Gözümün önüne yalnız masa gelirken sarayın giriş bahçesine vardım. Bir sürü asker toplanmış beni bekliyordu.
Hizmetçiler, çalışanlar ve vezirler dışarıya dolmuştu. Kemal abi kaşlarını çatmış, bana bakıyordu. Kimseden ses çıkmıyordu.
Kemal abi birden kılıcını çekip havaya kaldırdı. “Yeni kraliçeye!” Bütün vezirler kılıçlarını kaldırırken, geri kalan herkes yere eğilmişti. “Çok yaşa yeni kraliçemiz!” Diye haykırıyorlardı. Korku dalgası beni yakaladı. İfadesize bir şekilde onlara bakıyordum. Arkamı döndüm. Pirmin de yere eğilmiş, tek dizinin üstüne çökmüş selam veriyordu.Kafasını hafif kaldırdı ve gülümsedi. Ardından göz kırptı. Çiğdem koşarak gelmeye başlayınca sesler kesildi. Kimse kalkmadı fakat merakla bakıyorlardı. Çiğdem yere eğilip selam verdi. “Yeni kraliçemiz. Çok yaşa!” Elimi ona uzattığımda ayağa kalktı. Bana sarıldı.
Birden, bir çok kişi rahatlama ile nefes verince, bu belirgin bir şekilde belli oldu. Anlaşılan iki kardeşin arasının bozulmasını hiç istemiyorlardı. Ondan ayrıldım. Sanırım şimdi etkileyici bir şeyler demem gerekiyordu. Boğazımı temizledim. “Herkes işinin başına! Ne yapıyorsanız devam.” Kimse ikiletmedi. Ve herkes koşarak işlerine döndü.
Vezirlerse yanıma geliyordu. Teker teker selam verdiler. Biri, “Kraliçem bir toplantı yapmalıyız. Acil.” Diğeri, “Evet, bi'tabi! Mektup yazmalı ve bütün krallıklara haber vermeliyiz.” Başkası, “Yeni mühür gerekiyor.” Başkası, “Taç giyme töreni düzenleme-" Sözünü kestim. “Ona gerek yok. Böyle bir durumda tören... Saçma olur.” Kafalarını salladılar.
Kemal abi hala merakla bana bakıyordu. Derin bir nefes verdim. “Yarım saat sonra her zamanki toplantı odasında buluşalım.” Kafalarını salladılar ve gittiler. Kemal abi ise kaldı. Çiğdem ve Pirmin biraz daha yaklaştılar. Kemal abi tek kaşını kaldırıp bana bakıyordu. Ardından, “Harry! Tahmin etmeliydim.” Dedi kafasını iki yana sallayıp hayıflanırken. Onun saraya geldiğini biliyordu.
Kraliçe olarak favorisi Çiğdem'di anlaşılan. Tabi oydu... Herkesin oydu. O benden daha iyiydi. Bütün krallıklar bir şok yaşayacaktı. Neden bunu yaptığımı merak edeceklerdi. Her neyse... Çiğdem hafif sıkkın bir hala büründü. Ama Kemal abi gülümsedi. "Gitti mi?” Çiğdem kafasını hayır anlamında salladı. Kemal abi bize biraz daha sokuldu ve fısıldadı. “Birkaç gün bekleyelim. Mektuplar gidince... Harry resmi olarak seninle evlenmek istediğini yazsın. Ezgi de kraliçe olarak kabul etsin. Böylece durum anlaşılmaz.”
Duygusuz bir şekilde Kemal abiyi onaylarken, Çiğdem onun boynuna sarıldı. Bize babamızdan daha çok babalık eden kişiydi. Kemal abi dudaklarını sıkarken, gözleri dolmuş bir şekilde Çiğdem'e sarıldı. Sonra mırıldandı. “Daha 19 yaşındasın! Evlenmek için daha çok küçüksün... Emin misin?”
Çiğdem güldü. Fakat konuşmadı. Çiğdem birkaç ay sonra 20 yaşında olacaktı. Ayrıca o devasa bir krallıkta kraliçe olmuştu... Kemal abi kafasını iki yana salladı. Sonra ikisi hafif bana döndüler. Sıkıntılı bir şekilde onlara bakıyordum. Çiğdem kolumdan çekti ve beni sarılma guruplarına aldılar. Ayrıldığımızda Kemal abi Çiğdem'in ellerinden tutu. “Git ve planı Harry'e anlat.” Dedi babacan bir sesle.
Çiğdem kafasını salladı ve bana döndü. “Toplantıda yanında olacağım abla.” Kafamı salladım. Ve gidişini izledik. Kemal abi derin bir nefes verirken mırıldandı. “Baban asıl ona bir yüzük yapmalıymış.” Neden bilmiyorum ama sanırım babamın Çiğdem'e yüzük yapamamış olması canımı çok acımıştı.
Gözlerim doldu. Ve hemen arkamı dönüp saraya koşar adımlarla girdim. Beni koruyan 6 asker daha dönmemişti. Pirmin'se peşimden yürüyordu. Git, demek istiyordum ama ağzımı açamıyordum. Beraber odama girdik. Herkes sürekli yanımda olmasına bir şekilde alışmıştı. Doğru Banyoya girip musluğu açtım.
soğuk su ile yüzümü yıkadım. Derin bir nefes aldım. Soluklanmak için biraz bekledim. Her şey çok çabuk oluyordu. Ardından odama döndüm. Pirmin yatağımda oturup bana bakıyordu. Koca gri gözleri parlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Bedel:3 (Tamamlandı)
Fantasíakaplidio Efsanesinın son kitabıdır... işlenen suçların ödenmesi gereken bedelleri vardır. Fakat nesillerce taşınmış bu bedeli kim ödeyecek? Gerçek suçlu kim? İşlerin yeterince kötü olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz, her zaman daha kötüsü olur...