İyi okumalar ✨
"Küçük hanım, çok tatlı olmuşsunuz bu gün." Taner abinin neşeli sesi duyulmuştu.
"Teşekkür ederim, Taner abi." Aynı onun gibi neşeli çıkarmaya çalıştım sesimi.
"Çok güzel olmuşsun gerçekten. Gökalpın zevki fena değildir."
Yıldız ablanın söyledikleriyle Gökalp hafif öksürmeye başlamış, bakışlarımı önce üzerimdeki kıyafetlerde gezdirmiş, daha sonra Gökalpa yöneltmiştim.
Bakışlarımız kesiştiği an gözlerini kaçırmış, yumruk yaptığı elini dudaklarının üzerine kapamıştı. Boğazını temizleyerek kendine gelmeye çalışıyordu.
"Nasıl? Anlamadım." dedim sorgulayan bakışlarımı Yıldız ablaya döndererek.
"Üzerindekileri," deyip gözleriyle kıyafetlerimi gösterdi. "Gökalp seçmişti. Bunlar Dileğe çok yakışacak deyi-"
"Yıldız abla, bu kadar yeter bence." Gökalpın konuşmasıyla Yıldız ablanın lafları yarım kalmıştı. Devamını getirmeye gerek yoktu. Yeterince anlamıştım demek istediğini.
Duyduklarımla yüzümün yandığını hissetmiştim. Taner abiyle Yıldız ablaysa durumdan memnun, önlerine dönerek sırıtıyorlardı.
"Bu arada yemekler güzel olmuş, ellerinize sağlık." dedi Taner abi, iştahla yemesinden de belliydi beğendiği.
"Afiyet olsun." dedim utanarak.
"Afiyet olsun, canım. Çoğunu Dilek yaptı. Ben pek birşey yapmadım." Haklıydı, çoğunu ben yapmıştım. Ama onun da yardımı vardı.
"Öyle mi?" diyerek Taner abi şaşırmış bana bakıyordu.
"Gökalp için büyük hevesle yaptı her şeyi." Bu sefer ben öksürmeye başlamıştım. Şimdi anlaşıldı nedeni.
Bu sefer ben parmaklarımla dudaklarımı örtmüş, boğazımı temizleyerek kendime gelmeye çalışdım.
Taner abinin konuşmasıyla bakışlarım ona dönmüş, "Bir şey mi oldu Gökalp?" demesiyle hızla Gökalpa baktım.
Şaşkın bakışları önce beni bulmuş, ardından Taner abiye dönmüştü.
"Yoo." dedi düz bir şekilde.
"Sırıttında ondan dedim." diyerek ikiside sırıtmaya başlamıştı. Anlaşıldı bugün bizi rahat bırakmayacaklar.
"Hoşuna gitmiştir o yüzden." Yıldız abla kendince sessiz söylemişti.
"Aa, evet, doğru." İkiside ellerini bir birine vurup sırıtmaya devam etti.
Ben bezgin bakışlarımı onlara göndermiş, Gökalpse kaşları çatılı bakıyordu.
"Abi, abla... Lütfen..."
"Tamam ya. Ne utandın sende." Taner abinin söylenişine göz devirip yemeğime döndüm. Gökalp kafasını iki yana sallayarak önüne dönmüş, yemeğine devam etmişti. Benim artık iştahım kaçmıştı, bu kadar utançtan sonra.
Taner abinin telefonunun çalmasıyla hepimiz kafamızı kaldırmış ona bakmıştık. Ayağa kalkarak "Bunu açmam gerek." dedi ve mutfaktan çıkarak bizden uzaklaştı. Kısa bir süre konuşup geri yanımıza geldi.
"Benim gitmem gerek."
"Nereye?" Yıldız ablanın sorusuyla ona kısa bakış atmış, endişeyle Gökalpa bakarak "Çağrı bey aradı. Bir işi varmış." dedi.
Bir sorun olduğunu anlamış, Gökalpa dönmüştüm. Kafasını eğmiş, sırıtıyordu. "Kendi adamları yetmiyor mu ona?"
"Oğlum, duymuş işte yaralandığını. Onun için çağırıyordur."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saklı sırlar
Novela JuvenilSaate baktım, gece üçtü. Bense yeni işimi bitirmişdim. Hazırlanıp kafeden çıktım. İşten sonra hep gittiğim bir park vardı. Orada biraz oyalanıp eve geçecektim. Saatin geç olmasına aldırmadan parka gitmeye başladım. Zaten beni merak edicek birileri...