42. Bölüm ZİHİN VE KALP

358 28 39
                                    

Bu bölümü hikayeme ilgisini ve her daim desteğini esirgemeyen @lillaakatten 🥰 armağan ediyorum.

Oy ve yorumlarınızı benden esirgemeyin olur mu???

Keyifli okumalar :)

Sağlıcakla kalın...



Dinçer şaşkınca genç kadına baka kalırken genç kadın utanç içinde yeniden konuştu.

"Saatin geç olduğunun farkındayım. Eğer seni rahatsız etmeyeceksem..."deyip sustuğunda, Dinçer kenara çekilip
"Geç lütfen."dedi.

Mehtap buraya kendi gelmek istese de, sanki onu biri ısrarla getirmiş gibi huzursuzdu. Neden böyle hissettiğini açıkcası kendisi de bilmiyordu. Kızaran yanaklarını gizlemek istercesine başını eğerek yürüyordu, yanındaki adamdan kaçırdığı gözleriyle.

Dinçer genç kadına salona kadar eşlik etti, ardından oturmasını rica ettikten sonra, mutfağa geçip kahve hazırlığına girişti.

Salonda yanlız başına kaldığında derin bir nefes verdi. Sanki dakikalardır nefes almayı unutmuş gibiydi. Kaskatı kesilen bedenini gevşetmeye çalıştı. Sonuçta yanlış bir şey yoktu ortada. Biriyle konuşmaya ihtiyacı vardı. Ayrıca annesiyle anılarının olduğu evde tek başına olmak istememişti.

Saatin geç olması sebebiyle de Nilüfer'i de arayamamıştı. Onun da ilgilenmesi gereken bir eşi ve çocuğu vardı.

Dinçer kahveleri getirdiğinde, demin bir nebze rahatlayan Mehtap niyeyse yeniden utanıp sıkılmaya başladı. Dinçer sırf bu yüzden ona zaman yaratıp onu rahatlaması için tek bırakmıştı ama sanırım pek bir işe yaramamıştı.

"Bekar bir erkeğin kahvesi ne kadar güzel olabilirse o kadar güzeldir, bak bu konuda iddalıyımdır." dedi tepsiyi genç kadına uzatırken. Yüzünde muhzip bir ifade vardı.

Bakışlarını tepsiye sabitleyerek fincana uzandı.

"Teşekkür ederim."

Dinçer kanepeyedeki yerini alıp, fincanı elinde tuttuğunda, Mehtap'ın ona bakmasını beklercesine ondan gözlerini ayırmadı. Yine de Mehtap elindeki fincana bakmaya devam ediyordu.

Odadaki sessizlik bakiydi.

"Kahve ilaçlı değil."dedi Dinçer sessizliği bozarak.

Mehtap yapılan şakaya karşılık "Biliyorum." dedi kısık sesle. Gözleri o anda bile fincandaydı.

"Neden yüzüme bakmıyorsun?"

Mehtap bu soruya yanıt vermemeyi tercih etti.

Dinçer tekrardan konuştu.

"Güzel gözlerini benden neden mahrum ediyorsun, bunu bilmeye hakkım yok mu?" diye sorarken sesi hüzünlüydü ve Mehtap'da onun bilmediği bir hal olduğu bariz belliydi.

Mehtap artık konuşması gerektiğini biliyordu bilmesine de, doğru sözleri bir türlü aklında toplayamıyordu.

" Buraya gelişimi yanlış yorumlamış..."dedi sıkıntıyla. Başını daha fazla yere eğerek.

Dinçer anlamsız bir şekilde baktı.

" Nasıl yorumlamışım?"

Herşeyi iyice batırdığını düşünmeye başlayan genç kadın o andan susmayı tercih ederek elindeki fincanı hızla ortadaki cam sehpaya bırakıp ayağa kalktı. Ama Dinçer hareket eden genç kadının önüne geçip gitmesini engelledi.

"Bana bir cevap vermeden mi gideceksin?"

Dinçer'e bakmayı reddediyordu.

"Konuş lütfen. Böyle hiç bir şeyi çözemeyiz."

AŞKIN YAŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin