Sabah ilk kalkan Selim oldu, üzerini değiştirdi, kahvaltıyı hazırladı ve Şebnemi uyandırmak için yukarıya çıktı, dudağına bir buse kondurdu
S: günaydın sevgilim, hadi kahvaltı hazır
Ş: hıhı
S: uyan ama çayın soğuyo
Ş: uyucam ben
S: Şebnem
Ş: hıı
S: kahvaltıdan sonra kafeye gidicez bak, geç kalırız
Şebnem hemen kafasını kaldırınca tokuştular, ikiside kafasını tuttu
Ş: ya Seliim
S: sen çarptın ne Selimi, kafanda ağırmış
Ş: kofondo oğormoş, seninki çok hafifmiş
S: tamam ya ne bağırıyon
Ş: hadi git sen, bende üzerimi değiştirip geliyim
S: çarpan sensin, atar yiyen benim, kız tabi, Selim kim ki
Ş: Selim benim biricik kocam, tamam ya, canım yanınca biraz sesim yüksek çıktı, özür dilerim
S: affetsem mi acaba
Şebnem dudağına uzun bir buse kondurdu
S: affetmişim, hadi çabuk ol sende
Ş: tamam
Diyerek kalktı, Selim aşağı inmişti, elini yüzünü yıkayıp gardırobun önüne geçti
Ş: off ne giysem ki, hayır Şebnem düşünme, hah hayır tabiki, hayır ne babeti tabiki topuklu ayakkabı giyiceksin, noluyo ya, topuklu giyiceksin, tamam ya bir kerelik babet giyiveriyim, kafede olucaz nasıl olsa
Dedi ve altına bir şort giydi, üzerini omzunun biri açık olan uzun ve bol bir tişört giydi, şortu gözükmüyordu, yürürken gözüküyordu sadece, altınada babetlerini giydi, saçını salık bıraktı, fön çekti ve hafif makyaj yaptı, hazırdı, aşağı indi ve kahvaltıya oturdu
S: korkuyorum ama sen neden düz ayak-
Ş: evet hayatım, düz giydim, çünkü içimdeki ses o kadar çok ısrar etti ki, kıramadım
S: şu kocanıda kırmasan, gidip üzerine uzun bi şort giysen, hani altında bir şey olduğu belli olsa
Ş: kusura bakma hayatım
Kısa sürede kahvaltılarını yaptılar ve çıktılar, kafeye geldiklerinde hepside ordaydı, selam vererek oturdular
K: birleştik sonunda
Al: eski günlerdeki gibi
Ş: aynen ya
S: bu arada babaannem sizde değil miydi, nasıl geldiniz siz
K: abimlerle buluşacaktık falan dedim, birde Defne olunca işimiz kolay oldu, ben ilgilenurum da, siz çikun dedi, bizde geldik. Bu arada Şebnem senin saçlara noldu, rengi değişmiş, biraz kısalmış falan, hayırdır depresyona falan mı girdin
Al: bende bu kızda bir farklılık var ama ne diyordum
Ş: babaannen sağolsun
K: babaannem mi kesti
Ş: neyse ya, aklıma geldikçe bi kötü oluyorum
Ş: Almilla bilekliğin çok güzelmiş, nerden aldın
Al: Özgürün hediyesi
Ö: evet, bu yüzden söyleyemem
Al: seninde kolyen güzelmiş, ben daha önce hiç görmemiştim, yeni mi aldın
Ş: Harun babacım almış, sağolsun
K: babama bak sen
O sırada içeriye Umut girdi, yanlarına geldi, Şebnem hemen kalktı
Ş: Umut
U: yengecim
Diyerek sımsıkı sarıldılar, diğerleriylede selamlaştıktan sonra oturdu
Ş: ya düğünede gelmedin
U: gelicektim ama olmadı, yoksa ben biricik yengemin düğününü kaçırır mıyım
Ş: yenge deme ya, Şebnemi tercih ederim
U: nasıl istersen
K: ee Umut abi nasılsın, iyi misin
U: iyiyim Kainatcım, sağol sen nasılsın
K: bende iyiyim, ya seni çok özlemişim
Diyerek tekrar sarıldı ve yerüne oturdu
U: doğru söyleyin, bir iki gün ömrüm falan mı kaldı, ne bu yakınlık Kainatcım, sen beni sever miydin
K: aşk olsun, neden sevmeyeyim, severim tabi
Ş: hayatım sende bir şey söylesene
S: hoşgeldin kuzen
U: hoşbulduk Selim
Ş: hayırdır hangi rüzgar attı seni buralara
U: bilmem, bir uğrayayım dedim napıyolar
Ş: iyi yapmışsın
Bir süre sessizlik oldu
Ö: ben çok sıkıldım, bu ne ya, hepiniz sustunuz, canlansanıza
C: ne yapalım abi
Şebnem kafasını Selimin göğsüne koydu, Selimde saçlarıyla oynuyordu
Ş: hadi uyuyalım
Ö: ooo Şebnem, sen evlenince bi durulmuşsun, noldu sana
Ş: aa ne durulması, hadi söyle ne yapalım
K: bara falan mı gitsek, ne zamandır gitmiyoruz
S: sabah sabah
K: o da doğru
C: oturuyoruz işte, bir aradayız, ne sıkılması, ne yapabiliriz ki
Al: dedikodu bari yapalım dicem de, Selim uyudu mu o
S: Şebnem geldik hayatım
Ş: ha
Diyerek uyandı ve kaldırdı kafasını
C: uyudun
Ş: uyumadım ya gözlerimi dinlendiriyordum, Selim saçımı oynayınca uykum geldi o kadar, yoksa uyumak falan, ıı, yok yani, uyumadım
Ö: tabi canım
U: ben kalkayım artık
Dedi, tam kalkıyordu ki Şebnem kolundan tutup çekti, oturttu
Ş: gitme, yani oturuyoruz işte napıcan gidip
Umut oturdu, Şebnem'e mesaj attı, Galiba ben aşık oldum, bugün görüşücez, benim şimdi kalkmam lazım, en kısa zamanda sana her şeyi anlatırım, tüm detaylarıyla ;)) yazıyordu, Şebnem mesajı okuyunca hemen Umuta döndü
Ş: hadi git sen
S: bi karar versen
Ş: git git, ama dur önce bi sarılayım
Diyerek kalktı, sarıldılar, kulağına fısıldadı
Ş: anlatıcaksın
U: en kısa zamanda
Dedikten sonra Umut gitti, Şebnemde oturdu
S: hayırdır bi sarılmalar falan
Ş: ay Selimcim yine başlamayalım lütfen
K: sessiz olun bi, babaanem arıyo
Diyerek açtı telefonu
K: buyur babaannecim, kötü bir şey mi var, Defne iyi demi
.......
K: evet abimleyim, kafedeyiz, Can var, Almilla, Özgür, Şebnem var
.......
K: arkamamı bakayım
Diyerek arkasını dönü, Fadime hanım gelmişti, yanlarına geldi, hepsi elini öptü, Fadime hanım oturdu
F: kalkta bize bir çay demle da
Al: Yasemin bize yedi çay
F: hayır, Yasemin dur sen, gelun kalkup yapar da, ne duraysun, gitsene
Şebbem kalktı, mutfağa doğru gidecektiki durdurdu
F: uyy bu nedur, gel bakayim buraya
Diyerek tişörtünü kaldırdı
F: uşağum sen bu kizi niye boyle dişari çikaraysun, omzunuda kaldur
Ş: kusura bakma babaannecim ama torununuzun bir şikayeti yok
F: boyle yaparsan boşar, sonra uzin giyineydum dersin
Ş: sen sıkma canını, Selim beni böyle seviyor
Diyerek mutfağa gitti
F: birde karşuluk verur da
S: sende karışma be Fadime sultan, istediğini giyer
K: ben bir Şebneme bakayım
Diyerek mutfağa gitti, Şebnemse çayları bardaklara koyuyordu
Ş: ya gördüğü günden beri her şeyime karışıyor
K: ya sen ne bakıyosun onun öyle dediğine
Ş: şimdi babaannen yanlış bir şey söylerim falan neyse, hadi geçelim içeriye
Diyerek elinde çaylarla geldi, ilk Fadime hanıma tutuyordu, alırken eli takıldı ve sıcak çayların hepsi Şebnemin bacağına döküldü
Ş: ahh
Diye sıçradı yerinden
Ş: off, Selim canım çok yanıyor ya
S: gel hemen soğuk su dökelim oraya
Dedi vemutfağa gittiler
K: bilerek mi yaptın
F: hayur da, elumden kaydı
K: babaanne
F: tamam be, bilerek yapmişumdur
K: ya yaktın kızı, niye böyle yapıyosun, sana ne zararı var
F: o anan oğlumin başuni yakti, bu da onun gibidur da, Dursunumu yakacak
K: ah babaanne ah
Selimle Şebnem geldi
Al: bir şey var mı
S: soğuk suya tuttuk ama şimdi biz eve gidelim, krem falan sürelim, olmazsa doktora gideriz
Ş: Selim
Şebnemin gözünden yaşlar geliyordu, canının yandığı belliydi
S: tamam hayatım, çantanı alayım
Çantasını aldı, bir taksi çağırdılar, gelmesini beklemeye başladılar
Ş: Selim canım çok yanıyor ya
S: nerde kaldı bu taksi, direk doktora gidelim
F: doktorluk bir şey yoktir, küçük bir yanuk da
S: sen hiç konuşma babaanne
C: al abi benim arabayla gidin, beklemeyin boşuna
S: sağol abi
Canın arabasına bindiler ve hastaneye gittiler, doktor baktı, birkaç krem verdi, yanan yeri temizledi, mikrop kapmaması için orayı kapattı ve eve geldiler. Selim Şebnemi koltuğa oturttu
S: iyi misin hayatım
Ş: iyiyim sevgilim, en azından daha az acıyor
S: istediğin bir şey var mı
Ş: babaannen bana neden böyle davranıyor, ya ben ona naptım, saçımı kesti bir şey demedim, kaç kere çirkin dedi, beceriksiz dedi, sırf babaannen diye sustum, şimdide bilerek yaktı, yeter artık ama bende insanım
S: tamam ya akıtma artık o güzel göz yaşlarını
Ş: film izleyelim mi
S: izleyelim tabi
Filmi izlemeye başladılar, Şebnem kafasını Selimin göğsüne koydu, Selimde saçlarıyla oynuyordu, kısa sürede uyudu, Selim yavaşça koltuğa yatırdı ve Canın arabasına binip kafeye geldi. Selam vererek oturdu, anahtarı Cana verdi
S: sağol abi
C: acelesi yoktu, kalsaydı
S: yok abi, Defne falan var şimdi Allah korusun lazım olur
Al: Şebo nasıl
S: doktor mikrop kapmasın diye gazlı bezle kapattı, bir kaç krem verdi, film izlerken uyudu, bende anahtarı vereyim diye geldim
K: tamam, geçmiş olsun, selam söyle
F: amma abarttunuz da, alt tarafi bir yanik
S: ya ne abartması, kızın canının nasıl yandığını nerden bilebilirsin, sıcak bardağa elimiz deyince hemen çekiyoruz acıyor, kızın bacağını yaktın, geldiğinden beri yok böyle kötü, yok şöyle çirkin, neden evlendin, ya ben karımı seviyorum, aşığım, ne istiyorsun anlamadım ki, saçını kestin sustu, güzel değilsin dedin, kıyafetine laf ettin sustu, sırf büyüksün, babaannemsin diye, seni sevdiği için sustu ama sen söylemekte ısrar ettin. Eğer bunları yapan başkası olsaydı durum çok farklı olurdu.
Dedi ve çıktı, eve geldi, Şebnem uyandı
Ş: nerdeydin sevgilim
S: Cana arabanın anahtarını verdim geldim hayatım, birde eczaneye uğradım, alınacakları aldım
Selim akşam yemeğini hazırladı yediler
S: bu kremleri sürmemiz gerek, yarayı açarken biraz acıyabilir
Ş: ben yaparım ya, sen bırak
S: peki
Şebnem yapışkanı yavaşça kaldırıyordu, bıraktı
Ş: Selim çok acıyor ya
Diz kapağının neredeyse bir karış üstü yanmıştı, genişti yanık
S: tamam sen bırak ben açayım
Ş: tamam
S: sen benim kolumu tut, ben bir kerede çekicem, tamam mı
Şebnem bir eliyle Selimin kolunu diğer eliyle koltuğun kenarını tutuyordu, Selim bir kerede çekince canı baya yanmıştı, gözünden yaş geliyordu, Selimin kolunada tırnakları geçmişti
Ş: Selim çok acıdı, çok yanıyo
Selim hemen kremleri sürdü ve başka gazlı bezle tekrar kapattı
S: tamam hayatım bitti
Ş: Selim canım çok yanıyor
Selim yapıştı Şebnemin dudaklarına ama Şebnem çok sert öpüyordu, çekildi
Ş: sadece o huzur veren kalp atışlarına ihtiyacım var
Diyerek göğsüne yattı
S: çok acıyomu
Ş: geçti
Desede acıyordu ama belli etmek isremedi, Selimin üzülmesini istemedi. Selim kısa sürede uyudu ama Şebnem uyuyamamıştı, yavaşça kalktı, ayağının üzerine bastıkça yarası sızlıyordu, zorda olsa mutfağa gitti, ağrı kesici ile uyku hapı içti ve tekrar Selimin yanına gelip yattı, zorda olsa uyudu. Sabah ilk kalkan Selimdi, kahvaltıyı bir tepsiye hazırladı ve getirdi, Şebnemde uyanınca birlikte yediler.
S: acımıyor dimi
Ş: yok hayatım, sadece biraz sızlıyor merak etme
O sırada kapı çaldı, Selim açtı, gelen Tekin beydi
T: nasılsın oğlum
S: iyiyim Tekin babacım, buyrun içeriye
Tekin bey içeriye girdi, Şebnemin bacağının sarılı olduğunu görünce hemen yanına oturdu
T: aşkım noldu sana
S: ba-
Ş: kahvaltı yaparken çay döktüm babacım, önemli değil ama
T: nasıl önemli değil, benimde yanmıştı, bilirim çok acır, canın çok yanıyor mu, kıyamam ya, istersen gel bize gidelim
Ş: acımıyor aşkım, iyiyim, gerek yok, o poşette ne var
T: benim şirkette toplantım vardı, Yaprakta yemeğe belki yetişemem diye pohaça, kurabiye falan yapmıştı, sizede yolladı
Ş: e babacım çıksana sen, madem toplantın var
T: seni bu halde bırakamam
S: gözün arkada kalmasın Tekin babacım, ben ona çok iyi bakarım
Ş: bakar, sen hadi geç kalma
T: ben yine uğrarım o zaman, birr şey olursa arayın
Ş: tamam babacım
Tekin bey Şebneme sarıldı, yanağına bir buse kondurdu ve çıktı, Selim gelip yanına oturdu
S: babaannemin yaptığını neden söylemedin
Ş: babamı tanımıyorsun sanki, bana bağırdığını görmüştüde zor affetmişti, şimdi babaanneni söylesem babam beni evine götürecekti, olan bize olacaktı, hem olmuş bitmiş, uzatmanın ne anlamı var
S: sen birtanesin biliyosun demi
Ş: biliyorum
Tekrar kapı çaldı, bu sefer gelen çocuklardı
S: oo hoşgeldiniz
Diyerek içeriye aldı, selam vererek oturdular
K: nasıl oldun, acıyormu
Ş: sızlıyor sadece
Al: bak biz gelirken bir sürü malzeme aldık, Özgürle pasta yapıcaz, mutfağa girebilir miyiz
Ş: tabi canım, sizinde eviniz sayılır burası
C: ben bir lavaboya gidiyim de şimdi ilk geldim ya, nerde
S: ben gösteriyim abi gel
Diyerek yukarıya çıktılar
C: eviniz güzelmiş, güle güle oturun, gezmemde sakınca var mı
S: yok abi, ben aşağıdayım
Tam iniyordu ki Can seslemdi, kilitli odanın önündeydi
C: burası neden kilitli, bir şey mi var
S: o odada bizim hayatımız var
C: derken
Kainat ise Şebnemin yanına geçti, Şebnem göz yaşlarını serbest bıraktı
Ş: Kainat, benim canım çok yanıyor, sızlıyo desemde gerçekten çok acıyor
K: kıyamam ya, ne yapsak ki, abime söyliyeyim mi, bi doktora gidelim
Ş: yok söyleme, doktora gitsekte bir şey değişmez, dün gece zor uyudum, ben dün gece zor uyudum, uyku hapıyla
K: keşke elimizden bir şey gelse
Ş: Selim geliyor
Diyerek gözlerini sildi, zorda olsa gülümsedi
S: iyisin demi hayatım
Ş: iyiyim sevgilim
Şebnemin telefonu çaldı, arayan Umuttu
Ş: hayatım yanından telefonumu verir misin
S: Umut mu, bu seni niye arıyor
Ş: verirsen öğrenicem
Diyerek aldı ve açtı
Ş: Umut
........
Ş: ben demiştim
.......
Ş: yo yok bir şeyim
......
Ş: ee nasıldı anlatsana
......
Ş: tamam, sapıklaşmayalım hemen
.......
Ş: şapşal mısın sen
......
Ş: tamam, haftaya falan artık
......
Ş: bende öptüm, bay
Diyerek kapattı telefonu
S: ne istiyomuş
Ş: yok bir şey ya, önemli değil
Al: evet, pastamız hazır
Diyerek herkese bir tabak getirdi, yanındada kola vardı, Canda geldi ve yemeye başladılar. Şebnem'in gözleri dolmuştu
S: hayatım iyi misin, acıyor mu yoksa
Ş: hayır hayatım nerden çıkarttın
S: gözlerin doldu çünkü
Ş: şey sıcaktan olmuştur o
K: gel biz bi bahçeye çıkalım, Almilla
Al: çıkalım
Diyerek Şebnemin koluna girdiler ve bahçeye çıktılar, oradaki sandalyeye oturdular, Şebnem ağlamaya başladı
Al: noldu
Ş: yok ya ben gerçekten dayanamıyorum
K: hap falan getireyim mi, ağrı kesici
Ş: bir şey değişmiyor
K: ah babaanne, naptın
Ş: hayır yani ben bunu yapmasını gerektirecek ne yaptım ki ona, saçımı kesti bir şey demedim, bu kadar çok canımı yakması gerekirmiydi.
K: Şebnem ben abime söylicem ya, bi doktora falan gidelim
Ş: hayır
Al: hayır deme ya, şu haline bak, demekki çok acıyor, hüngür hüngür ağlıyorsun şuan
K: abiii
Ş: çağırma dedim
S: efendim
Diyerek geldi
S: aa noldu, neden ağlıyorsun hayatım
Ş: söylemek istememiştim, dayanırım sandım ama olmadı Selim, gerçekten çok acıyor
S: biz hastaneye gidip bir gösterelim, bu arada Kainat, babaannem buraya gelirse, gelmek isterse izin verme, mümkünse bizi bi süre aramasın, kalbini kırmayayım, bunu ilet ona tamam mı
Dedi ve Şebnemi kucağına aldılar, arabaya atlayıp hastaneye gittiler. Doktor geldi, gazlı bezi çıkardı
Ş: ya gerçekten çok acıyor, canım çok yanıyor, hep böyle mi olucak
Do: Şebnem hanım, sizin bacağınız yüzeysel olarak yanmış, yani en fazla üç haftada düzelir, merak etmeyin izde kalmaz, ilk bir iki gün çok fazla acı çekmeniz normal çünkü şekerli çay dökülmüş. Şimdi ben pansumanınızı yapayım, birde ağrı kesici veriyim, acınız hafifleyecektir
İşk önce pansuman yaptı, sonra bir ağrı kesici verdi, Selimgil eve geldi. Hepside gitmişti, masada bir not vardı
Tekrar geçmiş olsun Şebo, biz gidelim dedik, sende rahatça dinlen, merak etme yine gelicez, öptük :)) A. Ö. K. C
Ş: deliler ya
Selimde Şebnemin yanına geçip oturdu, elini tuttu
S: iyisin demi, acıyor mu hala
Ş: eskisinden daha iyi, daha az acıyor, pansuman iyi geldi, birde hap içince
S: bak bi daha o kadar çok acırsa söyle, neden söylemedin, bak nasıl rahatladın, boşu boşuna akıttın göz yaşlarını
Ş: seni üzmek istemedim
S: ama sen ağlayınca daha çok üzülüyorum ben
Ş: iyi ki varsın
Diyerek kafasını Selimin göğsüne koydu, Selimde saçlarıyla oynamaya başladı
Ş: her seferinde aynı şeyi yapıyorsun, oynama bak saçımı, sonra uyukum geliyo, uyuyorum
S: ne güzel işte, uyu, uyandığın zaman yeriz akşam yemeğimizi
Şebnem kafasını kaldırıp Selimin dudağına uzun bir buse kondurdu
Ş: sen benim ömrümün geri kalanısın
S: sen benim ömrümün tamamısın, başıda sonuda
Ş: ben babam kadar kimseyi sevemem diyordum ama öyle değilmiş
S: Tekin baba duymasın aman
Ş: hatırlıyormusun, benim doğum günümde sizde vardınız, babalarımız yeni ortak sayılırdı, yedi-sekiz yaşlarındaydık. Hediyeler veriliyordu, sen bana bir elbise almıştın, verdikten sonrada yanağıma, hatta dudağımın kenarına bir buse kondurmuştun, babacımm sana nasıl bakmıştı
S: off hatırlatma ya, dövcek gibiydi
Böyle böyle eskilerden konuşurken Şebnem uyuyakaldı, Selim yavaşça koltuğa yatırdı ve diğer koltuğa ıturdu, o sırada kapı çaldı, hemen kalkıp açtı
S: hoşgeldiniz ama biraz sessiz, yeni uyudu
Dedi ve Harun beylerle içeriye geçip oturdu.
H: ya bacağı yanmış dedi bugün Kainat, bizde bi bakalım dedik
S: iyi yapmışsınız
K: genişmişte, nasıl oldu, tamam arada sakarlık yapar ama bunu bilemedim, Kaibatta bir şey söylemedi
S: babaannem yaktı
H: oğlum sakincede söyleyebilirsin, kaza olmuş belli ki
S: kaza falan değil, baya baya, bilerek yaktı. Kafedeydik, Şebnem çayları getirdi, ilk ona tutuyordu, alırken eli takılmış gibi yaptı, devirdi üstüne. Birde abarttınız alt tarafı bir yanık diyor. Kainata söyledim, sizede söyleyeyim, babaannem bir süre beni aramasın, sormasın, buraya gelmesin, görüşmeyelim yoksa kalbini kırarım ona göre, şimdiden söyleyeyim
H: bilerek mi, yaşlı be oğlum, yapmıştır bir hata, sakin ol biraz
S: ya baba nasıl sakin olayım, bu kız vugün ne kadar acı cejti haberiniz varmı, sırf ben üzülmeyeyim diye susmuş, sonunda dayanamamış bahçede hüngür hüngür ağlıyordu, Selim canım çok yanıyor dedi kaç kere, o dedikçe benim canım bin kat yandı, elimden doktora götürmekten başka bir şey gelmiyordu, daha yeni azaldı acısıda uyudu.
Son sözleri söylerken gözleri dolmuştu.
F: kıyamam ben sana
diyerek sarıldı Selime
H: gelmez zaten oğlum, Kainatgilden bize gelir tekrar, bir kaç hafta kalır gider, gelicek olursa ben göndermem
S: sağol baba
Şebnemse sayıklamaya başladı
Ş: hadi hayatım ya, lütfen, bak o siyah ayakkabılar çok güzel
Biraz durdu ve devam etti
Ş: ben seni yerim ya, bide onların bebek mavisini alalım mı
Dedikten sonra sustu, Selim gülümsedi
S: rüyasında bile alışverişte, bide kırmızı falanda değil, bebek mavisi
F: Şebnem bu, dururmu hiç
H: bizde kalkalım artık, bir şeye ihtiyacınız olursa ararsın
S: ararımda, otursaydınız
F: yok oğlum gidelim, yine geliriz
Dedi gittiler. Selimse Şebnemin yanına oturdu, bir eliyle ellerini tutuyor, diğer eliyle yanağını okşuyordu
S: handi sevabımın armağanısın bilmiyorum, ama varlığına şükrediyorum
Diyerek yanağına bir buse kondurdu.Yorummmm :)(: