K: Asu teyzecim tuzu uzatabilir misin
A:buyur kızım
K: sağol
A: rica ederim
S: aa mutfakta şey vardı, ben alıp geliyim de Şebnem sen bana bi yardım etsene
Ş: ha ediyim geldim
Diyerek mutfağa geçtiler
S: sen konuştun mu Tekin amcayla
Ş: hayır, ya ben söyleyemedim, yemeğede zor geldi zaten, zor ikna ettik Yaprak ablayla
S: tamam şimdi içeriye girelim, ben kalkıp senin ya ba gelirim de senin yüzüğün nerde
Ş: çantamda, söylemedikya, ondan takmadım, sonra takarım, hadi geçelim içeriye
Dedi ve yanağına bir buse kondurdu, içeriye geçtiler, yerlerine oturdular
H: oğlum sen hani bir şey getirecektin
S: ha ben o şeyi bulamadım, çok şey yaptım ama yok
Ş: evet bende şey yapıvericektim getirmesindede o şeyi bulamayınca bende şey yapamadım
T: her neyse kızım
Ş: bencede babacım
F: Ertan neden gelmedi Asucum
A: ya işi çıktı, gelemedi, özür dilediğini iletmemi istedi
F: olsun canım önemli değil, başka birgün inşallah bir daha yaparız
Selim kalktı, Şebnemin yanına geldi Şebnemde kalktı, yan yana geçtiler
S: bizim size söylemek istediğimiz bir şey var
H: sizin ikinizin, naptınız yine, Kainat
K: dinle işte babacım söyliyecekler
Ş: şeyy, bu zaten hemen alınmış bir karar değil
S: evet ne zamandır benim aklımdaydı
Ş: zaten öncedende bir şeyler varmış ama biz farkedememişiz
S: söylüyoruz
El ele tutuştular ve aynı anda ellerini kaldırıp
Ş/S: evleniyoruz
Dediler. Yaprak hanım, Asu hanım, Filiz hanım ve Harun bey şaşırmıştı ama sevinmişlerdide, Tekin bey elini masaya vurdu, gayet ciddi bir şekilde
T: evlenemezsiniz
Dedi, şaşırmışlardı, Şebnemle Selimin yüzü düştü ellerini indirdiler ve ayırdılar
Ş: şaka dimi aşkım
T: şaka falan değil, evlenemezsiniz, küçüksünüz daha
Ş: babacım biz 25 yaşındayız, bence evlenmek için ideal bir yaş
Tekin beyin sesi ilk defa Şebeme karşı bu kadar yükselmişti, ilk defa yüksek sesle kızarak konuşuyordu Şebneme karşı
T: sen bana ne zamandan beri karşı gelmeye başladın, sana söylüyorum kızım, sen bana sormadan karar almazdın ne oldu sana
Ş: sakin ol babacım, oturup konuşalım, lütfen bağırma
T: evlenemezsin o kadar
Şebnem'in gözleri doldu ve yaşlar istemsizce akıyordu, Tekin beyin bağırmasına rağmen Şebnem ssesini yükseltmiyordu aksine sakince konuşuyordu
Ş: ama biz birbirimizi seviyoruz, ben Selime aşığım
S: bakın Tekin amca-
T: sen sus
Y: hayatım bağırmasana, korkutuyorsun
A: Tekin, alçalt sesini, karşında kızın var
T: karışmayın bi siz, aşıkmışmış, evlenemezsiniz o kadar
Ş: ya babacım ben Selimsiz yapamam
T: düne kadar Selim yoktu ama yanında
Ş: yanımda değildi belki ama hep aklımdaydı, kalbimdeydi, lütfen yapma böyle, benim ya Şebnem, kızın, aşkın
T: ev-le-ne-mez-si-niz
Şebnem hala ağlıyordu, hızlıca çantasını aldı ve evden çıktı, Selim gitti arkasından ama Şebnem çoktan taksiye binmişti. Sonra herkes tek tek çıktı evden, İnanlar kalmıştı sadece, koltuklara oturdular
S: hala inanamıyorum, Şebneme karşı sesini yükselttiği yetmedi, evlenmemizede izin vermedi
H: bende anlayamadım ki Tekin Şebneme kıyamazdı
F: her evlat anne-babanın gözünde ne kadar büyürse büyüsün çocuktur, bence Tekin Şebneme kıyamadığı için böyle yaptı, biraz zaman geçsin izin verir
K: off arıyorum açmıyoda, nerde bu kız
O sırada kapı çaldı, yardımcıları açtı gelen Şebnemdi, ağlamıyordu ama gözleri ağlamaktan kızarmıştı, içeriye geçti, Selim hemen kalktı, tam yayına gidecekti ki Şebnem durdurdu
Ş: otur Selim
S: ama-
Ş: lütfen
K: kuzum telefonunu niye açmıyorsun öldük meraktan
F: otur kızım üzme kendini gözlerin ağlamaktan kan çanağına dönmüş
Ş: ben babacım adına çok ama çok özür dilerim, akşamınızıda mahvettik, zaten çok kalıp daha da mahvetmek istemiyorum
Diyerek çantasından yüzüğü çıkardı, Selimin yanına gitti, Selimde ayağa kalktı, Selimin elini tutup avcunu açtı, Selim elini çekmeye çalışıyordu ama Şebnem sıkıca tutuyordu, yüzüğü koydu, avcunu kapattı, tekrardan ağlamaya başladı
Ş: Kendine iyi bak tamam mı, bende dahil seni kimsenin üzmesine izin verme
Dedi, tam döndü gidiyordu ki Selim kolundan tuttu
S: gitme
Ş: Selim zorlaştırma lütfen, böyle yaparak ikimizide daha çok üzüyorsun
S: ben sensiz yapamam, bir sene zor dayandım, daha bugün barştık, ben sensiz değil bir ay bir gün bile geçiremem artık, bırakma beni
Şebnem döndü ve sımsıkı sarıldılar
Ş: seni çok seviyorum
S: bende seni, lütfen bırakma beni
Şebnem geri çekildi, ellerini Selimin iki yanağına koydu
Ş: bende sensiz yapamam, sana söz veriyorum sevgilim babamı ikna edicem, ne pahasına olursa olsun ikna edicem, biz bu ay evlenicez, söz veriyorum sana
S: sen verdiğin sözleri tutarsın, biliyorum, ağlama ama
Selim yüzüğü tekrar Şebneme taktı ve bir kez daha sarıldıktan sonra Şebnem çıktı, bir taksiye atladı ve eve geldi. Gelene kadar gözünü yüzükten ayırmaımştı, kendi kendine söylenmişti
Ş: koskoca Şebnem Gürsoy. Sen bu hallere düşecek insan mıydın, aşk işte, ne yaparsın, kim olursan ol acıtıyor canını
Eve geldiğinde Yaprak hanım duştaydı, Tekin bey ise koltukta oturuyordu, içeriye girdi, merdivenlerin oraya geldi Tekin beyin arkası dönüktü televizyon izliyordu
Ş: iyi geceler baba-cım
Dedi ama Tekin bey bir şey söylememişti, odasına çıktı, üzerini değiştirdi ve kısa sürede uyudu. Sabah erken uyanmasına rağmen Yaprak hanım ve Tekin bey kahvaltıya oturmuştu, üzerini değiştirip aşağı indi, günaydın diyerek koltuğa oturdu
Y: günaydın Şebnemcim, tam zamanında indin hadi gel kahvaltıya
Ş: afiyet olsun Yaprak ablacım canım istemiyor
T: kahvaltıya gelir misin kızım
Ş: canım istemiyor baba
Dedi ve kalktı, çantasını aldı tam çıkıyordu ki Tekin bey durdurdu
T: nereye
Ş: Selime
T: aşkım sen dün beni duyöadın herhalde
Ş: duymazmıyım babacım, öyle bir bağırdın ki, herkes gayet net duydu, ayrıca aşkım demezsen sevinirim
Dedi söylemek istemesede ama böyle davranınca babasının ona kıyamayacağını biliyordu
T: o herif yüzünden böyle davranıyırsun bana demi
Ş: o herif dediğin benim sevdiğim adam baba
T: çıkamazsın dışarıya geç içeri
Ş: ben on sekiz yaşımı çoktan geçtim, kendi kararlarımı verebilirim
T: odana
Şebnrm çantasını oraya fırlatarak odasına çıktı ve yatağa oturdu, taktı kulaklığını başladı müzik dinlemeye. Selim ise sabah bir iki lokma atıştırıp kendini kapattı çatı katına.
...........
Akşam olmuştu, ne Selin çıktı odasından nede Şebnem. Tekin bey bugün şirkete gitmemişti, Yaprak hanım hala okuldaydı gelmemişti. Yardımcıları akşam yemeğini hazırladı, Şebnemede tepsiye hazırlamıştı, Tekin bey ben götürürüm diyerek aldı ve yukarı çıkıp çaldı kapısını, içeriye girdi, Şebnem hala müzik dinliyordu
T: bak sana yemek getirdim hemde en sevdiğinden
Ş: istemiyorum sağol tokum ben
Diyerek kulaklığıbı çıkardı
T: ama sabahtan beri hiçbşr şey yemedin
Ş: istemiyorum
T: aşkım yapma böyle
Ş: ben bir şey yapmıyorum sen yapıyorsun baba
Tekin bey tepsiyi kenara bıraktı, gözleri dolmuştu istemsizce yaşlar akmaya başladı, Şebnem sarılmamak için kendini zor tutuyotdu
T: ordaki -cım ekine ne oldu, sen bana hiç baba demedin, hep babacım derdin yada aşkım, dün öyle davranmam hataydı biliyorum,galiba ben senin büyüdüğünü kabul edemiyorum, sen benim hala o küçük şımarık, tatlı kızımsın benim gözümde. Orda ağladığında canımdan can gitti de bir şey söyleyemedim, ben sana bağırmak istememiştim aşkım. Sadece başka bir adamı benden çok sevmeni kaldıramadım, kabul edemedim. Seni onunla paylaşmak, zorunda kalmak inan çok zor ama sonuçta bu senin hayatın, senin kararın, sen mutlu olucaksan izin veriyorum, evlen, ama bana bir daha böyle davranma lütfen, barıştık demi
Şebnem Tekün beyin yanağına kocaman bir buse kondurdu ve sımsıkı sarıldı
Ş: oyy ağlama ama ya kıyamam, ben hiç küsmedim ki sana, ayrıca ben kimseyi senden daha fazla sevemem, beni çok mutlu ettin teşekkür ederim
T: sana bağırdığım içğn ve ağlattığım için özür dilerim prenses
Ş: unuttum gitti aşkım benimKısa oldu biraz, bu seferde böyle olsun artık :)(: Yorummm :)(: