Bağırarak konuşuyorlardı
Ş: anlasana sensiz yapamıyorum ya
S: ben sensiz çok nutluyum zaten, görmüyor musun
Ş: o zaman şu inadından vazgeç, gel eskisi gibi olalım
S: eskisi gibi ha, sonra yine ayrılırsın falan
Şebnem sakince konuşmaya başladı
Ş: benim bitti diyişim, senin yapma diyişin gözümün önünden gitmiyor. Tamam sabahları gülüyorum, eğleniyorum falan ama gece her kafamı yastığa koyduğumda aklıma sen geliyorsun. Ben artık sensiz yapamam anladım, bu bir sene nasıl dayandım onuda bilmiyorum gerçi. Ya ben neredeyse tüm ilklerimi seninle yaşadım. Harun amcayla babam ikimize bisiklet almıştı, mordu, sen bu kız rengi d iş ye binmek istememiştin sonra babam ikna etmişti, ben ilk bisliklete bindiğimde yanımda sen vardın, ilk okula başladığımda, hatta aynı sınıftaydık, ilk şirkete beraber girmiştik, beni ilk öpen sendin, hatırlıyor musun, o zaman Yavuz yoktu daha, senin sevgilin vardı kıskandırmak için öpmüştün beni, yürüyemezken ilk adımı attığımda sen vardın yanımda, elimi tuttun, hadi dedin sen yaparsın
S: Şebnem-
Ş: lütfen bölme
Dedi, yatağa oturdular ve devam etti
Ş: babamların ilk ortak olduğu gün bize gelmiştiniz ya, ben sana o zamanda aşık olnuştum. Altında kot pantolonub vardı, üzerinde kırmızı gömleğin, kırmızı spor ayakkabıkarını giymiştin, o kadar tatlıydın ki, siz gittikten sonra seni anneme anlattım, bu bir iki gün böyle devam etti, seni öyle bir anlattım ki anneme, bıktı artık. Ya tamam anlaşamazdık ama bende hep sana karşı bir şeyler vardı, Yavuzlayken dahi varmış, yoksa hatırlamazdım yani ne giydiğini, o gün aklıma gelince direk sen geliyorsun, ne giydiğin falan. Ben seni bu kadar çok seviyorum, sen hatırlamazsın bile ü-
S: beyaz mini bir etek vardı, sarı gömleğin, eteğin içine sokmuştun gömleğini. Saçın yandan bağlanmıştı, sarılı beyazlı, orta büyüklükye çiöekli bir toka vardı, tabi o zaman daha Ez saçların. Ayağındada beyaz babetlerin vardı. Bende senden farksız değildim, annemin başının etini yedim. Şirketteki ilk iş günümüzde ise siyak mini eteğin vardı, yanlarına fermuar detayları vardı. Üzerinde beyaz sıfır kolku bir tişört, birde siyah ceket vardı. Kollarını dirseklerine kadar bükmüştün, elinde siyah çantan vardı. Ayakkabılarının birisi siyah diğeri beyazdı. Saçlarını açık burakmıştın, önleri biraz dalgalı gibiydi. Sağ elinde eklem yüzüklerin vardı, iki tane.
Şebnem bu kadar ayrıntılı hatırlamasına şaşırmıştı
S: ben seni sandığından daha fazla tanıyorum Şebnem
Ş: affet o zaman, özür dilerim
S: ben sana nasıl karşı koyabilirim ki zaten
Dedi kollarını açtı, Şebnem hemen sarıldı, sımsıkı sarıldılar birbirlerin, sonra ayrılılar
S: seni çok seviyorum Şebnem Gürsoy
Ş: bende seni çok ama çok seviyorum Selim İnan
Diyefek yapıştı dudağına, bir süre sonra ayrıldılar ve tekrar sarıldılar
Ş: özlemişim, hemde çok
S: bende çok özledim ama beni bıraktığın günü hiç unutmadım, unutmam için bir şeyler yaparsın artık
Ş: affettinya sen iste yeter ki, ben dünyayı ayaklarının altına sererim
S: benim dünyam sensin, yaşama sebebimsin, hayatımın anlamısın, bir daha bırakma beni lütfen
Ş: Selim, ağlıyor musun
Diyerek geri çekildi, Selim ağlıyordu, Şebnem gözyaşlarını sildi ve ellerini tuttu ama Selim hala ağlıyordu
Ş: kıyamam, bir daha asla ama asla böyle bir şey olmayacak, söz veriyorum, ama ağlama hadi
S: ya ben seni öyle çok sevmişim ki içime işlemişsin resmen, o gün, güneşin batışını ve doğuşunu izledim, tek başıma, uyumadım, uyuyamadım. Sen bitti dediğin an boğazımda bir şey düğümlendi, yutkunamadım, nefes alamıyormuşum gibi geldi. Zaman durdu, yaşamanın bir anlamının kalmadığını düşündüm, Kainatın hamile olduğu öğrenince küçükde olsa bir sebebim vardı, kendimi müziğe verdim, bir gün sanki bir yılmış gibi geliyordu. Günden güne eriyordum sanki, yalnızlığımda kaybolup gitmek istedim
Ş: gel buraya
Diyerek sarıldılar
Ş: kocaman adam ağlıyorsun ya, ben sana daha ne diyim, bir adamın sevdiği kadın için ağlamasından daha önemli bir şey olamaz, iyi ki hayatımdasın
Selim geri çekildi, göz yaşlarını sildi, kalktı ve çekmeceden bir şey aldı, Şebnemi elinden tutup kaldırdı
Ş: noldu
S: bir dakika
Diyerek önünde diz çöktü
S: ben seninle yaşlanmak istiyorum, sonumunda seninle birlikte olmasını istiyorum, Şebnem, benimle evlenir misin
Diyerek yüzüğü çıkarttı, Şebnem çok şaşırmıştı, duraksadı, sonra
Ş: evet, evet, evet
Diyerek bağırdı, Selim yüzüğü taktı ve yapıştı Şebnemin dudaklarına, bir süre sonra Şebnem dudaklarını ayırmadan Selimi yatağa yatırdı, Selim dudaklarını ayırdı
S: evlenmeden olmaz
Ş: çok kötüsün
Diyerek güldü ve hafifçe yumruk vurdu omzuna, kalktı
Ş: veni çok mutlu ettin de nerden öıktı bu yüzük, orda ne işi vardı
S: eğer ayrılmasayduiık, sana o hafta evlenme teklifi etmeyi düşünüyorsum demekki bugüne kısmetmiş
Ş: ha bir yıl erken, ha bir yıl geç, ne farkeder, sonunda beraber olucaz, hayırlısı olsun dimi
S: di hayatım
Ş: hadi Kainata bir oyun oynayalım
S: oynayalım, ne yapıcaz
Şebnem anlattı ve aşağı indi, sinirliymiş gibi yapıyordu, yanına oturdu
K: noldu kavga mı ettiniz yoksa
Ş: evet
Sonra Selim geldi ve Şebnemin karşısına dikildi, birbirlerine bapırmaya başladılar
S: sen ne hakla benüm odama giriyorsun be
Ş: girerim girmem sana mı sorucam
S: evet bana sorucaksın, orası benim odam
Ş: öylemi canım
S: öyle canım
Şebnem de Selimin karşısına dikildi
Ş: sen beni seviyor musun
S: seviyorum
Ş: aşık mısın
S: çok
Ş: bende sana aşığım
Diyerek yapıştı dudağına, sonra geri çekildi ve Selim Şebnemi kolunun altına aldı, Şebnemse yüzüklü parmağını Kainata çevirdi
K: tövbe, noluyo be burda, napıyonuz siz, siz napıyonuz
Ş: evleniyoruz canım
K: ne ara ya, daha şimdi varıştıbız, geröi siz barıştınız mı
Ş: biz yukarıda barıştık zaten, evlenme teklifide etti, bu sana yaptığımız küçük bir oyundu
K: ya çok kötüsünüz, insan gibi barıştık diyemiyorsunuz, ama çok sevindim tebrik ederim
Dedikten sonra Selimle Şebnemde oturdu
Ş: bugün söyle tamam mı Harun amcagile evleneceğimizi, brnde babamşa Yaprak ablaya söylerim
S: söyleriz birtanem
K: abicim sen bize bir kahve yapsana
S: peki
Diyerek mutfağa gitti, Kainat Şebneme döndü
K: odaya girsiğimizi söyledin mi
Ş: hayır tabiki
K: napsak söylesek mi, hem barıştınız da belki bir şey demez
Ş: hmm, bilmem ki, evet ya söyleyelim
K: söyleyelim
Bir iki dakika sonra Selim geldi, kahvelerini verdi ve oturdu
Ş: hayatım, sevgilim, birtanem, hödükcüm, bizim sana söylememiz gereken bir şey var
S: hödükcüm diyen ağzını yerim ya, söyleyin bakalım
K: şimdi biz şey yaptık
Ş: yapmamız gereken bir şey
K: ikimiz
Ş: Kainatla ben
S: bugün söylersiniz herhalde
K: biz, Şebnemle ikimiz, senin, kızma ama
Ş: ya biz senin çatı katındaki odana girdik
S: kızıcak ne var canım, nolmuş yani benim kimseyi almadığımın odama gir- naptınız siz ya
K: ya ama çok merak etmiştik
Selim ayağa kalktı, sinirlenmişti
S: ya ben size o odaya girmeyin demedim mi, kapıyı nasıl açtınız
Ş: şey, anahtarı bulduk
S: aferim size ya süpersiniz, bir kere laf dinleyin ya, girmeyin dediysek girmeyin demi, ne kadarını gördünüz
K: hepsini
Dedi biraz korkarak,
S: tabi ya, ne bekliyorsam
K: ya tamam da bu kadar kızacak ne var, barıştınız zaten, hem çokta gizlenecek bir şey yokmuş, duvarlarda fotoğraflar, birisindede duvara öizdirmişsin, ne yani
S: ha hepsi bu mu, başka bir şey gördünüz mü, yada buldıiunuz nu
Ş: hepsi bu da başka şeylerde mi vardı
S: o odadan uzak duruyorsunuz tamam mı, bir daha girdiğinizi duyarsam, bu jadar kolkçay yırtamazsınız
K: başka ne vardı
Ş: ama biz her yere baktık, Kainatın anlattığından başka bir şey yoktu
Selimin gizli bir bölmesi vardı odada, küçük bir yer, orayı görmediklerine sevinmişti, Şebnemin yanına oturdu, gülerek baktı ikisinede
S: ama en önemli şeyi görmemişsiniz, bugün o kilidi değiştiriyorum, öyle bir kilit yaptırıcam ki çilingir dahi açamayacak, sadece bendeki anahtar açacak
Ş: sevgilim, bana söyle bari, ne vardı başka
S: fazla merak başa bela hayatım
Ş: off
S: bak ne dicem, bugün bize yemeğe gelin, Tekin amca, eşi, Asu teyze ve eşi, ve tabiki sen, annemle babama söylerim, orda söyleriz evleneceğimizi
Ş: olur hayatım ama ben yinede önceden babama söylerim
S: nasıl istersen
Defne ağlıyordu, Kainat alıp geldi
Ş: kuzum bana verir misin
Diyerek kucağına aldı
Ş: hayatım şuna bakar mısın, ellerine bak minicik, sıfatını yediğim ya, sen nasıl tatlısın böyle, inşallah hep böyle masum olursun, annen gibi çok güzel olursun
Dedi, gözleri dolmuştu
K: noldu şimdi
Şebnem Defneyi Kainata verdi
Ş: ya biran kucağıma alıp böyle şey yapınca duygulandım, bu arada Yaprak abla hamile, yani kardeşim oluyor, ya benim çocuğum olmazsa, ben hiç anne olamazsam
S: nerden çıktı ya, ağlama, niye olmasın
Diyerek sarıldı
S: İzmir'in en güzel kadının ve İstanbul'un en yakışıklı adamının hiç çocuğu olmaz mı, olur tabi hemde en tatlısından
Ş: yaa Selim
Diyerek sırıttı
K: bir daha hiç ayrılmazsınız inşallah, valla Şebnem bırakma şunu bir daha, inan hiç çekilmiyor
S: şu derken, abinim ben senin, ayrıca ne zararımı gördün
Ş: bir daha bırakırmıyım ben bunu ya
O sırada kapı çaldı, Kainat ben bakarım dedi ve Defneyi odasına bırakıp açtı kapıyı
K: ne işin var senin burda, defol
Diyerek kapatıyordu ki biranda içeriye girdi ve Selimgilin yanına geçti
L: ben geldim hayatım, özledin mi
Diyerek dudağuna buse kondurdu, Şebnem tam kalkıyorduki Selim elini tutarak durdurdu
S: yüzsüz müsün kızım sen, hayatımmış, özlemedim defol evimden
L: aşk olsun ama kalbimi kırıyorsun, ama biliyorum ben yanında şu olunca rahatca konuşamıyorsun
Ş: şu derken, karısı sayılırım canım
Diyerek parmağını gösterdi
L: evleniyor musunuz yani, olmaz, evlenemezsiniz
Diyerek kalktı, kapıya gitti
L: hemde bu ezikle
Dedi ve çıktı
Ş:e-ezik mi dedi o, bana mı dedi, bana ezik dedi
Kalkıyorduki Selim yine tuttu
S: o önce kendine baksın, şunun seni sinirlendirmesine izin verme
K: aynen
Ş: bide dudağından öptü, orda tutmasaydın bilirdim ben ona yapacağımı ama
S: ya ben seni seviyorum, sana aşığım, sende beni seviyorsun demi
Ş: tabiki
S: o zaman boşver kim ne derse desin, bizi ilgilendirmez
Ş: haklısın sevgilim, Kainat kızım hadi bize bir kahve yap
K: hemen
Diyerek kalktı ve mutfağa gitti, kahveleri yaptı, geldi, içtiler
Ş: ben gideyim artık
K: akşam görüşürüz canım
Ş: görüşürüz kuzum
Diyerek sarıldı
S: ben geçireyim
Dedi ve Şebnemle kapının önüne geldiler, Şebnem ellerini Selimin boynuna doladı, Selimde ellerini Şebnemin beline koydu
Ş: senden ayrılmak istemiyorum ama gitmem lazım
S: bende ama yapacak bir şey yok
Ş: iki üç saate yine görüşücez nasıl olsa, seni şimdiden çok özledim
S: ya sen böyle bir tatlılaşmışsın, uysallaşmışsın, romantikleşmişsin
Ş: hayatım hödüksün
Dedi gülerek
S: evet, senin hödüğünüm
Ş: akşam görüşürüz o zaman
S: görü-
Tamamlamasını beklemeden yapıştı dudağına, bir süre sonra çekildi ve sarıldı
Ş: görüşürüz
S: görüşücez sevgilim
Dedikten sonra çıktı. Selimde içeriye Kainatın yanına geçti
K: sonunda ayrılabildiniz, bu arada abicim dudağının kenarı ruj olmuş
Selim eliyle sildi
S: olmuştur şeyden falan ya sanane, ben yukarıdayım
K: Şebnemden olmuştur
S: Kainaaat
K: tamam tamam, hemende kızarmış, bende akşam için bir şeyler hazırlayayım bariBiraz geç oldu kusura bakmayın, kuzenim evleniyoda, bu arada mesaj atıyosunuz ya, ben genelde oraya baknatı ubutuyorum, cevap veremiyorum kusura bakmayın