktık ve etrafta onu aramaya başladık. En son onun Ricklerin eve girdiğini gördüm.
"D, burada"
Koşarak onun peşinden eve girdim. Silahı ne olur ne olmaz ona doğrulttum. İçeri girdiğimde onu merdivende otururken gördüm.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dead Outside?
Fanfiction"Fakültedeki büyük gürültünün ardından, hocaların eşliğinde sığınağa gireli nerdeyse aylar oluyordu. Profesörler de dahil olmak üzere kimse hayatta kalamamıştı. Etraftaki o büyük kaos durulduktan sonra ilk işim bir araba bulup şehri terk etmek oldu...