Sabah ilk kalkan Selim oldu, üzerini değiştirdi, Şebnemi uyandırdı, o da üzerini değiştirdi ve aşağı inip kahvaltılarını yaptılar. Her zamanki gibi televizyonun karşısına oturdular. O sırada kapı çaldı, çocuklar gelmişti, selam vererek oturdular
K: kafana noldu Şebo
Ş: yok bir şey ya küçük bir kaza önemli değil, Tarık nerde
K: onun bu aralar işleri yoğun olucak, şu bir hafta falan
U: bizde geldik ama eğer rahatsız olursanız-
Ş: orda söylediklerimin hala arkasındayım ama hiç sorun çıkaracak halim yok, rahatsız falan değiliz
L: Şebnemcim iki üç günde kilo falan mı aldın
Ş: yani olabilir, hamileyiz dimi, yiyoruz, merak etme doğumdan sonra eskisinden zayır olucam
L: zor gibi ama inşallah olursun
Ş: ya sanane, istersem duba gibi olurum, seni ilgilendirmez
L: tamam canım sinirlenme hemen
S: o her haliyle mükemmel, dimi birtanem
Ş: ayy evet
Leyla sinirlenmişti ama zorda olsa gülüyordu
K: Almillagilde yoğunlar gelemediler, selamları var. Bizde artık sizde buluşuruz, sen böyle sık sık kafeye gidip gelmezsin
Ş: Alaaaah, ya olamaz ya
Diyerek kalktı
Ş: ya biz dün babamlara gidicektik, aşkım ya aramadıda boşuna hazırlanıp yemekte yapmışlardır, hep senin yüzünden hayatım, hayır yani ne vardı aramız bir yün daha kötü olsaydı, aramızı tatlıya bağlayacak dünü mü buldun
Diyerek telefonunu aldı ve bahçeye çıktı, Tekün beyi aradı
Ş: alo aşkım
........
Ş: ya babacım ben çok özür dilerim, dün gelicektik biz ama Selim şebeği yüzünden unutmuşuz, bak telafi edebiliriz, lütfen küsmedin dimi, özür dikerim bak gerçekten-
........
Ş: ne, nesi var
.......
Ş: çok geçmiş olsun, geçmiş olsun dileklerimi ilet, tekrar kusura bakma aşlım
........
Ş: ya benim biricik babacım, senin anlayışını yerim ben, görüşürüz aşkım
Diyerek kapattı telefonu ve tekrar içeriye geçip yerine oturdu
S: ne dedi
Ş: ya Yaprak abla rahatsızlanmış onlarda hastabeye gitmişler zaten, arayıp söylicekmiş ama o da unutmuş, Yaprak ablada iyiymiş üşütmüş sadece, başka gün telafi ederiz dedik
O sırada Yasemin hanım geldi
Y: kusura bakma Şebnem kızım ama akşama misafirinüz gelicek ya, ne yapayım, özel bir isteğiniz var mı
Ş: ay akşama şey gelicekti doğru ya, Yasemin teyzecim zahmet olucak ama sen bize kahve yapıver, ben o sırada düşünryim Selime yazdırırım, veririm
Y: peki kızım
Diyerek gitti, Selim kalrm kağıt aldı
K: kim gelicek
U: önemli birisi mi
Ş: durun şuan düşünüyorum evet sevgilim yaz bakalım, süzme mercimek çorbası, sonra medfune yaz, fırın makarna, kıymalı su böreği
S: hayatım alt tarafı bir kişi, kim yiyecek bunları
Ş: sen yaz ya, canım çekti napiyım, tamam son olarak tatlıya revani yaz, Yasemin teyze süper yapar
S: bitti mi
Ş: bitti-medi, zeytinyağlı enginar dolması yaz, ben sevmem ama o bayılır
Yasemin hanım kahveleri getirdi, herkese verdi, listeyi aldı ve gitti
U: kim gelicek ya merak ettim
Ş: şey ya Can-an
K: Canan kim be, ben öyle birisini tanımuiıyorum
Ş: Selimün liseden arkadaşıyymışta
K: sen abimün arkadaşını yemeğe çağırdın yani
Ş: evet
U: Allah kolaylık versin kuzen
S: sağol kuzen
Selim Şebneme fısıldadı
S: başka isim söylesene Canan ne, hiç belli değil Can olduğu
Ş: ya ağzımdan öyle çıktı, hem anlamadılar işte, çok biliyosan kendin atsaydın
K: ne konuşuyosun fısır fısır
S: ben bi lavaboya gidiyim dedim de onu söyledim
Diyerek kalktı yukarıya çıktı. Leylada üstüne biraz kahve döktü yanmış gibi yaptı ve arkasından çıktı, koridorda Selimün kolundan tutup durdurdu
S: bir şey ki istedin
L: seni istiyorum Selim İnan yetmez mi
S: saçmalama, git şimdi birisi görüp yanlış anlicak
L: Selimcim merak etme yakında hrp beraber olucaz, sen ben ve Şebnemin karnındaki bebek, oğlumuz, kendi bebeğim gibi bakıcam ona söz
S: gider misin
Umut ise Leylaya bakmak için yukarı çıkıyordu, ikisini görünce merdüvenlerde durdu ve dinlemeye başladı
L: seni seviyorum
S: ama ben seni sevmiyorum ya bi git ben karımla mutluyum, hem sen Umutlasın, o seni çok seviyor, bunu ona yapmazsın izin veremem onu üzmene
L: umrumda değil Umut, sana yaklaşmak için küçük bir yemdi, ben bu bedeni istiyorum, bu dudakları
S: çek elini kolunu, bak Leyla düzgün dur ya insan gibi durursun, yada Umuta anlatırım her şeyi
L: anlat, inanmaz ki, yalan derim, sana mı ünanır, aşkına mı, ha Selimcim
S: kötüsün
Leyla yapıştı Selimin dudağına, Selim hemen ittirdi ve tokat attı
S: benden, karımdan, oğlumdan ve en önemliside Umuttan uzak dur, defol evimden
O sırada Umut olduğu yerden çıktı, yanlarına gitti, Leyla ağlıyormuş gübü yapnaya başladı Umuta sarıldı
L: sevgilim bu bana saldırdı
S: ne, be-ben mi yalan söylüyor Umut-
Umut Leylayı ittirdi
U: her şeyi gördüm ve duydum, hayatımdan çık, bizden uzak dur, defol şimdi
L: yine görüşücez Selüm, görüşücez aşjım hayatım
Diyerek aşağı indi ve gitti.
S: ben bir şey yapmadım vak valla saldıtmak fa-
U: biliyorum kuzen, gördüm her şeyi, Şebnem haklıymış
Ş: sana kızmı yok be kuzen, şu yakışıklılığa bak, ha bu arada son yaptığı şeyi Şebneme söylemesek
U: söylemeyiz kuzen
S: hadi inelim
U: inelim
Aşağı inip eski yerlerine oturdular
Ş: noldu gudubetede gitti
U: haklıymışsın Şebnem ne diyim, Selime yakın olabilmek içğn benimle oluyormuş
Ş: dedim ama ben sana, onda hacı gözü yok dedim, o ne çirkeftir, pis yılan da sen nerden anladın şimdi bunu
U: konuşurlarken duydum
Ş: sadece konuşuyorlardı yani
S: evet hayatım
Ş: Umut
U: sadece konuşuyorlardı
Ş: anlarız şimdi, yaklaş bakalım hayatım
Selim yaklaştı
Ş: saç teli yok ama o kezbanın kokusu üstüne sinmiş kesin tensel temas var, elini falan mı tuttu yoksa, olamaz öptümü yoksa Selim bak doğru söyle
S: hayır canım ne öpmesi
U: yok öyle bir şey
Ş: emin misin
S: evet
Ş: o zaman bu ruj izi ne
S: ne ruju, yok ruj muj
Diyerek hemen sildi eliyle
Ş: öptü dimi
S: ya tamam öptü ama hemen kaktırdım valla, Umuta sor
U: evet, hatta üstüne birde tokat attı
Ş: işte benim kocam, ayy ona vuran ellerin dert görmesin
S: amin hayatım
U: ben kalkayım
S: oturuyorduk kuzen
U: gidiyim ya
Ş: üzme kendini, görüşürüz, sana kız mı yok, ben Canana anlatırım seni
Dedikten sonra gitti. Kainatın telefonu çaldı, konuştu ve geldi
K: ya kusura bakmazsanız akşama burda kalsam. Tarık Defneyle dışarıda, evde tek kalamam biliyosunuz, beni almaya gelene kadar burda kalsam, misafiriniz var, eğer rahatsız olursanız gidiyim
Ş: yok canım, hem Cananla tanışmış olursun
S: hayatım ne Cananı ya, Canan yok, Can var
Dedi fısıldayarak
Ş: ha doğru, hadi sen çık da bir duş al, kezban kezban kokma, o dudaklarını iyice yıka
Selim Şebnemin dudağına hir buse kondurdu, Şebnem eliyle ağzını sildi
S: hemen
Diyerek yukarı çıktı
Ş: Şebek ya, ee yalnız kaldık anlat bakalım nasılsınız Tarıkla
K: iyiyiz, mutluyuz yani
Ş: mutlu olmana sevindim
K: mutluyum, Allah var bir dediğimi ikiletmez ama biliyosun aşık değilim, seviyorum sadece, o kadar
............
Sofra kutulmuştu, Canı bekliyorlardı, Kainatta Cananı. Kapı çaldı, Selim açtı
S: hoşgeldin kardeşim, geç buyur
C: hoşbuldum abi
İçeriye geçtiler, Kainat Can, Can Kainatı görünce şaşırmıştı, el sıkıştılar
C: ne haber Şebo
Ş: iyilik sağlık, sende ne var ne yok
C: çok açım
Ş: hadi yemeğe geçelim o zaman, bak senin sevdiğin zeytinyağlı enginar dolmasından yaptırdım
Diyerek masaya geçip oturdular, yemeye başladılar
C: evi ilaçlattım, öğleden beri sokaklardayım, kurt gibi acıktım, ne zamandır sıcak yemekte yemiyordum iyi oldu
Ş: afiyet olsun
C: ee ufaklık nasıl, isim koymadınız mı daha, hep ufaklık mı dicez
Ş: haklısın ya, adı Çınar olsun mu, ha Selim
S: olsun bakalım, güzel isim
Kısa sürede yemeklerini bitirip koltuklara geçtiler televizyon izliyorlardı, kapı çaldı, gelen Tarıktı, selam vererek oturdu, Canı farketti
T: ben Tarık
C: memnun oldum, bende Can
T: bende memnun oldum
S: dayısının bir tanesi gelmiş mi
Diyerek Defneyi kucağına aldı
C: hah, o De-Defne dimi, alabilir miyim, bir sakıncası yoksa
T: buyrun alın tabi
Can kucağına Defneyi aldı, gözleri dolmuştu, kimseye çaktırmamaya çalışsada farketmişlerdi, kucağında Defne, Selimle mutfağa geçtiler
C: yerim ben seni, ne kadar büyümüşsün sen, özledin mi beni, ben seni çok özledim, ohh mis gibi de kokarmış, birtanem benim, meleğim. Abi ben bunu çok özlemişim
S: keşke böyle olmasaydı
C: hayat işte, ne yaparsın
Bir süre mutfakta durduktan sonra içeriye geçtiler, Defneyi Tarığa verdi
T: yabancılarla arası iyi değildir, hemen ağlar ama sizi sevdi galiba
C: yabancı, sevmiştir. Bu arada Defne sizin gibi bir babaya sahip olfuğu için çok şanslı, sizde onun gibi güzel bir evlada
T: sağolun, hayatım kalkalım mı artık, bak Defne uyudu uyuyo
K: kalkalım tabi, iyi geceler
Diyerek çıktılar.
C: bende kal-
Ş: hayır burdasın sen nereye, evini ilaçlatmışsın, ölürsün falan
C: ne ölmesi ya, ilaç milaç kalmamıştır
Ş: hayır yani seni düşündüğümüzden değil, şimdi gidiceksin, zehirleniceksin, seni hastaneye taşıcaz, evine getiricez, bakıcaz, ohoo, uğraşamayız dimi sevgilim
S: evet sevgilim
Ş: bu yüzden sen misafir odasının yatak örtülerinü bir değiştiriver
S: tamam
Diyerek Selim yukarıya çıktı.
C: ben çok özlemişim
Ş: Kainatı mı
C: hayır tabiki, Kainat benim en fazla arkadaşım olabilir, ben ona karşı farklı bir duygu hissetmiyorum. Defne, onu çok özlemişim
Ş: gözlerin doldu kucağına alınca, hatta şuan bile doldu, kıyamam ya ben sana
C: öz kızım olmasada annesinin karnındayken yanında ben vardım, doğumda ben vardım ilk tekme atışında ben bardım, ilk ağladığında yanında ben vardım Defnenin. İnsan elinde olmadan özlüyor işte.
Ş: ya daha genciz, evlenirsin bir daha, seninde bir evladın olur
C: yok ya, evlilik benim için bitti, olmaz bir daha, aman ben böyle muyluyum, tek başıma huzurluyum
Ş: öyle diyosan, hadi yatalım bari
C: tamam
Diyerek yukarıya çıktılar ve yattılar.Yorummmmm :)(: