18 "Yalvarırım"

87 14 72
                                    

___________________

"Kang Taehyun! Kaç saattir kiminle konuşuyorsun?" Beomgyu ile Taehyun salonda otururken birden Taehyun'un telefonu çalmış ve odaya konuşmaya gitmişti. Ve nerdeyse yarım saattir telefonda konuşuyordu. En sonda konuşması bittiğinde Beomgyu merakla yanına gitmişti.

"Neden bu kadar merak ediyorsun?"

Beomgyu kapıya yaslanıp kollarını göğsünde birleştirmişti.

"Mesela yarım saatten fazladır telefonla konuşup yanıma gelmediğin için olabilir mi?"

"Çok kıskançsın, biliyorsun değil mi?" Gülümseyerek ona bakmıştı.

"Sevgilimin kiminle konuştuğunu bilmeye hakkım olduğunu düşünüyorum ."

"Haklısın. Babamla konuşuyordum da."

Beomgyu duyduğu kişi ile ufaktan bir zort olmuştu.

"Oh üzgünüm, ben sadece.... şey yani-"

"Sorun yok Beomgyu."

Beomgyu gidip onun yanına oturmuştu.

"Ne diyor peki?" diye sordu Taehyun'a.

"Öyle havadan sudan işte. Sadece bir gün seninle beraber yemek istediğini söyledi."

"Be-benle mi?" Beomgyu şaşırmıştı.

"Hmm, sevgili olduğumuzu söyledim onlara. Bir şey demediler de."

Beomgyu yutkundu. Taehyun'un ailesi ile yemek yeme düşüncesi bile onu korkutmaya yetmişti.

"Yapma böyle Beom! Annemi zaten tanıyorsun, babam da onun gibi biri. Korkacak bir şey yok ki bunda."

Beomgyu ikna olmamıştı. Her zaman büyüklerle bir araya gelme düşüncesi onu korkuturdu. Belki küçüklükten kalma bir travmaydı veya sadece tedirgindi. O da ne olduğundan emin değildi.

Taehyun kollarını onun beline sarmıştı.

"Sen koskoca Dedektif Choi Beomgyu değil misin? Onca şey yaşadın ve her yaşadığın şeyde de dimdik ayakta duran sen değil miydin? Bundan mı korkacaksın?"

Taehyun'un söyledikleri ile utanan Beomgyu kafasını onun göğsüne gömmüştü.

................................

"Soobin-sshi!"

Yeonjun hazır boş zaman bulmuşken Soobin'in yanına gelmişti.

"Yeonjun?" Kucağında bir kirpi ile şaşkın bir şekilde ona bakıyordu.

"Bu tatlı şeyde ne böyle?" demişti kirpiyi göstererek.

"Odi, benim kirpim. Yeni sahiplendim sayılır."

"Bir kirpi mi sahiplendin?" demişti gülerek.

"Ne anlarsın ki sen..." Soobin kirpiyi besledikten sonra yavaşça kafesine koymuştu.

"Şaka yapıyorum be Soobin... Hem zamanın var mı?"

"Muhtemelen birazcık var. Bir 10 dakika kadar. Birazdan kontrol için gelecekler çünkü." demişti saatine bakarak.

Yorulmuş bir biçimde kendini koltuğa, Yeonjun'un yanına atmıştı.

"Sen nasılsın?" Kafasını Yeonjun'un omzuna dayamıştı.

×Red Hour× 2 (TaeGyu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin