50. Bölüm: Özgürlüğün bedeli

8 4 0
                                    

İki gün sonra güneş batarken saraya döndük. Ciddi bir ejderha saldırısı almamak içimi rahatlatmıştı. Çiğdem koşarak bana sarıldı. Ona sıkıca sarılırken fısıldadım. “Çabuk toplantı odasına.” Merakla bana baktı. Pirmin, Kemal abi, ben ve Çiğdem, daha sonra vezirlerin geleceği toplantı odasına geçtik. Çiğdem merakla bana bakıyordu.

Pirmin kontrolden çıkalı üç dakika oluyordu. Boğazı giderek kötüleşiyor olmalıydı. Eline bir şişe aldı ve hepsini kafasına dikti. Bu üçüncü dakikada bitirdiği üçüncü şişeydi. “Kemal, Pirmin’in babası.” Dedim soğuk bir sesle. Çiğdem, “Ne!” diye çığlık attı. Kemal abi olan her şeyi Çiğdem’e anlattı.

Çiğdem uzun süre ağzı açık Kemal abiye bakıyordu. Yavaşça konuştu. “Bunca zamandır bir deniz erkeğiydin.” Kemal abi kafasını salladı. Babam ve annemle nasıl tanıştığını da anlatmıştı. Ardından ben denizin kalbini anlatmıştım. Çiğdem durdu ve sonra tekrar konuştu. “Oğlun yani... Pirmin ablamın hayatını kurtardı.” Kafamızı salladık.

“Bunca zaman... Teyzem ve halamlar biliyor muydu?” “Sanırım... Denizin kalbi olayında biraz belli ettim. Fakat bilmediklerini düşünüyorum.” Derin  nefes verdim. “Asıl meseleye odaklanın. Hala ejderhalar hakkında hiçbir şey bilmiyoruz.” 

                                                        ***

Vezirlerle beraber oturduk. Pirmin dinlenmek için odasına çekilmişti. O giderken arkasından bakmıştım. İçimde tuhaf bir duygu vardı. Kraliçe koltuğuna otururken hafif gülümsedim. Başkası için çalışmıyormuş... Sadece babasının sırrını koruyormuş! Rahatlama ile bir nefes verdim. Sadece ailesinin sırlarını koruyormuş. Ne kadar aptaldım, bende cidden...

Hafif güldüm. Olmaz çok rahatlamıştım. Bir vezir, “Kraliçem... Bir şey mi oldu?” dedi hafif kaşlarını çatarak. Bir elimi çenemin altına aldım. “Terigoların yarın getirilmesini istiyorum.” Vezirler birbirlerine baktılar. Kemal abi, “Evet, kraliçe hazretleri.” Devam ettim. “Hepinizin ikinci Umay'ı araştırmanızı, hakkında her şeyi bilmenizi istiyorum.”

Kafamı kaldırıp vezirlere baktım. “İkinci Umay'ın devrinde ejderhalar çıktı. Mutlaka bir nedeni olmalı.” Bir vezir, “Eminim o zaman bu çok araştırılmıştır kraliçem.” Ona sert ve soğuk gözlerle baktım. “Tekrar araştırın. Uzun zaman geçti. Eminim artık bir şeyleri daha nesnel görebiliriz.”

Kafalarını salladılar. Durup devam ettim. “Özel olarak, kraliçenin de araştırılmasını istiyorum.” Biri şaşkınlıkla “İkinci Umay'ı mı?” dedi. Kafamı salladım.
Biri, “Kraliçem... İşe yaramazsa? Bir şey bulamazsak?” “Bulacağız.” Kafalarını eğip salladılar. Üst dudağımı ısırdım ve arkama yaslandım. “Ayrıca, kral Harry’nin saraya davet edilmesini istiyorum. Artık Swearen kontrolde olduğuna göre... Saray bir nebze daha güvenli olmalı.”

Çiğdem gülümseyerek, mutluluk dolu gözlerle bana baktı. Bir vezir, “Evlilik için değil mi kraliçem.” Dediğinde kafamı evet anlamında salladım.

Bir vezir, “Kralın, prenses ile evlenmek istemesinin iyi bir dostluk olacağını düşünüyorum.” Başkası, "Kraliçem, ben biraz daha beklememiz gerektiğini düşünüyorum. Eclipse krallığından daha güçlü ülkelerin başlarına da prensler geçecek-" Sinirle elimi masaya vurdum. “Ağzından çıkan kelimelere dikkat et!” Diye bağırdım. Nefretle ona baktım. “Benim kardeşim bir iş antlaşması değil. Anladın mı vezir!

Kardeşim kimi seviyorsa, isterse fakir bir köylü olsun! İstediği kişiyle evlenecek. Bir daha böyle gereksiz ve benim sinirlerime dokunacak bir düşünce israfı yaparsan, seni o israfın içinde kendi ellerimle boğarım.” Vezirin yüzü beyazladı. “Özür dilerim kraliçem. Haklısınız düşü-" “Kes!” Diye bağırdım.

Son Bedel:3 (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin