29. Bölüm

138 10 9
                                        

"Hilltop'a hoşgeldiniz"

  Sevimli bir yerleşkeydi, eskiden müze olan bu yere insanlar bir yerleske kurmuş ve konteyner evlerde kalıyorlardı. Çiftçilik burada iyi gidiyor gibiydi. Uzaktan bile tek bakışta bitkilerin iyi durumda olduğu anlaşılıyordu. Jesus bizi yerleşkenin ortasındaki büyük yapıya doğru götürdü.

  İçeride Gregory denen bir herifle tanıştık. Gevşek gevşek konuşan ve fıldır fıldır hareket eden içi çakallık dolu gözleri vardı. Bu adami sevememiştim. Rick onunla konuşmayı denese de ısrarla bizim temizlenmemiz gerektiğini söyleyip durdu. Sussun diye Jesus'ı takip edip temizlenmeye gittik.

  Maggie temizlendikten sonra Gregory ile konuşmaya gitti. Ben de üst katta Paul ile terafta geziniyordum. Daryl ile Abraham baş başa kalmış bir şeyler konuşuyorlardı.

"Sence Hilltop ve Alexandria arasında bir anlaşma sağlayabilecek mi?"
"Gregory ikna edilmesi zor birisidir. Eğer gerçekten onu ikna edebilecek bir teklifte bulunursanız bahsettiğimiz anlaşma sağlanabilir."
"Endişeliyim Paul"
"Sakin ol Nova. Bunu da halledeceğiz. Hem seninle benim halledemeyeceğimiz bir şey yok. Üniversitede başımızı o kadar belaya sokup sanki hiçbir sey olmamış gibi toparlanırdık."
Gülüp göz yaşlarımı sildim.
"Benim başka endişelerim var."
"Nedir o?"
"Daryl'a bile söylemeyeceğine yemin et"
"Ne saklıyorsun Kate?"
"Hamile olduğumdan şüphe ediyorum. Doktor ile görüşmem gerek."
"Ne zamandır bunu düşünüyorsun?"
"Bir aydır döngüm olmadı. Şüphe ediyorum sadece. Test bulup yapamadım."
"Şu işleri halledelim, doktora beraber gidelim."
"Teşekkürler" Paul'a sıkı sıkıya sarıldım.

  Maggie ve Gregory'nin görüşmesi bittikten sonra ufak bir konuşma daha yapıldı o sırada içeriye bir adam girdi. Gregory de odasından, bahçeye çıktı. Biz de peşinden çıktık.

"Ethan diğerlerine ne oldu? Tim ve Marsha nerede?"
"Öldüler."
"Negan mı?" Dedi Paul
"Ama anlaşma yapılmıştı."
"Yetersiz bulduğunu söyledi. Verdiklerimiz az mıydı?" Dedi diğer adam.
"Hayır."
"Craig hâlâ ellerinde ve onu kurtarmamız için sana bir şey söylememiz gerektiğini söyledi."
"Neymiş o?"
"Özür dilerim."

  Der demez Ethan dedikleri adam Gregory'e bıçak sapladı. Hepimiz o ikisini birbirinden ayırdık. Paul Maggie ile Gregory'i tutuyor ve kanamasını durdurmaya çalışıyordu. Ethan ile Rick yerde boğuşurken, adamlardan birisi Abraham'ın boğazına yapışmıştı. Daryl Abraham'ı kurtarırken ben Ethan'ın dikkatini dağıttım. O sırada Rick elindeki bıçağı Ethan'ın boğazına sapladı. Üstü başı her yeri kan oldu. kadın ise sinirle Rick'e kosup bir yumruk attı, Michonne ise onu yere serdi.

  Kapıdaki bekçilerden birisi elinde mızraği ile Rick'e yürürken Rick silahinı doğrulttu. Paul Rick ile adamin arasına girdi. Ben de sırtımı ona verip ikisinin arasında ikisine de silah doğrultuyordum.

"Bu kadari yeter"
"Bitti. Ethan arkadaşımızdı ama ödelikligi yüzünden de bize saldırdığını ört bas etmeyelim olur mu?"
"Rick indir silahını artık." Dedim
"Yapacağını yaptin zaten." Dedi Paul. "Ayrıca hiçbir şey göründüğü kadar basit değil. Bana zaman ver." Diyip gitti.

  Doktor Carson hemen Gregory ile ilgilenmeye başladı. Ben de cebimdeki mendili Rick'e verdim. Daryl'da Abraham'ı kontrol ediyordu.

  Gregory'nin yarası dikildikten sonra Paul yanımıza geldi.

"Gregory iyi, doktor yarasını sardı. Buralarda böyle şeylere çok alışkın değiliz ama toparladık."
"Negan diye birisini duyduk. Kate, Daryl, Sasha ve Abraham da yol üzerinde o heriflerle karşılaşmış. Kim bu adam?"
"Negan, kurtarıcıların lideri. Duvarları örer örmez onlar ortaya çıktı. Birçok talepte bulundular, hatta bir sürü tehtid de savurdular. Bizden birini öldürdüler. Rory, 16 yaşındaydı henüz. Gözümüzün önünde döverek öldürdüler ve durumu anlamamız gerektiğini söylediler. Gregory savaşta iyi değildir ama burayi bu hale getiren o olduğu için liderimiz o oldu"
"Anlaşma mı yaptınız"
"Her şeyin yarısını onlara veriyorduk."
"Karşılığında hiçbir şey vermiyorlar anlaşılan" dedim.
"Evet. Her seyi alıp bizi rahat bırakıyorlar sadece."
"Ne yani? Herifler geliyor bir çocuğu öldürüyor ve siz de onlara erzak mi veriyorsunuz?" dedi Daryl.
"Kac kişi bunlar" dedi Rick
"Yirmi kişilik grupları gördüm sadece. Dahası var mı bilmiyorum."
"Bence o adamların içinden geçebiliriz. Sizi bilmem ama bu adam Hilltop'a yapmadık bırakamdıysa yakın zamanda kesinlikle Alexanderia'ya da çullanır ve benim öncelikle oradaki çocukları, sonra Maggie'yi ve sizi tehlikeye atmaya niyetim yok."
"Kendini adamdan saymıyor musun?"
"Ben mühim değilim. Ben olmasam da o topluluk olur ama siz olmazsanız benim olmamın bir anlamı kalmaz."
"Çatışma konusunda hiç sorun yaşamadık." Dedi Rick
"Gregory'e sorarım." Diyip Paul yanımızdan ayrıldı..

  Jesus odadan çıktı. Gregory'nin uyandığını söylemek için geri geldi. Gregory Rick ile konuşmak herine Maggie ile konuşmak istediğini söylemiş. Maggie de Gregory'nin yanına gitti. O sırada Paul'un bana kaş göz yaptığını görüp onunla dışarı çıktım.

"Hadi vakit varken gidelim."
"Tamam"

  Onunla beraber doktor Carson'ın yanına gittik. Carson merakla bana baktı. Kendimi tanıttıktan sonra uzanmamı söyledi.

"Açıkçası Paul'un bir kız arkadaşı olduğunu hiç düşünmemiştim."
"Ne? Yanlış anladınız ben Paul'un kız arkadaşı değilim. Başkası ile evliyim ben"
"Ah, benim hatam. Kusuruma bakmayın bayan..."
"Dixon"
"Bu tuhaf bir benzetme olacak ama sanırım Alexandria için üreme mevsimi gelmiş."
"Üreme mevsimi değil de şans diyelim."

  Doktor ultrason ile rahmimi kontrol etti. Çok gergindim. Daryl'ın çocuk isteyip istemediğinden emin değildim bile. Evet Melinda vardı ama kendi çocuğumuzun olmasını ister miydi bilmiyordum. Gerginlikten yine boynum yanıyor boğazım acıyordu.

"Siz de doktordunuz değil mi?"
"Evet ama sahaya henüz çıkmak nasip olmamışti bunlar başladığında"
"Ama ultrasondaki görüntüleri görmekte zorlanmazsınız herhalde."

  Hayır der gibi kafa salladım ve ekrana baktım. Gerginlikten omuzlarım, göğüs kafesim ve ellerim üşür gibi titriyordu. Doktorun sağ tarafa doğru aleti hareket ettirmesiyle orada bir kese gördüm.

"Bay Carson. Durun bir dakika"
"Gözleriniz iyi görüyor bayan Dixon. Tebrik ederim, sizin de bir bebeğiniz olacak."

  Sevinsem mi yoksa üzülsem mi bilemedim. İlginç bir ifade ile ekrana bakıyordum. Paul da bana bakıyordu.

"Bunun çıktısını alabilir miyim?"
"Evet, bir dakikanızi rica edeceğim."
"Bay Carson sizden ricam bunu kimseye söylemeseniz olur mu?" Dedi Paul.
"Tabii Jesus, bayan Dixon nasıl isterse"

  Doktor kesenin çıktısını alırken ben de karnımdaki kremi sildim ve pantolonumu düzelttim. Ultrason görüntüsünü alıp cebime koydum. Jesus gözlerimdeki ifadeyi görüyordu. Daryl'a ne diyeceğimi düşünerek bizimkilere doğru gittim. O sırada Glenn ve Maggie de bizim ardımızdan Carson'ın yanına gittiler.

"Daryl'a söylemelisin."
"Korkuyorum."
"Saçmalama Kate. O senin eşin, anlayacaktır."
"Denerim."

  Karavana malzemeleri yüklendikten sonra Daryl bana doğru geldi.

"Sen iyi misin?"
"Mhm, yoruldum sadece."
"Gel içeri geçelim hadi."

  Paul'a teşekkür eder gibi göz kırpıp karavanın içine geçtim. Maggie ve Glenn geldikten sonra yola koyulduk. Yolda Maggie bebeğin ultrason görüntüsünü bize uzattı. Uzunca görüntüye baktiktan sonra sırayla herkesin elinde gezdi görüntü. O anda cesaretimi toparlayıp elimi cebime attım. Fakat saniyeler içinde cesaretim kırıldı ve bebeği şimdilik saklama kararı aldım.

  Sırtımı yine onun göğsüne yaslamış dışarıyı izliyordum. Hiç ama hiç cesaretim yoktu. Daryl ne tepki verirdi bilmiyordum ama o öğrenene kadar kendime dikkat etmeliydim.

Dead Outside?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin