20. Bölüm DİLDEN DÖKÜLENLER

1.5K 73 17
                                    

Hazır evdeyken, size süpriz bir bölüm yazayım dedim. Umarım beğenirsiniz.

Oy ve yorumlarınızı benden esirgemeyin olur mu? 🤗

Keyifli okumalar :)

Sağlıcakla kalın...

Yola çıktıklarından beri Mehtap'ı gözlemleyen Dinçer bir şeylerin yolunda gitmediğinin farkındaydı. Mehtap gergin bir o kadar da suskundu. Ona söylediği her sözü duyuyor ama sadece evet_hayır anlamında kafasını sallıyordu.

"Şurda durabilir misin?"

Araba yolun kenarında durduğunda, Dinçer direksiyonda duran ele uzandı.

Mehtap elinin üzerindeki elle nefesinin kesildiğini hissetti. Sıcaklık kalbinden başlayıp tüm bedenini sardı. Ona bakması yasakmışcasına gözleri önündeydi.

Dinçer gözlerini kırpmadan ona bakarken "canını sıkan nedir, bana söylemeyecek misin?" diye sorduğunda, Mehtap suskunluğunu korudu ama içinde fırtınalar kopuyordu.

Geçmişin pişmanlığı vede Dinçer'e verdiği umut.

"Sana üzgün olmak yakışmıyor."

Dinçer'in sesi ona hem huzur hemde acı veriyordu o anda. Ondan uzak kalması en doğrusuyken, şuan elini tutuyor ona şevkatle yaklaşıyordu. Tayfur'la evli kaldığı sürede böylesine bir şevkat görmediğini anımsadı. Onların evlilikleri başta aşk üzerine kurulmuş olsa da, Mehtap'ın çocuk özlemi devreye girdiğinde, kutsal aşkları yerle bir olmuştu. Birbirlerine dokunduklarında ne tutku nede arzu kalmıştı aralarında, her birliktelik mecburiyetler üzerindeydi sanki.

Mehtap Dinçer'le olan sonununda Tayfur'dan bir farkı olmayacağını düşünüyordu. Hoş belki de geçici bir hevesti Dinçer'in ki. Gençti sonuçtu. Ulaşılmaz her daim çekici gelirdi.

"Korkuyorsun, değil mi?"

Korkuyordu ama sesini çıkarmadı. Dinçer sözlerine derin bir nefes aldıktan sonra devam etti. "Bende çok korkuyorum."

Mehtap yan koltuğa doğru başını ağırca çevirdiğinde, Dinçer ön camdan dışarıya bakıyordu.

"Neyden?"

Kendi korkularını biliyordu, ama Dinçer'in üzgünce sözlerini sarf edişi onu soru sormaya itmişti. Engel olmamıştı kendisine.

"Seni kaybetmekten. Korkularını gözlerinden okuyabiliyorum. Bana tam anlamıyla güvenmiyorsun. Haklısın da, ama ben sana kızmıyorum bu konuda. Geçmişte yaşadıkların kolay şeyler değil."

Mehtap donup kaldı. Dinçer'in geçmişini bilmesi onu utandırdı. Sanki suçlumuşcasına arabadan kaçar gibi indi. Dinçer onun ardından arabanın içinden çıktı. Mehtap'ın yanındaki yerini alırken, o da susmayı tercih etti bu kez. Zamana ihtiyacı vardı, kanatları yaralı bir kuştu sevdiği. Yaralarını sarmaya gönüllü olsa da, bunu korkutmadan yapmalıydı. Şevkat ve sabırla!

"Hayatımda ilk kez, kalbim kan pompalamak dışında böylesine atıyor. Ama ben mutluyum ve senden gelecek herşeye razıyım. Bana bir şans ver, bize bir şans ver. Söz veriyorum herşey sen nasıl istersen öyle olacak. Hiçbir şey için acele etmeyecek ve seni zorlamayacağım. "

Mehtap Dinçer'in sözlerinden sonra, aralarında bir şey olmayacağını dile getiremedi. Dinçer'in dudaklarından çıkan her bir söz onu etkisi altına almıştı, Dinçer'in söylediklerinin yalan olduğunu düşünmek istedi ama Dinçer'in sanki dili değil, kalbi dile gelmişti.

Mehtap düşündü. Kaybedecek bir şeyi olmayan insanlar korkusuz olurdu. Ama o deli gibi korkuyordu acı çekmekten. Yeni bir yıkımı kaldıramazdı, ama Dinçer'i sevdiğini de inkar edemezdi. Bu konuda en azından kendisine dürüst olmayı tercih etti. Aklı karmakarışıktı. İçinden çıkamıyordu, ona şans vermeyi istiyor bir taraftan da geri duruyordu. Annesinin Dinçer hakkındaki sözlerini hatırladı.

AŞKIN YAŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin