Bu aralar fazla ara veriyorum, üzgünüm bu durum için. Ama fazlaca yoğunum. Beni bu konuda hoş görün lütfen. Hadi yazdığım bölüme geçelim.
Oy ve yorumlarınızı benden esirgemeyin olur mu???
Keyifli okumalar:)
Sağlıcakla kalın...
Duran gözyaşları yanağını tekrardan ıslatmaya başladığında, daha fazla bakamadı Dinçer'e. Önüne dönüp, suskunluğu tercih ederken içinde fırtınalar kopuyordu. Geçmiş canlandı gözlerinde. Tabi bir tek kendisi için gözyaşı dökmüyordu o anda, Dinçer'in anlattıkları da kalbine dokunmuştu.
"Artık hatırlamak canımı yakmıyor önceki gibi." dedi Dinçer umursamaz bir tonda. Geçmişin izlerini hala yüreğini kör gibi yakarken.
Mehtap Dinçer'e inanmak istese de bu mümkün değildi, çünkü konuşurken sesi titremiş, derin nefesler alıp yarım cümlelerini ancak tamamlayabilmişti. An gider, anılar kalırdı insana. Bunu en iyi kendisi bilirdi.
Dinçer çocukluğunun en mahrem sırrını anlatırken, sevdiği kadının daha fazla ağlaması sağlamak istememişti aslında, ama Mehtap'ın gözlerinde görmüştü merhameti. Mehtap düşündüğünden daha derin ve özel bir kadındı.
İkisi de sessizliği seçti, yan yana oturmaya devam ederken.
Dinçer yanındaki kadının hüzünlü haline daha fazla sessiz kalamayarak "Sen ağlayınca, dünyam kararıyor, nefes alamıyorum." dediğinde, Mehtap'a bakıyordu.
Mehtap için o an sanki dünya durmuştu. Yanlış duyduğunu sandı ilk önce, ama bakışları Dinçer'inkilerle birleşince, mavi gözlerde gördüğü şey kalbini titretti. Utandı. Önüne dönüp
ne demesi gerektiğini düşündü. Ama sessiz kalmayı tercih etti. Zaten konuşsa ne diyebilirdi ki?Dinçer Mehtap'a bakmaya devam ediyordu, rahatsız etmeden. Ondan bir söz bekliyor değildi, ama bakışlarını kaçırması onu üzmüştü. Belki bazı şeyler için çok erkendi ama, Dinçer hiçbir şeye geç kalmak istemiyordu. Mehtap'ın geçmişini biliyor, nasıl zorluklardan geçtiğini Faruk sayesinde öğrenmişti ve öğrendiği hiçbir şey umrumda değildi. Seviyordu Mehtap'ı, sevilmekte istiyordu aynı zamanda.
Mehtap burada olmaması gerektiğini düşünerek, hızla hareketlendi. "Annem merak etmiştir." dediğinde Dinçer'e bakmamış, ardından Dinçer'in konuşmasına fırsat vermeden hızla oradan uzaklaşmıştı.
Dinçer bir süre daha bankta oturmaya devam etti, kendine sorular sorarak. Acaba hislerini belli etmek için acele mi etmişti, ama vakit kaybetmek istemiyordu. İlk kez kendini acemi bir aşık gibi hissediyordı, ilk kez aşık...
Eve geçtiğinde, düşünmeye hala devam ediyordu. Mehtap'ın kalbine bir an önce girmek için bir şeyler yapmalıydı. Ama ne? Yatağa uzanıp Mehtap'ın hayaliyle gözlerini yumdu.
Mehtap yatakta bir o yana bir bu yana dönüp duruyor, uyumaya çalışıyordu. Ama uyuyamıyordu. Zihninde Dinçer'in sözleri yankılanıyordu. Dinçer'in ona olan yaklaşımlarını dostane olarak adlandırsa da, bir kadın olarak Dinçer'in ona farklı bir gözle baktığının farkındaydı ve bu durum onu endişelendiriyordu. Ama bir taraftan da Dinçer tarafından göz hapsinde olmak inanılmaz derecede hoşluk hissi veriyordu kendisine. Dinçer gibi bir adam tarafından beğenilmek hoşuna gidiyor olsa da, olmayacak şeyler için, hayal kurmaktan kaçındı, onun en büyük laneti geçmişiydi.
***
Zühre elindeki rehbere baktı gururla. Birkaç saat sonra Çiğdem'in nasıl erkek düşkünü olduğunu Dinçer'e kanıtlayacak, ondan sonra da yeğeni Dinçer'in hayatının merkezinde olacaktı. Bu onun yaptığı kusursuz planı sayesinde olacaktı tabi ki. Yıllar önce sevdiğini kaybeden Zühre, yeğenin onunla aynı kaderi yaşamasına asla izin veremezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN YAŞI
Storie d'amoreKadın ve adamın arasında "10 YAŞ"vardı. Ama benim hikayemde"BÜYÜK"olan KADINDI... *** Dinçer duvara yasladığı kadına doğru başını az daha yaklaştırdığında Mehtap gözlerini tamamen yumdu. Burnuna gelen yalnızca Dinçer'in keskin parfüm kokusu değildi...