Sabah ilk kalkan Kainat oldu, masayı hazırladı ve Selim ile Şebnem'i uyandırdı
Ş: günaydın kuzum
K: günaydın Şebocum, napıyosun bugün
Ş: ilk olarak Can'ın yanına uğrayayım diyorum
K: beraber gidelim o zaman
Ş: şey biliyosun benim senden gizli saklı hiçbir şeyim yok ama yalnız konuşsak daha iyi olur sanki
K: tamam tatlım direk gelme desende olurdu, kasmana gerek yok, sana bu aralar bir şeyler oluyor, eski Şebnem olsa sen gelme ben Cancımla özel buluşucam falan derdi
Ş: bilme, galiba sevdiğim insanları kaybetmek, incitmek istemiyorum
Selim sesli bir kahkaha attı
S: pardon
Dedi ve kahvaltısına döndü, Şebnem gözlerini devirdi
Ş: Kainatcım, ben birkaç gün babamda kalıcam
K: ha tamam canımda çok kalma gel, beni yalnız bırakma
S: ben neyim bostan korkuluğu mu
K: hemcinsim olarak dedim
Ş: tamam canım açmam arayı fazla, bu arada kafede buluşuruz demi, ben Candan geçerim kafeye
S: buluşuruz buluşuruz
K: tamam canım, bende şuraları toparlar geçerim
Ş: tamam-
K: geçemem çünkü benim Sedefle buluşmam lazımdı, işimizi erken bitirirsek gelirim, sofrada ellerinizden öper artık, hadi görüşürüz
Dedi ve bir şey söylemelerine izin vermeden ışık hızıyla çıktı. Şebnemde kahvaltısını bitirmişti, kalktı ve toparlamaya başladı, Selim hala masada olanlardan yiyordu, Şebnemin mutfağa gidip gelişini izliyordu
S: ten çorabın kaçmış canım
Ş: ten çorap kullanmıyorum canım, gerek duymuyorum
S: ahh doğru ya niye kullanasın ki, senin bacakların zaten çok güzel
Ş: sabır
Diyerek elindeki tabakkarla mutfağa geçti, eteğini aşağı doğru çekiştirdi, Şebneme göre bu kısa bile değildi, alt tarafı diz kapağının iki karış üstündeydi. Bulaşıkları makinaya yerleştirmeye başladı. Selime seslendi
Ş: doyduysan artık kalkta masadaki tabaklarıda getir, işlerimiz var herhalde bütün gün seni beklemicem
Selim tabaklarıda alıp mutfağa geldi, çeşmenin yanına koydu ve Şebnemin arkasından kollarını Şebnemin beline doladı. Şebnem karnındaki elleri ayırmaya çalıştı ama Selim resmen parmaklarını birbirine geçirmişti
Ş: napıyosun sen çekilsene
Selim kafasını omzuna koydu ve Şebnemin yanağına bir buse kondurdu
S: seni özledim, olamaz mı
Şebnem Selimin öptüğü yeri eliyle sildi
S: ama yapmıyoruz böyle şeyler
Diyerek ellerinide tuttu, sımsıkı sardı ve tekrar kafasını Şebnemin omzuna koydu
Ş: Selim bırak
S: noldu rahatsız mı oldun
Ş: evet rahatsız oldum, bırakır mısın
S: noldu Yavuzcuğunu mu ararsın, yoksa biricik aşkını mı
Ş: ne istiyosun Selim, bak bırak, içeriye geçip oturalım iki medeni insan gibi konuşalım
S: medeni olmaya hiç niyetim yok
Ş: ha yani insan olabilirim diyosun
Selim Şebnemin boynunu bir iki kez öptü, Şebnemse kafasını öpmemesi için sağa sola çevirip duruyordu
S: çırpınma, merak etme sadece masum bir kaç öpücük, eğer uslu durmazsan canın yanar
Ş: Selim bırak artık, sen kendini ne zannediyorsun, anlasana seni sevmiyorum, bak birisi görücek yanlış anlicak sonra çekil
S: evde sadece ikimiz varız bu bir, sen beni sevmesende ben seni seviyorum bunu napıcaz iki, bu kadar güzel olmak zorunda mısın buda üç
Dedi ve bir elini Şebnemin bacağına götürdü
Ş: Selim yapma
Selim elimi çekti
S: bu kusursuz bacaklara dokunmak istedim
Ş: ya bırak artık lütfen, ven sana naptım ya
S: naptın öyle mi, sen beni terkettin, hemde bir hiç uğruna, ortada henüz bir şey yokken
Şebnem'in gözleri dolmuştu
Ş: lüten bırak artık, bak lütfen diyorum
S: işte böyle yalvaracaksın Şebnem, bırak beni diyerek ayaklarıma kapanacaksın ama şuan bu kadar yeter sanırım
Şebnemin gözünden bir damla yaş düştü Selimin eline
S: aa ağlıyor musun yoksa, kıyamam
Dedi alaylı bir şekilde ve geri çekildi, Şebnem Selime döndü
Ş: görürsün sen Selim İnan
Dedi tam gidiyordu ki Selim kolundan tuttu
S: bak Şebnem Gürsoy, eğer olanlardan Yavuzcuğuna, almillaya, benim küçük kardeşime, Özgüre veyahut Cana bahsedersen seni en zayıf noktandan vururum. Babacığını kaybetmeyi göze alamazsın herhalde
Ş: tamam Allah'ın belası, ama babamın bir kılına zarar gelirse senden bilirim ona göre, ona dokunmayacaksın hatta yaklaşmayacaksın
S: hayhay güzellik anlaştık
Şebnem sinirle çantasını aldı ve çıktı. Yere bilekliği düşmüştü, Selim eline aldı
S: oyun daha yeni başlıyor prenses
Dedi ve gülerek bilekliği cebine koydu. Kalan bulaşıkları yerleştirip kafeye gitmek için evden çıktı. Yavuz bugün annesigilin yanına Ankaraya gidecekti. Yaşadığını biliyorlardı, Yavuz aramıştı ama direk Şebneme geldiği için görüşmemişlerdi. Şebnemse Selimin bu hareketlerinin nedeni olduğunu düşünmeye başlamıştı, yürüyerek kafeye gitti, Selim arabayla çoktan gelmişti, Almilla ve Özgürle oturuyordu, selam vererek oturdu yanlarına
Ö: gözlerime inanamıyorum, Yavuz yok yanında
Ş: Ankaraya gitti, Meryem annegilin yanına, bir süre orda
Ö: hayırdır anne falan
Ş: evleniceğim adamın annesine teyze mi dememi bekliyorsun acaba Özgürcüm
Selim Şebneme bakıyordu, Şebnem farkındaydı ama aldırmamaya çalışıyordu
Ö: bakta biraz feyz al, evlebmeden anne demeye başlamış, biz evlendik sen daha anneme ve babama hanım diye hitap et, ben seninkilere anne baba diyorum ama
A: ben doğru bulmuyorum, benim bildiğim bir insanın bir tane annesi ve babası olur
Ş: öyle tabi ama onlarda eşinin anne ve babası, hem direk anne ve baba deme, benim gibi başına ismini koyarak söyle, hem onlarda sevinir, bende ilk başta zorlandım, hele Fatih babaya baba derken
A: tamam ya gelmeyin üstüme denerim
Ö: ayy kıyamam ya kızma tamam gel
Dedi ve Almilla kafasını Özgürün göğsüne koydu. Selim elini alttan Şebnemin bacağına koydu, Şebnem biranda bacağını kaşdırdı ve Sslim elini çekince masaya vurdu
A: noldu Şebo, acıdı mı
Ş: bacak bacak üstüne atayım derken masaya çarptı ya yok bir şey
Ö: Almilloşum ben bir mutfağa bakayım diyerek gitti, sonra bir müşteri bakar mısınız diye seslebdi, diğer garsonların işş vardı, Almilla tam kalkıyordu ki hemen kalktım
Ş: ben bakarım
A: sen zahmet etmeseydin
Ş: büyük bir zevkle yapıcam
Diuerek müşteinin yanına gitti, siparişi aldı, o sırada diğer müşteride bakar mısınız dedi, bu sefer Almilla gitti, Selim hala Şebnemi izliyordu, Kainat girdi içeriye, Selimin yanına oturdu
K: naber abicim
S: iyilik, sağlık, güzellik
K: aa Şebnem napıyor orda
S: Almillaya yardım
K: Cana gitmedi mi
S: bilmem
K: bana bakarak konuşsaydın iyiydi
Şebnem siparişi verdikten sonra Kainatı gördü ve masaya geldi, Kainatı öpüp yanına oturdu
Ş: işin erken bitmiş
K: evet ya öyle oldu, sen Cana upradın mı
Ş: yok ya, buraya geldim, olmazsa yarın uğrarım
K: masayı toparladınız demi, toparlamadıysanız elimi bile sürmem
Selim çarpık bir gülümseme ile Şebneme baktı
S: toparladık, jiç toplamaz mıyız, çok güzel topladık hemde, demi Şebnemcim
Ş: yaa, süperdi
Dedi sinirle
K: noldu size
Ş: abine sor
K: abi
S: küçük bir şaka yaptım diyelim, galiba kızdırdık prensesi
Şebnem gözlerini devirdi, telefonu çaldı, arayan Yavuzdu, açtı
Ş: sevgilim
........
Ş: hayatımın anlamı
.......
Ş: canımın taaa en içi
......
Ş: selam söyle benden, sevinmişlerdir tabi sevinmezler mi, sen nasılsın
.......
Ş: iyiyim bende bugün babaöa geçicem, birkaç gün orda kalayım dedim
.......
Ş: yaaa odun, bende çok özledim
.......
Ş: bende seni
.....
Ş: anlamadın sanki
......
Ş: tamam ya kızma kıyamam, bende seni seviyorum
........
Ş: tamam, kooocamannn öptüm, görüşürüz
Diyerek kapattı telefonu
K: nasılmış
Ş: iyiymiş, ya ven eve uprayıp birkaç parça bir şey alıp babacıma geçiyim, yarın görüşürüz
K: dur ya beraber gidelim çünkü Almillagilin işi var
S: hadi gidelim o zaman
K: bir kerede ayrı takılsan olmaz dimi
S: maalesef
Ş: Almilla biz kaçtık, sonra görüşürüz öptüm
Dedi ve bir taksiye atlayıp eve geldiler. Şebnem odasına çıktı, Selim ile Kainatta içeriye koltuklara geçtiler
K: bizde ikimiz film izleyelim mi
S: izleyelim bakalım
K: hadi seçelim o zaman, be izlicez
S: ben bir lavaboya gidip geliyim, sen seç, farketmez
K: tamam, çabuk gel
Şebnemde birkaç parça eşyasını koymuştu sırt çantasına. Altına kot şortunu, üzerine ise bol ve uzun tişörtünü giymişti. Bir omzu açıktı, tişörtten şortuda gözükmüyordu, o sırada kapı açıldı ama Şebnemin arkası dönüktü
Ş: kuzum ya yeni aldığım farı gördün mü, şimdi lazım değil ama ih- Selim ne işin var benim odamda, insan bir kapı çalar, müsait miyim değil miyim, hödük müsün
S: of of off, bu ne güzellik prenses
Selim Şebnem'in üzerine doğru yürümeye başladı, Şebnem duvara çarpınca kaçacak yeri olmadığını anladı, Selim Şebnemin ellerini tutup kafasının iki yanına, duvara koydu, ağırlığını verdi üzerine, aralarında milimler vardı, Şebnem kafasıbı sağa çevirdi, ömüne baksa Selimle burun buruna geleceklerdi
Ş: Selim üzerime yüklenme, canım yanıyor, bırak beni yeter artık
S: yüzüme bak
Şebnem kafasını çevirmedi, bir iki defa daha söyledi, Şebnem çevirmeyince bağırarak
S: yüzüme bak
Dedi, Şebnem yavaşça çevirdi kafasını
S: bağırtma beni, söz dinle
Ş: benimle uğraşmayı bırak artık
Selim önce boynuna sonra zorda olsa dudağının kenarına pücükler kondurdu, Şebnem kaçmaya çalışıyordu ama Selim ellerini tuttuğu için yapamıyordu. Üstünede yüklenmişti, anca debelenebiliyordu
Ş: bana bir daha dokunma
S: dokunursam nolur
Ş: gidip karınla ilgilensene sen, nerde belli değil
S: umrumda mı sence
Ş: o gün telefonda öyle gelmiyordu ama
S: noldu kıskandın mı
Ş: ayy sorma bir kıskandım, bir kıskandım, çekil git ya
S: ileri gitmediğime dua et bence
Ş: hele bir dene
S: çok korktum, ne yaparsın
Ş: Selim bırak, yoksa bağırırım Kainat aşağıda
S: ha yani babacığıma göz göre göre kıyarım diyosun, sen bilirsin bağır hadi
Ş: Allah belanı versin
S: aa çok ayıp bela okumayalım lütfen
Bu sefer dudağına bir buse kondurdu
S: bu dudağın benim olması için her şeyimi verebilirim, ve tabiki bu bacakların
Şebnem Selim öpünce suratına tükürdü, Selim sinirlenmişti, kollarını daha çok bastırdı ve kendini geri çekti
S: sen naptığını zannediyorsun
Ş: bırak, bak son kez söylüyorum
S: bırakmıyorum
Ş: sen bilirsin
Diyerek diz kapağını geçirdi Selimin karnına, Selim çekilerek karnını tuttu
Şebnem hemen çantasını aldı
S: tekrar görüşücez ve o zaman sana bu kadar iyi davranmicam ve bu kadar iyi niyetli olmayacağım
Şebnem hemen aşağı indi ve Kainatı öpüp çıktı, Selim zorda olsa doğruldu ve sinirli bir şekilde kendi kendine şöyle dedi
S: yalvaracaksın Şebnem GürsoyYorumlarınızı bekliyorum, hani diyorsunuz ya ŞebSel özledik diye, bende çok özledim ama bu hikayede bir farklılık olsun istedim. Şimdi diceksiniz ki Selim ne kadar pislik, ama demeyin çünkü Selimi bu hale getiren Şebnem, ŞebSel olsun artık, Selim pislik gibi yorumlar dışında hikayenin saçmaladığını düşünen kişi çoksa final yapacağım, bu yüzden yorumlarınızı bekliyorum :)