ASİSTAN

967 59 16
                                    

Ş: iyi dersler aşkım
Diyerek yanağına kocaman bir buse kondurdu ve çıkardı Çınarı. Sonrada Seimle ikisi şirketlerine geçtiler. Selim'in bir toplantısı vardı, bir saat sürdü, çıktıktan sonra odasına geçti, o sırada Kainat geldi
S: hayırdır, hangi rüzgar attı seni
K: hiiç abicim geçiyodum uğrayayım dedim, işin çoksa sonra gelirim
S: sonra hallederim önemli değil, nasılsın bakalım
K: iyiyim ne olsun sen
S: gördüğün gibi
Kapı çaldı, içeriye İrem girdi
İ: pardon Selim bey, Fatih beyler toplantı için gün istiyorlar, hafta sonunuz boş, birde önümüzdeki salı
K: of, of, of
S: salı olsun, bizede iki kahve söyler misin
İ: hemen
K: dur, sen kaç kilosun
İ: 55
S: abicim sanane
K: bir dakika abicim, gözlerin siyah, saçlarında, bu arada bu kıyafet ne, eteğini giymeden gelseydin, gömleğinide boğazına kadar düğmele
S: Kainat sen napıyon acaba, bu mu kısa
K: evet şuna bak
İ: ama bu kalem etek, daha uzununuda ben giyemem, Selim bey
S: kusura bakma İremcim, sen çıkabilirsin
Dedikten sonra İrem çıktı
S: anne adı baba adı onlarıda alsaydın
K: yok, bu kadar istedi Şeb-
S: Şebnem dimi
K: ya abi söyleme Şebneme valla keser beni, bak çocuğum var benim
S: hayır anlamıyorum ki ne bu kıskançlık
K: senin onu bırakmandan korkuyor o kadar, kızma, bak kendi gelmedi beni gönderdi, kendi gelse daha mı iyiydi
S: o da doğru
K: neyse abicim ben kalkayım, öğreneceklerimi öğrendim
S: nereye
K: Şebneme tabiki
S: sen dur, ben gider anlatırım ona
K: ama abi bi-
Tamamlamasına izin vermeden çıktı Selim, arabasına atlayıp şirkete geldi, Şebnemin kapısını çalıp odasına girdi
Ş: Ka- hayatım sen misin, hoşgeldin, otur
S: hoşbuldum sevgilim
Ş: bir şey yok demi
S: yok, öyle bir dolaşayım dedim, karımı göreyim
Ş: ayy iyi yapmışsın
S: sen uğramadın şirkete, asistanı görmeye
Ş: hah ne gerek var canım, iş yapıyosunuz sonuçta
S: dimi, iş yapıyoruz, sen Kainatı falan mı bekliyodun, sanki içeri girdiğimde Kainat dicektin
Ş: uğrarım demişti de ondan yoksa niye bekliyim
S: evet, benimleydi bi asistana baktı falan
Ş: yaa, öyle mi hiç ama hiç haberim yok
O sırada kapı çaldı, gelen Harun beydi, Selimi görünce sarılmak için tam adım atacaktı ki Selim yerinden kalkıp Şebnemin yanına geçti
Ş: buyrun
H: oğlum, yapma böyle bak ben seni çok özledim, Filizde öyle
S: konuşmak istemiyorum
H: Selim-
S: istemiyorum dedim ya
Ş: siz niye gelmiştiniz
H: seninle konuşmak için gelmiştim kızım
Ş: gördüğünüz gibi müsait değilim, eşim gidince konuşuruz, çıkabilirsiniz
H: bir kere sarılsaydın
Ş: Harun bey, lütfenn
Selim Harun beye arkasını döndü ve masaya yaslandı, gözleri dolmuştu, yaşlar istemsizce akmaya başladı, Şebnem farketti
Ş: Harun bey dışarı çıkın
H: bir dakika konuşalım, lütfen oğlum
Ş: çıkar mısınız ya, konuşmak istemiyor görmüyo musun, çık
Dedi biraz yüksek sesle, Harun bey istemesede çıktı. Şebnem Selimin karşısına geçti, göz yaşlarını sildi ve sarıldı, sonra çekildi ve ellerini boynuna doladı
Ş: ben seni her ne olursa olsun bırakmicam, her zaman yanındayım unutma olur mu
S: unutmam. Benim babam böyle birisi olamaz, anneme yaptıkları, sana söyledikleri, Tekin babaya yaptıkları, neden bu kadar kötü, ya bende öyle biriysem, ya bende öyle olursam
Ş: saçmalama, sen kocaların en tatlısı, babaların en birincisisin. Tamam ne kadar üzsede belki onunda kendince sebepleri vardır.
S: sebep mi, karısını dövmesine ne sebep olabilir Allah'ın aşkına
Ş: tamam ya üzme kendini
Diyerek yapıştı dudağına, o sırada içeriye Kainat daldı, Şebnemgili görümce hemen döndü, Şebnemde hemen çekildi
Ş: haha Kainatcım, ho-hoşgeldin, bizde şey yapıyoduk konuşuyoduk işte diyoduk falan, otursana
K: oturayım bari
S: bende şirkete gideyim artık
Diyerek Şebnemin yanağına kocaman bir buse kondurdu
S: görüşürüz
Ş: görüşürüz hayatım da dursaydın biraz daha
S: işim var hayatım akşam görüşürüz
Ş: peki, şey eve geçerken sizin ordaki manavdan kivi alır mısın
S: alırım tabi
Ş: unutma ama
S: unutmam, ben çıkayım artık sizde başlayın asistanımı çekiştirmeye
Ş: biz mi
K: aşk olsun abi
Selim gülerek çıktı, Kainat Şebneme döndü
Ş: ee anlat bakalım
K: kadın yetmiş kilo, siyah gözlü, siyah saçlı, beyaz tenli, kalem etek giymiş ama yırtmacı fazlaydı, üstündeki gömlekte çok açıktı
Ş: off yaa çok mu güzeldi
K: of of of, ne diyon sen, senden güzel olmasın ,bildiğin taş
Ş: Kainat asıl sen ne diyon, napıcam ben
K: hiçbir şey tabiki, merak etme abim beyaz ten sevmez
Ş: ha yani kumral olsa-
K: hayır tabiki, ben ne dediğimi biliyo muyum
Ş: ben yarın bi şirkete gidiyim dimi, gidiyim de göriyim, evet evet, hatta şimdi gideyim, yok yarın giderim
K: ben gidiyim artık, Can bekliyo
Ş: tamam canım, görüşürüz
K: görüşürüz
Dedikten sonra Kainat gitti. Şebnemde bir iki işini hallettikten sonra çıktı ve eve geldi. Üzerini değiştirdi ve kendini koltuğa attı, o sırada kapı çaldı, kalkıp kapıyı açtı
Ş: annecim hoşgeldin
Ç: hoşbuldum
Diyerek çantasını ve ceketini çıkardı, tam içeriye geçiyordu ki Şebnem kolundan tuttu
Ş: aşkım hala öğrenemedin, önce üzerini değiştir, elini yüzünü yıka sonra içeriye geçersin, hadi annecim ben sen içeride bekliyorum
Diyerek içeriye geçti, Çınarda odasına çıktı, üzerini deştirdi, ellerini yıkadı ve aşağı indi, Şebnemin kucağına oturdu
Ş: nasıldı okul
Ç: iyiydi, sen ne zaman geldin
Ş: yeni geldim sayılır
Tekrar kapı çaldı
Ş: baba geldi galiba, sen şöyle otur ben kapıyı açayım
Diyerek kalktı, bir an başı döndü
Ç: annecim
Ş: iyiyim oğlum başım döndü sadece
Dedi ve kapıya gidip kapıyı açtı
Ş: hoşgeldin sevgilim
S: hoşbuldum hayatım, buyur bu senin siparişin
Ş: çok sağol
Diyerek dudağına kocaman bir buse kondurdu
S: böyle öpceksen ben hergün gelirken kivi getiriyim
Ş: hemen şımar zaten
S: şımarırım tabi
Diyerek arkasından sarıldı
S: Çınar geldi mi
Ş: içeride
S: böyle kalsak
Diyerek kafasını Şebnemin boynuna gömdü
Ş: hayatım çocuk okuldan geldi, acıktı, hadi sende yukarı ellerini yıka gel
S: emredersiniz annecim
Ş: annecim ne be
S: şaka yaptım, gittim bile
Diyerek yukarıya çıktı, Şebnem masayı hazırladı, bu arada kivide yemişti. Kısa sürede akşam yemeklerini yediler ve koltuklara geçtiler. Çınar odasına çıktı Selimgil ise televizyon izliyordu, o sırada Selime mesaj geldi
Aşkım seni çok özledim ❤❤❤
Yazıyordu, numara gözükmüyordu
Ş: kim hayayım
S: ha ba-banka hayatım
Ş: hmm, bak burası çok güzel, ben bir kere izemiştim bunu
Tekrar mesaj geldi
Seni Seviyorum Selim İnan
Selimin ifadesi değişmişti, biraz bozulmuştu
Ş: noldu, yüzün düştü, kötü bir şey mi
S: hayır sevgilim, banka yine, kredi falan diyo
Derken bir tane daha geldi
Ş: buda mı banka
Diyerek elinden aldı ve mesajı seslice okudu
Ş: seni hissetmek ço-çok güzeldi, şuan yanında olmak için neler vermezdim, bunu banka atmış olamaz herhalde, kim bu
S: sana yemin ederim ki bilmiyorum, bak numarasıda gizli, belliki aramızı bozmaya çalışıyo, biliyosun ben bütün gün şirketteydim. Bana inanıyosun demi
Ş: hissetmek falan diyo
S: valla bilmiyorum, sana yemin ederim ben senden başkasına dokunmadım, dokunmamda, gerçekten
Diyerek Şebnemin kafasını göğsüne bastırdı, Şebnem inanmak istiyordu, ellerini Selimin beline doladı ama içindede şüphe yok değildi
S: bana inanıyosun demi
Ş: inanıyorum, neyse al telefonunu ben içecek bir şeyler koyup geleyim
Diyerek mutfağa gitti, masaya dayandı
Ş: olmaz demi, yapmamıştır, beni aldatmamıştır, ben Selimsiz ne yaparım, ya başkasına dokunduysa, ya ben bugün başkasının öptüğü dudakları öptüysem, of Selim, of
Diyerek birer bardak meyve suyu koydu ve içeriye geçti, kendilerininkini bıraktı
Ş: Çınara bakayım bi
Diyerek bir bardak alarak yanına çıktı
Ş: benim aşkım napıyomuş bakalım
Ç: oyun oynuyorum, annecim dur, askerime bastın ama, kolu kırıldı ya, o olmadan savaşamam
Ş: özür dilerim annecim görmedim, sen bu meyve suyunu iç, iyice hazırlan savaşa ben kolunu yapıştırıp geliyim aşağıda
Ç: tamam ama çabuk ol
Ş: tamam
Diyerek aşağı indi, içerideki çekmecelere bakmaya başladı
S: noldu hayatım
Ş: askerine bastım Çınarın, kolu kırıldı, yapıştırıcı arıyorum
S: orda olması gerek
Ş: nerde bu ya of
Dedi yüksek sesle, içi içini yiyordu, Selimin bir başkasına dokunmuş olma ihtimali sinir ediyordu
S: sakin sevgilim buluruz şimdi
Ş: sakinim ben zaten
S: al bak burdaymış
Ş: ver
Diyerek elinden sertçe aldı ve yukarıya çıktı, askeri yapıştırıp verdi. Başına bir buse kondurdu ve aşağı indi, oturacakken başı döndü, koltuğa tutundu
S: noldu iyi misin
Ş: başım döndü sadece yok bir şey, tamam bırak
Bir süre daha oturdular, sonra yattılar, Selim arkadan Şebneme sarıldı, Şebnem kalktı yataktan
S: noldu
Ş: ben uyuyamadım burda, aşağıda yatıcam, sana iyi geceler
Diyerek bir yastıkla pike aldı ve aşağı inip koltuğa yattı. Sabah ilk kalkan Şebnem oldu, kahvaltıyı hazırladı, Selimle Çınarda uyandı ve beraber kahvaltılarını yaptılar. Servis geldi Çınar çıktı. Şebnemde tam çıkıyordu ki Selim kolundan tutup durdurdu
S: Şebnem
Ş: efendim
S: ben seni aldatmadım, aldatmamda, ben seni çok seviyorum, yapma böyle
Şebnem bir iki saniye Selimin yüzüne baktıktan sonra sarıldı, sonrada çıktılar. Şebnem iki tane toplantıya girdi çıktı, işleri hafiflemişti, Selimide merak ediyorsu, arabasına atlayıp Selime gitti. Selim ise toplantıdan çıktıktan sonra evraklarla uğraşıyordu, o sırada içeriye İrem girdi
İ: Selim bey sizinle biraz konuşabilir miyiz
S: tabiki, buyur şöyle
Diyerek koltuğu gösterdi ama İrem Selimin yanına gitti, masaya oturdu
S: İrem hanım koltuk var
İ: burası daha iyi, benim sizle konuşmak istediğim konu şey, sizsiniz. Ben sizi istiyorum
Diyerek elini Selimin baklavalarında gezdirdi
S: odamdan çıkar mısınız, kovulmak istemiyosanız çıkın, bu konuşma hiç yaşanmamış gibi
İ: sende beni istiyosun biliyorum
Diyerek gömleğinin önünü tamamen açtı, Selim tam kalkıyordu ki İrem masadan indi ve Selimin kucağına oturup ellerini Selimin boynuna doladı, ayaklarınıda Selimin beline doladı iyice çekti kendine sonrada yapıştı dudağına. Kız öyle öpüyorsu ki Selim kalkamıyordu, dudaklarını ayıramıyordu, o sırada Şebnem girdi içeriye ama farkermemişlerdi. Şebnem onları bu halde görünce elinden çantası düştü, İrem dudaklarını ayırdı, ikiside Şebneme baktı. İrem önünü kapattı ve Selimin kucağından kalkıp odadan çıktı. Şebnemin gözleri dolmuştu, çantasını aldı
Ş: inanmıştım, beni a-aldatmadığına inanmıştım
Dedi, tam çıkıyordu ki Selim kalktı ve kolundan tuttu
S: göründüğü gibi değil, açıklayabilirim
Ş: yazıklar olsun
diyerek kolunu çekti ve gitti, arabasına atlayıp Tekin beyin evine gitti, arkasından da Selim çıktı ama yetişemedi, eve gitti ama Şebnem yoktu. Tam çıkıyordu ki kapıda Kainatla karşılaştı
K: abicim noldu, Şebnem içeride mi
S: değil, büyük ihtimal Tekin babanın evinde, yanlış anladı, ben onu aldatmadım
K: dur ya ne aldatması
S: benim Şebnemi bulmam lazım
K: hayır, geç içeriye sen ben giderim, noldu bilmiyorum ama Tekin amcanın evine gittiyse durum kötü, kırarsınız birbirinizi, hadi abicim
S: haber ver ama
Selim içeriye girdi, Kainat ise Tekin beylere gitti kapıyı çaldı, Şebnem açtı, gözleri şişti, kırmızıydı ve hala ağlıyordu
K: kuzum
Şebnem Kainata sarıldı, içeriye geçtiler
K: noldu sana
Ş: Se-Selim
K: önce bi sakin ol, sonra anlatırsın
Bir süre sonra sakinleşmişti, ağlaması azalmıştı
K: anlatmak ister misin
Ş: dün buna mesaj geldi, özledim seni seni seviyorum falan diye bana banka mesajı dedi, üçüncüde elinden aldım, se-seni hissetmek ço-çok güzel falan yazıyodu, numara yoktu, işte ben seni aldatmıyorum, kim bilmiyorum falan dedi, hatta sonra soğuk davrandım sabah tekrar söyledi, inanmıştım ya, ben ona inanmıştım. Bugün şirkete gittim, kucağında asistan, kızın gömleği açık, dudak dudağa- ya bide hala inkar ediyor, gözlerimle gördüm ya, kız beni görünce hemen çıktı zaten, ben bunu hakedicek naptım ya
K: kıyamam, belki bi açık-
Ş: açıklama falan deme bana ya, neyin açıklaması, dudak dudağaydı diyorum, şirkette üstelik, ya benden başka birisi görseydi, o giren başka birisi olsaydı. Kucağındaydı bide, ayaklarını dolamış beline, altında etek, önü açık, ahhh düşündükçe sinirlerim zıplıyo Kainat, bak ellerim titriyo
K: sa-sakin Şebnemcim
Ş: ben bunu hakedicek naptım, naptım ha, yazıklar olsun
K: belki o paçoz yapıştı dudaklarına olamaz mı
Ş: Allah'ın aşkına hayvan gibi adam, kaktıramadı mı, ittirse yapışırdı böcek gibi duvara
K: o da doğru
Ş: hayır sevmiyosan, sıkıldıysan adam gibi gel söyle, başta istemesemde mecburen kabullemirim aldatmak ne ya, hemnde iki günlük aistanıyla, Kainat bak kendimi zor tutuyorum valla vak eline geçeni fırlatıcm, babacımın evi diye bir şey yapmıyorum
K: istersen bu gece burda kal, Çınarı ben bize götürürüm, yalnız kalıp kafanı dinlersin
Ş: sanada zahmet olucak
K: ne zahmeti, Defneyle ikisini alır geçerim eve
Ş: biraz zor durur ama, sağol, işi uzicakmış falan dersin
K: tamam ben hallederim, çıkayım artık, sende sakin, kırmak dökmek yok, bak Tekin amcanın evi
Ş: yok merak etme
Kainat çıktı, Selime gitti, içeriye geçti
S: noldu, orda mıymış, ne dedi, niye gelmedi
K: bu gece orda kalıcak, Çınarı ben bize götürücem, oldukça sinirli, arama, gitmede, yarın tatil zaten, konuşursunuz
S: ama-
K: abicim
S: tamam, peki, tamam ya bakma öyle gitmicem, aramakta yok

Yorummmm :)(:

YILLAR SONRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin