8. Kâbus gördüm

679 24 58
                                    

İyi okumalar ✨

Aşağı indiğimde Yıldız abla ve Gökalp girdi görüş açıma. Gökalp beni gördüğü an yüzünde zorla seçe bildiğim gülümseme yaranmış, "Günaydın." demişti yüzünün aksine duygusuz tınıda.

Önce şaşırarak bakmış, ardından burukca gülümseyerek "Günaydın." diyerek cevap vermişdim. Yine somurtarak masaya geçtim. Hâlâ kabusun etkisinden çıkamamıştım.

Her zamanki yerlerimizde oturmuş,  Gökalpın bakışlarını üzerimde hissediyordum. Moralimin bozuk olduğunu anlamamak mümkün değildi. Saklamadım, gerek duymadım buna.

Bakışlarının üzerimde olmasına daha fazla dayanamamış, dönüp baktığımda bakışlarımız buluşmuştu. "Bir sorun mu var?"

Gökalpa bu gün gerçekten birşeyler olmuştu. Her zamankinden daha farklıydı. Zaten değişik biri daha da değişmiş gibi. Atladığım birşey mi vardı? Ondan farklı bir enerji alıyordum.

"H-hayır. Sadece," sıkkın bir soluk vererek "Gece kâbus gördüm." dedim sona doğru kısılan sesimle, ardından bakışlarım önüme döndü. Cevabım üzerine birşey demeden oda önüne dönmüş, yemeğe başlamıştık.

Moralim bozuk, iştahım yoktu. İçimden yemek yemek geçmiyor, açlık bile hissetmiyordum. Yinede zorla da olsa bir iki lokma atmıştım ağzıma. Çok yemek yiyen değildim, bugün daha da az yemiştim. Bununda Gökalpın gözünden kaçmadığına eminim, kahvaltı faslı boyu bakışlarını üzerimde hissetmiştim.

Artık kendimi zorlayamamış, odama gidip tüm günümü uyuyarak geçirmek istemiştim. Masadan kalkarak merdivenlere yöneleceğim zaman "Film izleyelim mi?" diye bir teklif duymuştum, hemde Gökalptan.

Artık eminim, birşeyler olmuş, benim bilmediğim birşeyler...

"İstemiyorsan sorun değil." Fazla sessiz kalmış, sorusunu cevapsız bırakmıştım. Gökalpa her ne olduysa iyiki olmuştu, bu durumundan yararlanalım biraz. Bu şans yine elime geçmeye bilirdi.

Ben koltuğa ilerlediğimde oda peşimden gelmiş, birlikte koltuğa oturduk. Ben bir ucuna oda diğer ucuna oturmuştu. Büyük koltukta değildi. Aramızda birkaç adım mesafe vardı.

"Ne izlemek istersin?" Göz göze geldik. Grileri mutluydu, onu mutlu görmek nedensizce beni de mutlu ediyordu.

"Fark etmez." dedim zorla yüzüme gülümseme yerleştirerek. Önüne döndü "O zaman komedi seçiyorum." dedi ve önüne gelen filmlerden her hangi birini seçti.

Aklım hâlâ gördüğüm kabustaydı. Gözüm televizyonda ama filme dikkatimi veremiyordum. Komedi severdim, sadece izleyecek günümde değildim.

Yine ailemi ve hayatımı mahveden insanlar girmişti rüyalarıma. Eskiden sık sık görürdüm aynı kabusu, zaman geçtikçe azalmaya başlamıştı. Ama kabustan sonraki halim hâlâ aynıydı.

Her zaman olduğu gibi yine oturup sadece kabusu, o anıları düşünmek istiyordum. Bunu yapmak beni daha da kötü ediyor, ama kendimi de  yapılmasından alı koyamıyordum.

Film artık bitmiş, bense saatler boyu gözümü renklerin, insanların değiştiği ekranda gezdirmiş, konusu ne, ona bile dikkat etmemiştim.

Renklerin yok olup ekranın kararması dikkatimi çekmiş, filmin bittiğini farketmiştim. Siyah ekranda gözüme koltuğun öbür ucunda oturan Gökalp görünmüştü.

Kafasını koltuğa yaslamış, kollarını göğsünün altında kenetlemiş, tamamen bana dönmüştü. Bakışları üzerimdeydi, ama bu süre boyu
hissedememiştim.

Saklı sırlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin