Selim bir süre sonra Kainatın yanına indi
K: hadi abi ya nerde kaldın
S: geldim işte
K: bunu izliyoruz
S: ya komedi filmimi izlicez, koy bi korku filmi izleyelim, şöyle cinayetli, kanlı manlı
K: sonra bana kızma o zaman korkyorum diye
S: tamam ya ben sana hiç kızar mıyım, hem korkma yanında abin var
K: o zaman başlatıyorum
S: başlat
Selimgil filmi izlemeye başladı. Şebnemse bir taksiye atladı Tekin beye gidiyordu, birde baktı bilekliği yok, o bilekliği Tekin bey almıştı ve taktığından beri hiç bileğinden çıkarmamıştı, çıkarmicaktıda. Evde düşürmüş olabileceği geldi aklına ama gitmek istemiyordu, Selim yüzünden gitmek istemiyordu ama gitmeliydi o bilekliği bulmalıydı, birazda şans getirdiğine inanıyordu, taksiciye söyledi ve geri döndüler. Zaten çok uzaklaşmamışlardı. Kendi anahtarıyla açtı kapıyı, filme dalmışlardı, yavaşça odasına çıktı, her yere baktı ama yok
Ş: ya nerde bu bileklik ya, nerde düşürmüş olabilirim
Bulamayınca aşağı indi
Ş: Kainat
Kainat yerinden sıçradı, filmi durdurdu
K: kalbime iniyodu Şebo, sessiz sessiz napıyon, sen gitmemiş miydin
Ş: gitmiştim ama bilekliği düşürmüşüm sanırım gördün mü
K: hangisi
Ş: hani bileğimden hiç çıkarmadığım
K: ha Tekin amcanın aldığı, yok ya görmedim, odanda falan mı düşürdün
Ş: hayır ya baktım her yere hiçbir yerde yok
K: abi sen gördün mü
S: hayır
K: mutfağa falan bak birde, sabah düşürmüş olabilirsin
Ş: yok sabah vardı bileğimde, büyük ihtimal eve geldikten sonra düştü, neyse ben şimdi gidiyorum bulursan lütfen hemen ara, kaç olursa olsun
K: tamam kuzum merak etme ararım
Ş: yarın görüşürüz o zaman kuzum
K: görüşürüz tatlım
S: görüşücez
Şebnem geri bindi taksiye ve eve gitti. Tekin bey yoktu, eşyalarını odasına koydu ve aşağı indi, koltuğa uzandı, uyuyakaldı. Tekin beyin sesiyle uyandı
T: aşkım kalk hadi, akşam yemeğini yiyelim odana çık
Ş: tamam babacım kalktım
Masaya geçtiler ve yemeye başladılar
T: hadi meleğim yesene
Ş: yiyorum babacım, şey ben böyle geldim ama sorun olmaz demi, biraz sende kalmak istiyorum
T: istediğin zaman, duymayayım bir daha
Ş: babacın
Dedi, yüzü iyice düşmüştü
T: noldu hayatım
Ş: ben, ben bilekliği düşürmüşüm bulamadım, ama söz bulucam, valla bulucam-
T: sen onun için mi üzülüyorsun kıyamam ya üzülme, ben sana yenisini alırım
Ş: ya kaç senedir bileğimde, hiçbir şey olmadı, bugün düşürmüşüm
T: tamam ya dert etme aşkım, olmazsa alırız yenisini
Kısa sürede yemeklerini bitirdiler, biraz televizyon izlediler
Ş: babacım ben odama çıksam çok uykum geldi
T: tamam prenses, bir öpücük verirsen neden olmasın
Ş: vermez miyim
Diyerek kocaman öptü ve odasına çıktı, kendisini yatağa attı
Ş: şuan her şey normal, birtek Selim öküzü var, ondan kurtulmam lazım, birde bilekliğimi bulmam lazım
............
Kainatgil ise filmi bitirip akşam yemeğini yediler. Selim ben yatıyorum diyetek önden çıktı odasına, Kainatın yatıp uyuduğundan emin olduktan sonra yavaşşça çıktı evden. Bir taksiye atlayıp Tekin beylerin evine geldi. Zorda olsa güvenlik görmeden bahçeye girdi, bir tut attı, nerden eve girebilirim diye bakındı, bir tane balkonun kapısının açık olduğunu gördü, ikinci kattı ama çok kolay çıkılacak bir yerdi, çıktı yavaşça kapıdan baktı. İşte bu, ilk başta Tekin beyin olursa diye tedirginleşmişti ama bu oda Şebnem'indi. Tamda istediği yerdi, yavaşça girdi odaya, bir süre Şebnem'e baktıktan sonra oturdu yatağın kenarına,Şebnemin arkası dönüktü, eliyle saçlarını oynadı, sonra yanağını okşadı
S: prenses bak beyaz atlı prensin geldi uyansana
Şebnem ses vermedi
S: bir daha böyle nazik olmam uyan hadi
Şebnem yine ses vermeyince kolunda tutup sertçe kendine çevirdi
Ş: noluyo be
Diyerek uyandı, Selimi görünce hemen geri çekildi, tam bağıracatıki Selim eliyle kapattı ağzını
S: elimi çekicem ama sakın bağırma, anladın mı
Şebnem evet anlamında salladı başını
S: aferin
Diyerek çekti elini
Ş: ne işin var senin burda, nasıl girdin buraya
S: çok kolaydı, neyse bırak şimdi bunları sen beni özlenedin mi
Ş: benimle uğraşmayı bırak artık bak sonunda sen zararlı çıkacaksın
S: ben mi, gece gece çok komiksin
Ş: burdan defol Selim
S: ama sen ne dedin, bulursan hemen ara, kaç olursa olsun demedin mi, bende seni arayıp bize kadar yormak istemedim, sana kıyamadım ben geldim
Dedi ve gülerek cebinden bilekliği çıkardı ve sallayarak
S: bunu arıyodun sanırım
Ş: nerden buldun
Diyerek atladı, tam alıyordu ki Selim çekti
S: çok mu istiyorsun
Ş: onu ver bak başına bir şey gelicek
Şebnemin önüne fırlattı
S: al bakalım güzellik, seni bunun için yalvartacak değilim, daha başka planlarım var
Şebnem bilekliği koluna taktı, yataktan kalktı
Ş: defolup git artık
Selim baştan aşağı süzdü Şebnemi
S: kimseyi görmedim ben senden daha güzel, kimseyi tanımadım ben senden daha özel, kimselerede bakmadım, aklımdan geçen, kimseyi tanımadım ben senden daha güzel, senden daha güzel, senden daha güzel, senden daha güzeeeeeel.
Diuerek şarkı söylemeye başladı
Ş: sussana ya
S: sana nerden rastladım oldum derbeder, kendimi sana sakladım, senden daha güzel, kimseerede bakmadım çlsem değişmem, kimseyi tanımadım ben senden daha güzel ooooooo, senden daha güzeeeeeeeel
Ş: git artık Selim
S: ne güzel eğleniyoruz işte, sana şarkı bile söyledim daha ne istiyon
Ş: gitmeni, hayatımdan çıkmanı
S: bakayım mümkünmü, cık, katiyen olmaz, ayakta kaldın otursana
Ş: defol Selim, def-ol anladın
S: ama kalbimi kırıyosun, ne yapabilirim, birini gerçekten sevince akli dengemi kaybediyorum, gerçekten bir şey yapmaya gelmedim, sadece uyumaya geldim, seninle. Gülden mutlu ne demiş, yatsın yanıma sarılmasın dönsün uyusun
Ş: sana güvenmiyorum
Selim Şebnemi kolundan yatağa çekti
S: bak canını yakmak istemiyorum, yat ve uyu
Ş: lanet olsun, seni tanıdığım güne lanet olsun
Dedi ve yattı, Selime arkası dönüktü, Selimde yanına uzandı ve arkadan sarıldı
Ş: uzak dur
S: sadece sarılıyorum, artık hareket etmeyi kes ve uyu
Bir süre sonra başka çaresi olmadığını anladı ve uyudu. Selim o uyuyunca yavaşça kalktı, bilekliği çıkarttı ve geldiği gibi gitti. Sabah Kainat Şebneme gelmişti, Tekin bey erkenden çıkmıştı, Kainat Şebnemle kendine kahvaltıyı hazırladı ve yanına çıktı, Şebnem diyerek yanına atladı, Şebnem aniden uyandı ve hemen kalktı yataktan
K: noldu kuzum benim Kainat
Ş: sen ne zaman geldin, o ne ara gitti, gece ne oldu, bilekliğimde yok
K: Şebnem iyi misin, kim gitti, bilekliğin yoktuya, al bak ben buldum, merdivenlerde düşürmüşsün
Şebnem aldı, bileğine taktı
Ş: ama ben bunu dün takmıştım
K: galiba rüya gördün, hadi aşağı kahvaltıya gel, üzerini değiştirde.
Kainat odadan çıkı, Şebnem yatağa oturdu
Ş: nasıl ya, rüya mıydı şimdi, rüya olamaz olsa olsa kabus olur, ama gerçek gibiydi, şuda var gerçek olsa bileklik kolumda Selim yanımda olurdu, hadi Selim önceden gitti diyelim bileklik, her neyse, Allah'tan kabusmuş, bilekliğimde burda, oh be sonu da her şey yolunda.
Diyerek kalktı, dolabın önüne geçti, altına arkadan şort önden etek, şort eteğini üstünede bol bi gömlek giydi ve aşaşı kahvaltıya indi, masaya oturdu
K: bu ne hız, şaşırttın
Ş: aman napiyım Yavuz yok zaten fazla özenmedim bir etek bi gömlek
K: özenmemiş halin bu öylemi
Ş: üff gülmede yap kahvaltını
K: ben Yavuzun yerinde olsam seni böyle bahçeye bile çıkartmam
Ş: aa nedenmiş, ayrıca öyle bir lüksü yok
K: eteğin iki karış
Ş: etek değil canım şort etek
K: gömleğin desen dekoltesi yıkılıyo, bu güzellikle diyorum yanında kimse yokken kaparlar seni
Ş: iltifatın için teşekkür ederim ama sıkıyosa denesinler, hem benim bir tek Yavuzum var, sende giymişsin iki karış şort
K: dikkatini çekerim üstümdeki tişört
Ş: çok konuşmada ye hadi, ee bugün napıcaz, burda film mi izlesek
K: evde tıkılıp kalmayalım ya hava çok güzel, pikniğe gidelim mi
Ş: ne pikniği ya şimdi
K: lütfen, bak ben hazırladım her şeyi
Ş: ooo sen baştan vermissin kararı, hazırlıklı gelmişsin, ee gidelim o zaman
K: süpersin abim zaten önceden gitti, orayı düzenliyecek, hem birkaç bişi götürdü, bizde Can, Almilla ve Özgürü alıp gidicez, bu arada bank falan yok yere oturucaz, yaygıya çünkü piknik dediğin öyle olur, baştan demedi deme
Ş: niye her şeyde Selimde var
K: abim olduğu için olabilir mi, birde arkadaşsınız ya hani, sen bırak onu bunuda git gömleğimi değiştir
Ş: başka emrin var mı annecim, benim babacım karışmıyo sana noluyo
K: ben rahat edemezsin diye söyledim
Ş: ederim ben
K: bari ayağına babet giy
Ş: ha o olur bak
K: hadi çıkalım o zaman
Ş: hadi
Dediler ve çıktılar. Arabayı Şebnem kullanıyordu, üçünüde aldılar ve piknik alanına gittiler. Selim her şeyi hazırlamıştı, yaygıyı yaymış, eşyaladı koymuş, bunlarda bir kaç parça daha bir şey getirdiler. Etraftada üç dört aile, bi tanede çift vardı. Selim'e selam vererek oturdular. Şebnem oturmaya çalıştı ama rahat edemedi
K: ben sana ne dedim
Ş: gömleğimle alakası yok sadece oturamadım, Allahtan tedbirli gelmiştim, hemen geldim
Diyerek arabaya gitti ve elinde açılır kapanır sandalyeyle geri geldi, oraya koydu, oturdu bacak bacak üstüne attı
Ş: oh be
K: ne ara koydun onu
Ş: bu hep orda canım, bak lazım oluyor görüyor musun
Gülüştüler, sonra Şebnem Selim'in ona baktığını gördü, dekoltesine bakıyordu, Şebnem eliyle gömleğini kaldırdı, kapatmaya çalıştı ama Selim gözümü kırpmadan bakıyordu, rahatsız oldu, kalktı ne yapıcam derken orda bir tane çocuk gördü, ağlıyordu
Ş: ayy Allah'ım yerim
Diyerek yanına gitti
Ş: pardon annesiniz galiba, maşallah çok tatlı bir çocuğunuz var, kaç yaşında, adı ne bu ufaklığın
Ç: adı Can, bir yaşında
Ş: peki neden ağlıyor
Ç: babası arabaya kadar gitti onun arkasından ağlıyor
Ş: şey izin verirseniz bir de ben alabilir miyim kucağıma, çocukları çok severim ve şuan onu çok iyi anlayabiliyorum, bende çok severim babamı, bizde arkadaşlarla geldik, ordalar,tabi tanımadığınız birine çocuk vermek istemezseniz anlarım
Ç: tabi alabilirsiniz, siz tutarken ben bi eşime baksam gelemedi, bi sorun mu var
Ş: tabiki, gel bakalım yakışıklı
Diyerek kucağına aldı
Ş: sen melek misin ya, ağlama ama kıyamam, bak baba gelicek şimdi
Diyerek kucağında sallamaya başladı, çocuk kısa sürede sustu, yavaşça havaya atıp tutuyordu, çocuk gülüyordu, sonra çocukla Kainatgilin yanına geldi
K: çok tatlı ya maşallah demin giden kadının çocuğu mu
Ö: benziyonuzda alsınla, saçları, gözleri falan senin değil demi
Ş: bende bunu anlamanızdan korkuyorum, nasıl anladın, bunca sene sakladım ama artık dayanamicam, evet benim oğlum, iki sene sakladım sizden, hatta bu tek de değil, bir tanede ablası var
Ö: oha Şebnem naptın ya kimden
Almilla Özgüre sarıldı
Al: saf aşkım benim, kandırıyo seni bakma sen ona, sende görmedin mi kadından aldı
Ö: belki bakıcısıdır dedim
Hepside güldüler
Ş: aslında iyi bir fikirmiş, kimse anlamaz
K: Özgür ya saçma sapan fikirler verme
Ş: aşk olsun kuzum sanki ben öyle biyim
K: o anlamda demedim biliyosun
Ş: gel Cancım biz gidelim, bunlar çok sıktı
K: Cancım
Ş: ayy yemem sevgilini merak etme, hem o benim biricik kardeşim, ben bu küçük yakışıklıya dedim, iki dakika tutsana Almilla
Al: peki
Diyerek kucağına aldı, Şebnem sandalyesini aldı ve ileriye bir ağacın altına koyup geldi
Ş: gel bakalım yakışıklı
Diyerek aldı
S: bakıyorum pabucumuz dama atıldı
Şebnem gözlerini devirdi ve gidip ağacın altına oturdu
Ş: ya yerim ben seni, sen büyüyünce çok mu yakışıklı olucaksın, çok mu can yakıcaksın, hayır ya sen adam gibi adam olucaksın dimi
.........
K: tipe baksanıza nasıl eğleniyor
C: çocuklara bayılır, hele böyle bebeklere
Yarım saat sonra çocuğun annesi Kainatgilin yanına geldi
Ç: iyi günler, şey sizin hani sizin arkadaşınız varya, şöyle iri gözlü, güzel bir kız, o nerde acaba, oğlum ondaydı
Al: bakın sizin oturduğunuz yerin yanındaki ağacın altındalar
Ç: sağolun
Diyerek yanlarına gitti, ikiside uyumuştu, yavaşça Canı aldı
Ç: hanımefendi, hanımefendi
Şebnem biranda uyanda
Ş: Can, Can nerde
Ç: sakin olun bende, size çok teşekür ederim, işimiz biraz uzun sürdü, uyumuşta sağolun
Ş: ne demek, maşallah çok yakışıklı bir oğlunuz var, ona bakmak büyük zevkdi, iyi günler
Kadin çocukla birlikte eşinin yanına gitti, Şebnemde sandalyesini sürüye sürüye geldi, eski yerine koydu ve oturdu
Ş: ayy Kainat kızım benim gözlüğüm nerde oralarda bir yerde olucak versene çok güneş geliyor gözüme uyuyamadım
S: gözlük kafanda
Ş: ha biliyodum ya ben sizi denedim
S: tabi canım
C: uyuma uyuma, şimdi yemek yicez, kime diyorum
Ş: üff iyi be
K: hadi gel otur şuraya
Şebnem inip aşapı oturdu, bir şeyler yediler, Almilla ile Özgü derenin kenarına gittiler, Can Şebnemin sandalyesinde uyumuştu
Ş: ya Can çok kötüsün, beni kaldırdın kendin oturup uyudun demi
K: aa yapma benim sevgilime, dün gece çok yorulmuş, uyuyamamışta dinlensin, sen gel benim dizime yat
Ş: ayy kıyamazmışta
Diyerek yattı Kainatın bacağına
Selim yine gözlerini dikmiş dekoltesine bakıyordu, oflayarak kalktı, yanındaki eşofman üstünü aldı
K: noldu
Ş: bu ceket kimin
K: Canın
Ş: he tamam o zaman
Diyerek aldı giydi ve fermuarını sonuna kadar çekti, yanına bir tane daha Şebnem girerdi, elbise gibi olmuştu, şapkasını taktı yüzünü kapattı ve yattı. Selim seslice güldü
K: abi
S: söyle abicim
K: ya sen bi gitsene, doğayı keşfe falan çık
S: valla burdan kıpırdamaya niyetim yok
Şebnem uyumuştu, neredeyse on dakika sonra aniden kaldırdı kafasını
Ş: burası çok rahatsuz uyuyamadım ben dolaşıcam
Diyerek kalktı, hala ayakta uyuyordu, şapkada gözlerini kapatıyordu, yürürken Selime takılıp üzerine düştü, gözleri kapalı kalkmaya çalıştı
Ş: napıyonuz ya, ışıkları kim kapattı
Selim şapkasını indirdi, Şebnem hemen kalktı ve Kainat'ın yanına oturdu.Yorummmm :)(: