24

12.7K 68 0
                                    

"Bir şey isteyebilir miyim?" Kafamı göğsüne bastırdığım ve aynı zamanda ağladım için sesim aşırı boğuk çıkmıştı. Anlayıp anlamadığından emin olamadığım için geriye çekilip yüzüne baktım. "Tabiki isteyebilirsin."

"Ben şimdi uyuyacağım , ben uyuyana kadar saçlarımla oynar mısın?"

Bir adım geriye çekildiğinde sorumun cevabının 'Hayır' olduğunu anlamıştım. Başımı aşağı yukarı sallayıp tebessüm ettim yalnızca. Bir adımda ben geri çekilip odama girdim. Hep bir şekilde geri çekilirken buluyorduk zaten kendimizi.

Hala bu evde olmanın ağırlığı vardı üstümde. Gitmek istiyordum, buradan uzak bir yerlere. Kimseyi tanımadığım kimse tarafından tanınmadığım bir yerlere. İntikamımı alınca gitsem kaybedecek bir şeyim kalmıyordu. 

Saçlarıma değen el ile ürksem de Algın'ın kokusu burnuma gelince , kim olduğuna bakmak için arkama dönmeme gerek kalmamıştı. Yatağımda bir ağırlık yoktu , muhtemelen makyaj masamda ki sandalyeye oturmuştu.

"Eski evi çok mu seviyordun? O yüzden mi bu kadar ağladın?" Yavaşlamaya durmuş ağlamam biraz daha artmıştı. Bağıra çağıra bir ağlama değildi bu daha ziyadesiyle sessizce içe dönük bir ağlamaydı. Hayal kırıklığının verdiği bir ağlamaydı.

"Hayır , bugün bir şey öğrendim bu öğrendiğim şeyde tahmin edersin ki pekte iyi bir şey değildi." Sesim olabildiğince kısıktı. "Ne olduğunu sorsam anlatmazsın değil mi?" Algın görmese de hafifçe tebessüm edip başımı salladım.

"Alin kimseye bir şey anlatmazsan nasıl halledeceksin problemini? Tamam bana anlatmak istemiyorsan anlatma ama en azından Meteye falan anlat." Kurduğu cümleye alayla güldüm. Konuyu bilseydi eğer 'Dağa taşa anlat ama onlara anlatma şu saatten sonra' derdi muhtemelen.

"Anlatabileceğim bir tek Arda var. Hayatımın dönüm noktası gerçekleşecek yakın bir vakitte. Her şeyden vazgeçeceğim noktadayım. Görkem Özerden intikam almaktan bile vazgeçebileceğim noktadayım." Cümlemi kurduktan sonra yattığım yerde toparladım ve sırtımı yatağın başlığına yasladım.

Elleri hala az önce saçlarımın olduğu noktadaydı. Yüzünde de bariz bir şaşkınlık vardı. Görkem Özerden intikam almak istemiyordum. Şu kargaşayı çözüp defolup gitmek istiyordum.

"Görkem Özerden intikam almak istemeyeceğin kadar mı büyük bir dönüm noktası bu?" Sesinde kırgınlık veya kızgınlık aradım ama yoktu. "Tüm her şeyi geride bırakmak istiyeceğim kadar büyük bir dönüm noktası. Neler olduğunu , çevremde neler döndüğünü , nelere sessiz kaldıklarını tahmin edebilir misin? Sanmıyorum."

Başını hafif sola yatırıp yüzümü biraz inceledi ve eli yine gözümün altında ki bende durdu. Bu sefer istemsiz uzanmamıştı eli. Baş parmağı benin üstünde oyalandı , yüzüme düşen saçlarımı kulağımın arkasına bıraktı ve geri çekildi. Yaklaştığı süreçte nefesimi tuttuğumu yeni fark ediyordum.

Sessizce tuttuğum nefesi bıraktığımda tekrardan yüzüne baktım. "İntikam almaktan vazgeçersen sana kızamam. Hakkım da yok zaten ama bir gün ben intikam almak istersem bana sırt çevirme, senin zekana ve planlarına ihtiyaç duyabilirim. İşte o zaman bana sırt çevirirsen verdiğin sözü tutmamış olursun ve ben senin sözlerini tutacağına inan birisiyim." Bu 'beni sana inanmışlığımla vurma' demekti. Eğer ailenden birisine zarar verirse ne olursa olsun verdiğim sözü tutardım. Ama Görkem Özer onun ailesine zarar vermrye kalkışmayacaktı , öyle söylemişti doğruyu söylediğine neredeyse emindim.

"Ne yapacağımı bilmiyorum ama intikam almak istersen eğer arkanda değilim , hemen yanı başında olacağımdan emin olabilirsin." Buruk bir tebessümle ona bakarken kendisi de bir tebessüm bahşetti. "Haddim olmayarak bir şey sorabilir miyim? Sadece merak ediyorum."

MünzeviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin