POYRAZ-5

10.3K 428 90
                                    


Seri adımlarla eve doğru ilerledim. Eve anneme farkettirmeden girecektim ama anahtarımı unutmuştum. Bunun sonucundada zorunlu olarak zile bastım. Annem bir elinde telefon kapıyı açtı. Bana sinirli bakışlarından bir çift yollayıp. Yukarı çıkmamı belli eden bir haraket yaptı. Bende yukarı çıkıp, dolabın önüne geçtim. Yarım siyah bir tişört ve altına da yırtık siyah bir pantolon giydim. Siyah botlarımı da alıp aşağı iniyorken annem kapımda belirdi.
"Nerdesin sen kızım? Hiç mi aklına gelmedi merak edeceğimiz? Dua et baban iş için Ankara'ya gitti ve bu yokluğundan haberi yok. Yoksa senin için hiç iyi olmazdı."

Annemin son dediği cümle rahatlamamı sağladığı için anneme sarılıp "Ay saol benim pamuk annem, ama bak aşağıda arkadaşım bekliyor sonra konuşuruz tamam mı?" diyip son olarakta yanaklarından öpüp aşağı indim. Aceleyle kapıdan çıktım, annemin yukarıdan bağırışlarına alınmadan...Sıkıntıdan direksiyonla bakışmaya başlamış Uraz'a baktım. Arabanın sağ tarafına geçip, koltuğa oturdum. Uraz önce beni süzdü sonrada lafa başladı "Umarım beni cenaze evine götürmüyorsundur Bücür." dediği an kahkaha atmaya başladım. Çok siyah olmuştum evet ama bu kombini çok seviyorum. En sevdiği renklerin mavi ve siyah olan bir kız için bence gayette doğaldı. Sonuçta hep kötü çocuklar siyah giyer diye bi kural yok. -Hayır öyle bir kanun var ama sen uymuyorsun Gerizekalı.- diyen bana yine ve yine hakaretler yağdıran iç sesime aldırmayarak Uraz'a döndüm. Keyfi yerine gelmiş olacak ki oda gülüyordu. Acaba herkese bu şaheserini sergiliyormuydu? Eğer öyle bir şey yapıyorsa külahları değişirdik. Saçmalamayın tabikide hiç bişey yapamazdım. Uraz "Ee nereye gidiyoruz Bakalım Bücür?" diyene kadar gayet keyfim yerindeydi. Uraz'ı her şeyin içine ettiği için milletçe alkışlıyoruz. Bir insan nasıl olurda bu kadar Uyuz olabilirdi?
"Sana son kez diyorum ben uyuz değilim Bücür. Ayrıca bence sesli düşünmeyi kes acilen, çünkü eğer aşkı ilanını böyle yaparsan hiç yakışık olmaz." dedi ve sırıttı

"Bir dakika ya kime aşkı ilan yapıyorum ben?" dedim sinirli bir ses ile "Sence?" dedi ve imalı imalı bana bakmaya başladı Uyuz. "Aptal" diyip önüme döndüm. Telefonumu ve kulaklığımı evde unuttuğum için kendime milyonlarca kez lanet okudum ve daha sonra arabanın hala hareket etmediğini fark ettim.
Uraz'a "Ben kullanıcam arabayı, sana süpriz olucak gideceğimiz yer." dedim itiraz etmesini beklesemde beni şaşırtıp "Bana göre hava hoş" dedi ve sürücü koltuğundan indi. Ciddi anlamda indi ben olayın şokundayken camıma tıklayıp inmemi söyleyen bir kaç haraket yaptı. Koltuğun üzerinden yan tarafa geçince sinirle arabaya binip "Senin beynini sikiyim Alya. Mal mısın kızım?Ne diye koltuğa basıyorsun?" diye hışımla kükredi.

"Salak salak bağırma bana bu hüsno değil onun için bastım. İkincisi Ayaz Barkın taklitleri yapmayı kes." diye sitem ettim bende ona. Bana dönüp "O kim lan?" diye merakla baktı."Bilmemezliğe yatma Uraz." dedim ve arabayı çalıştırdım...

Taksim'e gelince Uraz "Protestodur eylemdir öyle bişeye geldiysen arabayı hiç durdurma eve gidiyoruz" dedi "Ya hayır gel benle." dedim ve arabadan indim. İstiklal caddesinde biraz yürüdükten sonra ara sokaklardan birine girip biraz daha ilerledik neredeyse varmamıza yakın Uraz artık bana sitem etmeye başlasada ona cevap vermemekle yetindim oda bir süre konuştuktan sonra sustu. Bir kaç metre sonra "SİYAH KAFE" diye yazılarıyla Taksimde benim için en gözde mekanlarından birine geldik. Uraz'ı içeri doğru sürükleyip, çatı katına çıktık. "Bu kata tanıdıklar harici kimse çıkmaz." dedim ve göz kırptım. Beste köşedeki masadan bize el sallayınca Uraz'ı o tarafa doğru çekiştire çekiştire masaya getirebildim. Beste ayağa kalkıp Uraz'a elini uzattı ve "Selam, ben Beste sanırım Alya benden bahsetmiştir." dedi büyük ve ondan beklenmedik bir sıcakkanlılıkla. "Yoo. Senin hakkında tek kelime etmedim." Dedim ve bozuluşunu keyifle izledim. İnsanları göt etmeye bayılıyorum. Yaşasın çok piçim.

Masaya oturup Gizem Ablaya siparişlerimizi verdik. Beste ve Ben vazgeçilmezlerimiz olan Milkshake alırken Uraz kahve aldı."Ne iğrenç bi çiftçisiniz siz lan." diyince ikimiz de aynı anda "Çift?" dedik
"Ne be siz sevgili değilmisiniz?" son üç kelime boğazıma bir yumru gibi otururken Uraz durumu kurtardı ve. "Birlikte gezmemiz için illa sevgili mi olmamız gerek?" dedi. Beste anlamış olucakki "Oof aman kalk kalk Alya gidiyorum. Bende önemli bişey sanıp sıcacık yatağımdan çıkıp buraya geliyorum. Salağım çünkü ben." dedi ve kalktı gitti.

Biz ise sadece arkasından bakmakla yetindik. Gerçekten garip bir arkadaşım vardı. Hoş benim etrafımda bir tane akıllı yoktu ki arkadaşım düzgün olsun. Ikimizde susarken sarışın mavi gözlü bir çocuk gelip siparişlerimizi bıraktı. Yeni gelmiş olmalıydı. Buraya neredeyse her ay gelirdim ve daha önce hiç görmemiştim. Ona teşekkür edip içeceklerimizi yudumlamaya başladık. Ben söze atılıp "Şey seni Beste ile tanıştıracaktım aslında planın buydu ama." dedim yarı buruk bir sesle. "Önemli değil. Şehir ortamıyla ne kadar iç içe olsada içeriye girince sanki her seyden ayrılıyorsun burada. Kafa dinlemek için iyi biryer keşfettirdin bana." dedi. Ve ekledi

"Öpücüğünü burda mı vereceksin yoksa?" Sırıtması güzel olabilir ama sinir bozucu pislik olduğu hala vazgeçilmez bir gerçek.

"Öpücüğümü sana vereceğimi nereden çıkardın ki şimdi?"

"Görürüz bakalım kim alıyor?" Meydan okuyan ses tonu sinirlerimi bozarken ona kötü kötü bakıyordum.

Ama o beni umursamadan kahvesini içmeye devam etti ve kahvesi bitince kalkalım mı dedi. Bende ona uydum ve aşağı indik. Kasadaki sarışın çocuğa hesabı ödeyeceğim zaman kasiyer çocuk "Siz şu beyle birlikte değil misiniz?" diye sordu ve devam etti "Eğer öyle ise beyefendi hesabı ödedi." dedi. Teşekkür edip cafeden ayrıldıktan sonra Uraz'a "Ne diye sen ödedin ben seni buraya getirmiştim." dedim ve cevap vermesini bekledim. "Kasada senle bu tartışmayı yapmamak için önce davrandım, Bücür." dedi. Başa dönmüştük, yine. -Uraz is back- diye bağıran iç sesime ilk defa hak vererek ona bir aferim yolladım. Arabaya binip eve doğru yol almaya başladık.

Eve geldiğimizde tekrardan beni bıraktığı için sadece teşekkür ettim ve öpmeden arabadan indim. Kapıdan içeri girdiğim zaman gittiğini motor sesinden anladım. Eve girdiğim zaman ilk iş olarak geldiğimde şarja taktığım telefonumu aldım ve Beste'ye mesaj attım.

Seni aradığım numarayı bana atsana. Ayrıca neden kalkıp gittiğinin hesabını soracağım sana!

Çok beklemeden numarayı attı. Beste bugün çok işime yaradı birgün ona pasta almalıyım diye düşündüm ve Beste'ye de teşekkür edip pijamalarımı giydim. Yatağa zıplayıp yorganın altına girdim ve gözlerimi kapattım...

*****

Bölümü beğenmişsinizdir umarım.

Pınar&Görkem

POYRAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin