Çığlıklar, göz yaşları ve haykırışların arasına Negan'ın kıkırtıları ve kafa parçalama sesleri sıvışıyordu kulaklarımıza doğru. Abraham'ın kafasına vura vura adamı dümdüz etmişti. Hâlâ vuruyor, tekrar tekrar vurulmaktan artık neredeyse suyu çıkan beyin ve kemik parçalarına bir daha vuruyordu.
Normalde bu tarz bir şiddeti şu halimle kaldıramazdım ama Daryl için, Maggie ve Rosita için bakışlarımı kaçırmadım. Belki birimiz korkusuzca ayakta durusa diğerleri de cesaretlerini toplarlar diye umdum.
Carl'ın Abraham'ın parçalanmış kafasına bakışlarını gördüm. Elimi omzuma atıp onu kendime çektim, oraya daha fazla bakmasını istemiyordum. Ona sarılırken ağlamaya devam ettim. Kafasını boynuma bastırdım, sesleri duymaması için elimden geleni yapıyordum.
O iğrenç katliam bittikten sonra Negan derin bir iç çekti. Gülüyordu arsızca. Sırada kim vardı cidden deli gibi merak ediyordum. Ben mi? Daryl? Michonne? Carl? Aaron?? Hangimiz bu iğrenç işkenceye maruz kalacaktık acaba?
Abraham'ın kafasını ezdikten sonra elindeki sopayı Rosita'ya gösterdi ve ona bakması için onu zorladı. Kız zaten korkudan konuşamıyordu bile, bilinci kapalıydı. Daryl da buna dayanamayıp ona, Negan'a bir yumruk attı. Adamları da hemen onun üzerine atlayıp onu yere serdiler. Aniden olduğum yerde diklendim. Dizlerimin üzerine yükseldim, bir hareket daha yaparsa üzerine atlayacaktım. Dwight elinde arbalet ile gelip onun kafasına hedef aldı.
"Yapmamı ister misin? Hemen, şimdi?"
"Bırakın onu!" Dedim, sesim titriyordu. Konuşamıyordum bile. Negan denen bok kurusu gerçekten insanı manipüle edip istediklerini yaptırmayı iyi biliyordu.
"Hayır, biraz uğraşmadan olmaz... Ayrıca az önce öğrendik ki, minik Katerina bu mağara adamı ile berabermiş. Etkileyici. Merak ediyorum da burada ilişkisi olmayan bir kişi var mı?"Daha sonra yine uzun uzadıya konuştu, Daryl'ın etrafında dönüyordu, niyeti belliydi ya onu da öldürecekti ya da beni yalvartacaktı. Yalvarmak için tam hazırken Negan ikinci seçimini Glenn üzerinde yaptı. Kafasına sertçe indirdi ve onunla dalga geçmeye başladı. Maggie de olan gücüyle bağırdı. Hamile karısının gözleri önünde Glenn'e vuruyordu. Tekrar, tekrar ve tekrar vurdu. Onu da aramizdan aldı. Maggie sadece ağlayabildi başka hiçbir şey yapamadı tıpkı bizim gibi. Hiçbirimiz hareket dahi edemedik.
"Ne? Espirim o kadar kötü müydü?"
"Seni öldüreceğim" dedi Rick kısık bir sesle
"Anlamadım, yüksek sesle söylemen gerek"
"Bugün değil, yarın da değil ama seni öldüreceğim"
"Vay be... Simon elinde ne vardı? Bıçak mı?"
"El baltası vardı" dedi Simon
"El baltası mı? Baltasını ver bana"Simon sorgusuz sualsiz Rick'in baltasını alıp Negan'a uzattı. Negan da baltayı gururla Rick'e gösterdi ardından beline taktı ve Rick'i yaka paça tutup gitti.
"Hemen dönerim, belki Rick'te benimle döner aksi taktirde bu insanların içlerini dışlarına çıkarırız öyle değil mi?" Diyip Rick'i de aldığı gibi karavana bindi. Saatler sonra ise bizim olduğumuz yere geri geldiler. Rick sapasağlamdı. Negan da öyle.
Negan Rick'e bir şeyler anlattıktan sonra adamlarına emir verdi ve adamlar hepimizin kafasına silah dayadı. Benim başımdaki adama baktı.
"Oh hayır sen değil bunu eminim babası yapmak ister" dedi ve babamı başıma silah dayaması için emir verdi. Babamsa tereddüt etmeden silahı dayadı. Daha sonra Carl'ı yanına çağırdı. Çocuğu zorla bıraktım ve çocuğun koluna kemer takıp onu yere uzandırdı. Kalem ile koluna çizik çekti ve baltayı rick'e verdi. Onun kolunu koparmasını istedi.
Rick ne Carl'a ne de bize zarar vermeye kıyamayınca ağlamaya başladı. Onu ilk kez ağlarken gördüm. İçim güm güm atıyordu, kalp krizi geçirecekmişcesine atıyordu hem de. Negan ise umursamaz şekilde Rick'i tokatlıyor ve onu, bunu yapmaya zorluyordu. Rick tam yapmak üzereyken onu durdurdu ve ona ne istediğini söyledi.
"Sen ve insanların bana aitsiniz. Bana ürün temin edeceksiniz, eksiksiz şekilde. SEN BANA AİTSİN ÖYLE DEĞİL Mİ?"
"evet.. evet..."Tam her şey bitti derken Negan yine bir emir verdi. Dwight'a Daryl'ı araca koymasını söyledi. Daryl olduğu yerde debelenirken aniden ayağa kalktım. Ona doğru gidecekken iki kişi birer kolumdan tutup beni geri çekti.
"BIRAKIN ONU! BIRAKIN DEDİM!"
"bak sen... Sessiz kız Katerina sonunda konuştu. Ne o? Sevgilini elinden alacağiz diye sen de mi korktun?"
"Negan bırak onu... Buna pişman ederim seni!"
"Ne yapacaksın huh? Şu anda güç bende, hiçbir bok yapamazsın."
"Seni adi-"Öne doğru iki adım attım, adamları da benimle ileri sürükledim. Beni tutamayınca bir kişi de önüme dikilip beni geri iteklemeye başladı. Sinirden deliye dönmüştüm. Ölmekten zaten korkmuyordum, o anlık delilikle beni geri itekleyen adamın yanağını ısırdım. Koparabildiğim kadar büyük parça kopartıp onu yere tükürdüm. Adam çığlık atarak geri giderken Negan hayranlıkla bana bakıyordu. Rick ve diğerleri ise, özellikle babam olacak olan herif korkarak bana bakıyordu. Ağzım, boynum her yerim kan olmuştu.
"Vay be... Bu ekibin en taşaklısı sen çıktın, Conroy'un dölünün bu kadar iyi olacağını bilseydim Conroy'un üremesi için elimden gelen her şeyi yapardım ve seninle Daryl'ın yerini değiştirirdim ama hayır sen bir kadın olarak evinde olmalısın ve ayrıca ciddiyim bu tarz asi hareketlere devam edersen sonun bu yerde yatan arkadaşlarından daha kötü olur"
Daryl bagajda öylece durmuş bana bakıyordu. İkimiz de korkudan ne yapacağımızı bilmiyor birbirimize bakıyorduk öylece. Ben bir daha konuşamadan onu bagaja kapattılar.
"Bakın eğer sen veya Rick seni öldürürüm muhabbetlerine tekrar girerseniz o adamı liğme liğme eder kapınıza hediye paketi ile gönderirim. Anlaşıldı mı?... Her neyse size bir kamyonet bırakacağım bana bulduğunuz her boku o kamyonet ile bana getirirsiniz. Bir haftaya ilk bağış için geleceğiz o zamana kadar hoşçakalın" diyip elindeki baltayı attığı gibi gitti.
Hepimiz ortada öylece kala kaldık. Herkes gittikten sonra sessizliğe dayanamayıp hıçkırarak ağlamaya başladım, önüme eğildim, kollarımın arasına kafamı aldım. Yerde öylece duruyordum ama sesim çok yüksek çıkıyordu. Kalbim sıkışıyor ve sanki nefesa alamıyodmuşum gibi derin nefes alıyordum. Glenn gitmişti, Abraham gitmişti, Daryl ellerindeydi. Ne yapsak yine elimizde kalıyordu her şey. Aaron beni kriz geçiriyorum sanıp olduğum yerde sırt üstü çevirdi ve dizine yatırdı. O anda daha rahat nefes aldım ama hâlâ içim sıkılıyordu.
Maggie'nin ayağa kalktığını hissedince kafamı olduğum yerden kaldırdım. Hâlâ ağlıyordum, Melinda'ya ne diyecektim. Glenn'in doğmamış bebeğine ne diyecektik ileride onu düşünüyordum. Kendi bebeğime ne diyecektim?
"Ben ne diyeceğim..? Melinda'ya ne diyeceğim? Abraham'a ve Glenn'i sorduğunda ona ne diyeceğim? Daryl'a bir şey olursa ileride bunu bebeğime nasıl anlatacağım... Babasını koruyamadığımı... Nasıl?.."
"Hamile misin?" Dedi Aaron şaşkınlıkla. Sadece kafa sallayabildim.Maggie ayağa kalktı, kendisinin Hilltop'a gitmek istediğini söyledi. Bizimse Alexanderia'ya dönüp hazırlıklara başlamamızı söyledi. Rick bunu yapmayacağımızı söyleyince inat etti. Kendisi gitmek istediğini sürekli yeniledi. Glenn ve Abraham'ın cenzaesini Hilltop'a götürmek istediğini söyledi. Aaron, Carl ve Rick, Glenn'i; Rosita, Sasha ve Eugune de Abraham'ın cenazesini alıp bize bırakılan kamyonun arkasına yerleştirdiler. Ben de Maggie ile geride ayakta öylece kaldık.
Maggie'ye dönüp sıkı sıkıya sarıldım. O da bana sarıldı. İkimizin de şu anda kimsemiz yoktu birbirimizden başka. İkimizin de gelmesini umduğumuz yavrularımız vardı ve onlar için ayakta durmalıydık. Bir şekilde onun koluna girdim, karavana beraber bindik. En arkadaki yatağa gittik ve orada oturduk. Biraz daha sakinleşmiştik ama yine de canımız yanıyordu.
"...hamile miydin?.."
"Evet, dört haftalıktı... Daryl çok sevinmişti buna. Kızımız olsun diyip duruyordu bana"
"Daryl'ı kurtaracağız."
"Glenn'in de öcünü alacağız Maggie. Sana söz veriyorum. Gerekirse kendi ellerimel alacağım onun canını"Sessizliğimiz devam ederken ona sarıldım. Ardından onu orada bıraktım, güzelce yatağa uzandığından emin olduktan sonra Rosita'nın yanına gittim. Onu da teselli etmeyi denedim. Sasha da beni teselli etmeyi deniyordu. Aramızda en az Michonne kayıp vermişti ama o da üzgündü. Hepimiz öyleydik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dead Outside?
Fanfiction"Fakültedeki büyük gürültünün ardından, hocaların eşliğinde sığınağa gireli nerdeyse aylar oluyordu. Profesörler de dahil olmak üzere kimse hayatta kalamamıştı. Etraftaki o büyük kaos durulduktan sonra ilk işim bir araba bulup şehri terk etmek oldu...