10

12.9K 230 87
                                    

Birisi arabamın etrafında dolanıyordu. Algına döndüğümde yanıma eğildi ve tekrar baktığım yöne baktı. "Dosyayı arıyorlar muhtemelen." Diye mırıldandı. Çok yakınımda durduğu için ona dönememiştim bu sefer.

"Algın dosya nerede ? Bana boşu boşuna vurulmadığımı söylersen sevinirim."

Gözlerim hala arabamın etrafında dönen takım elbiseli adamdaydı . Ben Algın'a dönmemiştim ama o bana bakıyordu. Biraz geri çekildiğinde ona döndüm . Gözümün altındaki bende gözü gezindi ve ardından elini kaldırıp bene dokundu. Sever gibi değildi ama yalnızca dokundu.

Ne yaptığını sorgular gibi bir hali vardı saniyesinde geri çekilmişti. "Alin sen her türlü boşuna vuruldun, vurulmaman gerekiyordu ama için rahat edecekse arabayı park ettikten sonra dosyayı Bora'nın arabasına sakladık." Sinirle başını iki yana salladı .

"İyi bari boşuna vurulmamışım." Onu sinir etmek için uğraşıyordum ve o da buna düşüyordu. "sabır" diye söylenip yanımdan kalktığı sıra da odaya annem girdi. "Serum bitmiş , kanın serum borusuna dolmuş hala aklın nerede senin." Annem hafif sinirle sorumsuzluğuma kızıyordu.

"Yemediğim kurşunlarda" dedim ağzımın içinde. "Alin!" Evet annemin uyarıcı ses tonuyla güldüm . Hafifçe yarama dokununca gülmem anında yüz buruşturmaya dönüşmüştü. "Nerde bu hastanenin sahibi şikayet edeceğim seni." Homurdanarak parmağımın arasına bıraktığı pamuğu bastırdım.

"Beni lütfen şikayet et , mutlaka orada olacağım biliyorsun." Söylediği şey komiğime gitmemişti ama annemin gülüşü komik olduğu için bende gülmeden edememiştim. Hastanenin sahibi kendisi olduğu için mutlaka orada olacağını ima ediyordu. Başımı iki yana sallayıp tekrar dışarıya baktım.

"Saat henüz oniki, ne yapmayı düşünüyorsunuz?" Hastane de ne yapılabilir anneciğim . Anneme 'ne diyorsun bebeğim sen?' der gibi baktıktan sonra tekrardan dışarıya baktım .

"Yani siz onay verene kadar buralarda pinekleriz muhtemelen." Algın'ın söylediği cümlemeye gülemeden edemedim. Pineklemek ne ya?

"Bu deli sen uyuduktan sonra kaçar , hatta eminim sana uyu bile demiştir. Vefasızdır bu konu da sen sabaha kadar bekle yine de ilk fırsatta tüğer." Algın annemin cümlesi ile ters ve şaşırmış bir şekilde bana baktı.

Ne? Hastane kokusu tahammül edilecek bir şey değil bence , şahsen benim midem almıyor. Suçlu bir çocuk gibi zoraki tebessüm edip gözlerimi kaçırdım.

"Dedi , dedi . Demez olur mu hiç?" Ağzının içinde çeviriyordu cümlelerini. Bu haline gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. "Siz en iyisi eve gidin ama Eliz'e söyle yalnız bırakmasın Alin'i gece ateşi yükselebilir onu takip etsin. " Sevinçle yataktan inip anneme tek kolumla sarıldım.

"Beni bu kokuya maruz bıraksaydın bir hafta uğraşırdım hepinizle. Yıldırırdım hepinizi." Geri çekilip annemin yüzüne baktığımda tebessüm ediyordu.

"Şimdi gidiyorsun ama bir problem olursa geleceğine söz ver." Hızlıca başımı aşağı yukarı salladığımda tek kaşını kaldırıp şüpheyle baktı. "Söz de Alin , yoksa çıkamazsın biliyorsun."

"Söz anneciğim şimdi bizi bırakta gidelim artık." Çantamı ve ceketimi almak için tam koltuğa doğru gidiyordum ki Algın'ın ikisini de alıp kapının önünde beni beklediğini gördüm. Tekrar anneme dönüp öpücük attıktan sonra odadan çıktık.

Bahçenin temiz ama soğuk havasıyla kendime geldiğimi hissetmem uzun sürmemişti. Omzuma düşen hafif ağırlıkla gerime baktığımda Algın'ın omzuma ceketimi bıraktığını gördüm.
"Teşekkür ederim " tebessüm edip arabanın olduğu tarafa doğru adımladım .

MünzeviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin