AŞKIN YAŞI

40.Bölüm KAYIP

Oy ve yorumlarınızı benden esirgemeyin olur mu?

Umarım beğeneceğiniz bir bölüm olur.

KEYİFLİ OKUMALAR :)

SAĞLICAKLA KALIN...

Mehtap gözlerinden yaş akıtırken etraftaki insanları hareketlerine dikkat kesilmişti. Kimi kadın çocuğunu salıncakta sallarken kimisi kaydıraktan kayan çocuğunun yanındaydı. Neşe içinde bir o yana bir bu yana koşuşturlar çocukların halleri daha da ağlamasına sebep oluyordu ama bu manzara onun hoşuna gidiyordu bir taraftan da.

Akıttığı yaşlar yer yer görüş açısını bulanıklaştırsa da o hırsla siliyordu her seferinde gözlerini. Bunu yaparken tüm acısını bedeninden çıkarırcasına sertti hareketleri.

Donuklaşan bakışları tarafındaki insanların da merak duygusunu harlamıştı. Hatta salıncakta yan yana durup çocuklarını sallayan iki kadın tanımadığı kadın hakkında var sayılarımda bulunuyordu. Ama iki kadında ağlayan bir kadını görmenin üzüntüsü yaşıyordu.

İkisi de çocuklarının salıncaktan sıkıldığını söylemesiyle iki kadın oradan ayrılırken Mehtap salıncağa yeni kurulan tatlı kız çocuğa sabitledi bakışlarını. Öylesine tatlıydı. Sarı uzun saçları net göremese de renkli olduğunu düşündüğü gözleri. Ona geçmişteki hayalini anımsattı. Kız annesi olmayı çok istemişti. Gerçi erkek çocuk kız çocuk onun için fark etmezdi, yeter ki bir evlat sahibi olabilseydi. Ama kız başkaydı. Belki de babasız büyüyen bir kız olarak kızının ana babalı büyümesini istediğinden içinde ukte olarak kaldığı için kız çocuğu farklı hissettiriyordu.

***

Dinçer sabahtan bu yana Mehtap'a bir türlü ulaşamıyordu. Aklına kötü kötü şeyler gelse de, bunların kendi kuruntusu olduğuna inanmak istiyordu.

Ama sevdiği onu habersiz bırakmazdı, bırakmamalıydı.

Genç adamın can sıkıntısı Faruk'un da gözünden kaçmamıştı, dün ağzı kulaklarında olan adamın şimdi ki haline akıl sıra erdiremiyordu. Deli gibi merak etse de, Serdar'ın uyarısıyla kalktığı sandalyesine oturmak durumunda kaldı.

"İyi be, iş arkadaşımızın hüznünü de ortak olmayalım." diye atarlanan Faruk'a ters ters baktı Serdar.

"İkimiz de bunun asıl nedenini biliyoruz, bence hiç konuşma."

Faruk hırsını bilgisayarının tuşlarından çıkarırcasına parmakları sertçe vurduğu sıra, Serdar ilk müsait anında Dinçer'le konuşmayı aklına not edip kaldığı yerden işine geri döndü.

***

Nilüfer şirketteki işini hal ettikten sonra kocasıyla yemeğe çıktı.

Geldikleri restoranta onlara eşlik edecek olan Tayfur'un o anda işi çıkmasıyla çift baş başa yemeğe çıktılar. Bu durum en çok Nilüfer'i mutlu etmişti. Çünkü Tayfur'u yakınında görmek istemiyordu. Zaten kocasıyla birlikte yürüttüğü işe imza attığına çoktan pişman olmuştu. Keşke dese de iş işten geçmişti. Hem bu saatten sonra ne gerekçeyle Tayfur'u şirketen uzaklaştırabilirdi ki?

Yemeklerini keyifle yedikten sonra Demir karısını çalıştığı bankaya bıraktı.

Nilüfer bankaya adımını attığında Dinçer dikkat çekmemek adına Nilüfer'in masasına geçmesini bekledi. Tam yanına gideceği sırada Nilüfer çantasını dolabına bırakıp ayağa kalktı. Müdürün odasına doğru ilerlerken Dinçer onun ardından sıkıntıyla bakıyordu.