SELİMLİ VE ALIŞVERİŞLİ BİR GÜN

1.1K 61 7
                                    

K: off Şebnem
Ş: sakin ol kuzum, baksana tek çizgi, yani ne demek oluyor hamile değilsin
K: canımdan can gitti ya
Diyerek sarıldılar, bir baktılar ikinci çizgide çıkmış, Kainat ağlamaya başladı
K: olamaz ya, Şebnem ben napıcam
Ş: ağlama kuzum bazen bunlarda yanlış gösteriyor, yarın hastaneye gideriz, bak emin değiliz daha, hadi ağlama yat, bak sabah erkenden hastaneye gideriz, hadi kuzum
Dedi ve yattılar. Sabah ilk kalkan Kainat oldu, üzerini deştirdi ve Şebnem'i uyandırdı
K: hadi çabuk olsana
Ş: tamam ya üzerimi değiştiriyorum
Şebnem altına bir şort giydi, üzerine şortuda kapatan uzun bir tişört giydi, kenarından birazını şortunun içine koydu, gözlüğünü takıp saçlarına kaldırdı, spor ayakkabılarını giydi, çantasınıda aldı ve çıktılar. Hastaneye geldiler, yarım saat sonra tzest sonucunu beklemeye başladılar
K: spor ayakkabın var nıydı senin ya
Ş: varda giymiyorum, şimdi acele olarak giyindiğim için bunları giydim
Sonuçların çıjtığını söylediler, sonuçları alıp geldiler
K: ya ben açamicam sen açsana
Ş: tamam, hazır mısın
Diyerek açtı, Kainat sonucu görünce oturdu ve ağlamaya başladı, Şebnemde yanına oturdu
Ş: bu sefer ağlama demicem, ağla açılırsın
K: ya ben abime, babama Can'a, anneme ne dicem
Ş: kuzum önce Cana söyleriz, düğün tarihini erkene çekeriz, sonrasına bakarız. Sen dikkat er Selim çakmasın
K: yok ya ben bu bebeği aldırıcam
Ş: Kainat şuan saçmalıyorsun, sakın, ya nasıl kıyıcaksın, zaten evlenicektiniz, biraz erken evlenirsiniz ne var bunda, ama sakın bir daha aklından geçirme, sen onu bir kucağına al, o minik ellerini bir gör onlar istesede sen bırakmak istemeyeceksin, pişman olursun bak yapma
K: bilmiyorum
Ş: hadi gel eve gidelim
Dedi ve Kainatgile gittiler
Ş: ne yapalım kuzum ne istersin
K: ya ben biraz yalnız kalsam
Ş: tamam kuzum, ben çocukların yanına kafeye geçiyim, sende kendi başına bir şey yapma bak, kötü hissedersen ara
K: tamam görüşürüz bu arada Cana bir şey söyleme, ben konuşmak istiyorum
Dedikten sonra Şebnem çıktı ve kafeye gitti. Selam vererek oturdu
Al: sen bu saatte ayaktasın, hayırdır noldu
Ş: erken kalkayım dedim
Ö: ayağında da spor ayakkabı var
S: Kainatda yanında değil, nerde, siz ne işler karıştırıyosunuz
Ş: ne işi karıştırıcaz ya, Kainat eve geçti, dinlenicek bende buraya geldim
C: gece uyuyamadı mı
Ş: yok uyudu
C: dinlenicek dedin ya
Ş: ha dün biraz fazla yorulduk da
S: derken
Ş: ay size ne ya, ee naptınız siz, bebek nasıl
Al: maşallah çok iyi, bizde işte bildiğin gibi
O sırada Batu aradı, Şebnem açtı
Ş: Batu
........
Ş: yaa odun musun
.......
Ş: iyiyim sağol sen
......
Ş: ayy çok mu tatlısın sen
.......
Ş: tamam tamam şımarma hemen
......
Ş: bu akşam mı
.......
Ş: peki, saat sekizde buluşuruz o zaman
.......
Ş: bende öptüm bayy
Diyerek kapattı.
Ş: hah şapşal ya
S: oyy çok mo totloson son
Diyerek dalga geçti Selim, Şebnem gözlerini devirdi
Ş: kıskanma canım kıskanma
S: o şişme herifin neresini kıskanayım banane, ne yaparsanız yapın
Ş: bencede
Dedi, çantasında bir şeyler arıyordu, yanlışlıkla düşürdü, Kainat'ın sonuçlarıda düşmüştü
Ş: aman be
Diyerek toplamaya başladı, Seliöde yardım ediyordu, kağıdı görüp aldı, katlı olduğu için isim gözükmüyordu
S: ha-hamile mi
Şebnem kendisinde olduğunu unutmuştu, okuduğunu görünce bir hamlede aldı elinden
Ş: naptığını zannediyorsun sen, niye okuyorsun
Diyerek cebine koydu
S: Şebnem o kağıtta hamile yazıyordu, kimden, babası kim bu çocuğun, o Batu denen herif mi yoksa
Ş: ya sen ne saçmalıyorsun, Batu geleli üç gün oldu, ayrıca- ya ben kime ne anlatıyorsam sanane
S: bak sinirleniyorum doğru dürüst cevap ver
Ş: sa-na-ne
S: Şebnem
Ş: ya bi arkadaşımın seni ilgilendirmez
S: kimmiş o arkadaş, aç bakalım ismini göster
Ş: göstermek zorunda değilim, inanmak zorundada değilsin
S: bas baya senin o sonuçlar, ismini göstermediğine göre
Ş: Selim sinirlenmeye başlıyorum gelme üstüme
C: tamam abi gitme üstüne değilim diyosa
S: ya sanki hasta mısın diye sorduk, değilim demeyle olmuyo, hamilelik bu ya. Dün Almillaya sordukları, bugün düz ayakkabı giymesi, ha dün yorulmuş bide ne yaptıysa artık
Ş: ne ima ediyorsun acaba, ben sen değilim Selim İnan, beni kendinle karıştırma
Ö: aa yeter ama
Al: evet bi sakin olun, anlat vakalım Şebnemcim sen, inanan inanır, inanmayan kendi bilir
Ş: ya ismini gösteremem çünkü, göstermem işte. Ama o sonuçlar benim değil, bi arkadaşımın nokta net
Al: tamam canım biliyoruz biz seni
Ş: sonunda
S: inandırıcı değil ama neyse
Ş: ya ne duymak istiyorsun senin derdin be
S: doğruyu
Ş: doğruyu söylüyorum ama, tamam ya hamileyim, o sonuçlarda benim, çocuk kimden bilmiyorum, oldu mu
S: oha, kimden olduğunu bilmiyorum ne demek
C: off kapatın ya benim değil dedi işte kiminse kimin. Ee akşam bi programın var herhalde
Ş: evet ya Batuyla buluşucaz
C: bizde bara falan gidelim o zaman
Ö: bizde Almilloşumla evdeyiz valla
C: e o zaman Selim-
S: bana bulaşma abi
C: Kainat-
Ş: Kainatı arama bugün, neden diyede sorma sen sadece arama, yarın görüşürsünüz
C: tamam ya, Can kim ki, herkes dağılsın, o evde tek başına takılır
Ş: ayy kıyamam ben sana ya, gel sende bizimle istersen
C: yok ben öylesine takılıyorum, bi kaç işim var bende onları hallederim.
Şebnem eline telefonu aldı, birileriyle mesajlaşıyordu, sırıtıyordu, sonra birden bağırdı ve sırıtarak yanındaki Selime sarıldı
Ş: ayy sen miydin
S: beğenemedin mi
Ş: beğenemedim
Diyerek Almillaya sarıldı
Ş: oha, dev olay ya, ne giysem ki benim alışverişe çıkmam lazım, ay çok hetcanlandım, bi şey söylesenize sizde, Allah'ım başka bi şey dileseydim keşke
C: noldu söylersen bizde ona göre bi şeyler söyleriz
Ş: ayy hani şu benim bayıldığım adam varya, Barış Arduç, twitterda dmden mesaj atmış, ee sosyal medyada bir numarayım ne de olsa, benimle buluşmak istiyor, yarın akşam görüşelim dedi. Benim hemen alışverişe çıkmam lazım, yeni kıyafet, takı, ayakkabı derken ohoo anca, akşam sekize kadar yetiştirmeö lazım, o yüzden ben kaçar
S: bende geliyim
Ş: gel bari bi işe yararsın, poşetleri taşırsın
Dedi ve Selimle çıktılar. Bir alışveriş merkezine gittiler, kıyafet almak için bir mağazaya girdiler
Ş: sen otur şöyle, ben bunları bi deneyeyim, şu çantamı tut, bi de telefonu mu, dikkat et o düşerse bende seni düşürürüm
S: tamam tamma hadi girde dene
Şebnem kabine girdi, aşırı bi mini elbise giyip çıktı, aynada kendine bakıyordu
Ş: nasıl olmuşum
S: of, of, of
Ş: pardon
S: yani iyi olmuşsun diyorum ama altına etek giyseymişsin daha güzel olurmuş tabi
Ş: ha ha ha çok komik
S: tamam gir değiştir artık şunu
Şebnem tekrar kabine girdi, bu sefer siyah mine bir etek giydi, dardı, deriydi, üzerinede arkası uzun önü kısa bir gömlek giydi, göğüs dekoltesi vardı, çıktı, aynanın karşısına geçti
Ş: Allah'ım resmen güzellikle kutsanmış, asaletle ya
S: ya o dekolte ne o dekolte,önün resmen açık, olmaz böyle, sen bi kot tişört falan giysene
Ş: ben mi, sen vu söylediğine inanıyor musun
S: bi deniyim dedim
Ş: deneme canım
Diyerek girdi kabine, dar, saks mavisi bir elbise giydi, buda miniydi, sırt dekoltesi vardı, arkası nerdeyse beline kadar açıktı, çıktı ve aynanın karşısına geçti
S: vay anasını
Dedi sessizce
Ş: olmuşmu ya, rengi olmadı sanki, bide siyahını mı denesem ne dersin
Selim Şebnemi baştan aşağı süzüyordu
Ş: Selim
Diyerek döndü
Ş: nasıl olmuş diyorum
S: ha olmuş ya
Ş: ha sadece olmuş, ya Selim hödük müsün, insan iki iltifat eder
S: şuan taş gibisin varya, görenin dibi düşer, ağzının suyu akar, o kadar yani
Mağazada alışveriş yapan başka bir adamda durmuş Şebnem'e bakıyırdu
O: vay vay vay, buraya taş düşmüşde haberimiz yok, bu ne güzellik
S: ne diyon lan sen
Diyerek kalktı ve adamın karşısına dikildi, Şebnem hemen yanlarına gitti
Ş: Selim gelsene sen napıyosun
O: kusura bakma abi sahipli olduğunu bilmiyordum, görmedim seni
Ş: aa sahipli mi, ben mal mıyım ya ne diyon sen
S: tamam Şebnem
O: tamam bayan niye çemkiriyosunuz diye uzaklaştı
S: gel tamma hadi sen diğerlerini dene
Ş: boyonmış, böyleleride hep beni bulur zaten, Allah'ım ya, insnanı saniyesinde yaşlandırıyolar
Selim arkadan sarıldı Şebneme
S: çok mu kızdın sen
Şebnem yutkundu, birab önce çekilmezse kendini Selime bırabilirdi, hemen çekildi
Ş: şey, ben giriyim, deniyim başka, etek, elbiseli, aman ya
Diyerek kabine girdi.
S: şu keçi inadından vazgeçsen bi, çok mutlu olucazda nerdee. Ama dur sen o günlerde gelicek
Dedi gülerek. Şebnemse siyah bir elbise giydi, çok kısa değildi, diz kapağının iki parmak üstündeydi eteği, göğüs dekoltesi vardı ve arakası da baya açıktı, küçük bir fermuarı vardı ama çekemiyordu, denedi denedi ama olmadı, Selimi çağırmakla çağırmamak arasında kaldı
Ş: ya çağırsam mı acaba, ay şimdi fermuarı çekerken eli tenime değecek dayanamazsam, hah saçmalama Şebnem ya sen Selimi mi seviyorsun ki, tabiki dayanırsın, hödüğün teki zaten
Diyere kabinden kafasını çıkarttı
Ş: Selim bi bakar mısın
Selim yanına gitti, kabine girdi
S: noldu, beni mi özledin, başbaşayız diyosun
Ş: off pisleşmesene, fermuarımı çekemedim sadece, çeker misin
Diyerek arkasını döndü
S: memnuniyetle
Ş: sadece fermuarımı çek sonrada çekil
S: öyle yapıcam zaten, bırak sen
Şebnem ellerini çekti, Selim arkasından iyice yaklaştı, bir eli Şebnem'in sırtına deyiyordu, diperiylede fermuarı çekiyordu
Ş: hadisene
S: tamam ya fermuar sıkışmış, bir dakika bekle, korkma bi şey yapmam
Ş: ay çok korktum, konuşmada çek
Aslında fermuar falan takılmamıştı, Selim elini Şebnemin sırtına sürtüyordu, nefesinide boynuna üflüyordu. Şebnem ellerini sıkıyordu, gözlerini kapatmıştı, Selim dokundukça kendini zor tutuyordu, bir kaç dakika sonra Selim fermuarı çekti
S: tamam oldu
Ş: sa-sağol
Diyerek çıktı kabinden, terlemişti, boynundan sular akıyordu. Şebnem elleriyle yüzünü havalandırıyordu, Selim eski yerine oturdu, Şebnem hem aynada kendine bakıyor, hemde kendi duyacağı şekilde konuşuyordu, Selim ise arkada çarpık çarpık gülüyordu
Ş: Allah'ım bi insan böyle sınanır mı ya, ölüyodum, eridim resmen, terledimde, Allah'ım lütfen ya, bi daha olmaz inşallah böyle bi şey, kendimi zor tuttum zaten. Ben aşık olma aşamasını çoktan geçmişim. Neyse ya aklına Batuyu getir, Barışı getir, unut Selimi, yok Selim, Selim arkadaş dimi
S: hayırdır kendi kendine ne söyleniyorsun, niye terledin
Ş: sıcak bastıda ondan, neyse ben şunu çıkarayım
Diyerek içeriye girdi, eski kıyafetlerini giydi. Denediklerinide aldı ve kabinden çıktı. Selimle birlikte ödediler, ayakkabıcısı, takıcısı derken bir sürü mağaza gezdiler ve sonunda evdelerdi.
S: bize gelseydin, ordan alırdı seni Batu bey
Ş: yok ya başka zaman
S: görüşürüz o zaman
Ş: zahmet olucak Selim bey ama ben bunkarın hepsini çıkaramam, bi yardım etseniz
S: hayhay
Diyerek alışveriş poşetlerini alıp indi. Hepsini Selim almıştı, Şebnemin elinde bir tane vardı
S: ee hepsini bana taşıtıyon sen
Ş: kusura bakma canım, tırnağım falan kırılır şimdi ama diyosanki birazını taşı tırnağın kırılsın, canın yansın, sonra o tırnak için dakikalarca ağla
S: tamam demedim bi şey yürü, hemen duygusala bağla
Kapıyı açtı Şebnem ve eve girdiler, Selim poşetleri Şebnem'in odasına çıkardı
Ş: yatağın yanına koyabilirsin
Selim yatağın kenarına bıraktı
Ş: sağol, otur dinlen biraz istersen
S: iyi olur
Diyerek yatağın kenarına oturdu. Şebnem torbaları karıştırmaya başladı
S: ne arıyon
Ş: bir dakika, bunda da değil, hah işte buldum
Diyerek küçük bir torba aldı eline, Selimin yanına oturdu
Ş: bu senin
S: benim mi
Ş: evet, açmayacak mısın
Selim açtı, telefon çıktı
Ş: bak sana en yeni çıkanlardan aldım ama beğenmediysen değiştirebilirsin içinde fişi
S: ne gerek vardı
Ş: olur mu ya, parçaladım telefonunu, özür mağabında
S: çok sağol, e bir kere sarılmamda sakınca yok herhalde, teşekkür mağabında
Ş: yok
Dedi ve sarıldılar, bir süre öyle kaldılar, Selim çekildi
S: ben gidiyim artık, tekrardan teşekkür ederim
Ş: lafı olmaz, hem bugün o kadar dolaştın benimle, poşetlerimi taşıdın az bile
S: seninle alışveriş yapmak gerçekten güzelmiş, bir daha gideceğin zaman haber ver, bende gelirim, fermuarını falan çekemessen
Ş: ya Selim pislik misin ya, iyi ki bi şey istedik, hadi git
Selim gülerek çıktı evden. Şebnem üzerini değiştirdi, Batu geldi, önce bi yemek yediler, sonra bara gittiler derken Şebnem eve geldi. O sırada telefonu çaldı, arayan Kainattı
Ş: alo kuzum nasılsın
........
Ş: kıyamam
.......
Ş: tamam geliyorum ben
......
Ş: tamam tatlım
Diyerek kapattı telefonu ve tekrardan çıktı, bir taksiye atladı, bir saat sonra Kainatgildeydi, kapıyı çaldı, Selim açtı
S: hoşgeldin- oha sen o herifle buluşmaya bu elbiseyle mi gittin, şu il denediğin, altına bir şey giyseydin bari
Ş: Selim insanı bazen bayıyosun biliyosun dimi
Diyerek içeriye geçti. Selimde arkasından geldi. Oturdular
Ş: Kainat nerde
S: seni beklerken burda uyuyakaldı bende odasına çıkardım
Ş: ee ben boşuna mı geldim
S: boşuna değil canım, bi Kainat olmasamda benle oturursun
Ş: o zaman bi kahve yap gel hadi çocoğom
S: hemen
Diyerek mutfağa gitti, kahveleri yaptı ve elinde kahvesiyle gelip oturdu
Ş: afiyet olsun Selim bey
S: ayy ben seninkini unuttum, sen iç bunu ben onu alırım
Ş: ben şekerli içiyorum canım, hadi kap gel
Selim kendininkini bıraktı, mutfağa gitti Şebnemin kahvesini aldı, konuşarak geliyordu
S: ee naptınız Burak beyle, eğlendiniz mi bari
Ş: çook eğlendik
S: oyy çok mo totloson son
Derken ayağı halıya takıldı ve Şebnemin üstüne düştü, kahve de Şebnemin üzerine dökülmüştü. Selim hareket etmiyordu, Şebnemin gözlerinin içine bakıyordu
Ş: ya Selim kalksana yandım burda ya
Selim sonra farketti ve kalktı
S: ben özür dilerim ya, çıkar hemen, ne diyom ya çıkarma çıkarma
Ş: of Selim ya
Diyerek yukarıya Selimin odasına çıktı, elbisesini çıkartı ve yatağın üzerine koydu, Selimin tişörtlerinden birisini giydi, mini elbise gibi olmuştu, bir omzu açıkta duruyordu, aşağıya indi
S: o benim tişörtüm mü

Yorummmm :)(: Ybyide yazdım hazır, onuda yarın falan yayınlarım, iyi okumalar :)(:

YILLAR SONRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin