Uraz odadan çıkınca yastıktan kafamı kaldırıp, yatakta doğruldum. Başımın ağrısı hafiflemişti. Daha iyi hissediyordum, hayır birde Uyuz hatırladığımı anlamasa çok müko olurdu aslında. Napalım Allah bir yerden alıyor bir yerden veriyor.
"Bu ne alaka Bayan Salak?"
"Bak şimdi Hüsamettin şöyle oluyir, hani başımı ağrısının geçmesi Allah'ın vermesi, Uyuzun anlaması alması."
"Mal bu kız, yeminle mal. Hayır niye akıllı birinin iç sesi değilimde bu malın iç sesiyim?"
"Sus sen tmm mı s.s.s."
Düştüğümüz hallere bak be, iç sesle kavga ediyom. En sonunda sıkılıp aldıklarımıza bakmaya gittim. Dolabı açıp incelemeye başladım.
Bir tane batman amblemli siyah yarım kısa kollu tişört vardı ki bu benim bestim. Onun haricinde göze çarpan siyah bir büstiyer ve dizimin 1-2 karış üstünde biten siyah üzerine beyaz çiçekli bir etek. Belinede kahverengi örgü kemer. Çok hoşlardı yaew. Giyesim geldi ne yapıp edip bunları bugün giymem lazımdı. Ama gel gör ki hastaydım ve Uraz dışarı çıkmama izin vermezdi. Lanet İçki! İçki kötülüklerin hem anası hem babasıdır...İyi örnek olmalıyım gençlere. Ehehehe.
Saçmalamayın tabikide Uraz kapıyı çalmadan içeri zönk diye daldı.
"Alya adam gibi bir şeyler giyip aşağı gel. Dışarı çıkıcaz." diyip çıktı.
Öküz! Aman neyse Uraz her zaman Öküz.
Ya acaba ben Allah'ın sevgili kulu muyum neyim? Keşke başka bir şey dileseymişim.
Mesela Stiles gelip beni öpebilirdi.
Yada Derek beni ısırabilirdi.
Veya Uraz "Beni Sevdiğini" söyleyebilirdi.Bunlarda seçenekler arasındaydı yani Allah'ım. Bunları dert etmeyi rafa kaldırıp dolaptan daha demin beğendiğim etekle büstiyeri aldım. Giyindikten sonra makyaj masasına oturup saçlarımın uçlarını dalgalandırdım. Bögürtlenli parlatıcımı sürüp, ince ve kısa kuyruklu bir eyeliner çektim ve kalp şeklinde kahverengi güneş gözlüğümü ve kahverengi deri alttan püskülleri sarkan çantamı alıp odadan çıktım.
"Alya kızım sana giyin dedim dimi? Götünle mi dinliyorsun beni?"
"Ya of Uraz iyi işte böyle."
"İyi ben karışmam her bakana dalarım hem iyi olur bayadır dövmedim pezevenkleri."
"Gebersin pezevenkler." Böyle de ayıyımdır. Ama banane ben bunları giymek için ne çabalar harcadım. Tamam harcamamış olabilirim ama sonuçta seçtim giydim. Bunlarda iş bir bakıma. Evden çıkıp arabaya bindik. Bir sahilde durunca Uraz'a bayık bakışlarımdan attım. Ne yani Sahil mi?
"Bakma öyle burdan sonrasını Deniz yoluyla gidicez."
"Ben bişey demedimki sen niye şeediyon."
"Sesli düşünme diyorum dinlemiyorsun."
"Sisli dişinmi diyirim dinlimiyisin."
Ayaklarımı yere sertçe vura vura, Uraz'ın uzattığı elini tutmadan tekneye yürümeye başladım. Aslında tutsaydım da fena olmazdı ama iş işten geçmişti. Tekne'nin ön tarafına geçip ellerimi demirlere koydum ve denizi izlemeye başladım. Bir kaç dakika sonra belime dolanan soğuk ellerle irkildim. Hemen ardın etrafa yayılan erkeksi kokusu ile deniz kokusu karışırken ortaya güzel bir koku çıkmıştı. Bu kadar kısa sürede ona nasıl bu kadar bağlandığımı düşündüm. O beni sevmesede ben onu seviyordum. Ama oda seviyo gibi gibiydi ya. Kıskanıyor, sahip çıkıyor filan. Boynumun girintisine kafasını yerleştirip nefes aldıktan sonra konuşmaya başladı. Tek beden olmuştuk sanki.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
POYRAZ
ChickLit*Küfür İçerir* Uyuz Kahraman ve Yaramaz Bücür'ün hikayesi... Birbirlerine bağlanan ama kabul etmeyen iki aşık... "Ona aşık mıydım? Hayır! Ama...Çok yakışıklı bee, ayrıca zengin. Ay ne güzel zengin kocam olucak sanırım. Yine saçmaladım bundan koca fa...