Herkes sessizce otururken sessizliği bozdum ve "Neden beni buraya getirdiniz?" Dedim. Kutay "Aslında Uraz ağabeycim 'ben hallederim' deyince el çare bıraktım." Dediği an meraklı gözlerle Uraz'a baktım.
"Can sıkıntısı"
"Ha? Oğlum manyak mısın? Canım sıkıldı ne?"
Gerçekten psikopat olmalıydı bu çocuk. Verdiğim tepkiye Kutay ile Doruk gülerken Uraz ise yarım ağız sırıtıyordu.
"Her canınız sıkıldığında adam mı kaçırıyorsunuz?"
"Hayır sadece bücür olanlar"
"Hey ben bücür değilim"
"Ben de uyuz değilim"
"Ama ben onu içimden diyordum"
"Demekki sadece içinden değilmiş"
İçimden söylemediğim için kendime tekrar küfrettim ve konuyu dağıtmak için aklıma gelen herhangi bir soruyu sordum.
"Bebek bezleri neden bu kadar güzel kokuyor?"
Bu mu? Cidden bu mu yani. Aklıma bu mu geldi. Kendimi alkışlıyorum. Kutay ve Doruk'a baktığımda hala gülüyorlardı. Uraz ise yine yarıma- bir dakika Uraz gülüyordu. Aman Allah'ım harika bir gülüşü var. Bu dakikalar bitmese olur mu?
"Hem bücür hem salak" Şimdi ne desem çocuk haklı.
"Dalgınlığıma geldi neyse ne işte... Peki neden birlikte uyuduk?"
Tam toparlayacakken iyice sıvadım. Kendime bir alkış lütfen.
"Çift kişilik yatakta bir bücür varken neden koltukta yatsaydım?"
"Bir kere de mantıksız cevap versene sen." Dedim ve hala ve hala gülen Kutay ile Doruk'a dönerek
"Hey. Hişt. Lan. Lolololoooo. Olum baksanıza şuraya."
İlgi çekeyim derken yaptığım şeylere daha çok gülmeye başladılar.
"Bir susun! Ben kahvaltı hazırlıycam. Acıktım! Hazırlayana kadar sizde susmuş olun gözlerinizi oyarım. Sonra size sorularımı sorucam ve bu sefer kaçmak yok!" Diyerek mutfağa kaçıyordum ki mutfağın nerede olduğunu bilmediğim aklıma geldi. Arkamı dönerek "Mutfak nerede?" Dedim. Uraz diğerlerinin aksine gayet sakin bir şekilde mutfağın yerini söyledi ve ben de arkamı dönüp mutfağa yöneldim. Kapıdan girdiğim an içeriden kahkaha sesleri gelmeye başladı. Ne varki bunda o kadar komik miydi yani? Onları umursamayıp 8 tane yumurta ile peynir aldım ve omlet yapmaya başladım...
*****
Yarım saat sonunda herşey hazır ve mükemmel gözüküyordu. Yani becerikli kızım o kadar da olsun. Bir sakarlık çıkarmadan yaptığım için bana yine bir alkış lütfen. Herşeyin düzgün gözüktüğüne son birkez daha bakıp içerdeki ÖKÜZleri çağırmaya gittim.
Gitmez olaydım.
Kutay Uraz'ın bacağına yapışmış "Ona vurma bağa vur. Yavruma kıyma. Önce beni çiğne. Ye beni. Ye beni Urazzz." Derken Uraz elindeki yastıkla Kutayı boğmaya çalışıyor. Doruk ise Kutay'ın bacağından tutmuş onu çekmeye çalışıyordu. Gördüğüm manzara karşısında şok olurken hepsi salonun ortasında duran bana bakıyordu. Kutay "Gel aplam gel. Bak diğer bacağı boş. Doruk kapmadan gel." Dedi.
"Kahvaltı hazır diyecektim ama s-" dememe kalmadan Kutay ile Doruk mutfağa koşunca sözümü bitiremeden ikinci şoku atlatmaya çalıştım. Uraz "Alışırsın güzelim. Bunlar hep böyle." Dediğinde güzelim dediğine mi yoksa alışırsın dediğine mi şaşırsam bilemedim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
POYRAZ
ChickLit*Küfür İçerir* Uyuz Kahraman ve Yaramaz Bücür'ün hikayesi... Birbirlerine bağlanan ama kabul etmeyen iki aşık... "Ona aşık mıydım? Hayır! Ama...Çok yakışıklı bee, ayrıca zengin. Ay ne güzel zengin kocam olucak sanırım. Yine saçmaladım bundan koca fa...