16

12.7K 69 57
                                    

Merhaba arkadaşlar bu bölüm için ufak bir duyurum olacak. Bu bölümde yeni bir isim göreceksiniz ve bu isim 'Alev' .
Alev karekterinin hayatını başka bir hesaptan esinlenerek yazdım. Elbette yazarımızdan izin alarak böyle bir adım attım arkadaşlar , kafanızda 'fikir çalmak' gibi algıların oluşmasını istemem. Kitabın ismi 'Vaveyla' ve gayet başarılı bir kitap. Vaveyla kitabında Alev'in hayatı olacak , mutlaka göz atmanızı tavsiye ediyorum , şimdiden herkese iyi okumalar .
gunayyakuter

🧡

________________________________

Gözlerimi çalan telefonumla irkilerek açmak zorunda kalışıma söylenerek koltuktan kalkıp masaya ilerledim.  Algın arıyordu. Bugün planımız vardı, daha doğrusu planlarımız. "Efendim." Uykudan yeni uyanmışlığın sersemliği ile kendimi tekrar koltuğa attım. "Günaydın rahatsız ediyorum ama saat kaç gibi gideceğiz." Bir yanı soruların cevabı için yanıp tutuşurken bir yanı da alacağı cevaptan korkan bir çocuk gibiydi şuan Algın .

"Günaydın , saat daha altı biraz uyuyalım sonra gideriz olmaz mı?" Kendisi de en az benim kadar uykusuzdu biliyorum. "Olur tabi , sen uyanınca ara o zaman ben seni alayım."

"Sen uyumadın mı?" Sesi dün akşamdan daha yorgun geliyordu. "Uyuyamadım, nedendir bilinmez o çatışmadan sonra bu evde adam akıllı uyuduğum sayılıdır." Maalesef ki farkındaydım . Nedendir bilinmez değil , tekrarı olma ihtimali olan kötü hissiyatlar sizi uykusuz bırakabiliyordu.

"Kafeye gel geçen gün burada uyumuştun , yine uyursun." İki kere silah doğrultu , vuracak olsa vururdu beni muhtemelen. Gerçi ölümden korktuğum da söylenemez. "Senin için sorun değil mi?"

"Gel Algın ben şimdi geri yatmaya çalışacağım bir saat önce uyumuştum zaten kapının kilidini açık bırakıyorum , girersin sen, olur mu?" İstediğim tek şey uykum biraz daha dağılmadan uyumaktı. "Tamam on dakikaya oradayım." Telefonu kapatıp tekrar kafamı yastığına gömdüm.

Dün sessizliği hiç bölmemiştik. Gecenin bir vakti o eve bende kafedeki odama geçmiştim. Yine pencere kenarında oturup denizden gelen koku ve su sesiyle huzuru aramıştım. Sabaha gelen uykumla da koltuğa sinmiştim, tıpkı şu an olduğu gibi. Ağır gelen göz kapaklarıma meydan okumayıp tekrar gözlerimi kapattım                                     

                                    🔗

Bilincim açılmaya başladığında , gözlerimi bile açmadan önce burnuma Algın'ın kokusu gelmişti. İstemsizce hafiften tebessüm yerleşmişti yüzüme , gözlerimi açıp yattığım yerden doğruldum. Gelmiş ve uyuyordu saate baktığımda toplamda yine 3 saat uyumuştum. Üstüme örttüğüm çarşafı Algın'ın üstüne örtüp sonrasında da odamda ki banyoya ilerledim.

Aynada ki görüntüme bakmak istemesem de yine işin sonunda kendi gözlerimin içine bakarken buldum kendimi. Biraz farklı bir görüntü görmek istedim , iyiliğe ve filizlenmiş umuda dair. Gördüğüm tek şey ise yanılgının bıraktığı hayal kırıklığı oldu. 

Aynada ki görüntünüze çok uzun bir süre baktığınızda farklı birisine bakıyor gibi hissettiğinizi biliyor muydunuz? Bu bir gerçekti , aynada kendine çok uzun bir süre bakarsan başka bir silüet görürsünüz. Benim gördüğüm silüet muhtemelen her şeyin kötüsünü düşünen ikinci benliğimdi.

Ne kadar süredir aynaya bakıyorum bilmiyorum ama gördüğüm silüet nefretle , kinle ve hırsla bakıyordu bana. İçimden bir ses sonumu ikinci benliğimin getireceğini bağırsa da kulak arkası ettim. İkinci benliğim olabildiğince diri kalmalıydı. O benim intikam yeminimdi , o benim yıllardır beklediğim yanımdı. Bu kadar kötülüğün içinde iyiyi düşünemezsiniz zaten. Biraz da bu yüzden diri kalmalıydı ,ikinci benliğim benim gücüm benim cesaretim ve benim tamamımdı . Ben kötülüğe zorunda kalmamıştım, ben kötülüğü seçmiştim, o yüzden biraz daha yaşa ve yolun sonunda sana veda edeceğim , tabi sen benden önce bana veda etmezsen.

MünzeviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin