Şebnem bundan iki sene önce her şeyi hatırlamıştı ama artık her şey için çok geçti, Selimle tekrar evlenmişti. Mutlu olmaya çalıştı, olduda, ilk başlarda zorlanmıştı, Fatihe ihanet etmiş gibi geliyordu. Bir süre sonra Selimle eskisi gibiydi artık. Çınarda okulu bitirmişti, bir sene hayatını yaşayıp sonra atılacaktı iş hayatına. Kahvaltıdan sonra koltuklara geçtiler
Ç: annecim ben çıkıyorum
Ş: nereye oğlum, şimdi halanlar gelicek, ayıp olur otur
Ç: banane ya
Ş: ya senin onlarla alıp vermediğinin ne, ha oğlum
S: naptılar sana
Ç: sevmiyorum onları, hiçbir zamanda sevmicem
Ş: bir saat, bir saat otur gelsinlerde sonra git, ama bağırmak falan yok tamam mı aşkım
Ç: off peki
Ş: of yok anneye
Ç: peki
O sırada kapı çaldı, Şebnem açtı, içeriye geldiler ve selamlaşıp oturdular
K: napıyosunuz
Ş: iyiyiz canım, siz napıyosunuz
K: iyiyiz bizde gördüğün gibi
Ş: Denizcim sen nasılsın
D: iyiyim Şebnem ablacım, sağol
S: bugün izin günün demi dayıcım
D: evet
K: ee Çınarcım, sen çalışmicak mısın
Ç: hayır
K: neden
Ç: sanane
Ş: oğlum
Ç: ne
Aslında Şebnemde sevmiyordu, Kainatıda, Canıda, Denizide. Kainatla Can onun canını çok yakmıştı, hatırlamasa belki severdi ama hatırladı ve bir türlü unutamıyordu. Şebnem Gürsoy kendisine yapılan hiçbir iyiliği karşışıksız bırakmadığı gibi kötülüğüde karşılıksız bırakmazdı. Denizde Çınarın canını çok yakışmıştı, sürekli peşindeydi, Çınar bundan rahatsız oluyordu ve Şebnem farkındaydı.
C: geçen yanına uğradım şirkete, yoktun
Ş: kendime bir hafta izin vermiştim, yarın gidicem ama
C: hmm peki
Çınar kalktı
Ş: nereye oğlum
Ç: mutfağa, su içmeye
Çınar mutfağa gitti, Selimin telefonu çalıyordu, suyunu içti, aldı ve içeriye geçti, telefon susmuştu Selime uzattı
Ç: Selim baba, telefonun çalıyordu
S: sağol oğlum, ben bi konuşup geliyim
Dedi ve bahçeye çıktı
K: hala Selim baba mı diyosun sen ya
Ç: evet, bi sorun mu var
K: yok, ama hani baba dersen-
Ç: sa-na-ne, karışma, sokma burnunu her şeye
D: bencede anne1 HAFTA SONRA
Kahvaltıdan sonra Şebnem şirkete geldi, odasına geçti, o sırada kapı çaldı ve içeriye Özlem girdi
Ö: Şebnem hanım, günaydın, nasılsınız
Ş: iyiyim Özlemcim sen nasılsın
Ö: sağolun, ben programı aktarayım, iki saat sonra toplantınız var, sonra Ferhat beyler görüşmeye gelecek son olarakda-
Ş: toplantı, görüşme, ne varsa iptal et, yapmam gereken başka işlerim var
Ö: ama toplantı çok önem-
Ş: anlamadım
Ö: peki Şebnem hanım, nasıl isterseniz
Ş: çekilebilirsin, yada dur, ......ajansı ara, yarım saat sonra sekreter adayları görüşmeye gelsinler
Ö: ne, ben özür dilerim, lütfen beni kovmayın Şebnem hanım ben sizsiz, bu şirketsiz yapamam lütfen, bir daha olmayacak özür dilerim
Ş: ahh Özlem, seni kovmuyorum zaten, ayrıca o sekreter bana değil
Ö: ohh, şükürler olsun
Ş: hala burda mısın sen ya
Ö: gittim
Şebnem önündeki dosyalarla ilgileniyordu derken yarım saat olmuştu, kızlar gelmeye başladı, birdi ikiydi derken beşincisi geldi
İ: merhabalar, ben İz
Ş: vay vay vay, hoşgeldin, bende Şebnem Gürsoy
İ: biliyorum, çok sık duyuyoruz adınızı, çabuk yükseliyorsunuz, işinizde çok başarılısınız
Şebnem ayağa kalktı, kızın karşısına geçti, iyice yaklaştı, kızın eteğini yukarıya çekti, gömleğinin ilk iki düğmesini açtı, geri çekildi ve baktı
İ: ay valla bende patlamıştım sıkıntıdan, görüşmeye gelicem diye resmi resmi giyin-
Ş: sus, çok güzel, sana bir teklifim var
İ: buyrun
Telefonunu aldı ve Canla Kainatın resmini gösterdi
Ş: bak canım, bu Kainat Öner, buda biricik kocası Can Öner. Şimdi bunlar bana çok büyük bir yanlış yaptı, yapılan yanlışlar cezasız kalmamlı dimi
İ: yakışıklıymış, pardon yani ben neyse, benden ne istiyorsunuz
Ş: Canla yatmanı
İ: ne
Ş: birincisi ne değil, efendim, ikincisi Canla yatıcaskın, üstelik videoya alacaksın ki karısına gösterebileyim, üçüncüsü, bunun karşılığında sana açık bir çek veriyorum, ne kadar istersen
İ: hmm, ben emin olamadım, yatmasamda yatıyomuş gibi-
Ş: sonrada aldığın parayla bir süreliğine yurtdışına gidersin, istemiyorsan kapı orda
İ: parayada ihtiyacım var, çocukta yakışıklı, peki, yapıcam
Ş: aferin, bundan kimsenin haberi olmayacak ama tamam mı, eğer olursa gazetede üçüncü sayfada haber olursun ona göre
İ: aramızda
Ş: şimdi gidiyosun, ne yapıyosun ne ediyosun onunla bugün yatıyosun, akşam ona kadar bende olacak o kayıt, karısı ve kızını ben bize çağırırım, çekinmeden, yavaş yavaş, kamerayıda düzgün bir yere yerleştir, Can farkederse beni karıştırma, çarp kapıyı çık, ha birazda içir, yoksa çok zor
İ: peki
Ş: çık şimdi
Kız çıktı, Şebnem yerine oturdu ve sinsice gülümsedi
Ş: evet Kainat hanım, aldatılmak nasıl bir şeymiş sende gör bakalım
Dedi ve güldü. Acı bir insana en fazla ne yaptırabilir? sorusunun cevabı gibiydi Şebnemin Kainata yaptırdığı. Akşam olmuştu, Kainat Şebnemgile geldi, içeride oturuyorlardı
Ş: Canla Deniz niye gelmedi
K: Canın başı ağrıyordu, Denizde arkadaşında
Ş: hmm geçmiş olsun
K: sağol, Çınar yok mu
Ş: dışarıdaydı gelir şim-di demeye kalmadı geldi bile
Ş: hoşgeldin oğlum
Ç: hoşbuldum annecimde yine mi bu ya
S: oğlum
Şebnemin yanına oturdu, yanağına bir buse kondurdu
Ç: annecim
Ş: söyle aşkım
Ç: yarın şirkete gitmesen olmaz mı
Ş: hmm, olur. Neden
Ç: Selim baba, sende evde olursun demi
S: bir kaç işim var ama sonrada hallederim oğlum
Ç: tamam o zaman
Ş: hayırdır noldu, neyin peşindesin sen bakalım
Ç: yarın görürsünüz, neyse ben odamdayım
Dedi ve bir şey söylemelerine izin vermeden çıktı. O sırada Şebneme bir mesaj geldi, telefonu cebindeydi, titrediğini hissetti.
Ş: ben bi lavaboya gidiyim
Diyerek kalktı, lavaboya girip kapıyı kapatrı, video gelmişti, oynattı, bir kısmına baktı, sonra kapattı
Ş: neyse burdan sonrası +18, eveeet Kainat hanım, biricik kocan evinizde, sizin yatağınızda başka bir kadınla beraber oldu, bunu kaldırabilecek misin, ne kadar güçlüymüşsün görelim bakalım
Diyerek videoyu özel numaradan Kainata attı. Zafer kazanmış gülüşünü yüzüne çıktı lavabodan. Kainatın sesini duydu, yüzünü hemen astı ve hızla aşağıya inip yanına gitti
Ş: Kainat, kuzum noldu, ay ağlama
S: Can, bittin sen abi
Dedi, tam kalkıyordu, Şebnem tuttu
Ş: Selim noluyo, Can napmış, Kainat neden ağlıyor
S: o it kardeşimi aldatmış, üstelik özel numaradan birisi videosunu atmış
Ş: ne
S: gösteririm ben ona
Ş: dur hayatım nereye, sen karışma, bak Kainat iyi gözükmüyor, yanında olmamız lazım
S: haklısın
Kainatın yanına oturdular. Şebnem acı çekerken yanında oğlundan başka kimse yoktu, Kainatta tek kalsın istiyordu, Selimi bir şekilde çekmeliydi ama nasıl.
S: yapma böyle abicim, benide üzüyosun
Ş: ben bi su getireyim, sakinleşsin
Diyerek mutfağa gitti. Sete yaslandı
Ş: ne yaoabilirim, ne yapabilirim, hadi Şebnem çalıltır kafanı, Selimi o cadıdan nasıl uzak tutabilirim, tabi ya, bana bir şey olsa Selim onun yanında duracak değil ya, sevgili karısının yanında kalır. E hadi marifetini görelim Şebnem Gürsoy
Diyerek güldü, aynalı tepsiyi ve iki tane bardağı yere atıp kırdı, Selim içeriden seslendi
S: hayatım iyi misin
Ş: iyiyim sevgilim, bardaklar düştü sadece
Şimdi geriye tek bir şey kaldı, bu kırıkları kendine saplamak. Ama nasıl yapacaktı. Eğilip kırıkları dik dik koymaya başladı derken gözüne yaklaşık otuz santim uzunluğundaki bir kırık takıldı, tepsinin aynasıydı
Ş: işte bu
Dedi ve onu dik bir şekilde koydu, diğerlerini biraz uzaklaştırdı ve ayağa kalktı
Ş: yapabilirsin, yapmak zorundasın, otuz kırk santim bir şey yani, taş çatlasa yarım metre, Kainatı düşün, yanlız kalışını, canının yanışını, senin canın onunkinden daha az yanacak, hadi Şebnem
Dedi ve kendini yüzüstü camın üzerine bıraktı, cam parçası hart diye girdi karnına, tam bağıracaktı, tuttu kendini
Ş: ahh, kahretsin
Yavaşça kalktı, yer kan olmuştu, camın yaklaşık on santimi dışarıdaydı. Mutfajtan bir bez aldı ve yarasını kapattı, yürürken çok acıyordu ama bunu yapmalıydı, mutfaktan çıktı, yukarıya çıkıyordu
S: hayatım nereye
Ş: bardak kırıldıya batmasın kimseye orayı temizliyim
S: peki
Şebnem odasına çıkıp kendini yatağa attı, Selim hiçbir şey anlamamıştı. Camın girdiği yere baktı, çok kanıyordu, bağırdı
Ş: Seliiiiiim, ahh, Seliiiim
Kainat hala ağlıyordu, başı Selimin omzundaydı, Kainatı arkasına yasladı ve yukarı çıktı. Şebnemi görmesiyle ağzı açık kaldı, üstü kandı, karnında cam vardı, hemen yanına gitti
S: Şe-Şebnem noldu, hemen ambulansı arıyorum
Elleri titriyordu, ambulansı aradu ve Şebnemin yanına oturdu, gözlerinden yaşlar akıyordu Selimün
S: hayatım dayan bak ambulans geliyor
Şebnem ise fazla kan kaybetmişti, gözleri kapandı kapanacaktı
Ş: se-seni sevi-seviyorum
Dedi ve kapandı gözleri, bayılmıştı.
S: Şebnem aç gözlerini, hayatım lütfen, bırakma bizi, Çınaaar, Şebnem lütfen, Şebneeeem
Diyerek gözyaşlarına boğuldu.Yorummm :)(: