Yarım saatin sonunda gözlerimi açıp etrafa baktım, Uraz refakatçi koltuğuna oturmuş sağ eliyle sargılı olan sol elimi bir daha bırakmamak üzere dımsıkı tutuyordu.
''Uraz.'' diye fısıldadım. Hafifçe gözlerini aralayıp etrafına bakındı, gözleri beni bulunca tamamen açılıp ayaklandı. Koltuktan kalkıp yatağa oturduğunda ona bakıp gülümsedim, iyi olduğumu bilmeye ihtiyacı vardı.
''Güzelim, iyi misin?''
Yataktan doğrulduktan sonra boğazımı temizleyip söze başladım;
''Ben iyiyim asıl Beste nasıl?'' cevap vermeden sadece gülünce sinirlendim, önemli bir konuydu bu niye sırıtıyorduki?
''Sırıtma öyle mal mal. Önemli bir konu bu.''
''Hemen kızma, güzel bir haberim var sana.'' Sözleri kalbimin hızla çarpmasına neden olurken yatakta biraz daha dikleşip heyecanla konuşmaya başladım.
''Noldu Uraz? Beste uyandımı yoksa? Yada tepki filan mı verdi? No'ldu konuşsana be.''
''Söylememi istiyorsan bir öpücüğünü alırım.''
''Uraz? Ciddi misin sen? Hadi saçmalamayı kes de söyle.''
''Peki, ben kahve almaya gidiyorum görüşürüz Bücür.'' diyip arkasını döndü, kapıya gelince duraksadı. Blöf yapıyordu piç herif.
''Tamam gel buraya Uyuz.'' Hızla arkasını dönüp yanıma gelince elimi ensesine koydum oda soğuk ve kuru dudaklarıma benimkinin tam aksi ıslak ve sıcak dudaklarını bastırdı. Dudaklarıma muhtaç dudakları hoyratça öpmeye başladığında kaburgalarım acıdığı için acıyla inlememle geri çekildi. Dudaklarını yalarken gene onu öpesim gelsede Fesatlık Mod:ON durumumu OFF'a çevirip Uraz'a meraklı bakışlar atmaya başladım. Bana söz vermişti. Öptüğüne göre ne olduysa bana söyleyecekti.
''Artık Söylesene şu lanet haberi!''
''Çok ayıp. Beste'nin uyanması 'Lanet Haber' mi Sevgilim?''
"Ney?! Uyanmış mı?!" Diye çığırarak hızla serumu çıkartıp yataktan atladığımda kaburgalarım mümküncesine daha çok acıdığı için iki büklüm kaldım.
"Böyle çarpılırsın işte. Otur oturduğun yerde, ben götürürüm seni." Diyerek beni tekerlekli sandalyeye koydu.
Başımı geriye atıp Uraz'a bakarak konuştum. "Uraz sandalyeyi hızlıca sürsene lüüütfen." Tatlış tatlış bakıp gülümsemeyi de unutmadım.
"Bakma öyle." Dediğinde ifademi hiç bozmadım. Dayanamayacağını biliyordum.
"Nasıl?"
"Alya tatlı değilsin. Ters durduğun için çok itici gözüküyorsun, yapma." Dediğinde kafamı düzeltip önüme döndüm.
Beste'nin odasının olduğu koridora girince Güldeste teyzeyi görmemle yüzümdeki gülümseme soldu. Kafamı öne eğip bir an önce odaya girmek istedim.
Odaya girmeden bana seslenildiğini duymamla kafamı o yöne çevirdim.
"Sen! Hepsini sen yaptın! Kızım senin yüzünden öyle! Duydun mu beni?! Kızımı sevmeyip onu öldürmeye çalışacağını anlamıştım ama kimse bana inanmadı! Kızımı senden koruyamadım! Ama artık onun yanına yaklaşmayacaksın! Seni bir daha kızımın yanında görmeyeceğim!" Her ne kadar benim suçum olduğunı kabul etsemde Beste'ye vurup birde şimdi korumacı babayı oynadığı için sinirlenmiş ve Uraz'dan önce davranıp Hüseyin amcanın karşısına dikildim.
"Sen ne hakla ona kızım diyebiliyorsun?! İyi baba rolünü oynayıp timsah göz yaşları akıtırken diğerlerini kandırabilirsin ama ben inanmam! Herne kadar benim yüzümden böyle olduğunu bilip, kabul etsemde senden az zarar verdiğim kesin! Kaç zamandır sabrımın sınırlarını zorluyorsun ama artık sana saygım da, yerim de kalmadı! Pılını pırtını toplayıp siktir git burdan!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
POYRAZ
ChickLit*Küfür İçerir* Uyuz Kahraman ve Yaramaz Bücür'ün hikayesi... Birbirlerine bağlanan ama kabul etmeyen iki aşık... "Ona aşık mıydım? Hayır! Ama...Çok yakışıklı bee, ayrıca zengin. Ay ne güzel zengin kocam olucak sanırım. Yine saçmaladım bundan koca fa...