Bu bölüm sezon finali gibi bir şey oldu, 1 aylığına tatile çıkıyorum. 1 senedir hayalini kurduğumda diyebilirim. 1 ay göz açıp kapayıncaya kadar geçiyor. Verdiğim kısa arada bana kırılmamanızı vede beni unutmamanızı diliyorum. En kısa zamanda yeni bölümlerle yine burada olacağım, Allah'ın izniyle.
Oy ve yorumlarınızı benden esirgemeyin olur mu? 🤗
Keyifli okumalar :)
Sağlıcakla kalın...
Mehtap on dakika sonra evden ayrıldı. Son kez annesini kontrol etmeyi de ihmal etmedi.
Aklı annesinde olarak binadan çıkış yaptığında, binanın önünde kapıcıları Mevlüt'ü gördü. Adımlarını ona doğru yönlendirdiğinde, Mevlüt içtiği sigarasını yere atıp ayağının ucuyla söndürdü.
"Siz gitmediniz mi?"
Mevlüt bina yöneticisinin organize ettiği pikniğe gidemediğini şu sözlerle açıkladı.
"Dün gece benim büyük kız ateşlendi. Yeniden hastalanır diye biz evde kaldık."
"Geçmiş olsun, şimdi nasıl durumu?"diye sordu, yüzündeki üzgün ifadeyle.
Mevlüt endişe edilecek bir durum olmadığını söylediğinde, Mehtap tebessüm etti." Eğer bir şeye ihtiyacın olursa söyle lütfen. "
Mevlüt minnetle baktı.
" Sağolun Mehtap hanım. "
Mehtap arabasına doğru yöneldiği sırada adımını durdurup, yüzünü Mevlüt'e döndü. "Annem evde tek, rica etsem bir ara onu görmeye gider misiniz?"
Mevlüt bu ricayı emir olarak kabul etti. Çünkü karısı ikinci doğumunu yapacağı sırada durumu sıkışıktı, köydeki ailesinden beklediği parada henüz eline geçmemişti. Tüm masrafları hiçbir karşılık beklemeden Zübeyde Hanım üstlenmiş ve Mevlüt parayı borç olarak kabul ettiğini ve geri ödeyeceğini dile getirmişti o zaman.
Kısa bir süre sonra kardeşleriyle ortak olduğu tarlanın satışından payına düşeni almış ve borcunu ödemek için Zübeyde Hanımın yanına gitmişti. Ama Zübeyde Hanım ona uzatılan parayı kabul etmeyerek, borç olarak vermediğini belirtmişti. Mevlüt bu duruma üzülmüştü, kimseye borçlu kalmaktan haz etmiyordu. Karşısındaki kadın Mevlüt'ün yüzünün aldığı hali görünce"kızına benim adımı bırakırsan ödeşiriz."dediğinde, Mevlüt anında tebessüm etti. Çünkü Zübeyde Hanım söylemeden önce kızının ismi hazırdı. Zübeyde...
***
Hafiften yağmur başladığında, çift hala oturduğu yerdeydi.
Sevdiğinin hasta olmasını istemeyen Dinçer "yağmur başladı, istersen kalkalım." dedi, genç kadına bakarak.
Mehtap halinden memnun görünüyordu.
"Burda kalmak istiyorum." dedi anlık bir bakışla.
Yağmurun hızlı artığında, Dinçer endişesini dile getirdi.
"Hasta olacaksın ama."
"Bana bir şey olmaz." dediğinde gülümsüyordu.
"Peki." dedi Mehtap gibi denize bakarak.
Mehtap yağmuru bedeninde daha derin hissetmek istercesine gözlerini yumdu. Her damla onu öyle keyiflendiriyordu ki üşümeye başlaması bile umrumda değildi.
Dinçer sevdiğinin her halinin başka bir güzel olduğunu düşünüyordu onu seyrederken. Karşısındaki kadın yaş olarak olgun, ama ruh olarak kendisinden bile gençti. Büyülenmiş gibi sevdiğine bakmaya devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN YAŞI
Roman d'amourKadın ve adamın arasında "10 YAŞ"vardı. Ama benim hikayemde"BÜYÜK"olan KADINDI... *** Dinçer duvara yasladığı kadına doğru başını az daha yaklaştırdığında Mehtap gözlerini tamamen yumdu. Burnuna gelen yalnızca Dinçer'in keskin parfüm kokusu değildi...