POYRAZ-22

6.5K 266 26
                                    

Uyandığımda bir hastane odasındaydım. Serum takılmıştı, odaya giren hemşireye umutla bakarak söze başlayacaktım ama o benden önce davranmıştı.

"Hanımefendi yakınınız dostunuz var mı?"

"Evet Çağan Gürsoy kardeşim olur kendisi."

"O halde dışarıda bekleyen kim bana adının Uraz olduğunu söyledi?" Dediği şeyle kafamı büyük cama çevirdim Uraz bana bakıyordu.

Boğazımı temizleyip "O beyfendiyi katiyen görmek istemiyorum bu hale gelmemde onun payı çok büyük."
Hemşire Kadın şaşkınlık içinde "Peki o zaman" diyip çıktı.

Hemşire çıktıktan kısa bir süre sonra polisler geldi ve bunların nasıl olduğunu sordu. Ufak bir yalan söyleyerek 'gece sarhoş bir grupla karşılaştığım ve onlara karşı direnince de darp ettiler ama yüzlerini göremedim' dedim. Sonuçta ufak bir yalandan birşey olmaz.

Son bir kaç işlem yapılıp taburcu edildim. Dışarı çıkınca Uraz bana sarıldığında kollarımı ona sarmak istesemde tepkisiz kaldım. Bana sarılmayı bırakmayınca ellerimi göğsüne koydum ve onu kendimden uzaklaştırdım. "Seni çok merak ettim. O piçe bu yaptıklarının hesabını ödeteceğim." Dediğinde içimde buruk bir sevinç oldu. Bunu yüzüme yansıtıp buruk gülümsememle Uraz'a baktım. Ama hiç konuşmadım. Sadece baktım suratına. Gözlerinin içine baktım. Acaba gerçekten merak etmiş mi diye. Eğer gözleri de yalan söylemiyorsa gerçekten endişeyle bakıyordu. Benim mi merak etmişti?

"Güzelim." Elini yanağıma koyduğunda yine cevap vermedim ve kendimi geri çektim. Ruhsuzca gözlerine baktım.

"Çağan kantin katında." Dedi ve çekip gitti. Siktir go Uraz! Siktir go!

*****

Şuan Uraz'ın evindeydim. Yani Uraz ve Doruk'un. Aslında Uraz Doruk'un ev arkadaşı sayılırdı ve bende Doruk arkadaşımın evinde kalıyordum değil mi? Yani kalmak zorundayım çünkü Urazcığım (!) sağolsun annemin olaylardan haberi olmamasını sağlamış. Kampta birkaç öğretmen dışında kimsenin haberi yok. En azından bir işe yaramış. Şimdi Beste'lere gidemem. Eve gidemem. Kampa gidemem. Yani kampa şimdilik gidemem. Yaralarım iyileşince tabiki devam edicem.

Kapı tıklatıldı ama ben yine cevap vermedim. Giyinmediğim için çalmadan açsa da sorun yok. 3 gündür nefes almak ve koalalar gibi altı saatte bir hareket etmekten başka yaşam belirtisi vermiyordum. Eğer konuşursam susmazdım. Ve kim geldi tahmin edin. Uraz!

"Güzelim. Hadi. Biraz yemek ye. Zaten uyumuyorsun. Sadece su içerek yaşayamazsın." Doğru birde yemek yemiyor ve uyumuyordum. Uraz'a yine cevap vermeden sadece baktım. Hergün olduğu gibi.

"Neden konuşmuyorsun?" Eşeğin çükünden dolayı Uraz!

Yine konuşmadım ve bakışlarımı kapıya çevirerek gitmesini istedim. Artık anlıyordu. Hışımla yerinden kalktı ve yanımdaki gardolabın aynasına yumruk attı öküz! Cam kırıklarının bana gelmemesi için ellerimi kafama siper ettim. Yaptığının farkına varıp hemen bana döndü. Bu sefer ona çatık kaşlarımla baktım. Kanayan elimi saklamaya çalıştım ama gördü. Adam şahin gibi mübarek! Her boku görüyor!

Elime baktı ve artık nasıl vurduysa elimin iç kısmına batan camı çıkarttı. Sonra dolabı açıp üst kısımdaki acil durum çantasından sargı bezi, pamuk ve birkaç şey daha alıp tekrar yanıma oturdu. Pamuka tentürdiyot olduğunu tahmin ettiğim şeyi döküp elime pansuman yaptı. Yanındaki kremi alıp iyice elime yaydıktan sonra sargı bezini sardı.

"Alya. Hadi konuş güzelim. Tek bir cümle, bir kelime bile yeter." Şuan koca bir nah çekmek isterdim ama yapmayacaktım. Ben her gece o piçin söyledikleriyle uykularım kaçarken ona sebep olan kişi kızlarla fingirdeşsin yok ya!

POYRAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin