45.✨ (M)

304 47 30
                                    

Aniden yükselen alarm Kaya'nın yüzünün buruşturmasına neden olurken gözlerini açtı. Onun alarm sesi değildi.

Göğsünde yayılmış uyuyan Gökçe'yi gördüğünde onun tarafından geldiğini anladı. Yavaşça diğer tarafa kayıp Gökçe'nin telefonunu aldı ve alarmı kaydırdı.

Göğsü tamamen açık olduğu için yorganı üstüne çekti. Üşümesini istemiyordu. Kafasını kaldırıp eğdi ve Gökçe'nin uzun kirpiklerini, uyurken daha da balonlaşmış dudaklarını inceledi.

Rahatça uyuyordu. Saçlarından yayılan kendi kokusu sabahının tam istediği gibi başladığını hissettirirken sırıttı. Birazdan kendi alarmı çalacaktı. Gökçe'nin uyanmasını istemiyordu.

Dün gece onu yorduğunu biliyordu. Yavaşça kayıp onu yastığının üstüne bıraktı ve kalktı.

Üzerine baksırını geçirdi. Eşofman ve kenarda duran siyah tişörtünü giyip saçını geri yatırdı. Telefonunu ceketinden çıkarıp alarmı kapattı.

Yere saçılmış gömlekleri ve pantolonları alıp banyoda kirli sepetine fırlattı. Aynanın karşısına geçip soğuk suyu açtı ve yüzünü sertçe yıkayıp uyandı. Elini de yıkandıktan sonra kapattı ve kurulandı.

Aynadan koyu saçlarının nasıl dağıldığını görürken düzeltti. Boynunda hafifçe belirmiş kırmızı iz gördüğünde gülümseyerek aynanın önünden ayrıldı.

Banyodan çıkıp mutfağa girdi ve dolaptan domates salata çıkardı.
Kendince kahvaltı hazırlamaya başladı. Gökçe'ye güzel bir sofra kurmak istiyordu.

Hızlıca patatesleri soyup doğradı ve yağın içine attı, çay için kaynamış suyu çayın üstüne döktü. Elinin üstüne birkaç damla geldiğinde yüzünü buruşturdu, yanmıştı.
Bıçağı alıp domatese geri döndü.

"Günaydın."

Gökçe'nin hafif çekingen çıkan sesini duyduğunda domatesi kesmeyi bıraktı ve ona döndü. Üstünde kendi beyaz tişörtünü ve eşofmanını gördüğünde gülümsedi. Ondan daha kalıplı olduğu için giysileri onu küçük gösteriyordu.

"Günaydın. Biraz daha uyusaydın, yorgunsun."

Gökçe, artık utancını saklayamadı. Yanaklarının alev aldığını hissediyordu.
Yavaşça Kaya'ya yaklaştı.

"İyi uyudum. Yardımcı olayım."

Kaya ona döndü ve hafif çekingen ifadesini inceledi. Geri çekilip domatesi ona bıraktı ve elindeki bıçağı uzattı. Tam önüne geçtiğinde sırıttı. Utandığı için eğlenmek istiyordu.

Yanında yeni kestiği peyniri aldı ve Gökçe'yi izledi.

"Biraz kalın doğruyorsun."

Gökçe durdu ve ince soymaya çalıştı. Kaya sırıtarak çok ince olduğunu söyledi. Nasıl soyduğu aslında hiç umrunda değildi. Her türlü yiyecekti, böyle şeylere takılmazdı.

Peyniri geri bırakıp arkasına geçti ve ellerini tuttu. Asıl amacına ulaşırken omzundan eğildi.

"Sana göstereyim şekerim."

Gökçe sesindeki alayı duyduğunda dirseğini karnına geçirdi. Onunla eğlendiğini biliyordu.

"Alt tarafı domates şekerim."

Gökçe şekerim kelimesine baskı yaparken o da eğlendiğini inkar edemezdi. Kaya karnına aldığı darbeyle acı içinde güldü, beline sarıldı. Utandığı gerçeğine daha fazla kayıtlı kalamamıştı.

Boynundan öpmeye başladı. Gökçe'nin kıkırtısı kulağına geldiğinde öpmeyi bıraktı. Huylandığını anlamıştı.

Aklına saat geldiğinde tamamen durdu.
Saat dokuzu çoktan geçtiğinden emindi. Ve daha hafta içindelerdi.

V.V.I.P. [BxB]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin