ÖZEL BÖLÜM-2

317 24 2
                                    

Ç: üç saat oldu, hala ameliyatta, neden bir şey söylemiyorlar, çıldırıcam
E: yapma ama böyle , Şebnem teyze güçlüdür, hiçbir şey olmaz
S: ben nasıl farketmedim yukarı çıkarken, lanet olsun ya, farketseydim bu kadar çok kan kaybetmezdi
Ö: abi suçlama kendini.
S: neden söylemedi
Ö: belki küçük bir şey sanmıştır, seni korkutmak istememiştir, yada Kainatı yalnız bırakma diye söylememiştir
A: düşünme sen şimdi bunları, bak Çınarda iyi değil, duymasın
S: Şebnem güçlüdür, iyileşir demi Almilla
A: tabiki, koskoca Şebnem Gürsoy İnan, o hepimizi gömer be
O sırada doktor çıktı, hepside yanına gitti
Ç: annem nasıl doktor bey
S: karım iyi mi, bir şey söylesenize
D: geldiğinde çok kan kaybetmişti, hayati tehlikesi vardı ama karınız çok güçlüymüş, ameliyat oldukça başarılı geçti, karınızda gayet iyi, şimdi normal odaya alıyoruz, sabaha açar gözlerini.
S: ohh şükürler olsun
Ç: görebilir miyiz
D: gece başında bir kişi kalsın, şimdi tek tek görebilirsiniz, fazla kalmayın, uyuttuk zaten
Ç: ilk ben görsem
S: git hadi
Çınar koşarak gitti. Selimgil ise odanın önüne geldiler ve banka oturup beklemeye başladılar, sırayla girdiler, başında Çınar kalıyordu, Almilla ile Efe Selim ısrar edince eve gittiler, Özgür kalmıştı, Selimle bankta uyuyakalmışlardı.

