BÖLÜM 46

1K 49 11
                                    

Sabah ilk kalkan Selim oldu, arkasından Şebnem uyandı ve üzerlerii değiştirip aşağı indiler. Kahvaltıya oturdular
S: Can kalkmanış mı
Ş: kalmış burda bak oturuyor, hayatım gördüğün gibi kalmamış
S: çok komik
Ş: komik tabi. Bu arada Canın durumu çok iyi değil, yani iş yerindekilerle bir konuşsan iyi olur
S: tamam hayatım hallederim
C: günaydın
Diyerek geldi ve oturdu masaya
S: günaydın
Ş: günaydın
C: ben kaçtım
Ş: daha bir şey yemedin
C: çıkmam lazım
Ş: ama bu olmadı, her zaman gel bak bekleriz
C: tamam
Diyerek Şebnemin yanağına bir buse kondurdu
C: görüşürüz abi
Diyerek gitti. Şebnemgil ise kısa sürede kahvaltılarını bitirdiler.
Ş: sevgilim ben evde oturmaktan çok sıkıldım
O sırada telefonu çaldı, arayan Kainattı
Ş: alo kuzum
.........
Ş: bende tam canım sıkıldı diyodum
........
Ş: tamam kuzum, bir saate ordayım
Diyerek kapattı telefonu.
Ş: hayatım hadi beni bi Kainata bırakıver
S: bırakıver
Ş: ne yani ben taksiyle mi gidiyim, sonra taksici genç olsun hız yaparken kaza yapalım, sonra hastaneye kaldırsınlar ameliyata alsınlar, sana karın mı oğlun mu desinler-
S: hayatım o anlamda demedim, yani bırakıver dedin ya ben başka yere mi gidicem
Ş: ha, bilmem, Tarık yokmuş, biz şimdi kız kıza laflarız, hadi bugün iyisin, ama bak bara falan gidiyim deme basarım valla
S: aşk olsun, Umuta falan giderim
Ş: hadi çıkalım
Arabaya bindiler, yarım saat içinde Şebnem Kainatgildeydi, Selim gitti Şebnem girdi ve selam vererek oturdu
K: iyi oldu geldiğin ya, sıkıntıdan patlicaktım
Ş: bende ya sorma, hep evde hep evde sıkıldım gerçi burasıda ev ama farklı ev
K: ee naptın bakalım
Ş: valla aynı, yattım kalktım burdayım
K: bende ya
Ş: ya bişi sorucam
K: sor
Ş: denin dün o bakışın neydi öyle
K: derken
Ş: Cana nasıl baktığını gördüm
K: hah, ben ona bakmadım bile
Ş: hadi ama, gözünü ondan alamadın ki
K: ya ben hala Cana aşığım, onu seviyorum, Defneyi kucağına aldığında-
Devam edemedi
Ş: ağlama kuzum, kıyamam
Bir süre sonra Kainat sakinleşmişti, tekrar konuşmaya başladılar
Ş: bak Kainatcım, güzeller güzeli bir kızın var, kocan var. Yapma böyle, unut Canı, hem o sana karşı böyle şeyler hissetmiyor, siz artık sadece arkadaşsınız, bir saçmalık yapıp dağıtma yuvanı
K: tabi öyle, yuvamı falan dağıtmam ama onuda sevmekten vazgeçemem
Ş: ama vazgeçmen gerek
K: o kadar kolay değil
Ş: biliyorum ama başka çaren yok ya
Şebnemin sesi yükselmişti
Ş: ya mutlusun işte daha ne istiyosun, boşu boşuna üzme, kendinide Canıda. Tarık var yanında, ayrıca seni çok seviyor. Sakın bak bir saçmalık yapayım deme, zbak bende seni tanıyosam sen bir şeyler yaparsın, yapma. Defne için, ayrıca her gördüğünde öyle bakıcaksan işimiz var, çünkü daha sık karşılaşacaksınız eskiye göre
K: biliyorum ama
Ş: hala ama diyosun aması maması yok-
Dedi ve karnını tuttu, sancısı vardı
K: noldu iyi misin
Ş: değilim iyi falan
K: astaneye gidelim mi
Ş: gerek yok geçer şimdi
Bir süre beklediler ama sancısı şiddetlenmişti, arabaya atlayıp hastaneye geldiler, Şebnemi muayene etti doktor ve bir hap içirdi, o sırada Selim geldi, Şebnemin sancısı geçmişti
S: noldu hayatım iyi misin, oğlumuz nasıl
Ş: iyiym sevgilim sakin, neden bu kadar çok ağrıdı doktorcum
Do: doğum yaklaşıyor, bundan ziyade ufaklık çok hareketli, bir an önce çıkmak istiyor ama daha değil, elinde olsa şimdi çıkacak, bu yüzden arada olacak böyle ağrılar, hatta bazen daha şiddetlisi olacak, oğlunuza bağlı. Bu arada size hao verdim sanvınız geçsin diye, size ben yine bu haptan vereyim ama kullanmamaya çalışın, gebelikte hap kullanımını doğru bulmuyoruz, çocuğa çok zarar veriyor, ama çok şiddetli ağrırsa içerisniz, bebek durulur ağrınız hemen geçer, çok geçmil olsun
Ş: sağolun
Dedikten sonra doktor çıktı
S: çok korktum
Ş: biz gayet iyiyiz, hadi çıkalım artık
O sırada Selimin telefonu çaldı, arayan Yasemin hanımdı
S: alo
........
S: olmaz
........
S: ya olmaz dedim, banane, benim karımda hamile, şuan hastanedeyiz zaten, iyi beslenmesi gerek Yasemin hanım, onun için izin veremem
Ş: ya kadına niye bağırıyosun
S: bi dakika hayatım
Ş: Selim telefonu ver
S: Şebnem
Ş: Selim ver dedim
Selim telefonu Şebneme verdi
Ş: alo Yasemin teyzecim nasılsın
........
Ş: sağol bende iyiyim önemli bir şey değil, sen ne için izin istemiştin
........
Ş: ay sen hemen git, biz bakarız başımızın çaresine, yalnız kalmasın kız, bu arada hayırlı olsun, Allah anneli babalı büyütsün, sağlıklı olur inşallah
.......
Ş: ne demek Yasemin teyzecim, o da sinirliydi ondan öyle söyledi kusura bakma yoksa biliyosun
.......
Ş: tamam, bir daha beni ararsın
........
Ş: sağol sağol, hadi görüşürüz, sen merak etme bizi, iyi günler
Diyerek kapattı telefonu, Selime verdi
S: niye izin veriyosun
Ş: ya kadının kızı doğum yapacakmış, kocası bırakıp gitmiş, başında kimse yokmuş, çocuk geldi geliyomuş ne yapsaydım, dışarıdan idare ederiz gelene kadar, olmazsa ben yaparım
K: olur mu hiç, ben neciyim, biz Defneyle gelir yaparız, şimdi eve gidelim, ben size bir akşam yemeği hazurlıyım, sonra geçerim eve
Ş: bak
S: sağol abicim
Ş: hadi eve gidelim artık ya ben çok sıkıldım
S: gidelim, Can kesin kapıda kaldı, bize bir sürprizi varmış
Ş: sürpriz mi
S: evet
Arabalarına bindiler ve Şebnemgile geldiler, Canda kapıdaymış, yanında da lise çağıında bir erkek çocuğu, içeriye geçtiler hep beraber, koltuğa oturdular
K: ya sen çok tanıdık geliyosun bana, tabi ya sen Melih değil misin, bizim evin karşısında simit satan çocuk
M: evet benim Kainat abla
C: tanıştırayım, oğlum Melih
K: o-oğlum
Ş: oğlum derken
S: anlamadım
C: ya ben Melihi zorda olsa nüfusuma geçirdim, soyadımı verdim ona, artık benim hem oğlum, hem ev arkadaşım, hemde hayat yoldaşım. Bundan sonrada simit satmayacak okula gidip mimar olacak dimi
M: sayende Can abicim
C: bak şimdi bu Şebnem tey- ablan
Ş: Cancım o abladan önce ne dicektin sen bi söylesene, te-teyze mi dicektin, ben abla demek için bile daha gencim ama
S: dimi yeni mezun oldun zaten
Ş: ya Selim, neyse ya of, sizinle uğraşamam, memnun oldun Melihcim
M: bende
C: buda Selim abin, Şebnemin eşi aynı zamanda Kainatın abisi
S: hoşgeldin aramıza
M: hoşbuldum
C: Kainatı zaten tanıyosun
M: evet tanıyorum
C: kapıda sana hepsinin hakkında kısa bir özet geçmiştim zateb, hatta o kadar uzun bekledikki Tekin amcalara kadar gittim
S: hastanedeydik ne yapalım
C: naptınız hastanede
Ş: ya Kainatgilde otururken ağrı başladı, geçmeyice gittik
C: kötü bir şey yoktur umarım
Ş: yok kötü bit şey, Çınar, o kadar hareketli ki
K: ben size yemek yapıcaktım, istediğiniz bir şey var mı
Ş: yok canım kafana göre takıl yada uğraşma dışarıdan söyleyelim
S: olmaz hayatım, abicim sen yap bir şeyler, şimdi dışarıdan yemek olmaz, bakalım içğne ne katıyorlar, senin sağlıklı beslenmen lazım
Kainat mutfağa gitti ve yemek yapmaya başladı.
C: Almillagil gözükmüyor, uğramıyorlar mı
S: onların işleri şuan çok iyi, kafe dolup taşıyor, çıkamıyorlar, gelmiyolar yani
C: hmm
Selimin telefonu çalmaya başladı, özel numaraydı, açtı, bir iki kere alo dedi ama ses vermiyordu karşıdaki kapattı. Bir daha aradı ama yine ses vermiyordu, üçüncü arayışında Şebnem açtı
Ş: alo, kimsin sen arkadaşım ha arkadaş olduğumuz için değil lafın gelişi söyledim bunuda. Aramaktan korkmuyosunda kim olduğunu anlarız diye mi korkuyosun ne istiyosun kocamdan, bak seste vermiyor, sana diyorum, aa suratıma kapattı hatsiz
S: kimse kim ya boşver hayatım
Ş: o pis yılan kesin
C: o kim be
Ş: Leyla
C: o Umutla değil mi
Ş: ne Umutu ya, onun derdi Selim. O gün geldiklerinde yukarıda konuşurlarken Umut duymuş, bide öpmüş, ama ben size kaç defa dedim o kız Selimin peşinde diye inanmadınız, inanasaydınız Umutta bu kadar üzülmezdi, aslında o gün Cananla buluşturucaktım ama-
S: hayatım Canan diyip durma ya, Canan Candıya
Ş: ha doğru
C: ne diyonuz
Ş: bilmem ki, Selime sor, kendi bişiler diyo ama
S: evlenme sen Melihcim, görüyosun
Ş: pardon
S: ha şey diyorum evlilik çok güzel, heleki benim gibi tatlış bir karın varsa
Ş: bende öyle tahmin etmiştim
M: kaç senedir evlisiniz
Ş: evet Selimcim, cevap ve bakalım çocuğa
S: hah bilmiyorum mu sanıyorsun, tabiki bir buçuk senedir evliyiz
M: Can abiyle ne zaman arkadaş oldunuz
C: Şebnem benim çocukluk arkadaşım zaten, Selimlede lisede bir ara beraber okumuştuk sonrada ayrılmadık zaten
K: yemekler hazır
Diyerek gelip Şebnemin yanına oturdu Kainat.
Ş: akşama kalın o zaman, Tarığıda ara, Defneyle gelsinler, hep beraber yeriz
K: ararı sonra
Ş: ara ama
K: ararım dedim ya
Fısıldayarak konuşmaya başladılar
Ş: başka tarafa baksana görücek şimdi
K: görmez ya, tipe baksana valla çok özlemişim, aşığım ben bu adama, heran dudaklarına yapışabilirim
Ş: şaka dimi şaka
K: gayet ciddiyim şaka yapar gibi bir halim mi var, ben kobuşucam Canla, hem belki oda hala beni seviyodur
Ş: saçmalama Kainat
K: bence gayet güzel bir fikir
Şebnem kalktı
Ş: biz bi iki dakika yukarı çıkıp gelelim
S: bir şey mi oldu
Ş: yok hayatım, hadi Kainat
Yukarıya çıktılar, bir odaya girdiler
Ş: Kainat yapma böyle bir şey
K: ya içimde kalmasından iyi
Ş: sen şaka mısın, ha arkadaşım, ha kuzum
K: ciddiyim
Şebnem bağırmaya başladı, ses aşağılara kadar gidiyordu, Allah'tan ne dedikleri anlaşılmıyordu
Ş: ya sen evlisin, ne konuşmasından bahsediyosun, Can artık seni arkadaşı olarak görüyor anla bunu. Bak hem kendin üzüleceksin hem onu üzüceksin ne gerek var, ikiniz böylede mutlusunuz
K: ya ama
Ş: ne aması ya, ne aması. Hala ama diyo, tamam bir şey demiyorum ben, ne hali varsa gör tamam mı, sonra üzül, bir sürü ağla, kendinide üz Canıda, Tarık seni sevsede bunları duyunca bırakır seni kesin, dağıt yuvanı, daha çok üzül. Hadi ne duruyosun git söyle, Can de sana aşığım de, boynuna mı atlicak sanıyosun, hayır, üzülüceksin Kainat, ben senin üzülmeni istsmiyorum. Ama kararlıysan, illa yok ben üzülürüm diyosan buyur, Can aşağıda
Diyerek çıktı odadan, aşağı inip oturdu
C: naptınız siz yukarıda
S: kavga mı ettiniz hayatım, sesin buraya kadar geliyodu, Kainatta gelmedi, naptın
Ş: öldürüm Selim, taktım bıçağı karnına, git gardolabın içinde, belki hastaneye yetiştirirsin
S: Şebnem
Ş: off be yapabilirim, geldi işte
Kainat gelip Şebnemin yanına oturdu ve kafasını omzuna koydu
K: özür dilerim sen haklısın
Ş: haklıyım tabi
K: barıştık mı
Ş: hiç küsmedik ki, hadi akşam yemeğini hazırlıyver, masamızı kuruver
K: hemen
Diyerek hazırladı, kısa sürede yedier ve televizyonun karşısına geçtiler
Ş: ha Tarıkgil niye gelmedi
K: Defne durmamış, getir dedim ama dolaşacaklarmış
Ş: hmm
Şebnem karnını tuttu
Ş: ahh sakin ol oğlum
S: ağrıyo mu
Ş: evet
S: dur hap getireyim
Ş: hayır ya geçer şimdi, duymadın mı doktoru, zararlıymış bebek için, geçer şimdi, oğlumuz bana dayanamaz, annenin canını yakmaz dimi, yakmaz
S: bak iç şunu
Ş: hayır gerçekten geçti, biran öyle geldi geçti
C: ya abi biz kalkalım artık, uarın işimiz var, okulu falan hallederiz
K: bende gidiyim Defne özlemiştir şimdi huysuzluk yapar
C: gel biz bırakalım seni.
K: yok ya giderim ben
C: olur mu, arkadaşlar bugünler için
K: arkadaş dimi , evet bırakıver
C: iyi geceler
Dedikten sonra çıktılar.
S: ağrımıyo dimi
Ş: hayır sevgilim
S: gel bizde yatalım artık
Ş: hadi
Diyerek odalarına çıktılar, üzerlerimi değiştirip yattılar. Gece saat iki gibü Şebnem uyandı, ağrı başlamıştı yine, yavaşça kalktı ve aşağı indi, koltuğa oturdu, karnını okşamaya başladı
Ş: ahh oğlum bak canım yanıyor lütfen sakin ol, off hayır yapamam hapı içemem ama çok ağrım var Allah'ım napıcam ben yardım et, Selimi uyandırsam içirir, ahh karnım, annecim, güzelim benim, hadi birtanem uyu, uyuki bende uyuyabiliyim, hadi oğlum
Gözleri yaşarmıştı Şebnemin
Ş: içsemmi ki ama ya sana bir şey olursa, yapamam ama başka çarem yok, hayır içemem
Bir süre sonra ağrısı geçmişti, koltukta uyuyakaldı.

Yorummmmmm :)(: İsim bulamadın bölüme, kusura bakmayın :)(:

YILLAR SONRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin