39. Bölüm

95 10 2
                                    

  Sabah, gün doğmadan Daryl geri gelmiş. Kimseyi bulamamıştı anlaşılan ama sanırım Sasha ve Rosita haricinde bir şey bulup gelmişti. Jesus'ın konteynerına gelmiş ve sessizce onunla konuşmuş. Şahsen ben en ufak sese uyanmama rağmen Daryl'ın geldiğini ve Jesus ile konuştuklarını duymamıştım.

“Pekala... Bunu Maggie ile ben konuşayım ama dikkatli olmamız gerekecek”

  Jesus bu sözleri söyleyip konteynerden çıkarken kapıyı biraz gıcırdatınca uyandım. Elimle yüzume gelen ışığa siper olusturup yarı uykulu şekilde Daryl'a baktım.

“Gelmişsin...”
“Evet.”
“Jesus nereye gitti?”
“Maggie'nin yanına gitti. Ufak bir işimiz var”
“Neymiş o iş?”
“Tara Oceanside diye bir topluluk bulmuş, oraya gidecek Rick ve ekibi. Buna biz de dahiliz.”
“Ben?”
“Hayır?”
“Daryl...”
“Hayır?”
“Karnım büyümeye başladıktan sonra söz veriyorum bu tarz işlere girişmeyeceğim”

  Daryl göz devirip eliyle alnını karışladı. Yine sinirlendirmiştim onu ama yine de beni kıramadı galiba. İç çekerken kafa salladı.

“Aptalca şeyler yok”
“Tamam, aptalca şeyler yok”
“Maggie'den haber aldıktan sonra gideceğiz, hazırlanmaya başla sen”

  Kafa sallayıp ayağa kalktım ve çantama eşyaları toparlamaya başladım. Melinda burada kalacaktı. Önceki bölümde de dediğim gibi Alexandria ateş hattı gibiydi. Bir an önce Melinda'yı oradan uzaklaştırmam gerekiyordu. Sanırım bunu vaktinde yapmıştım.

Hazırlandıktan sonra Rick ve diğerleri ile bulusacağımız noktaya gittik. Orada buluştuktan sonra Oceanside'a yöneldik. Planımızsa duvarların dışına, insanlara zarar vermeyecek şekilde bomba döşemek ve onları bir yere toplamaktı. Michonne ise ağaçta gözcülük yapıyordu.

Şahsen sorunlu bir biçimde bu işi halledeceğimizi sanmıştım ama yanılmıştım.

  Bombaların patlatılmasından sonra insanlar koşarak yerleşkeden dışarı çıktılar. Biz de karşılarına dikildik, onlara zarar verme niyetimiz yoktu. Rick önde, biz arkada silah doğrultup onları diz çöktürdük.

“Rick silahları indirsek mi? Kadınlar korkuyor...”
“Gardımızı indiremeyiz”
“Gardımızı indirelim demiyorum, silahlar kadınları ve çocukları korkutuyor, silahları onlara doğrultmak yerine sadece elimizde tutalım”

  Rick bir şey demedi. Olan tüm ciddiyeti ile hâlâ dimdik dikiliyordu.

“Kate, silah kontrolü”
“Mhm”

  Elimdeki boş silahı cebime koyup silah taşıma ihtimali olan herkesi kontrol ettim. O sırada Rick uzun uzun konuşuyordu. Konuşması yarıda kesilirken bir kadın bana bağırdı.

“Geri çekil!”
“pekala...” geri adım attım ve Natania diye bahsedilen yaşlı bunağa baktım.
“Kimse bizden bir şey almayacak ve siz de buradan defolup gideceksiniz yoksa kıza sıkarım”

  Tara'yı rehine tutuyordu. Michonne ise kadının kafasına sıkmaya hazırdı. Tara uyarınca ateş etmedi ama her an tetikte bekliyordu. Elimi belimdeki dolu silaha attım kadının en ufak hareketinde onu vuracaktım. Hepimiz öyle bekliyorduk aslında.

  O esnada aylakların gelmesi ile tüm dikkatler aylaklara döndü. Natania'nın torunu onu bayılttı ve Tara kadının elinden kurtuldu. Aniden, içgüdüsel olarakta denebilir belki, hep birlikte silahları aylaklara çevirdik ve kadınları korumaya başladık. Rick'in emri ile 3 metre mesafeden atış yapıyorduk. Bazı aylakları ise kadınlardan birkaçı bıçaklar ile öldürüyordu.

  Aylakların hepsini bitirdikten sonra anlaşma sağlandı ve silahları aldık. Kadinları savaşmaya zorlayamazdık elbette. Sessizce, sorun çıkarmadan, tam da istediğimiz gibi silahları aldık ve gittik.

Dead Outside?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin