37.Bölüm AŞKLI DAKİKALAR

827 38 8
                                    

Umarım beğeneceğiniz bir bölüm olur.

Oy ve yorumlarınızı benden esirgemeyin olur mu? 🥰

Keyifli okumalar :)

Sağlıcakla kalın...







Dinçer alnına yapışan saçlarını geriye doğru yatırdığında, Mehtap karşısındaki adamı yunan tanrısı gibi görüyordu. Giyindiği beyaz tişörtü ıslandığı ve atlet giyinmediğimden tüm bedenini net bir şekilde gözler önüne sermişti. Mehtap'a eşsiz bir manzara gibi görünüyordu.

Mehtap'ın sapkın düşüncelerinden habersiz olan Dinçer sevimli bir yüz ifadesiyle genç kadına elindeki buketi uzattı.

"Bunlar senin için, gerçi yanında sönük kaldılar. "

Mehtap sırasıyla güllere ve sevdiği adama baktı. Mavi gözleri öylesine güzel bakıyordu ki onun etkisinden çıkabilmek her seferinde daha da zor oluyordu.

Genç adamı daha fazla beklememek adına elini güllere doğru uzatıp aldı.

"Çok güzeller teşekkür ederim." dedi gözlerini utançla kaçırırken. Nedense bir asırdır kadın olduğunu unutmuştu da Dinçer imdadına yetişmiş gibi hissediyordu. Yeniden kadın ve değerli olduğunun farkına varıyordu.

Duyduğu heyecan, kalbinin şiddetle atması, sürekli gülmek istemesi de bu aşkın ona kattığı, unuttuğu bir histir. Ama halinden çok memnundu.

Dinçer yanakları aldığı güller gibi al olan kadına hayranlıkla bakıyordu, bir çiçeğin bir kadını bu denli mutlu edeceğini duymuş ama bu kadarını ummamıştı.

Sevdiği mutlu olsun. Ona hep çiçekler alır, çiçeklerden bir bahçe yapardı.

"Gül güzeli kadın..." diye seslendi sevdiği kadına. Mehtap anlık bir hisle Dinçer'in yüzüne baksa da niyeyse utançtan gözlerini güllere sabitledi.

Bir asır geçmişti sanki güzel söz işitmeyeli.

"Beni cennet bildiğim gözlerinden mahrum etme." deyiverdi utangaç yarine bakarken.

Utanç duygusu yanaklarından başlayıp tüm bedenini esir aldı genç kadının. Niye utanıyordu ki? Hayatında ilk kez güzel söz duymuş gibi amatördü hareketleri. Nasıl hareket edeceğini bilemiyor, ondan olduğu yerde taş gibi duruyordu.

Garip geliyordu bu halleri kendisine ama aynı anda da seviyordu yeni halini.

Ne olacaksa olsun diyerekten kendini anın akışına bırakmaya karar verdi.

Başını usulca dikleştirdi ve aşık olduğu adamın okyanuslarına sabitledi gözlerini.

Birbirine hayranca ve aşıkça bakmaya başladılar.

Dinçer" içeri girebilir miyim? "diye sorana dek sürdü bu aşık bakışması.

" Tabi."dedi mahcupça, geri çekilirken.

Dinçer içeriye adımını attığında, beklenmedik bir yakınlaşma yaşandı aralarında. Dinçer ve Mehtap'ın arasında bir nefeslik mesafe vardı. Mehtap genç adamın boynuna sarılıp kokusunu bir an için içine çekmeyi aklından geçirse de bu fikrini toz bulutu gibi hemencecik zihninde dağıttı.

Dinçer'de genç kadından farklı değildi düşüncelerinde, ama o daha tehlikeli şeyler düşünüyordu. Ama herşeyin zamanı vardı ve sevdiği kadını kötü hissettirmek, üzmek asla istemiyordu.

Dinçer salona doğru Mehtap'ın eşliğinde giderken, salona giriş yaptıkları gibi Dinçer'e oturmasını söyledi. Dinçer koltuğa yerleştiğinde, Mehtap kısa süreliğine oradan ayrılıp elinde bir havluyla odaya geri geldi. Havluyu Dinçer'e uzattığında, Dinçer tebessüm etti, havluyu alıp teşekkür ettiğinde, Mehtap elindeki tişörtü genç adamın alması için uzattı.

AŞKIN YAŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin