23

12.7K 68 15
                                    


Evin kapısına geldiğimde tüm bedenimi kötü bir his sarmıştı. Anahtarı yuvasına yerleştirip çevirdiğimde bu his mümkünmüş gibi biraz daha artmıştı. İstemsizce arkamı dönüp baktığımda Algın'ın çoktan gözden kaybolduğunu anlamla tekrardan kapıya döndüm ve kilidi açtım .

İçeriye girip kapıyı kapattığımla bir sesleniş duymam bir olmuştu. "Merhaba güzel kızım." Bu sesi nerede duysam tanırdım. Bu ses Görkem Özer'e yani babama aitti.

Arkama döndüğümde elinde bir kaç fotoğraf ve atla duruyordu. Kanlı canlı karşımda duruyordu , yüzüne bakmaya cesaret edemedim. Bu ondan korktuğum için değildi , sesini duymak bile bastırdığım o özlem duygusunu ortaya çıkarmıştı.

Ben babasından nefret eden Alin Çağlar bugün babama duyduğum özlemi fark ettim. Yok olsam veya ölsem daha az canım yanardı eminim. 'Nefret ettiğin insanı özleyemezsin Alin! Kendine gel.'

İçimden sürekli bu cümleleri kurup kendime geçmişi hatırlatsam da özlem hissini maalesef ki red edemeyecektim. Ben katil bir babanın kızı Alin Özer , babasının kızı olan Alin.

Gözlerine baktığımda , içim titremişti. Gerçekten karşımda oluşuna inanmak güçtü benim için. Yıllardır bir kere bile yüz yüze gelmemiştik. Değişen tek şey hafif beyazlamaya durmuş saçlarıydı. "Ne işin var burada?" Sesime mümkün olduğunca duygu yüklemesi yapmamaya çalışıyordum.

"Derinde bana ait bir şey var alacağımı söylemiştim. Kendisi pek itiraf edecek gibi durmuyor çünkü. Dün gece buradaydı , onu görmediğimi sanıyordur muhtemelen." Alaylı bir gülüş yerleşti dudaklarına. Eski kibri yoktu şu an. Nefret ettiğim Görkem Özer değil , babam duruyordu sanki karşımda.

"Ne istiyorsun? Sana ait olan şey ne söyle ben getiririm sana , sonra hesaplaşma gününe kadar yüz yüze gelmeyelim mümkünse." Hafifçe gülüp başını yere eğdi , karizmasından ve sempatisinden hiçbir şey kaybetmemişti. Yüreğim ağzımda atıyordu sanki.

"Belli ki hala senden her şeyi saklıyorlar. Benim sizinle bir savaşım yok Alin , olamazda. Hele ki seninle. Biliyorum yıllardır intikam anı bekliyorsun ama ben bunu asla yapmam." Asla yapmaz mısın? Sesli ve alaycı bir şekilde kahkaha atmaktan alıkoyamadım kendimi.

"Evimizi ateşe verdin Özer . Yapmazmış!" Dişimi sıka sıka konuşmuştum , belki öfkemi anlar umuduyla. "Boş olduğunu bildiğim evinizi ve mesajı göndermek için yaptım bunu. Sen yalan bir hayatın içerisindesin kızım. Evet ben sana sırt çevirdim haklısın ama zorundaydım. Düşündüğün kadar da kötü birisi değilim."

"Düşündüğümden daha mı kötüsün yoksa?" Ben ne kadar nefretle yaklaşmaya çalışırsam çalışayım o karşısında onlu yaşlarında ki kızı varmış gibi davranıyordu. Sevgi ve merhametle.
"Ben de kötü birisiyim kabul ediyorum orada problem yok ama senin kadar , daha fazlası değil. Ben de senin gibi adam öldürüyorum ama hak edenleri , daha fazlasını değil. Sende çok iyi bilirsin ki bazen adaletlerimizi kendimiz sağlarız güzel kızım ."

"Ben zaten bu hayatta görebileceğim en kötü insanlardan birisiyim Özer merak etme." Bana doğru bir adım attığında bir yanım ona yaklaşmak isterken bir yanım arkasına bakmadan kaçmak istiyordu ama hiçbir şey yapamadım mıhlanıp kalmıştım sanki olduğum noktada.

"Seni bir yaşlıya veya çocuğa silah doğrulturken görmedim. 'Çocuk Satış Platformu' başlığı altında yapılan projeyi hiç gözünü kırpmadan bozdun. Haberi geldiğinde gurur duydum dürüst olmak gerekirse. Cevdet Soylu çok tehlikeli bir adam kimse cesaret edemezdi ama sen başardın." Kaç yaşına gelirsem geleyim , babamın benimle gurur duyması içimi yumuşatacaktı muhtemelen.

MünzeviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin