Ş: iğreçsin Selim İnan
S: artık hiçbir şey umrumda değil
Ş: iyi ki yol yakınken dönmüşüm, iyi ki dün gitmişsin, yoksa... neyse ya seninle uğraşamicam ben gidiyorum.
S: ben ne yapıyorum ya, be-ben gerçekten özür dilerim Şebnem, şuan kendimde değilim, pardon
Diyerek odadan çıktı, ne yapıyordu, bu kadar iğrenç ve kötü birisi olamazdı, odasına gitti, düşünmeye başlamıştı. Şebnem ise çantasını alıp çıktı, eve gitti, Almillaya her şeyi anlattı. Asu hanımın çağırmasıyla aşağı indiler
A: kızlar tatile gidiyoruz, hadi hazırlanın
Al: yok sağolun ben gelmeyeyim
Ş: benimde hiç gidesim yok
T: yapmayın, hadi aşkım
A: o zaman bizde-
Ş: hayır siz gidin, valla bak biz Almiloşumla kalırız siz gidin
T: o zaman hadi Asu, kendinize iyi bakın
Dedi ve vedalaşarak gittiler, sonunda ev ikisine kalmıştı. Kendilerini koltuğa attılar
Ş: hala inanamıyorum, Selim nasıl öyle davranabildi
Al: belki de kafası gerçekten dağınıktı
Ş: aman ya kim ne yaparsa yapsın, bir daha aşık etmekmiş, yok aşık olmakmış Allah korusun, ben böyle mutluyu, hem Yavuz gelirse bu olanları nasıl açıklarım, ohh mis gibi evimde otururum
Al: Şebnem Yavuz öldü, yok artık, gelemez
Ş: sende başlama lütfen
Al: tamam sustum ama benim çıkmam lazım, iş bakıcam
Ş: bak ne dicem, gel beraber bir pastane açalım, sen iyi hamur işi yaparsın, ne dersin
Al: bende para yok ki
Ş: ben halledicem zaten
Al: olurmu hiç
Ş: çokta güzel olur, işler yolunda giderse ödersin nolcak, canın sağolsun, dur ben babamı arayayım da arayıp dükkan işini halletsin
Diyerek babasını aradı, iki saat sonra her şey hazırdı, dükkan tutulmuştu, eşyalar alınmıştı, dükkan temizlenecekti, Almilla ile Şebnem dükkandaydı
Ş: temizlikçi tutalım da temizletelim
Al: biliyorum Şebnem Gürsoydan çok şey istiyorum ama biz temizlesek, üç dört kişi daha buluruz, Kainat'ı ararız, Can gelir
Ş: hmm, ben ve temizlik, olur bakalım
Kainat ile Can'ı aradılar, onlarda kısa sürede geldi ama aralarında bir fazlalık vardı, Selim İnan. İçeriye girdiler selamlaştılar
C: iyi oldu geldiğin ya, özlemişiz
Al: bende özlemişim
Ş: bittiyse işimize dönsek
S: şimdi Şebnem Gürsoy pastanede mi çalışacak
Ş: beğenemedin mi
S: garip geldi
Ş: neyse, Cancım camlar ellerinden öper, bir güzel sil çocoğom, Almilla sen yerleri, Kainatcım, kuzum sende şu masaları sandalyeleri falan silersin, ben de hepinize yardım ederim
S: ben
Ş: sen mi, sana en iyi bildiğin pis işlerden verelim, sen dışarı tarafını temizle
Herkes işinin başına geçmişti, Şebnemse etrafta dolanıyordu, onlara bakıyordu
Ş: Kainatcım bak şuraları hep toz
K: daha oraları silmediğim için olabilir mi
Ş: olabilir, Almillacım ama yerler çok kayıyor, hadi biraz çabuk ol hemen kurusun
Al: bu kadar oluyor
Ş: Cancım, bak şuradaki cama kuşlar pislemiş, bir zahmet orayıda siliver
C: sende konuşacağına bir işin ucundan tutsan
Ş: ya daha yeni manikür yaptırdım, tırnaklarım kırılır hem, sonra ellerim çatlıyor
C: o zaman bir kenara oturup sessizce bekle
Ş: o zamanda canım sıkılıyor, hadi sende konuşmada işini yap hadi canım
İki üç saat içinde her yeri temizleyip pastaneyi bitirnişlerdi, eşyalarıda yerleştirdiler, sonra kendilerine sandalyelere attılar
Ş: ayy ne yorulduk ama
S: sen yorulduysan biz ölelim
C: aynen
Ş: söylenmeyin ya, hadi gelin bize gidelim de ben size bir kahve yapayım
Al: hadi o zaman
S: yok biz eve gidelim
Ş: sana güle güle Selimcim, hadi kuzum sen bizle gel
S: oda benimle geliyor
K: abi ben kendi kararkarımı verebilecek yaşatyım, bu yüzden Şebnemgille gidiyorum
S: hayır eve gidiyoruz
Ş: ya sanane istediği yere gider şu kızı kısıtlamaktan vazgeç, annesi misin babası mısın, ben Harun amcaya söylerim
S: abisiyim yetmez mi
Ş: yetmez, ayrıca böyle abilik mi olur, yürü Kainat gidiyoruz
Tam çıkıyorlardı ki Selim Şebnem'in kolundan tuttu
S: o benim kardeşim ya sen kim oluyosunda karışıyorsun
Ş: sen abisiysen bende ablasıyım oldu mu, şimdi bırak kolumu
S: Kainat buraya gel
Ş: Selim canım yanıyor
C: abi bırak kızın kolunu
S: karışma sen Can
K: ya yeter, ben Şebnemle gidiyorum, geliyosan gel, gelmiyosan bana karışma
S: seni bununla göndereceğimi düşünmüyorsun herhalde, geliyorum bende çıkın
Yarım saat sonra Şebnemgildelerdi, Şebnem kahveleri yaptı, hepsine dağıttı ve kendisininkinide alıp oturdu
C: buraya gelmeyeli baya zaman olmuş
Ş: evet
Al: aa bu melek ne kadar güzelmiş, daha yeni farkettim
Diyerek bibloyu eline aldı, bakıyordu
Al: nerden aldın
Ş: ben almadım, Yavuz almıştı onu bana, doğum günümde
S: ver bakayım
Diyerek bu sefer Selim eline aldı, atıp tutuyordu
S: melek ha, şeytan alsaymış ya
Ş: onu atmayı keser misin, düşürüceksin
S: bir şey olmaz, hem düşse ne olur, sen zaten beni seviyorsun
Şebnem sinirlenmişti
Ş: öylemi canım, ben senin neyini seveyim, bak dü-
Demesine kalmadan yere düştü ve kırıldı, Şebnem hemen oturdu toplamaya çalışıyordu, ağlıyordu, bir yandanda Selim'e bağırıyordu
Ş: sen naptığını zannediyorsun ya, düşürüceksin dedim demi, gelsin bunların hesabını ona tek tek vericeksin
S: bağarma bana, o öldü gelmiyecek
Diyerek ayağa kalktı, Şebnem de kalktı, birbirlerine bağırmaya başladılar
Ş: sen öyle san
S: eninde sonunda kabul edeceksin Şebnem Gürsoy, o öldü, onu sen öldürdün, senin yüzünden öldü
C: Selim
K: abi
Ş: siz karışmayın
Diyerek Selim'e döndü
Ş: sen kendine baksana, o kadar iğrenç birisin ki. Senin kardeşine karşı sevgin yok be, kızı kısıtlanaktan başka ne yapıyorsun, anca bağır çağır, vur, kır, biraz insan olmayı dene.
S: bak ileri gi-
Ş: ben konuşuyorum, dinliceksin. Ya seni seviyorum dedim sevginde sen gibi yapmacık dedin, dönek dedin, o söylediklerinden sonra gururumu hiçe saydım gitme dedim ama sen gittin, hemde o Leylaya, o zaman anladım ki sen kendinden başkasını sevemezsin. Zaten bundan sonra benim hayatımda sadece Yavuz var. Hayır anne baba sevgisi görmedim desen anlarım ama öyle bir şeyde yok ki. Ben de Şebnem Gürsoysam sen bensiz yapamayacaksın, geliceksin, özür diliceksin, o güne kadar sana dönen en büyük şerefsiz, benim hayatımda senin gibi kimseyi sevmeyen, önemsemeyen birine yer yok, sen anca kendini sevebilirsin, kalpsizsin çünkü, taş kalplisin Selim İnan, kendi mutluluğun için herkesi feda edebilecek kadar taş kalpli
S: ben de sana meraklı değilim Şebnem Gürsoy
Dedi ve kapıyı çarpıp çıktı, bir taksiye atlayıp eve geldi, direk odasına çıktı, içeride dönüp duruyordu
S: kendini beğenmiş, hayatında beni istemiyormuş, ben sana bayılıyordum, sanki sensiz yaşayamam, iyi oldu ama, bundan sonra huzurlu bir hayat süreceğim, ayrıca abartıyor, taş kalpli falan değilim
Şebnem ise oturup sakinleşmişti, sonra Kainatla Can kalktı
K: biz de kalkalım artık, ben özür dilerim Şebnem, abim adına gerçekten ne söyleyeceğimi bilmiyorum
Ş: sen ne yaptın ki sıkma sen canını, iyi geceler
Sarıldılar ve Kainat ile Can gitti. Almillayla Şebnem başbaşa kalmıştı
Al: iyi misin tatlım
Ş: iyiyim kuzum, iyiyim de şuna baksana ya paramparça oldu
Al: merak etme kuzum yarın yapıştıttırırız
Ş: Almilla, sana kazayı anlatmıştımya, sencede bu kaza be-
Al: asla, hayır tabiki senin suçun falan değil, sen bakma ona, hadi gel yatalım, bak yarın ilk günümüz
Odalarına gidip yattılar. Sabah ilk kalkan Almilla olmuştu, kahvaltıya yardım etti, sonrada Şebnem'i kaldırdı, ikisi bir güzel kahvaltılarını yaptılar ve pastaneye geçtiler
Al: bu hanımlar kim Şebnem
Ş: Bunlar patalarımızı, poğaçalarımızı,kurabiyelerimizi yapacak olan hanımlar. Esma teyze ve Kıymet teyze
Al: hani ben yapacaktım
Ş: yapıcaksın tabi ama yetiştiremezsin belki, o kadar dolar burası, yorulmassın da, bende kasada dururum, bunlarda garsonlarımız
K: süper, hadi o zaman başlayalım
Ş: hadi bakalım
Selim ise kahvaltısını yapıp şirkete gitti, odasına doğru çıkıyordu ki çalışanlar soru yağmuruna tuttu
X: Şebnem hanım gelmeyecek mi
Z: işi bırakmış doğru mu
W: pastane mi açmış
Y: yoksa Tekin beyle mi kavga ettiler
B: ya ama o olmassa biz nasıl yapıcaz
H: kim bize yanlışlarımızı söyleyip kılık kıyafetlerimizi düzeltecek
T: hergün kravatımı düzeltirdi, alışkanlık olmuş, bugün kendimi bir garip hissettim
S: arkadaşlar, sesiz olun, Şebnem hanımın Tekin beyle arasında bir sorun yok, bir arkadaşıyla birlikte pastane açtı, herhalde bir daha gelmez
X: arkadaşlar var mısınız Şebnem hanım için bir sürpriz yapalım, Harun beyden izin alalım, burayı süsleyelim, bize çok yardımcı oldu
Hepside kabul etmişti, Harun beyden izin alındı, herkes izinliydi bugün, süslenelere başladılar, Selim Şebnem'in bu kadar seveni olduğunu bilmiyordu, açıkçası biraz imrenmişti Şebnem'e, kıskanmıştı. Akşam her şey hazırdı, yukarı katın trabzalkarından aşağı Şebnem Gürsoy yazılı ve resmi olan bir pankart astılar. İki taraftada dörder tane kişi koydular, toplam sekiz kişionlarda konfeti patlatacaktı, ışıkları kapattılar, herkes saklandı, sadece Şebnem'in gelmesi gerekiyordu. Selim'e de ısrar ettiler o da yukarıdaydı, trabzanlara yaslanmış pankartın üzerinden aşağıya bakıyordu. Şebnemgile ise yeni açılmasına rağmen bir pasta siparişi gelmişti, prenses şeklinde dev bir pasta istemişlerdi. Gelen gidende olmuştu, dükkanı kapattılar, arabaya bindiler, o sırada Şebnem'in telefonu çaldı
Ş: efendim
Z: benim Şebnem hanım acilen şirkete gelmeniz gerekiyor, çabuk olun
Diyerek kapatmıştı karşıdaki ses telefonu. Şirkete doğru sürmeye başladı
Al: noldu, kimmiş
Ş: Zeynep aradı, acilen şirkete gelmeniz lazım dedi
Al: inşallah kötü bir şey yoktur
Ş: inşallah
Kısa sürede şirkete geldiler, arabadan indiler, içeriye girdiler, her yer karanlıktı, merdivenlere doğru ilerliyorlardı ki tam ortada ışıklar açıldı, konfetiler patladı, herkes Şebnem Gürsoy diye bağırmaya başladı, Şebnem çok şaşırmıştı, beye uğradıpını şaşırdı, sevinöten gözleri dolmuştu, herkes tek tek gelip öptü Şebnem'i, etrafına toplandılar, Selüm hala yukarıdan bakıyordu
Ş: ya siz delisiniz, beni çok mutlu ettiniz, noldu bir aylık ömrüm falan mı kaldı
Z: Allah korusun, siz pastane açmışsınız, şirketten gittiniz ya, biz de size böyle bir şey yapalım dedik
Ş: oyy ağlama ya
Diyerek ona sarıldı
Ş: Tarıkçım gel bakalım
T: buyrun Şebnem hanım
Ş: şu kravatı bir düzeltelim, hıh oldu, bu arda hanım yok, şuan iş yapmıyoruz dimi
T: biz sizi çok özlicez gitmeseydiniz
Ş: ya benide ağlatıcaksınız ama yapmayın böyle, sanki İzmirden gidiyorum, sık sık uğrarım buraya, pastane yakında zaten, siz de bana gelirsiniz
W: geliriz tabi
Ş: bu kadar duygusallık yeter sanırım, hadi bakalım
X: açılın
Dedi ve yanındaki kızla kocaman bir pasta getirdi
Ş: yaa, ama bu
Al: bizim yaptığımız pasta değil mi
P: bizim patronumuzada vu yakışır dedik, prenses yaptık, hadi kessenize
Şebnem alkışlar eşliğinde kesti pastayı
Ş: bu kadar sevildiğimi bilmiyordum, hadi bakalım şimdi eğlenme zamanı
Dedi ve şarkı açtılar, oynamaya başladılar, bir süre sonra Şebnem ve Almilla oturdu, Selim hala yukarıdaydı, onları izliyordu
Ş: ayy çok yoruldum
Al: bende, bende. Çok şanslısın biliyorsun demi, seni seven bir sürü insan var
Ş: evet, şu pankarta baksana, Şebnem Gürsoy yazmışlar fotoğrafa bak, şapşikler
Demesiyle yukarıdan onları izleyen Selim'i farketti, gözlerini devirdi ve Almillaya geri döndü.
S: ukala
Diyerek aşağı indi ve herkese iyi akşamlar dileyerek şirketten çıktı. Şebnemgil ise bir iki saat sonra iyice yorulmuştu, tekrar ortaya geçti, herkes etrafına toplandı
Ş: arkadaşlar her şey için çok teşekkür ederim, iyi ki varsınız, her an uyuyabilirim, biliyorsunuz ki her yerde uyuyabilirim. En kısa zamanda görüşürüz, ben buraya sık sık uğrarım, sorun olursa bir telefon uzağınızdayım, görüşmek üzere
Hepsiyle de tek tek sarıldılar ve Şebnemgil eve gitti.Yorumlarınızı bekliyorum, bir de okunma oranı çok az, kötü mü gidiyor, açıkça söyleyin lütfen :)(: