POYRAZ

POYRAZ-30

"Aşığım sana Uyuz Kahraman..."
"Aşığım sana Yaramaz Bücür..."

Dudaklarıma küçük bir öpücük kondurup geri çekildi. "Biraz daha burda durursak hasta olacağız. Sümüklü bir bücür istemiyorum."

"Tamam, iyi güzel beni koruyorsunuz ama şu öküzlüğünü minimuma indiremez miyiz?"

"Ayarı yok bunun. Bende böyleyim güzelim. Aşık olduğun adama bir de burdan bak." Diyerek beni denizin ortasında bırakıp kıçını dönerek teknenin arka kısmındaki merdivenlere ilerledi.

"Öküz!"

Merdivenlerden çıkıp Uraz'ın suratıma fırlattığı havluyu çok mütüşlü reflekslerimle tutarak hemen vücuduma sardım. Kafamı kaldırıp Uraz'a baktığımda sırıttığını gördüm.

"Pişt. Yahuşuhlu. Ne sırıtıyon?" Dediğimde gülümsedi. Şuan o yüzünü mıncırasım vardı. Hatta gidip yapacaktım da! Sevgilisiyim istediğimi yaparım geberin biçızlar!

Uraz'ın yüzünü mıncırmam bitince parmak ucuna yükselip ellerimle kafasının iki yanından tutup alnının ortasından öptüm. "Namuslum."

Yaptıklarıma güldükten sonra beni kucağına aldığı gibi banyoya yöneldi. Banyoya girip beni küvetin içine bıraktı ve suyu açtı. Hareketlerini izlemeye son vererek sordum.

"Uraz sen napıyon?"

"İyiyim sen napıyon?"

"Anlamamazlıktan gelme. Ben bebek miyim yapamıyor muyum bunları?"

"Şşşt. Sadece sus ve beni izle bebeğim." Dudağıma minnak bir öpücük kondurup geri çekilip küvetin içine girdi ve şampuan kutusunu alıp kafama bir miktar sıktı. Güzelce köpürtüp birde saçlarımı bok emojisi gibi yaptıktan sonra çıkan köpükleri alıp bana sakal yaptı.

"Uraz böyle çok güzel oldum. Öpmek istiyor musun hala?" Diyerek dalga geçtiğimde yine öptü. Ama öperken sakallarım bulaştı ona. Zohaaa.

Saçlarımdaki köpükleri gidermek için eli duş başlığına uzandığında elini tuttum ve o bana anlamsız gözlerle bakarken ben de şampuan kutusunu alıp büyük bir sırıtışla Uraz'a baktım. "Çöm."

"Ne?"

"Uraz zürafa gibi boyun var pu maşallah. Nasıl yıkayayım kafanı?" Dediğimde gülerek küvete oturdu.

Onun saçları kısa olduğu için ben şekil verememiştim ama çıkan köpüklerle bonus kafa yapmıştım. Ah! Tabiiki sakalları unutmayalım. Yaptığı resime bakan bir ressam edasıyla Uraz'a baktığımda dudaklarını öne büzerek konuştu. "Şimdi öpmek ister misiniz güzel bayan?" Dudaklarını büzerek konuştuğu için sesi komik çıkmıştı.

Az önce onun yaptığı gibi bende onu öptükten sonra ayağa kalkıp duş başlığını aldı ve saçlarımdaki köpüklerin gitmesini sağladı. Ardından aynı işlemi kendisi için yaptı ve suyu kapatıp küvetten çıkarak havluyu bana uzattı. Havluyu alarak bir süre Uraz'a bakıp düşündükten sonra üstümdeki Uraz'ın ıslak tişörtünü çıkarıp iç çamaşırlarımla kaldım. Ama sonra hemen havluyu sardım çünküü üşüdüm.

Banyodan çıkıp kamaraya girdim ve kendi dolabım yerine Uraz'ın dolabına yönelerek onun tişörtünü aldım. Ama daha giyemeden Uraz bey elimden çekip aldı. "Sen de iyi alıştın benim tişörtlerimi giymeye."

"Çalmadığıma şükür edeceğine kızıyorsun. Cık cık cık." Diyerek başka bir tişört alacakken elimi tutup dolabın kapağını kapattı.

"Git kendi kıyafetlerini giy. Dışarı çıkacağız."

"Nereye?"

"Kuşadasına."