Neredeyse 6-7 ay kadar olmuştu ben geleli. Beraber bir kış atlatmıştık. Biraz daha alışmıştı herkes benim varlığıma. Onlara uygun olan toprağı gösterip ekim biçim işlerini nasıl yapacaklarını öğretirken bir yandan da çocuklar, hastalar veya yaralılar ile ilgileniyordum. İnsanlar benim gelmeme çok sevinmişti anlaşılan. Birçok işe yarıyordum. Ayrıca şu Vali denen züppeden de uzun süredir ses çıkmıyordu.
Açıkçası onun nereye kaybolduğunu çok merak ediyordum. Uzun zamandır ortalarda yoktu. Kaçtığından basedilmişti grup içinde ama onun nereye kacabileceğini hiç bilmiyordum. Adamı her kayboldu olarak var sayışımızda bir yerden, sizin için geri geldim diyecekmiş gibi bir hava alıyorum.
En son kapımıza tanklarla dayanmış ve Andrea'ın ve Merle'ün ölümüne sebep olmuştu ve şu anda kayıplara karışmıştı. Onu bulduğum ilk yerde köşeye sıkıştırıp canına okumak için sabırsızlanıyordum. Maggie'ye veya Daryl ile Merle'e yaptıkları iğrenç şeylerdi. Glenn'in de dayak yemesine Vali sebep olmuştu. Ne valiymiş ama. Şehir yönetmek harici her boka karışıp, herkesin hayatına müdehale ediyordu.
Yoğun bir günün ardından yorgun şekilde yatağa uzandım ama odamda farklı bir hava vardı. Sanki birisi, bir şey bana saldırmak için deliriyormuş gibiydi. Enerjisini hissediyordum. O gece saatlerce yatakta dönsem de uyuyamadım. En son yataktan kalkıp etrafta bir tur atmaya karar verdim.
Esneyerek merdivenlerden indim ve sessizce hücrelerin olduğu yerden çıkıp dışarı adımladım. Nöbette Daryl'ın olduğunu biliyordum. Onunla sohbet etmek iyi olabilirdi. Çok konuşmasa da iyi bir dinleyiciydi. Kulenin içine girip merdivenleri çıktım.
"Hey..."
"Hm.. sen uyumadın mı?" Hırıltılı sesiyle konuşuyordu yine.
"Uyku tutmadı. Biraz gezmek için çıktım."
"Anladım"
"Biraz konuşalım mı?"
"Ne konuda?"
"Bir iki gecedir sanki birisi bana kötü bir sey yapmak istiyormuş gibi hissediyorum ve korkuyorum."
"Burada güvendesin biliyorsun değil mi?"
"Evet ama sanki Vali... Bilemiyorum Daryl, o herifte tuhaf bi hava vardı"
"Boşuna endişe ediyorsun, onun kaybolduğunu be bir daha geri gelmeye cevizlerinin yemediğini biliyoruz ikimizde"
"Evet"Ellerimi göğsümün altında birleştirdim ve kendi kollarimı sıvazladım. Uzaklara bakıp iç çektim. Daryl da bana yardımcı olmuyordu.
"Benden sarılma falan bekliyorsan hiç bekleme"
"Beklemiyordum."Sessizlik oldu Daryl arbaleti ile uzaklara hedef almış duruyordu.
"Ama aklıma getirdiğin iyi oldu biliyor musun?"
"Ne?"O uzağa hedef alırken aniden doğrulup bana baktı. Birden ona sarıldım. Biraz iyi hissettirmişti. Ellerini bedenimde hissetmiyordum, geri çekilecekken ellerini sırtıma koyup sarıldı. Anlam veremediğim şekilde sıkı sarıldı.
"Tamam bu kadar yeter"
"Evet, bence de" geri adımlayıp burnumu çektim. Biraz daha sarılsaydık oturur ağlardım.
"Bu arada teşekkürler Daryl"Eliyle lafını dahi etme der gibi bir hareket yaptı. Bana bakıyordu. Uzun bir süre beni süzdü. Ben de ona baktım. Acaba ona bir adım yanaşsam n'olur diye düşündüm ama sonra vazgeçtim.
"Ben, burada biraz daha kalsam sorun olur mu?"
"Keyfin bilir"Yere çöktüm. Sessizce onu izledim. Etrafta dolanıyordu. Düşünceliydi. Ben esnedikçe o da esniyordu. Elinin teki alnında şakaklarını ovuyordu. Sanki kafasından birini veya bir şeyi atmak ister gibiydi.
"Daryl, gel hadi" elimle yan tarafıma, yere vurdum. Sessizce yanıma oturdu, kafasını duvara yasladı.
"Sigaran var mı?"
"Son bir dal kaldı" çıkartmak için elimi cebime atarken beni durdurdu.
"Gerek yok. Sende kalsın"
"Sorun değil içmek istersen"
"Ciddiyim. Gerek yok"Kafami ona çevirdim. Hâlâ düşünceliydi. Eminim hâlâ Merle'ü düşünüyordu. Elimi koluna koydum, omzunu sıvazladım.
"Merle mü?"
"Evet.. hâlâ aklımdan çıkmıyor"
"Bunun zor olduğunu tahmin edebiliyorum"
"Tahmin edebileceğinden daha zor"Kafasını boynuma koydum. Yavaşça saçlarını okşadım. Hafifçe mırıldandım. Eminim buna ihtiyacı vardı ama söylemeye cesareti yoktu. Sert birisiydi, öyle görünmeye alışmıştı. Bu tarz istekleri dile hetirmeyi pek bilmediği belliydi. Saçlarını okşadıkça kafasını boynuma iyice yerleştirdi.
"Bunu bana neden yapıyorsun?"
"Buna hepimizin ihtiyacı var"
"benim ihtiyacım olduğunu nereden çıkardın?"
"hissettim diyelim biz ona"
"Teşekkür ederim"Saçlarının arasına bir buse kondurup gökyüzüne baktım. Daryl ile vakit geçirmek iyi geliyordu. Her saniyesi inanılmaz rahatlatıcıydı.
Kafasını kaldırıp bana baktı. Yavaşça elini çeneme koydu ve yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Gözlerimin içine baktı. Sustu, sadece derin derin bana baktı.
"Bu yakınlık Carol'ı rahatsız etmez umarım"
"Neden Carol'ı rahatsız etsin ki?"
"Sanki siz... Bilemiyorum"
"Biz birlikte değiliz"
"Biliyordum, sadece test etmek istedim"Yüzümü onun yüzüne iyice yaklaştırıp, dikkatle ona baktım. Gözleri parlıyordu. Öpecek gibi yaklaşıp geri çekildim. Şaşkın şekilde bana bakıp kafasını hafifçe geri çekti.
"Ne yapıyorsun, Kat?"
"H-hiç. Yok bir şey"Sırıtıp onu burnundan öptüm. Ayağa kalkıp kalçamı çırptım. Kapıya yöneldim.
"İyi geceler"
Hızlı adımlarla gözlem kulesinden ayrılıp hücreme gittim. Daryl'ın boş yatağına bakındım, esnerken üzerimdeki tişörtü çıkarttım, kendi yatağıma çıktım. Yatağa iyice uzanıp gözlerimi kapattım.
Ne kadar rahat şekilde uyusam da yine de gececboyunca tekrar tekrar birkaç kez uyandım. Her uyanışımda da bahçeye çıkıp bir dal sigara içtim. Güya sigarayı bırakacaktım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dead Outside?
Fanfiction"Fakültedeki büyük gürültünün ardından, hocaların eşliğinde sığınağa gireli nerdeyse aylar oluyordu. Profesörler de dahil olmak üzere kimse hayatta kalamamıştı. Etraftaki o büyük kaos durulduktan sonra ilk işim bir araba bulup şehri terk etmek oldu...