Ş: o zaman biraz anlayışlı ol, sen istediğin zaman istediğin kişiyle birlikte ol, o aşık olunca abilik tasla, o kız diye sevemez mi, hem naptları ya, sadece masum bir öpüşme oldu o kadar, namussuzluk mu yaptı, hadi ergendir bir hata yaptı diyelim, hayır anlamıyorum ki kız yapınca namussuzluk erkek yapınca adamlık mı oluyor, eğer öyle sanıyorsan ikiside namussuzluk oluyor, adam dediğin beş kızla beraber olana değil, bir kız için ağlayana denir ve emin ol ki Can adam gibi adam ve Kainat'ı senden daha çok seviyor. Hadi Almilla gidelim yoksa deliricem
Dedi ve Selim'in bir şey söylemesini beklemeden çıktılar. Selim Şebnem'i ilk defa böyle görüyordu, tamam bir çok kez kavga etmişlerdi, birbirlerine bağırmışlardı ama bu çok farklıydı. Selim Şebnem'in bu kadar çok tepki vermesine şaşırmıştı. Odasına çıktı olanları düşünürken uykuya daldı. Şebnemgil ise eve gelmişlerdi, odaya çıkıyorlardı ki Asu hanım görünce durdurdu
A: kızım çok korktum, kaç kere aradım neden açmadım
Ş: anne şuan sinirliyim bir de sen gelme üstüme
Al: yarın Asu teyzecim
Dedi sessizce ve Şebnem'in arkasından çıktı. Şebnem çantasını bir kenara fırlattı ve yatağa oturdu, Almillada karşısına oturdu
Al: noldu tatlım, Selim niye sinirliydi ve neden senin ellerin titriyor
Şebnem Selim'in sinirli olmasının nedenini kısaca anlattı
Ş: bana gelirsek ellerim sinirden titriyor. Ya resmem koz boşono elin herifiyle tok boşuna odada ne oşo vordı dedi, böyle bir zihniyet var mı ya, nedir yani, böyle düşününleri duydukça, gördükçe çıldırıyorum
Al: tamam kuzum sakin
Ş: ya hangi devirde yaşıyoruz Allah'ın aşkına, Can napıyor acaba, çok üzüldü ya, ama görmen lazımdı Selim'in karşısına geçip biz birbirimizi seviyoruz dedi, çok tatlıydı. Mesaj atayımda yarın kafeye gelsin konuşalım
Al: iyi fikir. Şebnem
Ş: söyle kuzum
Al: şeyy bugün yanında yatayım mı
Ş: hmm, bilmem ki
Al: Şebnem
Ş: tamam be, hadi koş pijamalarını giy gel
Dedi ve Almilla gitti, bir dakika içinde geldi, yattılar. Sabah ilk kalkan Almilla oldu, baktı Şebnem uyuyor, gıdıklamaya başladı, Şebnem kahkaha atarak uyandı
Ş: ya sabah sabah yapılır mı bu
Al: hadi bakalım çok uyudun, hem Can birazdan kafeye geçer, konuşcaktık ya
Ş: doğru ya ben onu tamamen unutmuşum
Dedi ve kalktılar, yarım saat içinde hazırlandılar ve kahvaltıya oturdular
A: Şebnem müsaitsen konuşalım mı kızım
Ş: kusura bakma kafeye gitmemiz lazım
A: seninle tanıştırmak istiyorum
Şebnem çay içiyordu, duyunca boğazına durdu, bir iki kere öksürdü
Ş: ne tanıştırmasından bahsediyorsun sen ya, ben görmek falan istemiyorum
A: Şebnem senin karşında annen var, sesini yükseltme
Ş: yürü Almilla ya çıkalım biz
Dedi ve çıktılar. O adamla tanışmak istemiyordu, duyuncada haliyle sinirlenmişti. Arabaya atlayıp kafeye geldiler, yolda hiç konuşmamaışlardı, geldiklerinde Can oturmuş onları bekliyordu, selamlaşarak oturdular
C: ben ne yapıcam
Ş: tabiki aşkından vazgeçmeyeceksin, tabi eğer gerçekten seviyorsan
C: ne diyosun, tabiki çok seviyorum, şimdi nasıl acaba, Selim bir şey yapmışmıdır
Ş: yok ya dün ben odadan çıkınca kilitledi kapıyı açmamıştır, bir şey yapamaz merak etme, asıl bundan sonra ne olacak
Al: Selim Kainata rahat vermez, eğer biraz da olsa tanıyorsam Selim'i evden çıkarmaz, çıkarsada yanından ayrılmaz
Ş: evet, napalım, napalım, evet buldum, ben Harun amcayla konuşucam
C: ne
Diyerel atladı Can
C: olmaz ya, Harun amca keser beni
Ş: saçmalama Can, Harun amcacım pamuk gibidir biliyosun, ayrıca o sizi biliyor
C: ne
Ş: ya ne ne diyip durma, Almilla o gün hani çağırdıya beni gittim, ne konuştuğumuzu söylemedim
Al: evet
Ş: sizi konuştuk, galiba sizi öpüşürken görmüş ama sakin ol biz güzelce konuştuk, dedim ben onlar yanlış bir şey yapmaz diye, yani biliyor, hem bir şey yapacak olsa dün eve geldiğinde yapardı dimi
Al: bence de Harun amcayla konuşsun, en azından Selimden daha anlayışlı
Ş: ne diyosun
C: eğer işe yaricaksa olur
Ş: o zaman ben evden çıkmadan yakalayayım, siz burda beni bekleyin
Diyerek Selimgile gitmek üzere çıktı. Selim uyandığında Harun bey ve Filiz hanım aşağıda kahvaltı yapıyordu, üzerini değiştirip oturdu kahvaltıya. Sakin gözüküyordu, Filiz hanım Kainatı çağırmak için çıktı yukarıya
F: kızım kahvaltı hazır
K: hastayım ben, yemicem annecim
F: neyim var doktor çağıralım mı, aç kapıyı da bakayım bi
K: annecim lütfen ben başımın çaresine bakarım gerek yok doktora falan, in sen aşağı, yap kahvaltını
F: tamam bir şey olursa seslen
Diyerek indi aşağı, masaya oturdu. Selimgil dün olanları söylememişti.
H: gelmiyor mu
F: hastayım yemicem dedi, kapıyıda açmıyor, yalnız kalmaya ihtiyacı var galiba
O sırada kapı çaldı, yardımcıları açtı, gelen Şebnem'di, masaya yaklaştı ve güler yüzle hepsine günaydın dedi
H: günaydın kızım, hoşgeldin, gel otur kahvaltı yapalım
Ş: oturayım ama tokum, şeyy ben seninle konuşmak için gelmiştim
H: hayırdır kötü bir şey mi var
Ş: gibimsi ama sen rahatca yap kahvaltını sonra konuşuruz, şimdi izin verirseniz ben bi Kainata bakayım
F: tabi kızım odasındaydı, ama kapıyı açmıyor
Ş: ben hallederim Filiz teyzecim
Dedi ve Selim'e gözlerini devirerek yukarıya çıktı, hemen arkasından Selim afiyet olsun diyerek kalktı ve çıktı, tam Şebnem kapıyı çalacaktı ki Selim kolundan tuttu ve odasına götürdü, kapıyı kapattı, gülüyordu ama sinirli olduğu belliydi
Ş: napıyosun sen ya, öküz müsün
S: ne konuşucaksın babamla
Ş: sa-na-ne
S: tamam sakinim, bak şimdi etrafına, bu odada bizden başka kimse yok demi Şebnemcim, hadi itiraf et beni sevdiğini
Ş: ben mi seni seviyorum, hah saçmalığın everesti, hele ki dün söylediklerinden sonra, umrumda bile değilsin
Şebnem'e oyun oynamanın tam sırasıydı, bir elini kalbine koydu, diğer eliyle duvara tutundu
S: Şebnem yardım et
Ş: beter ol
Dedi, tam çıkıyordu ki Selim bayılmış gibi yaptı, Şebnem arkasını döndü, Selim'i yerde görünce panikledi, hemen yanına gidip diz çöktü
Ş: Selim, Seliim, ya ben şakasına demiştim beter ol diye, duyuyo musun beni, ya Selim cevap ver lütfen, bak ağlicam şimdi ama, Seliim
Gözleri dolmuştu, gerçekten çok korkmuştu, Selim gülerek açtı gözlerini
S: umrumda değilsin, beter ol Selim
Dedi dalga geçerek, Şebnem sırtını arkasındaki yatağa dayadı ve göz yaşlarını serbest bıraktı, Selim görünce hemen kalktı
S: noldu ya, şaka yapmak istedim sadece, ağlamasana
Ş: ya böyle şaka mı olur Selim, sen şakasına yapıyorsun ama ben gerçekten gidiyordum, biraz kendine çeki düzen ver artık, biraz ya, insanların duygularıyla oynamaktan da vazgeç
Dedi ve Kainat'ın odasının kapısının önüne geldi, gözyaşlarını sildi, Selim olduğu yerde kalmıştı, sonra kendine geldi ve Şebnem kapıyı çalacakken tekrar odaya getirdi ve kapıyı kapattı
Ş: şu huyundan vazgeç artık, yine ne var, ölüyo musun yoksa
S: Şebnem lütfen otur şöyle sakince konuşalım
Ş: Kainatın yanına gidicem
S: lütfen
Yatağın kenarına oturdular, Selim başladı konuşmaya
S: bunu yaptığım için senden özür dilemicem çünkü beni ne kadar önemsediğini ve sevdiğini gördüm.
Ş: yanlış gö-
S: işte sende hep böyle yapıyorsun, şimdiye kadar ikimizde yeterince hata yaptık, yeterince birbirimizi kırdık değil mi, izin verde artık mutlu olalım, beraber, sen ve ben olarak değil biz olarak Şebnem. Ben artık mutsuz olmak istemiyorum, seninle mutlu olmak istiyorum. Biliyorum sende beni seviyorsun, inkar etmesen, tamam seni seviyorum deme ama en azından sarıl, biz olalım Şebnem. Önümüze çıkan engelleri beraber aşalım, zorluklara beraber göğüs gerelim. Sana yemin ederim Kainat'a da karışmicam, farkındayım biraz fazla tepki verdim.
Selim'in yanaklarından yaşlar süzülüyordu, devam etti
S: bu yolda benimle beraber olmaya var mısın, biz olmaya var mısın Şebnem
Şebnem daha önce Selim'i böyle üzgün görmemişti, hele ağlarken hiç görmemeişti, çok güzel konuşmuştu, kendini daha fazla tutamadı
Ş: gel buraya odun
Dedi ve sımsıkı sarıldılar.
S: seni çok seviyorum Şebnem Gürsoy
Ş: bende seni çok seviyorum Selim İnan, ama şuan beni bekleyen bir Kainat ve Harun amca var
Selim gülümsedi
S: peki git bakalım
Ş: hayır ikimiz gidicez, Kainata bir özür borcun yok mu, hadi
Diyerek elini uzattı, Selim tuttu ve Kainat'ın kapısına geldiler, Şebnem kapıyı çaldı
K: annecim yemicem dedim ya
Ş: o kadar yaşlı mıyım Kainat aşk olsun, aramızda bir yaş var
K: Şebnem
Ş: Şebnem ya
K: bir saniye açtım
Diyerek açtı kapıyı, Şebnem'e sarıldı, Selim'i farketti
K: ne o bağırmaya mı geldin, Şebnem hadi geç içeri kapatalım kapıyı
S: hayır özür dilemeye geldim
K: bu gerçekten komikti
Ş: başta öyle geliyor, hadi içeride konuşalım
Dedi ve odaya girdiler, her şeyi konuştular, anlaştılar, Selim Şebnemle birlikteydi, Kainata da karışmiyacaktı söz vermişti, sonunda üçüde çok mutluydu. Kainat üzerini değiştirdikten sonra çıkacaklardı, Selim ile Şebnem aşağı indi Kainat'ı bekliyorlardı
H: kızım isterse konuşalım şimdi
Ş: yok Harun amcacım gerek kalmadı hallettim ben
H: emin misin
Ş: eminim eminim
F: oğlum nasılsın
S: süperim annecim de nerden çıktı şimdi durup dururken
F: bilmem bir gariplik var gibi sende
S: yoo annecim sabah nasılsam öyleyim, aa Kainatda indi hadi biz çıkalım
Diyerek kalktılar, Selim elini Şebnem'in beline koydu, Harun bey ve Filiz hanım bakıyordu, Şebnem farkedince eline vurdu
S: napıyon be
Ş: asıl sen napıyon, Harun amcayla Filiz teyze bakıyor
S: ne ya, eninde sonunda sevgili olduğumuzu öğrenecekler
Ş: ama şimdi değil
H: ne konuşuyonuz bakalım sessiz sessiz
Ş: haha ne konuşalım Harun amcacım Selim beyin hadsizlikleri
S: haha saçmalama Şebnemcim
H: iyi bakalım öyle olsun
Bir saat sonra kafedelerdi, Kainat önden Can'a koştu ve sarıldı, Canda sarıldı ama evden çıktığına şaşırmıştı.
C: sen nasıl çıktın
O sırada Selim ile Şebnem geldi, Can daha sıkı sarıldı Kainata
C: Selim ben Kainatı seviyorum, ne yaparsan yap ayıramicaksın
S: benimde öyle bir niyetim yok, ne yaprsanız yapın
C: anlamadım
Al: pardon
C: yani şimdi kavga etmicez mi, laf atmada yok
S: yani eğer diyosan ki kavga edelim farketmez
C: şimdi Kainat'ı kısıtlamak yok, buluşmamıza, sevgili olmamıza karışmek yok demi
Ş: yok Cancım yok, hadi sen al Kainat'ı da rahatça çıkıp dolaşın, Kainat sana anlatsın
K: hadi o zaman
Diyerek çıktılar. Selim kolunu Şebnem'in omzuna attı
S: şu an hiçbir sorunumuz yok, çok mutluyuz, inşalah hep böyle devam eder
Ş: inşallah birtanem
Al: ya neşer olduğunu birde bana anlatsanız diyorum, hani sen Harun amcayla konuşcaktın, ayrıca birtanem falan noluyo
Şebnem her şeyi tek tek anlattı
Al: çok şükür, bu arada bu hafta içinde Özgür gelicek, burada ev tutmuş
Ş: gelsin ya, özletti kendini, yine saçma sapan konuşacak ama olsun, biz onu öyle seviyoz
Al: şey, Şebnemcim bende Özgürle kalıcam, hem size daha fazla yük olmamış olurum
Ş: aşk olsun, yük mük nasıl söz öyle
Al: gerçekten sağolun, bugün gidince toparlarım eşyalarımı, gelincede geçerim yanına
Ş: ama ben sana çok alışmıştım
Al: bende sana ama biliyosun işte, hem kalırsın bizdede, ben yine gelirim
Ş: tamam o zaman, ya dünden beri hiç konuşmadık ben bi aşkımı arayayım
S: senin aşkın burda zaten
Ş: babamı kastettim hayatım, ayrıca o benim ilk aşkım, tatlış ya
Diyerek aradı, ikinci çalışta açtı
Ş: aşkıım
T: prensesim nasıllarmış
Ş: çok iyiyim, hatta süperim ama sen yoksun
T: ama her seferinde böyle üzüleceksen konuşmayalım
Ş: hayır ya üzülmedim, konuşalım, hem sen benimle konuşmadan duramazsın ki
T: duramam tabi, kötü bir şey yok demi, neden aradın sen
Ş: seni özledim, sesini duyayım dedim, kötü mü ettim, neden arıyosun diyosun, babamı arayamaz mıyım
T: ararasın tabi aşkım, ben kötü bir şey mi oldu da aradın dedim
Ş: her şey şimdilik yolunda, o zaman ben seni tekrar ararım sende beni ara tamam mı, kocaman kocaman öpüyorum seni
T: ararım prensesim, bende sni öpüyorum, istediğin bir şey var mı
Ş: sen
T: en kısa zamanda görüşücez aşkım, öpüyorum
Diyerek kapattı telefonu. Özlemişti babasını.
Al: ya ben çok sıkıldım, siz takılın, ben biraz kurabiye, poğaça falan yapayım
Ş: tamam kuzum
Dedi ve mutfağa gitti Almilla. Masada Şebnem ile Selim kalmıştı, Şebnem Selim'e sarıldı ve kafasını boynuna gömdü, kokusunu içine çekti, bu ona gerçekten iyi geliyordu, çikolata yemek gibi bir şeydi, mutluluk veriyordu
Ş: işte bu bana çok iyi geliyor, huzur veriyor
Selimde ona sarılıyordu, saçlarını okşuyordu
Ş: çikolata mutluluk hormonu salgılar, yiyince mutlu olursun ya, öyle bir şey. Ama çikolata kilo aldırıyor, bunun hiçbir zararı yok.
S: vayy be Şebnem Gürsoyu böyle görmekte varmış
Şebnem geri çekildi
Ş: ya Selim odunsun biliyosun demi, şurda sana iltifat ediyoruz dediğin şeye bak
S: tamam ya kıyamam gel
Şebnem'in telefonu çaldı, arayan Kainattı
Ş: alo kuzum
K: bize gelsenize, biz şuan Canla yoldayız, sizde gelin, hem babam şimdi ikimizi görmesin, otururuz sohbet ederiz ha ne dersin
Ş: tamam tatlım çıktık bile
Diyerek kapattı, Almillaya söyledi gitmek iatemedi, Selim ile Şebnem de kısa sürede eve vardı, dördü beraber girdiler.
F: aa çocuklar hoşgeldiniz
Ş: hoşbulduk Filiz teyzecim
C: hoşbulduk
H: hayırdır bu saatte evdesiniz
K: dışarıda çok sıkıldık
Ş: rahatsızlık vermiyoruzdur inşallah
H: o nasıl söz, aşk olsun, e ayakta kaldınız geçin oturun
Hepside oturdu, sonra Filiz hanım işi olduğunu söyleyerek çıktı, Harun bey vardı sadece
H: siz rahatınıza bakın bende çalışma odama geçiyim
Diyerek odasına gitti. Dördü kalmıştı
K: ee biz napıcaz şimdi
S: ne yapıcaz biliyo musunız, siz ikiniz Canla yukarı çıkıcaksınız, benim odamda oyunlar olucak onlardan birisini alıp geliceksiniz
K: senin odanda oyun mu var
S: evet ama nerde olduğunu bilmiyodum biraz aramanız gerekicek, dikkat edin dağıtmayın
C: tamam
K: tamam
Dedi ve çıktılar, canlarına minnetti. Şebnemle Selimde yalnız kalmıştı
Ş: ee o zaman biz napıcaz, yanlarına çıkalım mı
S: biz bir şey yapmicaz, yalnız kalalım diye gönderdim
Diyerek yaklaştı Şebnem'e, tam öpecekti ki Şebnem çekildi
Ş: öpüşmeye karşıyım
S: saçmalama ya, lütfen bir kere, kısa, küçük bir buse
Ş: olmaz canım, uğraşma boşuna
O sırada Harun bey odadan çıktı, Selimgili gördü, yaptığının yanlış olduğunu biliyordu ama bir yere saklandı izlemeye başladı
S: Şebnem
Ş: efendim
S: ya insan bi hayatım der, sevgilim der, aşkım der
Ş: Şobnom diyen bendim demi, ayrıca aşkımı sadece babacığımda kullanıyorum, başka kimseye yakışmıyor
S: bir kere ya
Ş: ya Selim sapık mısın nesin ya, ben her sevgili olduğumla öpüşmüyorum kusura bakma
S: ne yani ben öpüşüyorum
Ş: evet, o gün kafeye geldiğinde Leyla cadısı seni lak diye öptü
S: farkınaysan o öptü
Ş: önceden öpmüşşün demek ki, kızda yapıştı dudaklarına
S: ya bırak şimdi Leylay'ı
Diyerek yaklaştı, aralarında milimler vardı ki Şebnem yanağına bir buse kondurdu
S: ne inatçısın ya
Ş: düzgün dur bak, yoksa giderim Harun amcacığıma görürsün
S: ne demeyi düşünüyorsun acaba, Selim beni öpmeye çalıştı mı diceksin
Ş: hayır tabi öyle denilmez de, yani şey, ne diyorum ben ya
S: ya bunları söyleyene kadar öpmüştüm işte, ayrıca sen neden karşıymışsın
Ş: bak Selimcim, öpünce noluyo dudak dudağa deyiyor, yani ten tene değmiş oluyo ve ben buna karşıyım, ha neden mi karşıyım şundan karşıyım çünkü şimdi bizim evleneceğimiz kesin mi, hayır, belki ayrılıcaz kimbilir
S: hayatım alt tarafı bir kere öpiyim dedim, evliliğe nerden geldik
Ş: sözü mü kesme Selimcim, sen anlayamazsın, evlenmeden olmaz, şimdi sen diceksin ki el ele tutuşuncada, sarılıncada ten tene deyiyor
S: yok demem
Ş: dersin dersin, işte onlar farklı, onlar samimiyet göstergesi, ben Can'a da sarılırım, yoldan geçen adamada sarılırım yani aynı şey değil
S: yoldan geçen adama niye sarılıyosun be, kim o adam Şebnem
Ş: lafın gelişi söyledim ayrıca konumuz bu değil
S: ya biz şuan ne konuşuyoruz
Ş: ne biliyim ya, senin yüzünden
S: benim yüzünden ha, bir kere öpseydim buraya kadar gelmicektik
Ş: önüme geleni öpseydim Sinan hocayı öperdim
S: ha yani ben önüne gelen sıradan birisiyim, sevgilinim ben ya
Ş: kusura bakma canım sonra neler söylüyosun, namussuzmuş
S: ya hala mı ordasın kaç kere söyledim, özür dilerim
Ş: özür dileyince geçiyor sanki, söylediklerinin hiç birini unutmadım canım, hepsi arşivde, biriktiriyorum onları, toplansın, çoğalsın o zaman göstericem ben sana, şimdi dön televizyonunu izle, hadi hayatım, hadi sevgilim,hadi balım
S: tamam. Şebnem
Ş: yine ne var
S: bir kere
Ş: ya ne meraklıymışsın arkadaş sen. Kim bilir kaç kızı öptün o dudaklarla, güzelim dudakları mahvettin
S: erkek adamım olcak o kadar
Ş: ya şöyle söyleme işte, sinir ediyosun, orkok adamom, ne yani erkeksin diye her çıktığını öpmen mi lazım, kız öperse namuzsuz erkek öperse adamlık öylemi, ama ben biliyorum neden böyle oluyor
S: Şebnem
Ş: sözüm Harun amcacım ve Filiz teyzecimden dışarı, baba veya anne oğlunu öpüşürken görse, benim oğlum adam olmuş erkek olmuş diyor ama kızı görse namusumuzu kirlettin olur, tabiki benim biricik, anlayışlı, modern babacım, aşkım bana öyle şey söylemez, yinede yapmam, çünkü ben Tekin Gürsoyun kızıyım neyse, zaten ne oluyorsa genelde aileden oluyor. Kızım dikkat et diyeceklerine, oğullarına seninde annen, ablan, kardeşün var deseler belki bu kadar çok şey yaşanmayacak
S: sevgilim
Ş: Şuan buralara nerden geldim bilmiyorum ama sinirlerim tavan yaptı, şöyle şeyler söyleme benim yanımda,hatta hiç bir yerde söyleme-
Selim daha fazla dayanamadı ve yapıştı dudaklarına. Bunu gören Harun bey kafasını çevirdi, acaba ayrıldılar mı diye baktı ama Şebnem karşılık veriyordu ve koltukta Selim'i sırtüstü yatırdı, Selim bir hamle yaparak Şebnem'i altına almak istedi ama Şebnem bu izin verir mi, tırnağını geçirdi Selim'in suratına, ayırdı dudaklarını, Selim acıyla inledi. Harun bey koltukta neler olduğunu görmüyordu, sesleri duyuyordu sadece, yanlış anladı ve yaptığı şeyden utanarak odasına gitti. Ama onların yaptığıda doğru değildi, Şebnem'in de dediği gibi evlenip evlenmeyecekleri belli değildi, üstelik evde babası varken diye düşündü. Selim ise eliyle yanağına dokundu, kanıyordu
S: napıyosun Şeben ya, çok acıyor, üstellik kanattın
Ş: ben sana öpmemeni söylemiştim, üstelik ben sinirliyken, ayr ca bu yanağına çok yakıştı, biraz uzun oldu ama güzel oldu
S: o zaman niye karşılık verdin
Ş: çünkü ben öpersem sen başka birgün yine beni öpmek isteyeceksin ama ben izin vermicem, sende bu zevki yaşayamayacağın için sinir olacaksın
Dedi, tam üstünden kalkıyordu ki Selim kendine çekip öptü, Şebnem tırnağını tekrar çiziğin üstüne bastırınca ayırdı dudaklarını ve tekrar acıyla inledi, Şebnem kalktı, Selim de kalktı, Şebnem peçete ve yara bandı alıp geldi
S: ver ya ben yaparım
Ş: canını yakmak istemiyorum ama kaşınıyosun
S: olsun değerdi, yine olsa yine yaparım
Ş: bu kadar ucuz yırtamazsın ama
S: bugünlük bu kadarı kafi
Diyerek yara bandını yapıştırdılar.
Ş: oyy kıyamam ya, bşraz derin olmuş sanki
S: tamam yüzümü çizdin niye kollarıma tırnaklarını bastırıyorsun, bak beş birinde beş birinde
O sırada Harun beyin çağırdığını duydular ve yanına gidip odaya girdiler
S: efendim babacım
Ş: buyrun Harun amcacım
H: ya siz ne terbiyesiz insanlarsınız, konuştuklarınızın,yaptıklarınızın hepsini gördüm, hadi Selim neyse ama sen Şebnem, senden hiç beklemezdim, bu ne rezillik
S: babacım Şebmem'in suçu yok ben öp-
H: suçu yok ha, ondan seni yatırdı, sonrada tövbe tövbe, benide konuşturuyosunuz, inledin resmen kızın altında, yüzüne ve kollarına bakılırsa oldukça zevk almışsınız, utanın ya, evde babanız var, yukarıda kardeşin ve arkadaşınız. Şebnem şimdi aricam Tekin'i, anlatıcam hepsini
S: baba sen ne-
Ş: bi-bi dakika Selim, biz ne yapmışız Harun amcacım
H: bide soruyosun, çok mu duymak istiyosun, gördüm sizi, koltukta sev- anladın sen
Ş: inanamıyorum Harun amca, sen böyle bir şeyi nasıl düşünürsün, tamam doğru Selim öptü, bende yatırdım ama tırnağımla, öptü diye yüzünü çizdim sonrada kalktım zaten. Ama anladım ya, sizin beni nasıl devdiğinizi, ne olarak gördüğünüzü gerçekten anladım. Pes vallahi pes, bundan sonra sadece babamın ortağısınız benim için başka hiçbir şey olamazsınız
Dedi ve ağlayarak çıktı odadan.
S: asıl biz senden hiç beklemezdik, seni bizi nasıl böyle bir şeyle itam edersin hele ki Şebnem'i
Dedi ve arkasından gitti.Arkadaşlar bu hikaye hiç içime sinmedi, belki yeni hikayeye başlarım, bunuda iğrenç bir şekilde bitirdim zaten, hepinizee iyi okumalar...