Gecenin bir vakti uyandım. Tuvaletimi yapmam gerekiyordu. Uyuyan insanlari uyandırmadan nöbet tutan Maggie ve Glenn'e doğru yaklaştım.
"Ben ormana gidip geleceğim"
"Dikkatli ol"
"Gelmemi ister misin Kat?"
"Hayır, tuvaletimi yapıp hemen geleceğim." Arkamı dönüp tam gidecekken durdum. "Suyunuz var mı?"
"Al" diyip Glenn çantasından suyu çıkarıp bana uzattı. Suyu alıp ormana yöneldim.Sessizce ormanın içinde bir ağacın dibine çömelip işimi hallettim. Köpecik yokluğumu fark etmiş olacak ki benim arkamdan geldi. Ben işimi hallettikten sonra ayağa kalkıp pantolonumu giydim. Elime sudan kalanı döküp grubun olduğu yere doğru yürüdüm.
Glenn ve Maggie birileri ile konuşuyordu. Tanımadığım bir insan grubu daha... Sessizce yanlarından geçerken bir ses duydum. Bu ses günlerdir merakından öldüğüm, özlediğim kişinin; Daryl'ın sesiydi.
"Katerina?"
Sesi duyuncaa aniden o yöne döndüm, bir an hayal görüyorum sandım. Gözlerimi ovuşturdum. Karşımdakinin gerçek olduğundan emindim. Gözlerim doldu, yüzüme bir gülümseme yayıldı. Heyecanla sesim titriyordu zorla konuştum.
"Daryl? Tanrım!"
Ona doğru koşup sarıldım. Yanımızdaki adamlar bize bakiyorlardı. Onun kokusunu iyice içime cekip, sarılırken boynunu öptüm.
Hani size Daryl'ın canına okuyacağım demiştim ya. O yalan oldu işte, o an öyle tuhaf şeyler hissettim ki, değil onu azarlamak tenine dahi dokunurken hassas davranmak istiyordum ama sıkı sıkıya sarıldım.
"Tanrım... Sağlamsın, ben ah.. Daryl" konuşamıyordum bile. Tekrar sarıldım.
"Merak etme. İyiyim."O kadar çok merak etmiştim ki. Hâlâ onun gerçekten karşımda sapasağlam dikildiğine, burada olduğuna inanamıyordum. Tekrar tekrar onu öpebilirdim. Ona sarılırken içten içe de dua ettim. Yaratıcıya çok büyük borcun vardı. İkimiz de sağlıklıydık. Güçlüydük. Beraberdik yine.
Sarılmayı bıraktıktan sonra gangster tipli heriflere sırayla baktım. Bir bana bir Daryl'a bakıyorlardı. Onlara aldırış etmedim. Bakışlarım ağlayan Maggie'ye kaydı. Maggie'nin niye ağladığını sordum.
"Ne oldu? Maggie neden ağlıyor?"
"Beth... beth ölmüş"Bunu duyduğuma çok üzülmüştüm. Hemen Maggie'ye yönelip ona sarıldım. Ah miniğim. Önce baban sonra kız kardeşin, umarım Glenn'i de kaybetmezsin. Şu anda elimizden bir şey gelmiyordu. Sadece Maggie'yi ikna edip kendine gelmesini sağlamamız gerekiyordu.
"Nasıl oldu bu?"
"Olaylardan sonra ben Beth ile oradan kaçtım seni göremeyince. Ormanda bir ev bulmuştuk. Kapımıza aylaklar yığılmış. Beth'e arka kapıdan kaçmasını söyledim ama arka kapıdan kaçarken ayağı sakat olunca aylaklardan birisi onu yakalamış."
"Maggie... Tatlım bana bak. Bana bak, sana bir şey söyleyeceğim. Kaldır kafanı" çenesinden tutup onun bana bakmasını sağladım.
"Kardeşine bir şey olmasından korkuyordun ya, artık olmayacak. Korkma. O ruhunu teslim etti ve güvende, tanrının onun ruhunu koruyacağına inanmalısın. Ayrıca tanrı sevdiklerini yanına alır. Bunu benden daha iyi biliyorsun"
"Haklısın... Ama biraz zamana ihtiyacım var Kat." Arkasını dönüp nöbet tutarken beklediği yere oturdu.Glenn ile ikisi beraber yerlerine oturduktan sonra Daryl'a baktım. Gelmesini işaret edip alt geçitin öbür tarafına yürüdüm onunla. Kamp ateşinin sönük ışığı buraya kadar geliyordu az da olsa. Onun yüzünü görmeme yetiyordu. Yere oturdum, Daryl'da yanıma oturdu.
"Bu adamlar kim?"
"Yolda karşılaştım. Beth'i kaybettikten hemen sonra"
"Ne zamandır tanışıyordunuz?"
"Birkaç saat oluyor. Gün batmadan önce tanıştık."
"Peki, yol boyunca hep Beth'i mi düşündün?"
"Hayır"
"Ben aklına geldim mi yani?"
"Hiç çıkartamadım seni"
"Yalan söylemeyi beceremiyorsun."
"Kate, yalan söylemiyorum. Evet Beth için de endişelendim ama seni düşündüğüm kadar onu düşünmedim."
"Seni özledim Daryl"
"Ben de"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dead Outside?
Fanfiction"Fakültedeki büyük gürültünün ardından, hocaların eşliğinde sığınağa gireli nerdeyse aylar oluyordu. Profesörler de dahil olmak üzere kimse hayatta kalamamıştı. Etraftaki o büyük kaos durulduktan sonra ilk işim bir araba bulup şehri terk etmek oldu...