POYRAZ-23

6.2K 254 22
                                    

Uraz'ın evinden çıktıktan sonra mecburen Kutay'a gitmiştim. İki haftadır Kutay'da kalıyordum. Aslında kampa gitmem gerek ama hiçbirimiz gitmek istememiştik. Yani bırakmıştık. Yazık annem ve babam da beni orada sanıyor kıyamam.

Şu iki haftanın içinde Teen Wolf izlemek ve abur cubur yiyip Kutay ile uğraşmaktan başka birşey yapmamıştım. Kutay'ı da wolfian yapmıştım zaten. Zafer benim! Ama çocuğa da yazık oldu dördüncü sezon bittiğinden beri evin içinde "Döreeeeek geri dön Döreeeeek" diye dolaşıyordu. Bir ara gay olduğundan şüphelenmedim değil.

"Kutaay. Cips fırlatsana bana."

"Aç ağzını. Arizona Hipopotamı."

"Lan bir tane değil. Paketi fırlat salak."

"Banane. Ben böyle maymuna fıstık atar gibi cips atıcam sana."

"Sensin lan maymun!"

"Tamam. Dövseydin."

"Onu da yaparım. Ver şu paketi."

"HASSİKTİR!" Yüzüme fırlattı öküz.

"Kutay seni öldürmek istemek ben."

"Öyle Bir Geçer Zaman Ki'deki Caroline olmaya karar verdin demek hımm ilginç. Ali Kaptan kim peki? Uraz mı?"

"Bana Uraz deme Kutay." diyip elimdeki yastığı ona fırlattım.

"Taam Apla sen ne dersen o." diyip iki elini yukarı kaldırdı.

Uraz'ın yokluğunda sanki bi yaprağı koparılmış çiçek gibiydim. Yaşıyordum ama eksik. O olunca yaşadığım şeyleri düşününce şuanki hayatım fazla durgun gelmişti. Fazla sakin ve fazla onsuz.

"Kutay nereye gidiyon?"

"Çiş yapmaya." Diyip kıvırtarak tuvalete gitti. Vallaha salak bu çocuk.

Sürüklenerek koltuktan kalkıp kapıyı açtım. Açmamla kapatmam bir olurken o ayağını araya koyduğu için içeri girebildi. Kapıyı itip kollarıyla beni duvarla arasına aldı. Şuan fazla...yakın duruyorduk.

-URAZ-
Bana sinirli, kızgın ve öfkeliydi belkide birazda nefret vardı kalbinde.

Ama yinede onla konuşucaktım sonra istemezse gider ve gelmezdim. Benim için Alya Gürsoy, onun için de Uraz Çağlar biterdi.

Bunun bu kadar basit olucağını düşünmemiştim aslında ben bizim biteceğimizi düşünmemiştim.

"Alya Güzelim beni dinle."

"Ooo Güzelim mi? Sürtük'e noldu?"

Her konuşmamızda sadece buna takılmak her konuyu buraya çekmek zorundamıydı. O zaman onu çok kıskanmıştım. O Rüzgar denen itin Alya'yı bir kez daha öpme olasılığı... İğrençti

Onu kendime çekip kollarımın arasına aldım ve konuşmaya başladım.

"Alya o sıra seni nasıl kıskandım, biliyormusun? O Rüzgar piçinin kolları arasına girme olasılığı seni bir daha öpecek olabilmesi o kadar iğrençtiki. Tüm bedenim. Nefretle doldu."

"Beni nasıl kırdığının farkında değil misin? Nasıl dağıldığımın? O adam her bana vurduğunda senin yüzünden oluşunu bildiğim halde canım daha az yandı. Niye sürtük diyerek kustun ki nefretini niye? Başka kelime mi kalmadı?"

Güçsüz bedeniyle göğsüme attığı yumruklar canımı yakmıyordu, canımı yakan hıçkırıklarıydı.

"Alya ben senden özür dilemem. Bence özür dilemek gereksiz. Sadece iki kelime. Onları söylersem ne değişecek? Hiçbirşey. Onun yerine yaralarını sarıp seni iyileştirebilirim."

POYRAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin