Biraz daha oturduktan sonra kalktılar, Kainat ve Şebnem eve geldi
K: ben bi üzerimi değiştireyim
Ş: tamam kuzum, içerideyim ben
Dedikten sonra Selimin yanına geçti, Kainatta üsünü değiştirip geldi,Şebnemin yanına oturdu
K: noldu yine, benim odanın hali ne, Canla olan fotoğrafımız kapının önünfe sürünüyo, kırılmış üstelik
Ş: özür dilerim, birazcıcık sinirlendim, kendimi senin odana kapadım, elime ilk o geçti
K: ben senin birazcıcık olan sinirini yerim, önemli değil
Ş: biliyodum
Diyerek kafasını Kainat'ın omzuna koydu, Kainat saçlarını oynamaya başladı
K: şimdi anlat bakalım noldu, kim kızdırdı seni
Ş: bi şey olmadı ya, ben kendi kendime sinirlendim işte. Aptalım, valla çok aptalım, iki gülücüğe tav olcak insan mıydım ama o başkaydı neyse ya sen sabah konuştuklarımızı unut, ben sana bi şey söylemeiidim
S: unutma abicim unutma
Ş: her şeye sokmasana sen burnunu
K: off tatlım sen bakma ona, noldu ne değişti sabahtan akşama
Ş: çok şey, gel ya biz odaya çıkalım orda konuşalım
K: hadi, abi biz yukarıdayız
Dedi ve çıktılar. Yatağa oturdular
K: anlat bakalım
Şebnem ağlamaya başladı
K: aa noldu şimdi
Ş: ya Kainat gözümün önünde kızla öpüştü ya, hemde bu ilk değil, birisi daha vardı, bak iki oldu dayanamıyorum artık ya, en iyisi unutmak, takmamak, denedim gedçi, başarısız oldum ama bir daha denemekten zarar gelmez
K: kiminle
Ş: Elif, en yakın arkadaşıymış ya hani, çok samimilerdi, aşkım hayatım falan, sonrası zaten öpüştüler
K: oha, saçmalama ya o seni kıskandırmak için yapmıştır, onlar sadece ama sadece arkadaş
Ş: ne için olursa olsum, öpüşmesi gerekmezdi, başka türlüde kıskandırabilirdi, ayrıca dua etsin o kızı yolmadığım,aslında yapardım ama Selimde çok yakındı
K: oyy ağlama hayatım ya kıyamam, sen bana güven, o arkadaştan başka bir şey olamaz abim için, sen şu bir iki gündür üstüne çkk düştün ya, senin ona açılmanı bekliyor, yoksa inan gözü senden başkasını görmüyor
Ş: diyosun
K: diyorum, eminimde, sende uzatma, açıl artık, seni seviyorum de
Ş: bilmiyorum
K: bunda bilmeyecek bir şey yok Şebo, geç karşısına seni seviyorum de, sen Şebnem Gürsoysun, istediğini alırsın, Selimi istiyorsun ve alıcaksın, bak o zaman başka kız yanına yaklaşabiliyor mu, düşünsene o artık sadece sana ait
Ş: evet ya tabi, gidiyorum
Dedi gözlerini sildi, gaza gelmişti. Kainat güldü, Şebnem aşağıya indi ve Selimin yanına oturdu
Ş: Selim
S: Şebnem valla bak arkadaşım, seni kıskandıralım dedik ama Elif biraz ileriye gitti, ben sadece seni seviyorum
Ş: biliyorum
S: aramda onunla hiçbir şey olamaz, olmazda za- biliyorum mu, ne yani sen bana kızgın değil misin şimdi
Ş: hayır
S: Şebnem ben seni çok seviyorum, ya sen, sende beni seviyorsun dmi, biliyorum
Ş: öğrenmek istiyor musun
S: tabikide
Şebnem yapıştı Selimin dudağına, bir süre sonra çekildi
Ş: bir daha bu dudakları benden başka birisinin öptüğünü görürsem kan çıkar haberin olsun
S: asla, katiyyen, kesinlikle olmayacak
Diyerek sarıldı Şebneme.
S: ee biz şimdi sevgiliyiz demi
Ş: yani, evet
S: beni bundan daha fazla hiçbir şey mutlu edemezdi, teşekkür ederim
Ş: seni seviyorum
S: şiödi böyle söyleyince bi garip oldu, napsak ki dışarı falan çıkalım mı, istediğin bi yer varsa gidelim, napalım ha ne dersin
Ş: evde iyiyiz işte oturuyoruz, sakin hayatım
S: tamam aşkım
Ş: yalnız aşkımı kullanmassak iyi olur
S: nedenmiş
Ş: ya o benim babacımla aramda özel bir bağ kuran kelime, babam ben kendimi bildim dileli anneme dahi aşkım dememiştir, o yüzden kullanma
S: nasıl istersen sevgilim
Ş: anlaştığımıza göre ben Kainatın yanına çıkabilirim
S: ya şurda sevgili olalı iki dakika olmadı hemen Kainatın yanına çık, biraz benle kalsaydın bari
Ş: şimdi bizim halletmemiz gereken işlerimiz var, hem daha gün uzun ya, bir iki saate ineriz
Dedi ve dudağına bir buse kondurdu
S: hani sen öpüşmeye karşıydın
Ş: hayat çok kısa be Selim, hem kimin ne dediğide umrumda değil, hayatımın geri kallanını dolu dolu yaşamak istiyorum
Diyerek yukarıya çıktı, Kainatın karşısına oturdu, konuştuklarını falan anlattı
K: sonunda kavuştunuz, çok sevindim, ay yengem mi olucaksın sen şimdi
Ş: ne yengesi be daha ilk günfen, Aşlah bilşr daha dur bakalım, hem yenge nedir biz senle dost değil miyiz
K: sen benim yeri geldiğinde en yakın dostum, yeri geldiğinde kardeşiö yeri geldiğinde yengem, yeri geldiğinde ablam, hatta yeri geldiğinde annemsin. Şuana kadar beni en iyi tanıyan sensim, her şeyimi biliyorsun, sen birtanesin
Ş: sende benim için her şeysin kuzum, şimdi bırakalım bizide evlilik işine gelelim. Sen ara yarın akşam yemeğine gideceğimizi söyle, müsaitlerse tabi
Kainat aradı ve söyledi, müsaitlerdi
Ş: bak şimdi bu konuyu yemskte açmayalım bence, yemekten sonra koltuklara geçeriz, şu Harun amcayı sakinleştiren, sinirlerini alıp yumuşatan bi çay vardı, neydi o
K: rezene
Ş: hah işte önce onu içiririz, zaten Filiz teyze bir şey demez, işte Canın işi olduğunu, üç ay dönmeyeceğini söyleriz. Tarihi geriye atmaktansa ileri alalım falan deriz, bu tarih işini bana bırakın siz. İşte hem Can işini yapmış olur, hem balayı gibisinden söylsriz, sizde üç ay tatil yapatsanız be güzel işte
K: süper, süperde abim
Ş: Selim bende sen merak etme
K: bi sorun çıkmaz demi
Ş: yok canım ne sorunu çıkıcak, çekme negatifi
Konuşmaya dalmışlar, saat baya ilerlemişti, Selimde aşağı koltukta uyuyakalmıştı. Kainatla Şebnem aşağı indiler
Ş: ya ama nasıl uyumuş, tipe bakar mısın yakışıklılık, tatlılık akıyor maşallah benim sevgilime
Diyerek yanağına bir buse kondurdu ve Kainata döndü
Ş: ben gidiyim kuzum artık, babamda merak etmesin, yine görüşürüz
K: tamam yengelerin birtanesi görüşürüz
Ş: aa dalga geçme lütfen, yengelerle dalga geçilir mi ayıp
K: geçilmez
Ş: hemen havaya girdik ha, neyse yarın ben buraya gelirim, geçeriz Filiz teyzegile
K: tamam tatlım, görüşürüz
Şebnem eve gitti, Tekin beyin beklediğini gördü, yanağına bir buse kondurdu ve yanına oturup sarıldı
Ş: babaların birtanesi, aşkların en güzeli nasıllarmış bakalım
T: iyiyim, bende diyordum ki prensesim gelsede biraz vakit geçirsek ama geç oldu
Ş: yatın işin var mı
T: akşam bir tane toplantım var o kadar
Ş: bu arada yarın akşam yemeğine Kainatlarla Harun amcagile gidicem, akşam ordayız
T: tamam prensesim
Ş: ikimizinde sabah işi olmadığına göre oturmamızda sakınca yok sanırım
T: yok
Filmdi, oyumdu, sohbetti derken saat sabahın dördü olmuştu, artık ikisininde ağzı ayrılıyordu, yattılar. Kainat heyecandan uyuyamamıştı, sekizde kalktı, kahvaltıyı hazırladı, Selimi uyandırdı, kahvaltıya oturdular
S: dün niye uyandırmadın Şebnem gitmiş haberim yok
K: merak etme veda busesini bıraktı yanağına
S: öylemi
Diyerek sırıttı
K: abi bu akşam annemlerde davetliyiz, hepimiz, Almilla ile Özgür gelemeyeceklermiş, dördümüz gidicez
S: tamam abicim gideriz
Kısa sürede kahvaltılarını yaptılar, Şebnemi arıyorlardı ama açmıyordu, saat akşamın beşi olmuştu. Selim tekrar aradı, ikinci çalışta açtı
Ş: ne var
Dedi uykulu uykulu
S: sanada günaydın dicem ama öğlenide geçti akşam oldu, nerdesin, Can geldi, sende arıyoz açmıyon
Ş: uyuyordum ya duymamışım
S: bu saatte hala uyuyor musun, hadi kalk gel hemen
Ş: inşallah canım ya
S: hayatım bak bekliyoruz hadi
Ş: hödüksün Selim ya, zaten zır zır uyutmadınız, geliyorum kapat
Diyerek telefonu kapattı, kalktı, elini yüzünü yıkadı, açılmıştı. Gardırobun önüne geçti
Ş: acaba ne giysem, bu Selimle ilk günümüz sayılır o yüzden güzel olmam lazım, Harıun amcagile gidicez çokta abartmaya gerek yok, hmm ne giysem ki
Bir süre daha baktıktan sonra siyah dar mini bir etek giydi, üstüne bol bir tişört giydi ve eteğin içine soktu. Ayağına siyah topuklu ayakkabılarını giydi, saçına fön çekip salık bıraktı, hafif makyaj yaptı, çantasınıda aldı ve evden çıktı. Saat tam yedide Kainatgildeydi, kapıyı çaldı, Kainat açtı
K: sonunda, bir an gelmiceksin sandım
Ş: gelmemek mi, saçmalama ven dostumu yarı yolda bırakır mıyım
K: bırakmazsın, hadi geç içeriye
Çantasını bıraktı ve içeriye geçtiler, Selimin yanağına bir buse kondurdu ve selam vererek oturdu
Ş: naptınız bakalım
C: sen Selimi mi öptün bana mı öyle geldi
Ş: yok canım doğru gördün, ee sevgilimi öptüm yani neden şaşırdın ki
C: sevgilim
Sevgili olduklarını kısaca anlattılar
C: sonunda, tebrik ederim
Ş/S: sağol
Selimin kolunu Şebnemin omzuna atmıştı
S: ya bi insan beşe kadar uyur mu, naptın gece beşik mi salladın
Ş: yok ya, dün gece yani sabah dörtte yattım
S: çüş, naptın dörde kadar
Ş: ya babamla film izledik, oyun oynadık, konuştuk derken zamanın nasıl geçtiğini unutmuşuz
S: Tekin amca biliyor mu bizi
Ş: söylemedim, sende söyleme Harun amcalara, önce bi biz alışalım
K: hadi kalkın çıkalım geç kalıcaz
C: hadi o zaman
Yarım saar sonra Harun beylerdelerdi, direk masaya yemeğe geçtiler
F: nasılsın Can oğlum, üzmiyosun dimi kızımı
C: olurmu hiç öyle şey Filiz annecim, ben üzermiyim hiç onu
K: üzmezsin tabi
F: sen Şebnem kızım, nasılsın, Asular nasıl
Ş: iyiyim bende Filiz teyzecim, annemlerde bildiğiniz gibi, ne zamandır gitmiyorum, telefonla görüşüyoruz
H: bugün toplantı vardı, on dakika önce başlamış olması lazım Tekin gidicekti
Ş: evet dün söyledi
F: bizide unuttun artık hiç gelip gittiğin yok, Kainat burdayken en azından haftada bir iki kere geliyodun
S: günde en az iki kere geliyodu, evden çıktığımı vardı
Ş: çok komiksin Selimcim, bu arada ben sizi unutur muyum Filiz teyzecim aşk olsun
H: bu hayırsızların uğradığı yok bari sen gel
K: geliyoruz ya babacım
S: aşk olsun babacım
Kısa sürede yemeği bitirip koltukkara geçtiler
Ş: ben bize bir kahve yapayım, Harun babacım sizede bir bardak rezene, mutfapa girmemde sakınca var mı Filiz teyzecim
F: rahat ol kızım, burası seninde evin
K: alışıcaksın inşallah yenge-
Ş: Kainatcım
K: yengeçler, burç olan yengeçlerden
O sırada kapı çaldı, Şebnem mutfağa gitti
K: aha kapı çaldı ben bakarım
H: aha ne kızım, abinin yanında dura dura
Kainat kapıyı açtı, birde ne görsün, kuzeni Umut.
K: Umut abi
U: benim ya, Umutunuz geldi, sarımicak mısın yoksa, özlemedin mi
Diyerek Kainatla sarıldılar, Kainat Şebneme kahveyi birtane fazla yapmasını söyledi. Selam vererek içeriye geçtiler.Yorummmm :)(: