Pişt pişt.
Bizi özlediniz mi?
Taam özlemediniz biliyoruz ama olsundu.
Neyse siz buraları geçiceksiniz zaten. Okuyan olursa Allah rızası için haber versin skdkd.
Uraz'ı düşmeden arabaya taşıyabilmiştim. Herkes de çekip gitmiş ve sarhoş bir Uraz ile beni baş başa bırakmışlardı! Emdikleri sütleri burunlarından, kulaklarından delik olan her biryerlerinden getireceğim! Uraz'ın kıçı koltuğa değer değmez taşımayı bıraktım. Bacağını da içeri koyup kapısını kapattım ve hızlıca sürücü koltuğuna geçtim. Oh mis, ehliyetim yok, alkollüyüm de. Yakalanırsak kesinlikle hapse gireceğiz...
*hikayeyi bölüp piç etmek istemezdik ama baştaki yazıları geçtiğinizi varsayarak-bikauz ben öyle yapıyorum- buraya yazıyoruz. BÖLÜMDE KISA BİR YERDE +18 SAHNE VAR! Rahatsız olanlar içindi bu. Tekrar çok sorry...
Urazı üst kata taşıyamayacak kadar güçlü olmadığım için koltuğa oturtmuştum. Kahve yapamayacak kadar yorgun ve üşengeç olduğum için de buzdolabından kolonyayı, sirkeyi ve kahve kavanozunu almıştım. Belki bu kokular işe yarar ha? Kimse yaramaz dememiş sonuçta.
İnsaflı davranarak önce kolonyayı koklatıp yüzünü kolonya ile kutsadım. Biraz mırıldanıp şişeye vurmak üzere ellerini kaldırıyordu ki vazgeçti. İkinci olarak kahve kutusunun kapağını açarak ellerimle yelpaze gibi yapıp kokunun ona gitmesini sağladım. Elini burnuna götürüp kaşıyınca kahveyi de yere bırakıp umutsuz vaka Uraz'a baktım. Yazık olacaktı, bunu yapmak istemezdim.
Kendimi düşünerek banyodan aldığım pamukları burnuma tıkadım. Ne yani sirke kokusunu çekemem! Sirkenin kapağını açıp Uraz'ın burnunun dibine kadar soktum. Artık uyan!
Elinin tersi ile burnuna doğru vurunca avcumun içinden kaymasına engel olamadığım sirke şişesi hızla savruldu dolyısıyla sirke Uraz'ın üstüne ve koltuğa döküldü. Olumlu bakarsak Uraz gözlerini açmıştı -üstüme soğuk bir sıvı dökülse bende uyanırdım- olumsuz taraf ise...yeni bir koltuk almak zorundaydı ve ev bir süre sirke kokacaktı. Çünkü bu koltuk sabaha kadar burada durucaktı. Ama sadece minderlere döküldüyse şanslıydık.
Uraz'a biryere gitmemesini söyleyerek balkon kapısını açıp minderleri tuttuğum gibi bahçenin en ücra köşelerine fırlattım. Koltuk değil minder alsa da olurmuş.
Kapıyı kapatıp arkamı dönmüştüm ki üstsüz bir adet Uraz pantolonunu indirmiş, boxerini çıkarmak üzereydi. Çığlığı basmamla durup bana baktı ve sırıttı. 'Salak mısın çocuğum ne sırıtıyorsun?' Dememe kalmadan konuştu.
"Beni sen mi soymak istiyordun güzelim? Sorun etme o kadar hallederiz." Dedi. Ona 'ar yu siriyıs?' dercesine bakmak isterdim ama anlamayacağı için kendimi hiç yormadan,
"Gel buraya gerzek." Diyerek kolundan tuttuğum gibi koltuktan kaldırıp kolunu omzuma atarak merdivenden çıkarmaya başladım. Yalpalayarak da olsa yürüyecek kadar uyandığı için ağırlığın hepsi üstümde değildi. Gerçi taşırken neredeyse yerde sürünüyordu ama olsun.
Düşmeden yukarı çıkıp yatağına daha yakın olduğu için Uraz'ın odasındaki duşa soktum onu. Elini duşakabine koydum, "Tutun buraya. Ve sakın düşme tamam mı? Hemen gelicem." Arkamı dönüp gidiyordum ki aklıma geldi. "Sakın boxerini çıkarma!" Sırıtmasına aldanmadan banyodan çıkıp yeni bir boxer, tişört ve eşofman altı çıkarıp yatağın üstüne fırlattım. Her an düşebileceği ihtimali için hızlı hareket ediyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
POYRAZ
Literatura Feminina*Küfür İçerir* Uyuz Kahraman ve Yaramaz Bücür'ün hikayesi... Birbirlerine bağlanan ama kabul etmeyen iki aşık... "Ona aşık mıydım? Hayır! Ama...Çok yakışıklı bee, ayrıca zengin. Ay ne güzel zengin kocam olucak sanırım. Yine saçmaladım bundan koca fa...