21.Bölüm BAŞINA BUYRUK DUYGULAR

1.2K 71 15
                                    

Kendi evimde değildim bir kaç gündür. Ondan bir türlü yazdığım bölümün düzenlemesini yapamadım. Birazda da yorgunluğum var, şimdi bölümü paylaşıyorum umarım gözden kaçırdığım bir şey olmamıştır. Olmuşsa da hoş görün lütfen. Çok uzatmak istemiyorum. Hadi bölüme.

Oy ve yorumlarınızı benden esirgemeyin olur mu? 🤗

Keyifli okumalar :)

Sağlıcakla kalın...

Yatağında dönüp duran Mehtap'ın gözüne bir türlü uyku girmedi. Uyumak ve hiçbir şey düşünmemek istiyordu ama olmuyordu. Toy biri gibi davranmış olduğuna hala inanamıyor, böylesine bir hata yaptığına akıl sır erdiremiyordu. Ama bu düşünceleri bir yana, kalbi doğru yaptığı konusunda ısrarcıydı. Hayat onundu tüm seçimleriyle, ama yine de her bakımdan sorguluyordu kendisini.

Bedenini yatak başlığına yaslayıp, komidinin üzerinde duran kitabı eline aldı. En azından düşüncelerinden bu sebeple kurtulabileceğini umdu, ama umduğu gibi olmadı. Dikkatini vermekten güçlük çektiği kitabı da aldığı yere geri bıraktı.

Mesaj sesi duyduğunda, telefona uzanmak için hareketlendi. Telefonu eline alana kadar mesajın önemsiz mağaza bildirimi olduğunu düşünse de mesajın sahibini gördükten sonra
tezi anında çürüdü.

Şoku atlatıp mesajı açtığında ise mesajı bir kaç defa okudu, gözlerine inanamayarak.

Mutluluktan uyuyamıyorum.

Biran için mesaja karşılık vermeyi düşünen Mehtap sonrasında bunun saçma bir fikir olduğuna karar vererek vazgeçti. Hem ne yazabilirdi ki? Zaten aralarındaki durum geçici bir şeydi. Elinden geldiği kadarıyla Dinçer'e umut vermemeliydi.  Telefonla bakışmayı sonlandırıp, komidine bıraktı.

Dinçer heyecan ve sabırsızca attığı mesajına karşılık gelir umuduyla bekliyordu, aslında mesajını hiçbir karşılık beklemeden atmış olsa da yine de bekliyordu işte.

Geçen on dakikanın ardından cevap gelmeyeceğini anlayan Dinçer kısmen üzülse de, Mehtap'ın da onun gibi ne yazacağını bulamadığını düşündü. Kendisi bile gönderdiği iki satırlık yazıya ne zor karar vermişti. Belki de utanmıştı sevdiği. Utanınca yüzünün aldığı hali düşününce gülümsemeye başladı.

***

Dinçer sabah Mehtap'ı apartmanın girişinde karşıladı. Mehtap Dinçer'i karşısında gördüğünde ne yapacağını bilemedi. İstemsizce etrafa göz attı, aralarındaki yakınlaşmayı kimse bilmese de açık vereceklerinden endişe ediyordu. Hoş çoğu kişi aralarındaki yaş farkından dolayı buna ihtimal vermese de, yine de tedbirli olmalıydı.

"Günaydın."

"Günaydın." dedi Mehtap, doğal görünmeye çalışarak, ama hiç rahat değildi. Sanki biri onları izliyormuş gibi huzursuzdu.

Dinçer  Mehtap'ın garipliğinin farkındaydı, ama bu konuda soru sormaktan kaçınıp sevdiğinin yüzüne özlemle baktı. Sanki birkaç saat önce görmemişti onu.

Mehtap ise kendisine bakan adamla hem utanıyor, hemde geriliyordu. Hayatı boyunca hiçbir erkek ona eski kocası da dahil böylesine derin bakmamıştı ruhunu görmek istercesine. Ama asıl konu Dinçer'in kendisiyle işe geleceğini düşünüyordu o anda Mehtap. Yoksa neden onu beklesin ki? Hem Mehtap bu sabah saatinden on beş dakika daha erken çıkmıştı üstelik. Beraber işe gitmelerinin yanlış bir fikir olacağını ona söylemeliydi, ama ilk Dinçer'in konuşmasını bekliyordu.

Dinçer işe taksiyle gidecekti. Ankara'daki arabası ancak bu akşam saatlerinde eline geçecekti. Mehtap'ı ise sadece görmek istemişti. Onu görmeden yola çıkmak içinden gelmemişti. Mehtap'ın aksine mutluluğunu saklayamıyordu. Yüzünde yer etmiş gülüşüyle sevdiği kadına bakıyordu. Mehtap ise Dinçer'den gözlerini kaçırıyordu, ona bakarken otuz sekiz yaşında değil, on sekiz yaşında oluyordu anlayamadığı bir şekilde. Aklı başka, kalbi başka bir kafa tutuyordu ona.

AŞKIN YAŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin