Bu sırada zil sesiyle kapıya yöneldim. Aden de arkamdan geliyordu. "Abim gelmiştir muhtemelen." Kapıyı açtığımda gerçekten de Algın gelmişti. Elin de tuttuğu şeyle başımdan aşağı kaynar su dökülmüş gibi hissettim o an bir adım geriye çekildiğimde elinde tuttuğu şeyden gözünü çekip bana bakmıştı. Düz bakıyordu sanki.
"Bu size ait sanırım."
Gayet düz bakıyordu. Yanan evin bahçesinde elektrik panosunun önünde aklıma gelen şey tekrardan düşmüştü şimdi aklıma , kapı kulpunda olan elim istemsiz kasılmıştı. "Evet bize ait , teşekkür ederiz." Uzanıp oyuncağı aldığımda tekrardan geri çekildim.
İçimden bir ses babamın adamı
olmadığını bağırsa da haykırsa da kimseye bu konuda güvenemezdim üç kişi hariç. "Görüşürüz Alin abla teşekkür ederim her şey için." El sallayıp abisinin koluna girdi. Algın da başıyla selam verdikten sonra evlerine yöneldiler.Hızlıca kapıyı kapatıp bahçeye çıktım tekrardan sehpanın üstünde duran telefonumu alıp anneme mesaj attım.
Alin ÇAĞLAR
Anne oyuncak at nerede ?
Dün babamın senin için bıraktığı at.Telefonu cebime atıp defteri ve kalemi de alıp salona geçtim. "Mahzenden haber var mı?" Mete'nin karşısındaki koltuğa geçip oturdum. Neşeyle omuzlarını sallayıp "Halledildi , herkesi geçirdik yazıyı da yazdık. Bu gece de malları alacağız kaptanla iletişim halindeyiz." Neşesi gerçekten yerindeydi . Gelen bildirim sesiyle telefonumu tekrardan cebimden çıkardım .
Annemm
Çantamdaydı bakayım.Beklerken Meteye döndüm. "Elinize sağlık. Açık artırmayla satılan arazinin de sahibini bulalım en kısa zamanda." Mete oturduğu yerden kalkıp yanıma geldi . Yüzüme bakıyordu sadece.
Dün için ne diyeceğini seçmeye çalışıyordu muhtemelen. Kolumdan tutup beni kendine çekti ve sarıldı. "Özür dilerim dün ne olursa olsun seninle gelmeliydim." Sıkıca sarılıp başımı omzuna koydum. Eliz hemen koltuğun arkasına geçip ikimize de sarıldı. Telefonuma tekrardan gelen bildirim ile ikisinden de sıyrıldım.
Annemm
Çantamdaydı düşmüş olmalı.Alin ÇAĞLAR
Tamam bebeğim.İçime su serpilmişti gerçekten. Burnumuzun dibinde birisinin olması bizim için pekte iyi olmazdı. "Abla bir iki yere haber gönderdim bugün veya yarın babamın mallarını çalan kişiyi buluruz muhtemelen." Eliz'in yanağını öpüp ayağa kalktım. "Güzel olur , her şey çok güzel ilerliyor gerçekten , istediğim gibi giderse hiç yoksa babam maddiyat olarak zayıflar bu bile onu telaşa sokar."
Mete arkasına yaslanıp Eliz'e döndü. "Yarın gidecek miyiz?" Evet bu konuyu bir anlığına unutmuştum. "Bilmiyorum gelsek sorun olur mu ?" Bu soru Meteye değil banaydı . "Kendisi davet etti benlik bir şey yok , gelmek istiyorsanız gelin gelmek istemiyorsanız ısrar etmem biliyorsunuz." Isrardan nefret ederdim , bana ısrar edilmesini sevmediğim için başkalarına da ısrar etmezdim.
Onlar kendi aralarında bakışmaya devam ederken salondan çıkıp odama doğru ilerledim . Defteri kilitli çekmeceme bırakıp tekrardan kilitledim. Oyuncak atı da komodinimin yanında ki çekmeceye bıraktım. Yattağım yatağı toplayıp tekrardan salona döndüm.
"Abla bir şey soracağım sen nasıl o kadar çok uyudun?" Salona girer girmez Eliz'in sorduğu soruyla olduğum yerde kaldım. Gerçekten ben nasıl o kadar uyumuştum? Uzun zamandır beklediğim bir şey gerçekleştiği için mi rahat , uzun ve deliksiz bir uyku çekmiştim?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Münzevi
Fiksi RemajaBaşkasının ihaneti ve günahı sizin omzunuza ne kadar yük olabilir? Benim omzuma ne kadar yük olduğunu belki sizlere anlatamam ama birisinin hatası bir hayata merhaba dedirtirken bir hayata elveda dedirtti. Münzevilerin kaderi bu muydu ? Kalabalığı...