KORKU FİLMİ

3.1K 89 25
                                    

Ş: günaydın babacım, günaydın annecim
Diyerek indi aşağı, yanaklarına bir buse kondurdu kahvaltı masasına oturdu
T: günaydın aşkım
A: günaydın kızım
T: biraz hızlı ol, şirkete gidicez biliyorsun
Ş: ama babacım, bugün gelmesem, lütfen
T: hiç öyle bakma hayatım, geliceksin, itiraz yok, ne zamandır gelmiyorsun zaten
Ş: peki
Dedi istemeyerek, kısa sürede kahvaltılarını yaptılar, hazırlandı ve şirkete geçtiler.
T: benim bugün işlerim yoğun kızım, sen odana geç, ben yanına uğramaya çalışırım
Ş: önemli değil babacım, sen bak işlerine
Tekin bey kızının yanağına bir buse kondurup gitti, Şebnem ise telefonunu oynayarak yukarıya çıkıyordu, aşağı inen Selim'e çarptı, Selim'in elindeki kağıtlar yere saçıldı
S: önüne baksana
Ş: asıl sen önüne bak, sen bana çarptın
S: ben mi, sana yürüken telefon oynanmaması gerektiğini öğretmediler herhalde
Ş: şuna bak ya hem suçlu hem güçlü, oynarım oynamam sana ne, ayrıca sen önüne bakıyor olsaydın elimde telefon olduğunu, baktığımı görüp yanımdan geçecektin ama nerde
S: sus ya şuan hiç dinleyemicem seni, yardım et de bari de şu kağıtları toplayalım
Ş: başka bir emriniz var mı küçük bey, uşağın mı var ya toplayamam ben
Diyerek yanından geçerek odasına girdi. Selim sinirle topluyordu kağıtları
S: ukala
Şebnem sandalyesine oturmuş dönüyordu, bir kaç saat sonra canı sıkılmıştı, kendini oyalayabilmek için bir şeyler arıyordu, ilk çekmeceyi açtı, biraz karıştırdı, bir fotoğraf buldu, eline aldı, gözleri dolmuştu
Ş: Yavuz
Dedi, ölümünden biraz da kendini suçlu hissediyordu derken Selim içeriye daldı, Şebnem hemen fotoğrafı çantasına koydu, kendini toparladı
Ş: hödük müsün, sana kapı çalmayı öğretmediler mi
S: öğretmediler canım
Ş: niye geldin sen
S: Tekin amca seni çağarıyor
Ş: baştan söylesene şunu
Dedi ve hemen çantasını alıp odadan çıktı, babasının yanına geldi, Selim de arkasındaydı
Ş: buyur babacım
T: aşkım nasılmış bakalım, nasıl bir gün geçirmiş
Ş: çok sıkıcıydı babacım
T: alışırsın
Ş: ee sen niye çağırdın beni
T: kızımı özledim, görmek istedim, olamaz mı
Ş: olur tabi neden olmasın da babacım ya ben çıksam, gerçekten çok sıkıldım, hem Kainatla buluşacaktık, şimdi kıza hayır demiyim dün söz verdim, sözümde durmam gerek ama demi, lütfen, çıkabilir miyim
T: çık bakalım, ha Selim nasıl olsa sen de izinlisin, zahmet olmassa Şebnem'i gideceği yere bırakır mısın
S: tabiki Tekin amca
Ş: yok babacım ben taksiyle giderim
T: bir dediğimi de ikilettirmesen çok güzel olurdu, hadi aşkım
Ş: peki babacım
Diyerek yanağına bir buse kondurdu ve Selim ile aşağı indiler, Selim arabaya bindi, Şebnem kapının önünde duruyordu, Selim baktı, Şebnem gözüyle kapıyı işaret ediyordu, indi arabadan, karşısına geçti
S: ne bekliyorsun acaba
Ş: nezaketi evde mi bıraktık, kapıyı açsana
S: off Şebnem off
Diyerek açtı kapıyı ve bindiler
S: nereye gidiyorsun
Ş: size
S: doğru, neden soruyorsam zaten, başka nereye gidebilirsin, ayrıca ben hergün seni görmek zorunda mıyım
Diyerek eve doğru ilerlemeye başladı
Ş: Kainat için gidiyorum, merak etme ben de sana meraklı değilim
S: işte buna sevindim
Ş: ukala
S: ben mi, sen ayaklı ukalasın be
Ş: seni ilgilendirmez, ister ukala olurum ister küstah, konuşma sadece arabayı sür lütfen, seni dinlemek istemiyorum, babam söylemeseydi arabanada binmezdim ama neyse
S: istesende bindirmezdim
Ş: Leyla neden gitti şimdi daha iyi anlıyorum
Selim sinirlenmişti, şimdiye kadar gayet sakin konuşmuşlardı ama konu Leylaya gelmişti
S: ne diyorsun sen ya, o okulu için, kendi için gitti, bundan sanane
Ş: ee kim olsa giderdi, sen bu kafayla fazla yaşamassın zaten. Biraz sakin olmayı öğren, asabileşme hemen, sinirlenme. Hem kötü bir şey söylemedim ki, kim olsa giderdi dedim. Sana seni anlatsam kim bu dersin, pardon ya bağırır mısın yoksa-
S: Yavuz'un da neden öldüğü şimdi anlaşılıyor, sana kim dayanabilir ki, bir sus, bindiğimizden beri dır dır dır, başımın etini yedin, ne o, beni demi öldüreceksin
Şebnem susmuştu, gözleri doldu, aradan ne kadar süre geçerse geçsin yine de seviyordu, özlüyordu
Ş: sağa çek
S: Şebnem saçmalama, bak ben öyle söylemek istemedim
Ş: sağa çek
Selim arabayı sağa çekti ve durdu, Şebnem çantasınıda alıp indi, yürümeye başladı, Selim ise gaza basıp gitti. Şebnem tuttuğu göz yaşlarını serbest bıraktı, gördüğü bir banka oturdu ve hıçkırıklara boğuldu
Ş: hepsi benim yüzümden, Yavuz benim yüzümden öldü. Oysaki herkes gibi sevmemiştim, kimsenin sevmediği gibi sevmiştim.
Bir süre daha oturdu ve kalktı, kısa sürede Kainatgile gelmişti, kapıyı çaldı, yardımcıları açtı ve Şebnem içeriye girdi. Filiz hanım Selim ile oturuyordu
Ş: iyi günler
F: aa hoşgeldin Şebnem kızım, gel otur, iyi misin sen, ağladın mı
Ş: ha-hayır iyiyim sağolun, Kainat odasında mı
F: evet seni bekliyordu
Ş: o zaman daha fazla bekletmeyeyim, görüşürüz
Diyerek Filiz hanımın yanağına bir buse kondurdu ve yukarıya çıktı, kapıyı çalıp gel sesini duyduktan sonra açtı
K: Şebo, hoşgeldin ya nerde kaldın
Ş: hoşbuldum kuzum, yürüyerek geldim ondan geciktim biraz
K: bir şey mi oldu
Ş: hayır, ne olabilir ki, hadi sen koy şu filmide izleyelim
K: Tekin amcaya söylesende yemeğe kalsan, akşam izleyelim korkunç korkunç güzel olur
Ş: süper fikir
Diyerek arayıp Tekin beyden izin aldı, sonrada aşağı indiler.
K: annecim Şebnem akşam yemeğine kalacak
F: kalsın tabi, söylemene bile gerek yok
Ş: eğer rahatsız olursanız-
S: yok alıştık biz canım ne rahatsızlığı, burası seninde evin sayılır
F: Seliiim ayıp oğlum
Ş: önemli değil Filiz teyze, haklı ben gideyim
F: otur kızım aa bakma sen ona, burası senin de evin
K: evet Şebo, dur sen ben Emine teyzeye söyleyeyim de bize birer kahve yapsın
F: dur kızım sen, Emine yemek yapıyor ben yaparım, o yorulmasın
K: tamam annecim
Filiz hanım mutfağa gitti
S: ben odamdayım sizi çekemicem
Diyerek Selim de odasına çıktı. Kainat Şebnem'e döndü
K: hadi ama rahat ol, burası seninde evin, ver ben çantanı koyup geleyim
Çantayı aldı ve yanlışlıkla düşürdü içindekiler döküldü
K: pardon ya
Ş: önemli değil toplarız şimdi
Şebnem de eğildi hemen toparladılar, Kainat çantayı koyup geldi, ayağının bir şeyin üstüne bastığını hissetti, ayağını çekti ve eğilip aldı, bu Yavuz'un fotoğrafıydı, Şebnem'in karşısına oturdu, fotoğrafı gösterdi
K: hala mı
Şebnem hemen aldı ve cebine koydu
Ş: yok canım çantamda kalmış
Bu sırada Selim indi, konuştuklarını duyunca bir yere saklandı ve dinlemeye başladı
K: Şebneem, yapma ama böyle, bak senin bir suçun yok, kazaydı, böyle yaparak hiç bir yere varamıssın, unut artık, bak kaç sene oldu
Şebnem ağlıyordu
Ş: Her şeyinden bir parça sevdim; Biraz gülüşünden Biraz kokusundan Biraz sesinden Biraz gözlerinden Biraz ellerinden Ömür yeter mi unutmaya?
K: ama böylede olmaz, önünde kocaman bir hayat var, hayatına başkalarını almayı dene, daha iyi hissedersin belki, en azından bir kere dene
Ş: Anlamıyorsunuz. Onun kollarında huzur vardı. Beni iyi hissettirebilecek her şey ondaydı. Yapamıyorum işte. Özlüyor insan, bir zamanlar her şeyi olduğu adamı özlüyor
Kainat Şebnem'e sarıldı, Selim arabada söylediklerine pişman olmuştu
S: demek çok seviyordun, geçici bir heves değildi Şebnem Gürsoy
Dedi içinden ve tekrar odasına çıktı. Filiz hanım geldi, ayrıldılar, Şebnem hemen gözyaşlarını sildi
Ş: size de zahmet oldu
F: bir daha duymayayım, afiyet olsun
Diuerek kendi kahvesinide aldı ve oturdu
F: ee bakalım Şebnem napıyosun, nasıl gidiyor hayat
Ş: nasıl olsun ya bildiğiniz gibi, zevk almaya çalışıyoruz, iyi ki Kainat var, yoksa ben ne yapardım
K: ayy, sende iyi ki varsın
S: hepimizde iyi ki varız
Diyerek Selim geldi ve Filiz hanımın yanına oturdu
S: bana yok mu kahve
F: yukarıya çıktın diye ben Emineye verdim
Tam o sırada Filiz hanımon telefonu çaldı ve
F: pardon
Diyerek konuşmak için oradan uzaklaştı. Cansu ile Şebnem aralarında konuşuyorlardı, Selim ise televizyon izliyordu, konuşması bitince Filiz hanım geldi
F: benim çıkmam lazım, kusura bakmazsın demi Şebnem kızım, Harun aradı şirkette iş yemeği varmış, Asugilde gideceklermiş. İzin aldım bugün burdasın
Ş: ama-
F: itiraz yok, size iyi akşamlar
Diuerek çıktı Filiz hanım, üçü kalmışlardı.
K: çok sevindim ya, bugün sabahlarız demi, hemen yatmayalım
Ş: yarın iş var ama neyse, tabiki sabahlarız, böyle fırsat kaçar mı
S: işiniz gücünüz dedikodu
K: ya abi karışmasana sen
E: çocuklar yemek hazır
K: geldik Emine teyzecim
Diyerek masaya geçtiler, Şebnem acıkmış olacak ki baya yiyordu
S: Şebnem
Ş: efendim
S: nefes alsan, yavaş yesen
Ş: olmaz o zaman kilo alıyorum
S: anladım
Ş: hiç sanmıyorum
Şebnem hepsinden önce doyup kalkmıştı, sonrada Kainat ile Selim kalktı, Selim odasına gitti, Kainat ile Şebnemde odasına çıktı, açtılar korku filminü izlemeye başladılar, korkuyorlardı, birbirlerine sarılıyorlardı, arada bağırıyorlardı, Selim ise sesten rahatsız oldu ve oturduğu yataktan kalktı, Kainat'ın odasına gitti, kapıyı açtı, ikiside bağırıp birbirlerine sarılmışlardı
S: sakin olun ya benim Selim
Ş: insan kapı çalar, kalbimize iniyordu
S: korkuyosunuz izlemeyin o zaman, uyuyamicaksınız sonra
Ş: ben ve uyuyamamak, özne yüklem uyuşmazlığı var
K: bende uyurum, hem sen niye geldin
S: sessiz olun demeye ama ben de sizinle izleyebilir miyim
K: hadi gel bakalım
Selim kapıyı kapatıp içeriye girdi ve aralarına oturdu, ikiside Selim'in birer kollarına girmiş, kafalarını omuzlarına görmüştü. Bir saat sonra film bitti, Şebnem'in başı hala Selim'in omzundaydı, Kainat ışığı açtı, baktılar ki Şebnem uyumuş
K: kıyamam ya, ablaların birtanesi bu tipe bak
S: çok konuşma, aç yatağıda yatıralım
K: tamam be ne kızıyon
S: kızmadım ki
Selim kucağına alıp Şebnem'i yatırdı, Kainatda yattı ve kısa sürede uykuya daldı.

Yorumlarınızı bekliyorum, nasıl olmuş ilk bölüm, devam edeyim mi :)(:

YILLAR SONRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin