GİTME DUR YALAN SÖYLEDİM

1.3K 62 8
                                    

Sabah ilk kalkan Fadime hanım oldu, kahvaltıyı hazırladı, sonrada Kainatla Can uyandıp aşağı geldiler
K: günaydın babaanne, kahvaltıyı sen mi hazırladın, niye zahmet ettin, beni uyandırsaydınya
F: ne zahmetu da, ben gelunume hazirladum, kalkmadi mu
K: hem yak, sonrada kahvaltı hazırla
F: öyle demeysun
K: oyy tamam ya asma hemen suratını
Diyerek yanağına bir buse kondurdu, o sırada Şebnem uyandı, elini yüzünü yıkayıp aşağı geldi, ve günaydın diyerek kahvaltıya oturdu
K: bak babaannem bu kahvaltıyı senin için hazırlamış
Ş: benim mi
F: evet da, senun içun
Ş: o zaman ellerine sağlık babaannecim
F: afiyet olsun, şey, bide özur dilerum senden, senu ya-
Ş: önemli değil babaannecim, oldu bitti, bak iyiyim, takma sende kafana
Dedi Fadime hanıma gülerek, oda güldü, sevinmişti. Şebnem bir iki lokma atıştırıp kalktı
Ş: tekrar ellerine sağlık babaannecim, kuzum sizde sağolun, sizide rahatsız ettim tekrar kusura bakmayın, şimdi ben eve gideyim, bu üstümdekilerle kaldım, bi duş falan alayım, hem Selim gelmiştir belki, görüşürüz
K: önemli değilde kal- saydın dicektim ama uçarak çıktın evden.
Şebnem arabasına binip eve geldi, baktı Selim yoktu, ilk duşa girip çıktı, sonrada üzerini değiştirdi ve aşağı indi, koltuğa attı kendini, Selimi aradı ama açmıyordu, televizyon izlemeye başladı, o sırada kapı açıldı, gelen Selimdi, Şebnem koltukta doğruldu
Ş: özür dilerim
Selim bir şey söylemeden yukarıya çıktı. Şebnem bir elini karnına koydu ve konuşmaya başladı
Ş: baba yüzüme bile bakmadı, hakettim sanki, hem kızdırdım birde üstüne tokat attım, sen bizi barıştırırsın herhalde, yaparsın dimi anneye böyle bir güzellik
Diyerek kalktı, yukarıya çıktı, Selim duşa girmişti, yatağın üzerine oturdu ve beklemeye başladı, ağırlık çökmüştü üzerime, gece geç yatmıştı, Kainatgildede pek rahat uyuyamamıştı, yatağın ucunda gözleri kapandı kapanıyordu Selim duştan çıktı, kapıyı biraz hızlı kapatmıştı, korktu ve sıçradı yerinden, yere düştü, hemen karnını tuttu, Selimde yanına geldi, elinden tutup kaldırdı, tekrar yatağa oturdu
Ş: ya ödümü patlattın
S: saçma bir soru olucak ama uyunadın mı sen böyle ayakta uyuyorsun
Ş: gece gelirsin diye bekledim, gelmedin, canım çikolata çekti, yoktun, bende çıktım açık market bakkal aradım, bulamayınca Kainata gittim çikolata yemeye, bırakmadı, ordada pek rahat edemedik. Bu arada özür dilerim, ben sana vurmak istememiştim-
S: konuşmak iste-
Ş: lütfen dinle, ben sana vurmak istemedim, hata bende biliyorum çok üstüne geldim, özür dilerim. Çok üzgünüm, bak o da üzülüyor, hadi ama babası
S: ba-babası mı dedin, se-sen hamilemisin
Ş: evet
Selim Şebnemin dudağına yapıştı ve bir süre sonra çekildi
S: babamı oluyorum şimdi, ya bu çok güzel bir haber, ne zaman öğrendin
Ş: dün sen gittikten sonra karnım ağrıdı, hastaneye gittim, orda öğremdim, üç haftalık hemde
S: ya beni bundan daha fazla mutlu edemezdin, benim bunu annemlere söylemem lazım
Diyerek Şebnemin yanağına bir buse kondurdu, tam odadan çıkıyordu ki Şebnem durdurdu
Ş: hayatım altındaki havluyla gitmeyi düşünmüyorsun herhalde
S: ya akıl mı kaldı
Dedi ve üzerini değiştirdi, koşarak merdivenlerden iniyordu, Şebnem ahh diye bir ses duydu, baktı, Selim merdivenin başında oturmuş ayağını tutuyor, hemen yanına gitti
Ş: noldu düştün mü
S: hayır, benim iniş tarzım böyle
Ş: ya dalga geçmesene, tutun da kalk bana, yani bana tutunda kalk, çok acıyor mu
S: çok değil, burkuldu herhalde
Ş: olsun biz yinede bir doktora gidelim
Dedi, arabalarına atlayıp hastaneye geldiler, bir saatte işlerini hallettiler ve eve geldiler, Selim koltuğa oturdu
Ş: duydun doktoru, bugün ayağının üzerine basmak yok
S: ya ama böyle olmaması gerekiyordu, senin bana değil benim sana bakmam gerek şuan
Ş: ben kendime bakarım hayatım önce sen kendine bakta, bana bakacağın günlerde gelir. Kahvaltı yaptın mı sen, aç mısın
S: açım aslında
Ş: o zaman ben sana bir şeyler hazırlayayım
Diyerek mutfağa gitti, bir tepsiye kahvaltısını hazırladı ve getirdi, Selim yemeye başladı, meyve suyunu tam içiyordu ki Şebnem elinden aldı
Ş: ayy içme sen bunu, şimdi senin ayağın şeyya, bu meyve suyu hiç yapıcı onarıcı değil, daha kötü olmasın, ziyanda olmasın şimdi koydum o kadar ben içerim
S: öyledir tabi, iç bakalım
Dedi gülerek. Şebnem arkasına yaslandı, meyve suyunu yudumluyordu, elini karnına koydu
Ş: çok iyi gelmedi mi, buz gibi
Akşam ise Tekin beyler, Asu hanımlar, Harun beyler, Kainatgil, Almillagil, Fadime hanım hepside Şebnemgilde toplanmıştı, yediler, içtiler, konuştular derken herkes dağılmıştı. Şebnem koltukta yatması için ısrar etsede Selim ayağının üstüne basarak yukarıya odasına çıktı, üzerlerini değiştirip yattılar, Selim Şebnemin üst pijamasını sıyırdı ve elini karnına koydu, okşamaya başladı, sonra bir buse kondurdu
S: iyi geceler babacım
Ş: artık elini çeksen diyorum
S: aa nedenmiş
Ş: dudaklarına yapışmiyayım diye
Selim hala karnını okşuyordu
S: ama Şebnemcim ben bebeğimizi seviyorum, onunla iletişim kuruyorum
Dedi gülerek
Ş: Selimcim şuan kaşınıyosun, bekle sen, ben seninle bir iletişim kurucam, bir kere öp bari diceksin
S: tamam tamam hadi iyi geceler prenses
Diyerek yanağına koccaman bir buse kondurdu ve uyudular. Sabah ilk kalkan Selim oldu, üzerini değiştirdi ve aşağı inip kahvaltıyı hazırladı. Arkasından Şebnem uyandı, oda üzerini değiştirip aşağı indi, beraber kahvaltı yaptılar, sonrada kafeye gittiler, çocuklara Selam vererek oturdular
Al: bugün akşam bize gitsekya, eve de uğramayın, burdan böylece bize geçelim
S: bize uyar
K: ee olur, dimi hayatım
C: olur birtanem
Ş: ayy Almillacım zahmet olucak ama bana bir bardak meyve suyu getirir misin
Al: ne zahmeti canım getiririm tabi
Ş: Selim bide benim canım çilek çekti
Ö: çilek var bizde ya, dur getireyim
Ş: nasıl çilek
Ö: pastaların üstündekilerden
Ş: ben dalından yeni koparılmış çilek istiyorum ama, böyle toprak kokan
S: şimdi nerden bulucaz öyle çilek hayatım
Ş: ya senden bir şey istedik dimi, tamam ya gitme, bulma çilek falan istemiyorum, çocuğumuzun yüzünde çilekler çıksında gör
S: tamam ya sallama hemen dudağını, ben şimdi bulur gelirim
Diyerek kalktı
Ş: hayır gitme, geçti artık, istemiyorum
S: istiyosun işte, alıp gelirim gerekirse akşama kadar ararım
Ş: hayır dedim bak o kapıdan çıkarsan konuşmam
S: tamam, bende burdan çıkarım
Diyerek camdan çıktı ve el sallayarak gitti
Ş: şapşal ya
Diyerek güldü, Almilla meyve suyunu getirmişti
Ş: sağol kuzum
Al: afiyet olsun
Selim ise bahçesi olan evlerde çilek olup olmayana bakıyordu, bir evin bahçesinde gördü, içeriye girdi, evin zilini çaldı, yaşlı bir kadın çıktı
S: iyi günler teyzecim
Z: iyi günler oğlum, ne vardı
S: benim karım hamilede, dalından yeni koparılmış çilek çekti canı, çileklerinizden biraz toplayabilir miyim
Z: bahçeme dokundurtmam git başkasından bul
S: karım hamile diyorum, aş eriyor, başka kimsede yok, baktım, lütfen, karşılığı neyse vereyim
Z: hayır dedim, çık bahçemden
Diyerek kapattı kapıyı. Selim çileklere yaklaştı, tam koparıcaktı ki kadın çıktı, hemen bahçeden çıktı kadının girdiğini görükce tekrar bahçeye girdi, ordaki poşeti alıp biraz çilek topladı, oraya bir miktarda para bıraktı, tam kaçıyordu ki kadın yukarıdan çiçek saksılarını fırlatmaya başladı
Z: hırsız, alma demedim mi, niye çalıyorsun
Selim zor çıkmıştı bahçeden, kadının attığı saksılardan birisi kafasına denk gelmişti, orası kızarmıştı, orası biraz kanıyordu. Kafeye geldi, Şebneme çilekleri verdi ve kensini sandalyeye attı
C: hayırdır abi
Ö: kafan kanıyor
Ş: Selim sen birtanesin
Ö: ben yara bandı getireyim
Diyerek kalktı ve iki dakika sonra elinde yara bandıyla geldi
K: noldu abi
S: kadının biri, istedim vermedi, dedim teyze karım hamile aş eriyor, vermem dedi, bende gizlice topladım, oraya birazda para bıraktım ama yakalandım, saksı fırlatmaya başladı yukarıdan piskopat
Ş: kıyamam ya, ver Özgürcüm ben yapıştırayım
Diyerek aldı, önce orayı temizledi, sonrada yara bandını yapıştırdı
S: Allah'tan içğnde çüçek dikili değildi, kum yoktu, boş saksı fırlattı
Ş: çok mu yandı canın
S: çok yandı
Şebnem Selimin dudağına küçük bir buse kondurdu
S: geçti şimdi
Akşam olmuştu, hava kararmıştı
Al: hadi geçelim bize, havada karardı
Ö: ya siz eve gidin, benim bankaya uğramam gerek
Al: tamam sevgilim, hadi çocuklar
Hepside bir arabaya atladı ve Almillagile geldi, Almilla kapıyı açtı, tam ışıkları yakacaktı ki yularıdan bir ses geldiğini duydular
S: içeride biris var
Al: ay hırsız mı yoksa
S: sessiz
C: siz arkada kalın, sessiz olun Kainat
K: tamma
Şebnemse tırnağını kapıya taktırdı ve tırnağı kırıldı, birden yüksek sesle konuştu
Ş: yaaa ama tırnağım kırıldı
Selim eliyle Şebnemin ağzını kapadı sonra çekti elini
K: Şebo napıyon sen, sen napıyon
S: sessiz ol hayatım, niye bağırıyosun
Ş: ya ama Selim tırnağım kırıldı, kim olsa aynı tepkiyi verirdi
C: sessiz, durun iniyor
Şebnem topuklu ayakkabısını çıkardı ve eline aldı
K: yine napıyosun
Ş: tedbir alıyorum
Al: onunlamı
Ş: Almillacım bunun topuğu ne kadar çok acıtıyor bilmiyosun herhalde
S: geri çıkın iniyor
Şebnem elinde ayakkabıyla bir ayağı yüksekte, diğeri alçakta sekerek merdivenlerin başına gitti
S: ya ne işin var orda, gel şuraya
C: Şebnem gelsene
Şebnemse merdivenlerden inenin kafasına geçirdi ayakkabıyı, adam yere düştü, Can hemen gelip tuttu adamı, Selim ışığı açtı, birde baktılar Özgür
Al: Özgür, sevgilim iyi misin, Can bırakabilirsin
Ö: off o neydi öyle, napıyosunuz siz karanlıkta, başım
Diyerek kafasını tutuyordu, koltuklara geçtiler
Ş: pardon ya ben hırsız sandık ya ondan vurdum
Ö: çok acıttı ama
Ş: dua et çok sivri değildi, kafanda bile kalabilirdi
Al: Allah korusun
C: sende karanlıkta ne yapıyodun acaba, hani bankaya gidicektin
Ö: faturaları yatıracaktım ama yanıma almamışım, buraya gelmiştim almaya, ışığıda yakmadım. Zaten hemen alıp çıkıcaktım, birirleri kafama vurdu, Selim o uyumuş
S: Şebnem, hadi kalk hayatım, eve gidelim
Birden uyandı
Ş: uyumadım ki ben, öyle duruyodum sadece, hadi gidelim
K: ya iki oldu bu, hemen uykun geliyor, erkenden gidiyorsunuz
Ş: valla ben gidiyorum, Selim oturacaksa otursun
S: bende gidiyorum, bugün yeterince aksiyonluydu, iyi geceler
Hepsinede iyi geceler dileyerek evlerine geçtiler, Selim üzerini değiştirip yatağa uzandı
S: hayatım uyudun mu yoksa içeride
Ş: çüş artık Selim, geldim, lavaboda da uyumam herhalde, gerçi belli olmaz ama neyse
Üzerine mini, askılı bir gecelik giymişti, sırtıda, göğüs kısmıda oldukça açıktı, saçlarınıda yukarıdan topuz yapmıştı, lavabıdan çıkıp odaya girdi
S: hah , yani şimdi benim sana beni öp demem mi gerek
Ş: Selim şuan hiç öyle bir niyette değilim, uyucam çünkü
Diyerek kendini yatağa attı, önü daha çok açılmıştı, askısının birisi koluna inmişti, mini olan eteği daha da kısalmıştı. Selim görünce hemen arkasını döndü, Şebnem arkasından sarıldı, Selimin üzerinde tişört yoktu, elini baklavaları da gezdirdi
Ş: iyi geceler sevgilim
Dedi nefesini kulağına üfleyerek, boynuna bir buse kondurdu ve arkasını dönüp yattı. Bu sefer Selim arkasından Şebneme sarıldı ve iyice kendine çekti, bir eli ise Şebnemin bacağında keşfe çıkmıştı. Boynuna buseler kondurmaya başladı
Ş: Selim uyuyorum
S: uyursun sonra
Şebnem Selime döndü
Ş: sen o gece nerdeydin, evede gelmemişsin nerde kaldın
S: sahildeydim, bu arada iyi ki hatırlattın, söylediklerini unutmadım
Ş: özür diledim ama
S: öyle kuru bir özürle olmaz ama
Ş: hmm, nasıl olur
...........
Sabah ilk kalkan Selim oldu, pencereyi açtı, hava çok soğuktu, kapattı, üzerine kalın bir şeyler giydi, aşağıya indi kahvaltı hazırdı, yukarıya çıkıp Şebnemi uyandırdı
S: hayatım hava soğuk bak, etek metek giyiyim deme, pantolon giy
Ş: çorap diye bir şey var dimi Selimcim, sen in, ben geldim
Selim aşağı indi, Şebnem üzerine uzun kollu gömlek giydi, altına mini bol bir etek giydi, siyah ince çorabını giydi, saçını yukarıdan topuz yaptı ve aşağı indi, kahvaltılarını yaptılar, tam çıkacaklardı Şebnemin çorabı kaçtı
Ş: yaa olamaz
S: noldu sevgilim
Ş: çorabım kaçtı
S: ya belli nile değil
Ş: dur sen ben değiştirip geleyim
Diyerek yukarıya çıktı ve yarım saat sonra geldi
S: sonunda, alt tarafı bir çorap değiştiricektin
Ş: ya sevgilim siyah çorabım kalmamış, çorabın rengini değiştirince mecburen eteğimin ve gömleğiminde rengini değiştirdim, sonra makyajımı silip baştan yaptım, daha uzun sürerdi ama seni bekletmemek için acele ettim
S: neyse, hadi çıkalım artık
Arabalarına atlayıp kafeye geldiler, selam vererek oturdular
K: havalar biranda nasıl soğudu
Al: aynen ya
S: Can nerde
K: evdeydi, işleri varmış, gelmedi
Hergün olduğu gibi konuşup sohbet ettiler, akşam Şebneemgil eve geldi, yemekşerimi yediler ve televizyonun başına oturdular. Şebnem kafasını Selimin göğsüne koydu, o da Şebnemin saçlarıyla oynuyordu
Ş: bu kalp hep benim için atacak dimi
S: hayır
Ş: pardon
S: hayır dedim
Ş: anlamadığım için tekrar sormadım, anladım ve düzeltmen için sana bir şans tanıdım ama nerde
S: kızma hemen, sadece senin için değil, sizin için
Ş: ha öyle desene
S: ya benim gözüm senden başkasına kaymaz bile, kayamaz
Ş: kocaların birtanesi
S: derken, kaç tane kocan var acaba, kocaların diyosun
Ş: pot kırdım galiba
S: Şebnem
Ş: ya seninle üç, diğerleriyle resmi olmasada imam nikahım var
S: ya sen nediyon
Ş: şaka yapıyorum tabiki, birtane, oda sensin
S: şöyle de canımı ye, ne o öyle üç taneymiş
Ş: tamam ya kızma, kollarının arasına al beni, cenneti biliyim
S: ya bir kerede şebeklik, tatlılık yapma, kızamıyorum sonra
Diyerek sarıldı, tam Selim Şebnemin dudağına yapışacaktı ki, kapı çalmaya başladı
Ş: kapı
S: çalar çalar gider kimse
Ş: nasıl çalıyor baksana, önemli bir şey vardır belki
Diyerek gitti ve açtı kapıyı, Kainat gelmişti, hüngür hüngür ağlıyordu, Şebnem kapıyı açınca sarıldı
Ş: kuzum, noldu
Kainat sadece ağlıyordu, bir süre öyle durdular sonra içeriye geçip oturdular
S: abicim noldu, iyi misin, Defneye falan mı bir şey oldu
Kainat sadece ağlıyordu, o sırada tekrar kapı çaldı, Şebnem açtı, Can elinde bavulla içeriye girdi
S: hayırdır abi, bavul falan, Kainata noldu
C: ben gidiyorum
Ş: nereye, tatile falan mı
C: tamamen gidiyorum, dönmemek üzere
S: ne diyosun Can sen
Diyerek yapıştı yakasını, Şebnem Selimi çekti
Ş: başkası mı var, neden
C: hayır, başkasıyla alakası yok, sadece beraber artık olmuyoruz, kafede falan iyiyiz, eve gelince başlayıp bitmek bilmeyen kavgalarımız var. Kainat seni çok sevdim, hala da seviyorum, dostum, arkadaşım olarak, Defneyi görmeye sık sık gelirim. Artık gidiyorum
Kainat ayağa kalktı, Canın karşısına geçti, ağlamıyordu, tutuyordu kendisini
K: doğru böyle olansa git, inana bana sandığın kadar üzgün değilim, içimde yepyeni bir hayata başlamanın sevinci ve heyecanı var artık git, git
Can tam arkasını döndü, kolundan tuttu ve yere oturdu, hüngür hüngür ağlamaya başladı
K: gitme dur ne olursun, gitme kal yalan söyledim, gitme dur buna hazır değilim, aramızda yaşanacak yarım kalan bir şeyler var, gitme dur daha şimdiden deliler gibi özledim
Canda eğildi, Kainata sarıldı
C: gitmem gerekiyor, seni üzmek istemiyorum ama biz artık mutlu olamayız, ben seni sadece arkadaşım olarak görüyorum, kızımıza iyi bak
Dedi ve gitti, Kainat olduğu yerde hüngür hüngür ağlıyordu, Selim kolundan tuttu, koltuğa oturdular
S: ağlamayı kes artık, duymadın mı, seni arkadaşı olarak görüyormuş, değmez onun için
Dedi bağırarak,
Ş: hayatım bağırmasana, görmüyo musun kız zaten yeterince üzgün
S: görüyorum, ondan bağırıyorum zaten, herif gitti bu daha ağliyo
Ş: ya sen bi yukarı çıksana, ne hissettiğini anlayamazsın sen
S: anlayamam öyle mi, ben hiç terkedilmedim dimi, hiç birine gitmede demedim, ben anlamam
Diyerek çıktı yukarıya, Şebnem Kainatın yanına oturdu, Kainat kafasını Şebnemin omzhuna koydu
Ş: ağla kuzum ağla, rahatlarsın, bu gece ağla, yarın seni böyle görmek istemiyorum
Neredeyse bir saat sonra Kainat yorgun düşüp uyumuştu, Şebnem koltuğa yatırdı ve üstünü örttü, başına bir buse kondurdu ve yukarıya odasına çıktı, Selim yatıyordu, geldiğini görünce hemen gözlerini kapattı, Şebnem önce üzerini değiştirdi, yatağa uzandı, Selimin yanağını okşamaya başladı
Ş: özür dilerim sevgilim, bu iki oldu, söz bir daha üzmicem seni, sende Can gibi bırakıp gitme beni, bizi. İyi geceler canım en içi
Diyerek yanağına bir buse kondurdu ve yattı.

Yorummmmm:)(:

YILLAR SONRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin