Ve işte o sıkıcı gezi günümüz gelip çatmıştı. Sabah erkenden kalkıp duş aldım. Siyah taytımı, üzerine yarım beyaz tişörtümü giydim. Saçımı tarayıp topuz yaptım ve siyah bir bant taktım. Zorlada olsa bavullarımı benim aşık olduğum gamzeleri olan öküz kardeşime indirtdim.
Bende tam merdivenlerden inmiştimki tak kapı sesi. O tarafa gidip, kapıyı açtım. Beste olmasını beklerken Kutay çıkınca ilk şaşırsamda sonra sevinçle boynuna atladım. Sonra babamın 'arkanızdayım' niteliğindeki öksürüğü ile ayrıldık birbirimizden.
Kutay'ı kahvaltıya davet edip birlikte yemekleri sömürmeye başladık.
-Kutay, Ben ve Çağan-.
Yemek masasından kalkınca Kutay ile beraber Beste'yi almak için yola çıktık. Bestelerde fazla oyalanmadığımız için şuan, bineceğimiz otobüsün önündeyiz.Sıkıntıdan patlamak üzereyken boynumdaki sıcak nefes ile irkildim. "Naber Bücür? Özledin mi beni?" dedi ve geri çekildi. Salak diye geçirdim içimden. İlk öpücüğümü kaptırdığım günden beri biraz mesafaliydim Uraz'a. Onu takmayıp otobüse doğru ilerledim. Çünkü o toka değil. Tamam, hiç komik değildi. Gidiyorum o zaman hadi bay.
O sırada kolumdan tutup beni ormanlıklara doğru çeken biri oldu. Tam arkamı dönüp bakacaktım ki, buna gerek kalmadan beni ağaçla arasına aldı ve kim olduğunu görmeme izin verdi. Pürüzsüz yüzü ve tüm seksiyliyiyle Uraz bana bakmıyordu tabikide. Doruk'tu. Doruk'a gözlerimi devirip "Ne var? Ne yapıyorsun sen?" diye sordum."Pardon, seni Beste sandım." dedi ve beni bıraktı.
"Hey hey hey Beste mi dedin sen? Beste'yi neden arıyorsun?" dedim ve yüzüme bir piçsmile yapıştırdım, tabiki japon yapıştırıcısı ile...Bu da komik değildi biliyorum. Dikkatimi yeniden Doruk'a çevirip cevap vermesini bekledim. "Kolyesini arabada düşürmüş." dedi ve avucumun içine bir kolye koyup gitti. "Hıı zaten kolye vermek için ormanlık iyi bir seçim." diye mırıldandım ve fazla takmayıp yine arabaya doğru yürüdüm. Otobüste arka sıralardan birini seçip cam kenarına oturdum. Beste'de gelince, Doruk'un bana uzattığı kolyeyi ona verdim.
Gerizekalı öküzüm benin bırak kolyeyi kaybettiğini öyle bir kolyesi olduğunu bile hatırlamıyordu. Yolculuk 4 saat sürecek denildiğinden beri yaslardaydım. Şarjım %15 ti ve bu beni iki saar idare etmezdi. Buda bana evlat acısı gibi koyuyordu doğrusu. Kulaklığımı kulağıma takıp, şarjım bitmeden uyumak dileğiyle gözlerimi kapattım. Lana Del Rey-Summertime Sadness 'ın melodisini duyunca bende şarkıyı mırıldanmaya başladım...
Kiss me hard before you go
Gitmeden önce beni iyice öp
Summertime sadness
Yaz üzüntüsü
I just wanted you to know
Sadece bilmeni istedim
That baby you're the best
En iyi olduğunu bebeğimI got my red dress on tonight
Bu gece kırmızı elbisemi giydim
Dancing in the dark in the pale moonlight
Karanlıkta, solgun ay ışığında dans ettim
Got my hair up real big beauty queen style
Saçlarımı büyük bir güzellik kraliçesi stilinde topladım
High heels off, I'm feeling alive
Yüksek topuklu ayakkabılar, canlı hissediyorumOh, my God, I feel it in the air
Oh, tanrım, bunu havada hissediyorum
Telephone wires above, all sizzling like a snare
Telefon telleri üstündeki bir tuzak gibi cızırtılı
Honey I'm on fire, I feel it everywhere
Tatlım ateşteyim, bunu her yerde hissediyorum
Nothing scares me anymore
Artık hiçbir şey beni korkutamıyorKiss me hard before you go
Gitmeden önce beni iyice öp
Summertime sadness
Yaz üzüntüsü
I just wanted you to know
Sadece bilmeni istedim
That baby you're the best
En iyi olduğunu bebeğimI've got that summertime, summertime sadness
Bu yaz üzüntüsüne sahibim
S-s-summertime, summertime sadness
Yaz üzüntüsü
Got that summertime, summertime sadness
Bu yaz üzüntüsüne sahibim
Oh, oh ohI'm feelin' electric tonight
Bu gece heyecanlı hissediyorum
Cruising down the coast goinSahil boyunca geziniyorum
Got my bad baby by my heavenly side
Benim iyi tarafımdan kötü tarafımı kaptın bebeğim
I know if I go, I'll die happy tonight
Biliyorum eğer gidersem, bu gece mutlu öleceğimOh, my God, I feel it in the air
Oh, tanrım, bunu havada hissediyorum
Telephone wires above, all sizzling like a snare
Telefon telleri üstündeki bir tuzak gibi cızırtılı
Honey I'm on fire, I feel it everywhere
Tatlım ateşteyim, bunu her yerde hissediyorum
Nothing scares me anymore
Artık hiçbir şey beni korkutamıyorKiss me hard before you go
Gitmeden önce beni iyice öp
Summertime sadness
Yaz üzüntüsü
I just wanted you to know
Sadece bilmeni istedim
That baby you're the best
En iyi olduğunu bebeğimI've got that summertime, summertime sadness
Bu yaz üzüntüsüne sahibim
S-s-summertime, summertime sadness
Yaz üzüntüsü
Got that summertime, summertime sadness
Bu yaz üzüntüsüne sahibim
Oh, oh ohI think I'll miss you forever
Bence seni sonsuza kadar özleyeceğim
Like the stars miss the sun in the morning
Yıldızların sabahları güneşi özlemesi gibi
Late is better than never
Geç olması hiç olmamasından iyidirI've got that summertime, summertime sadness
Bu yaz üzüntüsüne sahibim
S-s-summertime, summertime sadness
Yaz üzüntüsü
Got that summertime, summertime sadness
Bu yaz üzüntüsüne sahibim
Oh, oh ohKiss me hard before you go
Gitmeden önce beni iyice öp
Summertime sadness
Yaz üzüntüsü
I just wanted you to know
Sadece bilmeni istedim
That baby you're the best
En iyi olduğunu bebeğimI've got that summertime, summertime sadness
Bu yaz üzüntüsüne sahibim
S-s-summertime, summertime sadness
Yaz üzüntüsü
Got that summertime, summertime sadness
Bu yaz üzüntüsüne sahibim
Oh, oh ohşarkı bittiğinde omzuma bir elin dokunduğunu hissettim. Arkamı döndüğümde, gülen bir yakışıklıyla karşılaştım. "Selam ben Rüzgar. Sesin çok güzel." dedi ve elini uzattı. "Teşekkür ederim. Bu arada bende Alya." cümlemi gülüşüyle süsleyip söze başladı. "Yandaki arkadaşın biraz benim yerime gelebilirmi?" Ha?Bir otobüs yolculuğunda ben ve Beste ayrı koltuklarda oturacaktık? Bu çocuk sanırım hayal dünyasında yaşıyordu. "Ha şey Beste'yi diyorsun. Ben bi sorayım o zaman." diyip Beste'nin kolunu deşmeye başladım.
"Beste arkada ultra yakışıklı bir çocuk benle konuşmak istiyor böylede zor oluyor, yanıma gelmek istiyor. Azıcık arkaya geçsen?" Söylediğim destanı keşke tek nefes yerine birkaç nefeste söyleseydim en azından nefes nefese kalmazdım. Beste'ye uzaylı görmüş masum köylü gibi bakarken, bana nah çekip kulaklığı kulağına geri taktı ve müzik dinlemeye devam etti. Taki Rüzgar gelip Beste'yi kucağına alıp arka koltuğa taşıyana kadar. Hoş bu hareketiyle ilgi odağı olsakta, amacımıza ulaşmıştık. Doruk ve Uraz yanımızdaki koltukta oturuyorlardı. Ve Doruk bir hayli gerilmiş görünüyordu. Onları boşverip "Ee?" diye sordum Rüzgar da saf gibi "Ne?" diye sordu. Elimi saçlarına götürüp karıştırdım ve "Konuşmaya gelmedin mi?" dedim ve güldüm. Eliyle karıştırdığım saçlarını düzelterek "Ben şey evet. Ama konu yok." dedi. "Hımm mesela kendinden bahsetsene
"19 yaşındayım ve Üniversite'ye başladım. Yani senden büyüğüm Bücür." Ya gelip geçen niye bana Bücür diyor. Yoksa Rüzgar Uraz'la tanışıyorda bana yapıyorlar? Babam niye pasta yapamıyor? Kafamda deli sorular. "Yandakileri tanıyor musun?" diye sorunca yüzü asıldı ve sıkkın bir ifadeyle "Evet, malesef." dedi.
Soru sorarmışcasına "Malesef?" dedim."Aslında Uraz ile iyi anlaşırız ama daha deminden beri seni kesiyor ve bu beni rahatsız ediyor." kahkaha atınca eliyle ağzımı kapadı."Şşş sus. Bu otobüste bu kahkahayı duymayı hak etmiyenler var." dedi. Çok romantikti, yani en azından ham maddesi odun değildi. Ben bunları düşünürken o devam etti. "...Yani buradada iyi insanlar var ve kulakları sağar olmak zorunda değiller." Ne?Ben daha demin romantik ve ham maddesi odun değil mi demiştim. Saçmalamayın, tabikide yalan söyledim. Bunun bırak hammaddeyi tüm hücreleri odun...
Rüzgar ile konuşurken zaman geçmiş olacakki, Seymen Hoca "Beş dakika sonra orada olacağız, eşyalarınızı toplayın Çocuklar." diyerek iğrenç sesiyle kulaklarımızın ırzına geçti...
####
Yeni bölüm hoşunuza gitti?
Pınar&Görkem...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
POYRAZ
Chick-Lit*Küfür İçerir* Uyuz Kahraman ve Yaramaz Bücür'ün hikayesi... Birbirlerine bağlanan ama kabul etmeyen iki aşık... "Ona aşık mıydım? Hayır! Ama...Çok yakışıklı bee, ayrıca zengin. Ay ne güzel zengin kocam olucak sanırım. Yine saçmaladım bundan koca fa...