Sabah olmuştu, güneş hastane penceresinden Şebnemin yüzüne vuruyordu, yavaşça açtı gözlerini, Çınarı gördü
Ş: annecim
Çınarda uyanmıştı Şebnemin uyandığını görünce hemen yanına oturdu, elini tutu ve yanağına kocaman bir buse kondurdu
Ç: günaydın annecim, ne zaman uyandın sen, iyisin demi
Ş: günaydın aşkım, şimdi uyandım daha, merak etme iyiyim
Ç: çok korktum
Ş: korkma, ben seni bırakıp gider miyim hiç
Ç: gitmessin
Derken kapı açıldı, içeriye Selim ve Özgür girdi. Selimde diğer tarafına otutup elini tuttu, Özgür ise yatağın kenarında ayakta duruyordu
S: hayatım, nasılsın
Ş: sizi gördüm daha iyi oldum aşkım
Ç: annecim
Ş: pardon, hayatım dicektim
S: kıyamam ben sana
Şebnem gülümsedi
Ö: geçmiş olsun çatlak
Ş: sağol, hayret, Almiloşun yok yanında
Ö: Efeyle gittiler onlar ama mesaj attım, elleri kulaklarındadır, gelirler şimdi
Ş: Selim senin o içeri girdiğinde elinde bi çanta vardı, ne var onda
S: ha onu unuttum
Diyerek kalktı, koltuğun üstüne koyduğu çantayı Şebneme verdi
S: aç bakalım
Şebnem açtı çantayı
Ş: amaaaa yaa makyaj malzemeleri, hemde hepsi yeni, hiç açılmamış,  Selim canımsın
Ç: olmuyo böyle ama
Ş: aşkım sen birtanesin
Elini yarasının üzerine koydu ve yavaşça doğruldu
Ş: ahh
Ç: acıdı mı
Ş: biraz, sorun değil
Çantadan aynayı çıkardı ve makyajını yaptı
Ş: birde şu hasta kıyafetlerini değiştirseler güzel olacak
O sırada Efeyle Almilla geldi, Özgürle Selim koltuğa oturmuştu, Almilla Şebnemin yatağının kenarına oturdu, Efe ise elindeki çiçekleri verdi
E: geçmiş olsun Şebnem teyzecim
Diyerek Özgürgilin yanına geçti
Ş: sağol Efecim
A: kuzum nasılsın
Ş: çok iyiyim Almillacım
A: belli makyajdan. Ee ne zaman çıkıyosun bakalım
Ş: bilmem ne zaman çıkıyorum Selim
S: bugün burda kalıyoruz
Ş: kalmayalım, şu üzerimdekine bakar mısın, ben bununla duramam Selim, hem hastane kokusunuda hiç sevmiyorum
S: ama-
Ş: aması maması yok Selim, çıkar beni ya, şu üzerimdekine bak, kalktığımda nereye geliyo Allah bilir, ya diz kapağımın bi metre altındadır, yada bir karış üstünde. Biliyosun ben öyle etek boyu sevmiyorum, ya diz kapağının bir karış altında olucak, ya hemen üstünde, yada mini. Ayrıca bu ne biçim renk, tamam maviyi severim ama bu mavilikten çıkmış, değişik bir şeyler olmuş, hem burası özel hastane değil mi, yatak küçücük, televizyon desen yüz metre ötede. Şu kokuysa insanı daha çok hasta ediyor, iğrenç ya. Telefonumda evde tabi, Özlem şimdi kaç kere aramıştır beni, ulaşamamıştır, meraktan çatlıyordur. Benim eve gitmem lazım, Selim lütfen lütfen lütfen-
Ö: off, ben yoruldum valla ha, motor gibisin maşallah
Ş: motor mu, motor ne ya, sen-
Ö: tamam özür dilerim, lütfen sus
S: evde dinleniceksin ama, yok şuraya gidiyim, buraya çıkayım yok
Ş: yok, söz, yeterki gidelim
S: o zaman ben doktorla konuşayım
Selim doktorla konuşmuştu, kısa sürede toparlanıp geçtiler eve. Kapıyı açıp girdiler
Ş: ben bi üzerimi değiştireyim, Almillacım yardım eder misin
A: tabiki kuzum, gel, gir koluma
Şebnem Almillanın koluna girdi, yukarı çıktılar.
S: hadi oğlum sizde odana çıkın, sende yoruldun, annen evde zaten, dinlenin inersiniz
Ö: ben şimdi size güzel bir kahvaltıda hazırlarım
Ç: sağol Özgür amca
Çınarla Efede yukarı çıktı.
S: abi bizde bi mutfağı temizleyelim Şebnem görmesin şimdi
Ö: hadi
Mutfağa geçtiler, cam kırıklarını toplayıp kan lekelerini sildiler
Ö: tamam abi sen geç, ben hallederim, iyi değilsin sende, sonrada güzel bir kahvaltı hazırlarım
S: sağol
Ö: ne demek
Selim içeri geçti, Almillayla Şebnemde inmişti. Şebnem koltuğa uzandı ve hafifçe doğruldu, Almilla Özgüre yardım etmek için mutfağa gitmişti
S: çok güzel olmuşsun
Ş: her zamanki halim
S: Şebnem
Ş: söyle hayatım
S: şey ya, nasıl oldu, yani nasıl battı o ca-cam karnına
Ş: önce tepsiyle bardaklar elimden düştü, tabi yerde ıslandı, bezi aldım, döneyim derken düştüm o da cam dikmiş, karnıma battı
S: peki neden öyle yukarı çıktın, hiç bağırmadında batınca, söyleseydin daha çabuk giderdik hastaneye
Ş: şeyden söylemedim, hani küçük bir şeydir diye de yukarı çıkınca dayanamdım, seni korkutmak istememiştim
S: sana bir şey olacak diye çok korktum ama ben, bir daha ne olursa olsun, eline iğne bile batsa söyle bana
Ş: söylerim hayatım
S: off ben Kai-
Ş: ahh Selim
Diyerek elini yarsının üzerine koydu Şebnem
S: hayatım noldu
Ş: bilmiyorum
S: çok mu canın yandı, hadi hemen hastaneye gidelim, bir gün daha kalıcaktık işte
Ş: yok ahh, başımı göğsüne koysam geçer, gel
Diyerek hafifçe sola kaydı, Selim ise sağ tarafına geçti ve uzandı. Şebnem kafasını Selimün göğsüne koydu, Selim Şebnemin saçlarıyla oynamaya başladı
Ş: bak geçti bile
Selim Şebnemin başına bir buse kondurdu
Ş: uykum var, eğer göğsünde uyursam gitmessin demi, uyanınca seni yanımda görürüm
S: tabiki sevgilim, uyu sen, burdayım ben.
Şebnemin istediği oluyordu, Kainat tek başına acı çekiyordu. Sabah erkenden çıkmıştı, eve eşyalarını toplamaya gittiğinde Canla kavga etmiş, bağırıp çağırmıştı. Şuan ise sahilde bankta tek başına oturuyor ve hüngür hüngür ağlıyordu.

Hava kararmış, akşam olmuştu. Akşam yemeklerini yediler ve oturdular televizyonun karşısına
Ş: Almilla bu gece burda kalsanıza
A: kuzum hastasın sen, rahatsızlık vermeyelim
S: ne rahatsızlığı Almilla, hem Efe olunca Çınar oyuna daldı herhalde, şimdi siz Efeyi çağıracaksınız, Çınarda gelip oturucak aramıza
Ö: ha yoksa bizim kalmamızı istediğinden falan değil
Ş: öyle dermi hiç Özgürcüm, Selimcim şunu deme istedi-
Ö: anladım ben ya şaka yaptım zaten
Ş: bir kerede sözümü kesmesen olmaz
Ö: olmaz tabi
S: hayatım seni hiç böyle bırakmak istemiyorum ama ben bi Kainata baksam, aklımdan tamamen çıkmış, nerde, napıyo bilmiyorum, alıp geliyim, Almillagil falan var ya, iyi gelir belki
Ş: ha, o-olur tabide sen gitmeseydin, o gelseydi
Ö: git abi sen, biz varız abi aklın kalmasın
S: ben hemen alır gelirim, bi süre bizde kalsın, hadi görüşürüz
Dedi ve çıktı.
Ö: kahve içer miyiz
Ş: içeriz
Ö: ben yapıp geleyim
Diyerek mutfağa gitti. Bir kaç dakika sonra Almillayı çapırdı, o da gitti. Şebnem yanlız kalmıştı
Ş: off gitti ya, getiricek şimdi, bir de bizde kalıcakmış. Büyük ihtimal eve gitmiştir ama Kainat kesinlikle evde değildir, yani daha ulaşamamıştır, Selimin buraya gelmesini sağlamam gerek.
Derken gözü masanın üzerindeki makasa çarpmıştı, aldı ve tekrar oturdu
Ş: ahh, işte bu. Ama çok canım yanacak, hareket ettikçe yanıyor zaten. Neyse Şebnem Kainatı düşün, onun can çekişini düşün ve yap bunu. Kes dikişlerin, yaran kanasın, sevgili kocan yanına koşsun
Diyerek güldü, önce mutfağa doğru baktı, gelen yoktu, elbisesini kaldırdı, derin bir nefes aldı ve on dikişin üçünü kesti, bir tane daha kesecekti, Almillanın geldiğini farketti, elindeki makası masaya attı ama yere düştü, elbisesini düzeltti, elini yarasının üzerinde koydu, canı çok yanıyordu
A: kahveyi bulamamış bu makas yerde napıyor, masada değil miydi
Ş: be-ben elbisenin etiketini şey yaptım, kestimde, ahh
A: sen iyi misin, ne bu suratının hali
Elini yarasından çekti, elide beyaz elbiseside kıpkırmızı kan olmuştu
A: Şe-Şebnem yaran kanıyor, noldu
Ş: Se-Selimi ara
A: Özgüüüür, kuzum nasıl oldu bu
Ş: düştüm Almilla, Selimi ara dedim hemen
Diyerek yükseltti sesini, Özgür içeri gelmişti, Şebnemide alıp hastaneye götürdü, Almilla çocuklar anlamasın diye evdeydi. Selimde hemen hastaneye gitti.
S: sana hareket etme demedim mi
Ş: ne yapabilirim
D: nasıl oldu bu yani nasıl açıldı dikişleriniz, daha çok kesilmiş gibi
Ş: düştüm, ahh yavaş olun, ben salak mıyım niye keseyim, canım yanıyor zaten
D: estafurullah Şebnem hanım ama dikişleriniz kesilmiş
Ş: ya Selim şuna bir şey söyler misin, ahh
S: tamam hayatım sakin ol, bağırma bak canın yanıyor, belki yanlış-
Ş: nasıl bağırmayayım ya, dikişlerimi kestiğimi söylüyor, ben niye öyle bir şey yapayım, boşu boşuna canımı niye yakayım, sanada pes yani Selim, şuna inandınya bir şey demiyorum
D: bitti, bantınıda yapıştıralım mikrop kapmasın
Ş: bırak, ben yapıştırırım
S: hayatım doktor bey halletsin işte
Ş: istemez
Dedi, doktorun elinden bantı çekip aldı ve yavaşça yarasının üzerini kapattı
Ş: Özgür yardım eder misin
Ö: tabi, gel bakalım, yavaş

YILLAR SONRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin