32 "Chris"

73 11 134
                                    

..................................

Uçaktan aşağı indiklerinde Jake her şeyi bir kenara bıraktı ve Avustralya'nın havasını içine çekti. Uzun zaman olmuştu gelmeyeli...

"Kore'ye taşındığından beri buraya gelmedin değil mi?" diye sordu Jay.

"Maalesef... Çok özledim burayı."

Jay ona karşı sadece gülümsedi. Çünkü o Amerika için aynı şeyleri hissetmiyordu. Hissedemezdi de zaten.

"Şimdi ne yapıyoruz?" diye sordu Jay tekrardan.

"Şimdi önce bir taksi bulup binmemiz lazım. Sonra direk bizim eve gideriz. Yani Benim'un kaldığı yere."

Jay kafasını salladı ve etrafta herhangi bir taksi olup olmadığına baktı. Evet, bir tane geliyordu. Hemde tam karşılarındaydı.

Taksi önlerinde durduğunda Jay bavulları bagaja yerleştirdi ve hemen Jake'in yanına oturdu. Jake çoktan taksici ile konuşmaya başlamıştı.

"Chris! Görüşmeyeli çok uzun zaman oldu. Nasılsın?"

Chris... Bu ismi Jake'den daha önce duymuştu. Arkadaşı olmalıydı.

"Ne yapayım valla. İşimin yanında birde taksicilik ile uğraşıyorum. Babam ameliyat geçirdiğinden yerini dolduracak biri lazımdı. Ben gönüllü oldum mecbur."

"İyi yapmışsın. Seni gerçekten özlemişim..."

"Ya sen? Yanındaki şu çocuk kim?"

Jake yüzünü Jay'e döndü ve gülümsedi.

"O Jay. Benim çocukluk arkadaşım sayılır. Beraber arkadaşımı ziyarete geldik."

"Jay? Bu ad çok tanıdık..." Chan biraz düşündükten sonra jetonu yeni düşmüştü.

"Bir dk! Bu o çocuk, katil olan..." Yüzünde hafif bir korku belirmişti.

Jake'in gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Bunu bilmesine imkan yoktu ...

"Onu buraya nasıl getirirsin Jake? Hapiste olması lazım!"

Jay'de telaşlanmıştı. Ne demesi veya ne yapması gerektiğini bilmiyordu.

"Chris! Sadece yanlış anlaşılma. Hem seni ilgilendirmez." demişti sinirle Jake.

"Onu buraya getirerek buradakileri tehlikeye attığının farkında mısın? O çocuk haberlere çıktı. Nasıl tehlikeli olduğunu biliyorum."

Jake tekrardan, Jay'e döndü. Üzgün gözüküyordu. Elini onun elinin üstüne koydu ardından Chris'e döndü.

"CHRİS! Yeter. Bir polis olarak ne yaptığımı biliyorum. Jay'i buraya getirmek zorunda olduğum konular var. Bana karışma yani!"

Ardından yol boyunca hiç konuşmamışlardı. Eve geldiklerinde ise Jay ondan önce arabadan inip bavulları indirmişti. Jake ise parayı ödemiş ve Chris'e son kez bir şeyler demişti.

"Bana bak Chris. Ağzından bir şey kaçırdığını duymayayım bu olay hakkında." demişti tehditkar bir sesle. Ardından arabadan inmişti.

"Jay!" Araba oradan ayrıldığında Jay'e seslenmişti.

"Onun adına özür dilerim." demişti üzgün bir sesle.

"Sorun değil Jake. Hem o haklı..."

................................

Jake kapıyı açıp Jay'e önden girmesini söylemişti. Ama Jay tereddütteydi.

×Red Hour× 2 (TaeGyu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin